hesabın var mı? giriş yap

  • hollandalı ressam johannes vermer'in tam bir başyapıt eseri. tam tarihi bilinmese de vermeer eserini "ıvmeer " şeklinde imzalamıştır. 17. yüzyılda yapılmış olan tablo ününe ise 20. yüzyılda kazanmıştır.

    kuzeyin mona lisa'sı olarak da bilinen bu tabloda nasıl ki gerçek mona lisa'nın gülümsemesi gizemli ise burada da kadının aralanmış dudakları ve kulağındaki küpe ile dikkat çeker. resmin kaçış noktasını yani merkezini inci küpe oluşturur. kusursuz resmedilmiş olarak kabul edilen küpeye dikkatli bakıldığında gözyaşı şeklinde yapılmış olduğu ve ışığın yansımasının başarılı bir şekilde verildiği fark edilir.

    detayların yoğun olduğu resimde senede en fazla 2-3 resim yapan ressamın titizliği de göz önüne alınınca ayrıntıların önemi bir kat daha ortaya çıkıyor.

  • açık ve net konuşmak gerekiyor; anayasa değişikliğinin ardından yeni hsyk'nın göreve başlaması ile türk yargı dünyası ve onlarca yıllık uygulamaları hallaç pamuğu gibi atılıyor. birazdan dinci kardeşlerimiz buraya gelip ağlamaya başlayacak yargının içindeki derin devleti bitirdik, yargı artık halkın hizmetinde, belirli bir elitin değil, kahrolsun ergenekon diye; sakın kanmayın, kazın ayağı böyle değil.

    allah'ın bildiğini kuldan saklamanın gereği yok; özel yetkili cumhuriyet savcılıkları ve özel yetkili ağır ceza mahkemeleri, herkesin bildiği gibi, belirli bir görüşün egemen olduğu yerler; bunların gücünün önünde hiçbir şeyin durması da mümkün değil. sorun şu ki bu yapı, bu eşsiz gücünü, örgütlü suçlar ile müdadele için değil, mensup olduğu düşünce yapısına karşı muhalif gördüğü her kesimi ezmek için kullanıyor. bu durum önce ergenekon davası ile başladı, ardından balyoz davası ile devam etti, bunu oda tv davası izledi, aynı anda istanbul ve şimdi izmir'de devam eden askeri casusluk davaları ile sürüyor; kck davaları da aynı yapının eseri. işte şimdi gün geldi bu sefer aynı gücü muhalif sol dernekler üzerinde kullanıyorlar.

    arkadaşlar; dünyanın her yerinde kabul edilmiş temel ilkedir: yargı, üçlü bir sac ayağı üzerine oturur; savcı itham eder, tezi sunar; avukat savunur, anti tezi sunar; hakim de yargıya ulaşır, sentez yapar. bu nedenle her üç kurum hem birbirinden ayrı hem de birbirine saygılı hareket eder. modern toplumlarda, savunmayı temsil eden avukatlar son derece saygın olduğu gibi, kendilerine dokunulması da son derece sınırlı durumlarda mümkün olur; hele ki takip ettikleri davalar nedeniyle sanki o davanın bir parçasıymış gibi yargılanmaları kabul edilemez.

    yeni hsyk ile birlikte, bu saydığım davalar kapsamında, her seferinde avukatlık büroları basıldı, avukatlar göz altına alındı, tutuklandı, savunma gizliliği ihlal edildi; bugün artık geldiğimiz nokta korkunç; bahsettiğim yapı, özellikle sol kesime yönelik davalarda büyük etki gösteren avukatları bu sefer hedef almış gözüküyor; sabaha karşı onlarca avukatın bürolarının basılıp, kendilerinin yaka paça göz altına alınmalarının, faşist rejimler dışında, dünyada hiç bir örneği yoktur.

    bugün artık çok tehlikeli bir noktadayız; görüşlerini beğenin, beğenmeyin, avukatlık kurumu; sizi haksızlıklara karşı koruyabilecek son kaledir; eğer bu kale yıkılırsa yarın hiç birimizin ne olacağının garantisi yoktur.

    kendileri ile aynı görüşleri çoğu zaman paylaşmasam da, göz altındaki meslektaşlarıma dayanma gücü diliyorum; umarım bu soruşturmadan başı dik çıkarlar.

