hesabın var mı? giriş yap

  • bir ögrencim yaklaşık 20 gün önce trafik kazasında babasını kaybetti.
    henuz 4 yaşinda..
    baba sevgisine en çok ihtiyaç duyduğü yaşta..
    şu sıralar olayın pek farkinda değil fakat yıllar gectikçe babasının eksikliğini derinden hissedeceğini bilmek beni çok üzüyor..
    üniversiteden mezuniyetinde kep atarken babasını aramayacak gözleri.
    dügününde babası ile karşilikli oynayamayacak.
    allah babasız herkese sabır versin..
    ve eşini kaybeden herkese..
    bir şairin de dediği gibi; insan babası ölünce büyüyor.
    ama ben 4 yaşindaki öğencimin büyümesini hiç istemiyorum..

  • yunan misin: 30 dk
    fetocu musun: 30dk
    binalinin oylari calindi: 45 dk
    ıstanbul projeleri: 10dk
    istanbuldaki israflar: sure bitti.

    mission completed.

    sorarlarsa tarafsi bolge dersiniz.

  • ben telefonumu değiştirdiğimde öncekinde gözü olduğunu bildiğimden, ses etmeden getirdim verdim nokia e72'yi..bizim ailede teknoloji deliliği ondan bana miras..yaşından beklenmez bir adaptasyon yeteneği vardı. ölümünden 1 hafta önce kapattı telefonu. karşısındaki koltuğa bıraktı. yatağına geçti uyudu..o zaman kendinden umudu kestiğine ikna oldum. insan sadece tutkulu olduklarını bıraktığında ölüyor belki ne bileyim. telefon şarjda yaşıyor o derece işlevsiz. ne ben kıyarım onu atmaya, ne başkası cesaret eder..evin telefonu işte..yaşar durur onun yerine.

  • utanın lan ekşiciler. elin yufkacısı 2 kadını birden ayağına kadar getiriyor, siz yıllardır buradasınız bi kız düşüremediniz hahhahahahha

    tanım: garip eltiler.

  • burada konuşan çoğu kişi olayın aslını bilmiyor. sadece bahsedilen videodaki başlığı okuyup yorum yapıyorsunuz.

    bu site yöneticisi köpeğini şiddetle eğitiyor ve köpeğin gece boyunca havlamasına hiç engel olmuyordu. ayrıca köpeğe site içerisinde site sakinlerinin onayını ve rızasını almadan demirden büyük bir kulübe yapıyor ve orada besliyor. sosyal medyada da verdiği pozların %90'ı silahlı pozlar. daha sonra öldürülen damat ve kayınbaba kendisine durumu güzel bir dille izah ediyorlar. ortada hiçbir sorun yokken yönetici kendilerine sert bir şekilde karşılık veriyor. ardından olan olaylar kameraya yansıdığı gibi.

    burada hayvanseverlik adı altında yitip giden iki cana acımamanız gerçekten çok acı bir durum. böylesine şiddete eğilimli bir insanı savunmanız da çok acı. bakın insan haklarını ihlal eden bu katil ve siz bunu savunuyorsunuz. düşüncelerinizi tekrar gözden geçirmenizi tavsiye ediyorum.

  • hala bazilarinin " büyük milletler hic alfabe degistirmemistir taam mı" seklinde yorum yaptigi hadise. peki japonlar türkler gibi yüzlerce yildir turkce ile uzaktan yakından alakasi olmayan bir lisanin alfabesini mi kullanmaktalar. o japonya kendi dilinin alfabesini kullanmaktadır. slavlarin krill alfabesi aziz krill tarafından slav halkları için geliştirilmiş bir alfabedir bin kusur yıl önce. senin bu tabanda yapabileceğin tek eleştiri "neden göktürk alfabesi değil de latin alfabesi kullanmayı seçtik?" olabilir en fazla. ayriyeten türkler kendisi dişinda uluslarla en fazla ilişkide bulunmuş ırklardan biridir dünyada. karsilasmadigi milletler pek azdir tarihte. bunun beraberinde getirdiği kültürel etkileşim ile türkler pek çok değişim yasamis, pek çok defa alfabe değiştirmiştir. çinliler, japonlar gibi izole yasamamislaridir uzun yillar boyu. uzun lafin kısasi bok atacak başka bir şey bulun sevgili arap milliyetçileri.

  • kondüktörler için inceledikleri çaylaklık entryleri "sözlük'te bu ayarda bir yazar olacağım" türünde bir taahhüt. yazar olduktan sonra çaylaklık entrylerindeki özeni bir kenara bırakıp canavara dönüşen yazarlar kondüktörlerin zamanlarını çaldıkları gibi, sözlük'e de zarar veriyorlar.

    artık çaylaklık entryleri uygun bulunarak yazar yapılmış yeni yazarların sonraki entrylerinde aynı özen görülmediği takdirde kondüktörler bu yazarları uçurabilecekler.

    çaylaklık ile sözlük yazarlığı arasındaki geçiş sürecinin ya yazarsın, ya değilsin keskinliğinde olması ileride değişecek şeylerden, bu aynı zamanda hepimiz için ileride olacaklara bir alıştırma da olmuş olur.

    not: halihazırda entry silme ve yazar uçurma yetkisi olanların bu yetkileri aynen devam ediyor olacak.

  • hayvani gitar çalışına aldanıp sözlerini hiç incelemediğim, açıp okumadığım jimi hendrix'in söz yazarlığında da 1 numara olduğunu gösteren the jimi hendrix experience albümü.

    grup, amerika ve ingiliz-dünya olmak üzere iki ana versiyonu olan albümün amerikan versiyonunda red house gibi mükemmel bir şarkıyı koymayarak ayıp etmiş olsa da bunu hey joe isimli, kimilerine göre vietnam savaşını eleştiren, kimilerine göre amerikan türküsü olan güzel bir şarkı ile telafi etmiştir.

    bu şarkılar dışında uzay, bilim-kurgu, psikoloji, aşk gibi birçok farklı konuda şarkıları ile albüm, benim gibi jimi hendrix'i uyuşturucu ile özdeşleştirenlere bir cevap niteliğinde. aslında cevap falan da değil. albüm 1967'de çıkmış. cevabını 1967'de vermiş jimi baba. ha ben 2018'de hala bu adamı uyuşturucu ile özdeşleştiriyorsam bu ders falan değil düpedüz cahilliktir, poserliktir. aynı cahilliği albümdeki şarkıların altına ''bu şarkıyı normal kafayla dinlemeyeceksin, ancak uçuştakiler anlar.'' minvalinde yazanlar da yapmakta. halbuki albüm uyuşturucuyla bir ilgisi olmayan, ayık kafa ile yazılmış, hem müzikte hem de söz yazarlığında üstün bir yeteneği olan jimi hendrix ve arkadaşlarının eseridir.

    favorim ise sade sözleri ve jimi hendrix'in efsanevi solosu ile i don't live today.

    youtube
    spotify
    tidal

  • "instagram'da yarının programı: açılış - kahve - bulut - aynadan yansıma - kedi - yemek - ayak - konser bileti - batan güneş - kapanış"