hesabın var mı? giriş yap

  • ara ara oluyor bu. hayali bir sesin bana yönelttiği sorulara karşılık veriyorum. kendimle ilgili bazı yanlış bilinen şeylere açıklık getirmeye çalışıyorum. kendimle ilgili merak ettiğim bazı gerçekleri, kendimi de incitmeden yanıtlamaya çalışıyorum. yanıtlamaktan kaçındığım, bazı hassas kitleleri kıracağını düşündüğüm sorulardan espriler yaparak kaçıyorum. karşılıklı gülüyoruz. röportajın sonunda teşekkür ediyorum. havlumu alıp çıkıyorum. ayna karşısında saç kuruturken verdiğim yanıtlardan bazılarını beğenmiyorum. şöyle ya da böyle diyebilirdim, daha şık olurdu diyorum. ama yine de güzel bir röportaj oldu diyerek banyoyu terk ediyorum.

  • öncelikle kendisini tanımıyorum. videoyu izlemedim. kendisi hakkındaki bilgim son dönemde debeye giren girdilerden ibaret. fazla da bilgim olmasını istemiyorum.

    yakınının ölme sebebinin doktor hatası olduğu sadece kendi iddiası, kanıtlanamayacak bir durum. ama kendisinin katil olduğu kanıtlanmış ve kendisi tarafından da itiraf edilmiş bir gerçek.

    böyleyken kendisi ile nasıl empati yapılabilir? empati yapmamız neden bekleniyor?

    ne kendisi ne de başka bir katil ile empati yapmayı düşünüyorum. hayatta herkes kadar acı çekiyor, herkes kadar sinirleniyor, herkes kadar öfke nöbeti geçiriyorum. babamın hastalığı sebebi ile ömrümün yarısını cerrahpaşa’da geçirmiş durumdayım. gırtlak kanseri başlığı benim girdilerimle dolu. yaşadığım hiçbir şey karşımdaki insanı öldürmem gerektiğini düşündürtmedi.

    ben ölmüş olan doktor ve ailesi ile empati yapabilirim ancak. çocuğum bir psikopat tarafından öldürülse, çocuğumun katilinin cezası okuduğu yıl kadar bile olmasa, çocuğumun katili yıllar sonra bir programa çıkarılsa ve olayı anlatıp kahkaha atsa, kahrolurum.

    son sözüm armağan çağlayan‘a; buraya geldiğinizde sadece merak ettiğiniz kişilerle röportaj yaptığınızı ve yapacağınızı söylemiştiniz. bir katili merak etmenizi anlamıyorum orası başka da. “ben bu kahkahayı atarken öldürülmüş insanın ailesi ne düşünür?” diye de merak ettiniz mi hiç? ben ettim. ve size olan tüm saygımı yitirdim.

    edit: gelen mesajlar için teşekkür ederim. babam hayatta ve iyi durumda. bu konuda çoğunuzla aynı fikirde olmamıza sevindim, sevgiler.

  • hayvan herif doğal seleksiyon yazmış. kabullenemiyorsunuz nispeten de olsa eğitimli bireyleri. herkesi kendilerinin olduğu gibi bok çukuruna çekmek istiyorlar. bokunuzda boğulun.

    edit: tabiki silip kaçmış.
    görsel

  • nasıl bir çarkın içinde hapsolduğumuzu pata pata yüzümüze vuran belgeseldir.
    sırf kendi bedenimize,organlarımıza olan saygımızdan dolayı, rafine paketli maketli ürünlerden olabildiğince uzak durmamız gerekiyor. başımıza ne geliyorsa insülin denen zımbırtıdan geliyor. en çok ayvayı yiyen organımız da pankreas. güzel bir belgesel, tüm dünya vatandaşlarına tavsiye ederim.

  • allah, kimseyi bu duruma düşürmesin. keşke yaşayıp da savaşsaydın. şimdi oğluna birileri o pantolonu hediye eder. şov yapar. okulunda ilk hafta sürekli başı okşanır.
    ve sen, bir çocuğu babasız savaşmak zorunda bıraktığınla kalırsın.
    yine de kardeşimiz buraları okursa bilsin ki şimdi okuyup yükselmenin tam zamanıdır.
    pes etme sen sakın.

  • kahveyi bilmem de, bu "her sabah duş alıyorum" olayına kıl olan, amerikanvari bulan, entel kuntel işler olarak değerlendiren ampuller daha birkaç ay önce "metrobüste herkes ter kokuyor" diye şikayet edenler değil mi? her sabah duş alan adam amerikanvari, ter kokan adam pis türk. allahtan belanızı mı istiyorsunuz anlamadım ki