  • başlık:cemaat taksimde direnişe başlamış beyler

    1. fethulah hoca "mesele sadece dershane değil sen hala anlamadın mı haydi gel" diye twit atmış beyler.

    2. polis namaz kılan göstericilerin altından seccadesini çekiyor!

    3. polis gülsuyu gazı ile müdahaleye başladı, zabıtalar abilerin seccadelerini yaktı,bir bara sığındıkları bilgisi geldi bar sahibi içeride namaz kıldıklarını yalanladı

    4. gel bakalım gel bakalım cumalara gel bakalım

    seccadeni al tesbihini çek mümin olan kim bakalım.

    5. taksim fem de yaralı icin malzeme lazım
    ...
    14. benim türbansız bacılarıma saldırdılar
    ...
    27. tünele doğru kaçmayın beyler bikinili kızlar ordaymış amaç abdestimizi bozmak rt lütfen yayalım

    gibi garip kafalar var. gece gece hoş mizah.

  • zerre kadar acıdıysam ne olayım kendin kaşınmışsın. resmen aranmışsın.

    edithor: sanırım yanlış anlayan çok oldu, öküz haklı demiyorum öküzü seçtiği için kadın hatalı diyorum anlayın artık yeter ya.

    2. edithor: arkadaşlar bu kadar kıt anlayışlı olamazsınız bilerek mi yapıyorsunuz, kalbinizi kırarım özelden yazıp durmayın.

    hala kadının yaptığını bla bla adamın yaptığını görmüyon mu diyen anlama özürlüler için, ben böylesine adam demem böyle bir hayvana da ancak semer vururum.

    3. edithor: ya arkadaş şu konuya gösterdiğiniz ilginin 10'da 1'ini (bkz: muhalefet istifa) konusuna gösterseydiniz ya. ülke elden gidiyor siz neyin derdindesiniz.

  • -"selamin hello" anladiniz mi? bakmayin oyle! selam ne turkce. hello ne ingilizce. kaptin mi espriyi:) ben ikisini birlestirip selamin aleykum tarzinda yaptim. ahaha evet oyle yaptim. peki niye boyle bir sey yaptim? asya ile avrupa'nin tam ortasinda degil mi abi turkiye! e bir baglayicilik da benden olsun istedim:) noldu? niye oyle bakiyorsunuz? bu aksamki seyirci gerizekali galiba.

  • bu mudur erkeklik? bu mudur delikanlılık? bir adama kaç kişi dalmışlar dövmüşler yuhhajajajjahhhahahaha

    "nush ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir" vecizesinin gerçekleştiği olay

    edit: ilk satırlarda geçen "erkeklik" "delikanlılık" kelimelerinin bir üst entry ile daşşak geçmek için ironi içerdiğini anlamayan dallama yazarlara selam olsun...

    dallamedit : içimin yağlarını eriten görüntülere sahne olan olay

  • başlık: beyler yardımlara şuku verilecektir

    entry:beyler şimdi kızla 1.5 ay oldu ama az görüşebildiğimizden sıkıldım işte. ayrılmak istiyorum ama kızı üzmek istemiyorum ne yapmalıyım piçler
    ayrılık konusu uzaktan yakından açılınca bile ağlıyo kız beyler ona göre yardımlar

    entry2: sen daha iyilerine layıksın
    entry3:ben senin bildiğin erkeklerden değilim de
    entry4:babam beni dayımın oğluyla evlendiriyor dersin

  • rakibinde havali okcu gozlugu varken kendisinde dershaneye giden fen liseli gozlugu vardi. buna ragmen tam bir arabasiyla kari kiz kaldiran, elinde nargilesi, yavrucu, parlocu, pic olan gobekli fransizi eledi.

    helal sana aslanim.