hesabın var mı? giriş yap

  • ya ne cehennemi babacım adam diyor ki ortada veri yok. musa asayı vurmuş kızıldeniz'i ikiye ayırmış arkasından gelen firavun ordusu suların altında kalmış, ama her şeyin kaydını tutan mısırlıların böyle bir, aniden ortadan kaybolan binlerce kişilik ordu, diye bir kaydı yok. yani bütün bu mucizeler milyarlarca yıllık geçmişin sadece 3-4 bin yıllarında gerçekleşiyor ve sonra bitiyor ne hikmetse diyor.

    özeti bu. ayrıca birkaç kez gördüm “inkar etmek” diye. ya arkadaş sen kendi inandığın şeyi ne kadar önemsiyorsun öyle ya. yani böyle bir mantık olabilir mi? bu mantığa göre sen de noel baba gerçeğini “inkar” ediyosun.

    kibre bak heriflerde. inanan doğru yolda inanmayan yanlış yolda değil, doğruyu inkarda. he amk senin ana babadan nesilden nesile aktarılan peri masalına inanmadı diye gerçeği inkar ediyor oluyor he. bu kadar kolaya kaçmayın.

  • bunlrin bug'ini buldum, bana paket gelecegi zaman eger secenek varsa kapida odeme istiyorum, ese dosta da soyledim onlar da bisi gonderecekleri zaman karsi taraf odeyecek diye seciyorlar.

    sonra kargocular beni bulabilmeye basladilar.

  • cumartesi sabahı erken bir saate "hadi moonstruck'a gidek" diye gittiğimiz, moonstruck'ın kapanıp yerine buranın açıldığını görünce üzülüp "e kahve içek bari" diye oturduğumuz yer..

    sabah erken bir saat olduğu için bizden başka kimse yoktu. siparişimi verdim "iki latte, bi kek, bi çiizkeyk.." adımı sordu. ukala ekşici bir piç olduğum için "bi kişi var zaten" dedim. neyin peşindesin mına koyim?

    siparişimi alıp masaya oturunca kasadaki çocuğun içime sokup çevirdiğini anladım:

    http://i.imgur.com/u7czz.jpg

    herif incici piç çıktı.

    inşallah bir gün bütün starbucks senin olur. ışığın hiç sönmezin, yıldızın parlasın.

  • aşk, kalbimi yakan bir volkan gibidir,
    en sevdiğim tatlı kazandibidir.
    leyla sev beni, sokma müşküle
    seninle kaşık atalım iki tabak keşküle.

    tosun paşa (kemal sunal)

  • doktor öldürmesi ve sonrasında "alışkanlık yapıp" bir kaç kişiyi yaralaması armağan çağlayana komik gelmiştir ki kahkahasını tutamıyor.
    komik mi bu? gülünecek bir şey mi?

    çöp kadar değeri olmayan insanları meşhur etmeyin.

  • daha önce yazmıştım, biraz daha editleyerek uzun eklemelerek yaparak tekrar yazdım.

    dumbledore'un her zaman hogwarts güvenli bir okul imajı çizmesinden rahatsız oldum. ve uzun uzun açıklama gereği duydum.*

    özellikle seri'nin ikinci filmi, ve tüm filmler dahil, tüm seri filmlerinde. şu repliği duyuyoruz "hogwarts artık güvenli değil" hatırlarsanız ilk dobby söylemişti. görsel tam bu sahnede söylemişti.

    hogwarts'ın eski öğrencilerinden olan riddle, sırlar odasını açıp, basilisk'i serbest bırakmıştı, ve sonradan olanlar olmuş mızmız myrtle'ı öldürmüştü. ve o dönemler çok öğrenci taşlanmıştı. ama ne hikmetse dumbledore'a göre okulun güvenirliği hiç bir zaman zedelenmedi.*

    bir başka şey anasını satim, hogwarts ne zaman güvenli oldu ki, hiç bir zaman güvenli değildi ki zaten. bir tutturmuşlar hogwarts artık güvenli değil, hogwarts artık güvenli değil. zaten güvenli değildi bu okul, üçbaşlı köpek mi dersin. az daha bu köpekler yüzünden harry ve saz akadaşları geberip gidiyordu. ama ne malum diğer öğrencilerin harry ve arkadaşları gibi hızlı davranıp ölmeyeceği. bu okuldaki köpekler yüzünden bir öğrencinin ölmeyeceğinin garantisini verebilir misiniz.

