hesabın var mı? giriş yap

  • kimilerine göre müzik tarihinin en anlamlı sözlerine sahip, kimilerine göre melodisiyle aşmış, kimilerine göre dire straits'in en güzel şarkısıdır. bana göre ise sadece bir şarkı değil hayatın arka fonunda hayatınızla beraber mütemadiyen devam etmesi gereken bir yapıttır bu dire straits klasiği.

  • caz tarihinin bir numaralı efsanesi. birşeyler kaydetmeye ufacık yaşında başlayan van gelder, blue note için 1953 yılında çalışmaya başladı. part time kayıt yapan isim, aslında optometrist olarak çalışmaktaydı. 1959 yılında tamamen kendini müziğe adadı. cazın bütün devleri ile beraber çalışmış ismin tekel olduğu da söylenir. sallallahu aleyhuvesselleme selam olsun, kısaltması rvg pek mühimdir; blue note'un özel rvg edisyonlarını görürseniz, elinizi asla korkak alıştırmayın, kapın.

  • sen git, makarnayı süzdükten sonra kalan nemi de kurutmak için (!) makarnaları kısık ateşte dinlenmeye bırak, daha doğrusu dinlenmeye unut. onlar dinlenedursunlar, sen bu sefer hakikaten git, dersin başına otur. mutfaktan gelen kokuyu içine çekince git altını söndür, tencerenin dibine yapışan siyah tortuyla başbaşa kal.

    tamam bunu yaptın da, bırak ama değil mi? yok, git içine azıcık su at tencerenin, "kirler yumuşasın." diye tekrar ocağı aç, sonra su kaynayıp bitsin, tencereyi bir posta daha yak.

    hayata karşı çok net bir duruşum olduğu kanaatindeyim.

  • tüm söylenenlerin aksine tamamen doğru olduğuna inandığım olaydır. benim bi nuriye teyzem vardı, yeni yıla ölü girdi ve gerçekten bütün yılı ölü geçti. o yılı takip eden üç yıl boyunca da ölü girdiği her yılı öyle geçirdi. sonra ne yaptı bilmiyorum. belki evlenip çoluk çocuğa karışmıştır.

  • yine evimin baş köşesine oturmuş kitabımı okuyorum. başucumda şarabım, arka fonda da hafif bir müzik, ambiyans o biçim...
    yok yok! mal mal takılıyodum evde, arkadaş aradı:

    ark: mimilo nabıyon hafız ? bi maruzatımız vardı, müsait misin ?
    ben: hiç olmadığım kadar, söyle dinliyorum.
    ark: olm kapıda kaldık lan sana ihtiyacımız var.
    ben: kaan, çilingir olduğumu sanmıyorum ehehehe!
    ark: ya kes amk espiri yapma... sizin kulüpten*iniş malzemelerini alıp gelsene, çilingir hayvan gibi para istiyor. sen iki dakkaya halledersin hadi çabuk!
    ben: ne yapmamı istiyon anlamadım ?
    ark: ya olm üst kattaki komşunun balkonundan bizim balkona inip açıcan işte kapıyı o kadar.

    neyse efendim depodan ipti, kemerdi, karabinaydı* alıp geçtim bunlara. evde iki kişi kalıyorlar, birisi anahtarını unutmuş birisi de malak gibi kampüsün çimlerinde yayılırken düşürmüş. kapı da çelik ve üstten kilitli olunca çilingir sağlam bir fiyat çekmiş bunlara, sonra da beni arıyorlar işte...
    olay basit. üst katta ki komuşuya durumu açıklayıp izin aldıktan sonra, evin herhangi bir noktasına ip ile iniş için ana emniyet noktası kurup, bizimkilerin balkonuna inicez. benim için sıradan bir olay ancak bunu site ahalisine bir türlü açıklayamıyoruz. üstte oturan hacı teyze, nuh diyor peygamber demiyor. düşücen kızanım ölecen, vebali boynuma kalacak falan şeklinde isyanda. uzatmayalım, bizimkiler uzun dil dökme sonucunda ikna edebildiler teyzeyi... bana bir şey olursa komuşlar şahitmiş, teyzenin hiç bir suçu yokmuş vs...
    tabi bu sırada teyzemiz apartmanı ayağa kaldırdığı için herkes noluyo diye kapılara çıktı. sonra da siteye yayıldı.(5 bloktan oluşuyor)

    ben sistemi kurdum, bizim çocukların balkona doğru yavaşça indim ipten çıkmaya hazırlanırken, alkış kıyamet koptu. kafayı bi çevirdim aşağıda rahat 15-20 kişi beni izliyormuş. bi o kadarı da cama döküldü, napıyor bu deli diye.
    velhasıl, büyük çaplı bir tantanın ardından bizimkilerin balkonunda girip, evde unutlan anahtarla kapıyı açtım. ve bunların hepsini 1lt'lik marmara gold karşılığı yaptım.(2 bira demiştim ama böyle daha ucuz oluyor diye buna layık gördüler beni)
    sonuç olarak iyi sükse yaptık sitede. arkadaşlara ne zaman gitsem görenler,
    "tarzan napıyosun beaa?" diye selam veriyor...