    şamarcı söğüt mü dersin. özellikle bu ağaç, çok tehlikeli öğrencilerin yaralanmasına sebep olabilir.

    hagrid'in kendince evcil yaratıkları mı dersin, şahgaga ve ejderhaları mı dersin. şahgaga yüzünden draco yaralanmıştı, hemde ciddi bir şekilde. filch'in iğrenç pislik kedisi mi dersin. aman tanrım ne değişik kediydi lan o, garip sesler çıkarıp duruyordu sabahtan akşama kadar. kırmızı gözlü tuhaf bir kedi, öğrencileri tırmıklayabilir. gene bir yaralanmaya yol açabilecek bir sebebiyet verebilir.*

    ilk film de troll yaratık iri dev gibi olan shrek, kızlar tuvaletini parçalamıştı hatırlarsanız. hermione az daha ölüyordu lan, şaka maka weasley sayesinde hayatta kaldı. en tehlikeli olaydı bence, buna rağmen bizim ihtiyar dedemiz dumbledore, hogwarts her zaman güvenli bir okul desin.

    yasak ormanı başka bir bela zaten. ilk film de voldemort kol kol geziyordu o ormanda. harry, yaşadığı için dua etmeli. at adamlar mı dersin, okulun müdürü olan dolores umbridge'i alıp kaçırmışlardı, bu ne cüret lan, okul müdürünü alıp kaçırıyorlar, buna rağmen hâlâ bu okula güvenli diyebilir miyiz acaba. daha bitmedi aragog gibi dev bir örümcek, yasak ormanda kendi krallığını kurmuş, ve öğrencilere hesap sorabiliyor. resmen harry ve arkadaşı weasley'i öldürmeye çalışmışlardı.

    dudley ve dursley ailesi haklıydı, ihtiyar bir adama ve ne idüğü belirsiz bir okula, öğrenci yollamak aptallık olur. çoğu öğrencinin hayatta kalması bile bu şartlarda mucize.

    serinin son filminde son savaşta, hogwarts savaşında ise, öğrenciler en azından tahliye edilebilirdi. *savaşmak isteyip gönüllü olanlar kalabilir, diğer öğrenciler savaş başlamak üzereyken tahliye edilebilirdi. slytherin'li öğrenciler hogwarts'ı koruma derneği başkanı mı neden zorla savaştırıldı. ya da diğer bölüm öğrencileri, hepsi soru işareti. mcgonagall'ın ne kadar gryffindor'un lobisini yapan bir seherbaz olduğunu biliyoruz, sorgusuz sualsiz direkt slytherin'li öğrencileri nezarethaneye göndermesinden belliydi. kurunun yanında yaş da yandı.

    ama şurası doğru dumbledore'un ölümünden sonra karanlık güçlerin sızma girişimleri başladıktan sonra daha da güvensiz hale geldi, ama hiç bir zaman güvenli olmamıştı hogwarts. hiç bir zaman güvenli değildin hogwarts.* hatırlarsanız serinin son filminde harry ile dumbledore şu diyalog geçmişti.

    dumbledore'un hogwarts ile ilgili söylediği katıldığım tek nokta, "harry, hogwarts'da yardım isteyenler her zaman bulurlar." veya hogwarts'da hak edenler her zaman yardım bulabilirler.

    edit: eklemeler, düzeltmeler.

  • arkadaş, bizim millet yoktan anlamıyor, ondan oluyor bu. bir şey yoksa, yoktur işte. aaaa, kahve kalmamış, ömerciğim hadi bir koşu al da gel... tüh, ekmek bitmiş, ayşegül fırla... yabancı filmlerde, dizilerde görüyoruz işte. ben daha hiçbir christopher'ın, hiçbir alice'in bakkala gönderildiğini görmedim. adam bakıyor süt bitmiş, kapatıyor dolabın kapağını, yatmaya gidiyor. helal olsun, delikanlı adam işte. bir de bizimkilere bak. yatma vakti gelmiş, "emre koş, bakkaldan porçöz al da gel..." arkasından da bağırıyor, düşürme paranın üstünüü... çocuğu fırına, hamur almaya gönderenler var bir de. allah aşkına, xbox'ta oyun oynarken, annesi seslenince oyunu durdurup hamur almaya giden, bir cindy, bir roberto, bir takashi hayal edebiliyor musunuz? fırın demişken, bizim veletlerin pide kuyruğuna girme sezonu da başlıyor, çocukları allah kurtarsın diyelim...

  • sonunda birisi çıkıp tinerciyi "poooliiiis" diye bağırtabilmiş. zerre üzülmedim. ülke zaten orman kanunlarıyla gidiyor, en azından suçsuz olan değil şerefsiz olan görmüş ebesininkini bu sefer.

    o adam bunu yapmasa büyük ihtimalle bıçaklanacaktı ve o "poooliiiis" diye yırtınan lavuk da hiç bir şey olmamış gibi aynen devam edecekti her şeye.