hesabın var mı? giriş yap

  • burhan altıntop gibi yerli dizi tarihinin en başarılı karakterlerinden birine sahip olmakla birlikte dizinin bir çok sahnesi yabancı dizilerden ufak değişikliklerle alınmış örneğin
    friends'ten:
    ziyarete gelecek sivilceli eski arkadaşın dönüşüm geçirmiş olması (bkz: tan sağtürk)
    ziyarete gelecek şişman eski arkadaşın dönüşüm geçirmiş olması (bkz: brad pitt)
    burhan'ın masaj salonunu yanlış anlaması, phoebe'nin kardeşinin masaj salonunu yanlış anlaması.
    gaffur ve burhan'ın ingilizce, burhan'ın fransızca konuşmaları, joe'nin fransızca konuşması.
    aslı'nın burhan'ı yanlışlıkla banyoda görmesi friends'te yanlışlıkla banyoda görme sahnesi. cem'in hipnozla sigarayı bırakırken yanlış hipnoz olması, chandler'ın hipnozla sigarayı bırakırken yanlış hipnoz olması.
    joe'nin açık artırmadan yanlışlıkla tekne alması. burhan'ın açık artırmadan yanlışlıkla vazo alması.

    seinfeld'dan en aklımda kalan: el mankeni george costanza, el mankeni burhan altıntop.

    bunlar aklıma gelenler tabi izlemediğim bir çok yabancı komedi dizisi var.

    hatırlatma üzerine edit: aslı cem'de kaldığında üzerinde gecelikle cem'in ailesine yakalanması, rachel joshua'da kaldığında gecelikle joshua'nın ailesine yakalanması.
    aslı cem'i eve davet edince cem'in yanlış anlayıp soyunup beklemesi, monica ve joe ilk tanıştığında monica'nın eve davet etmesi, joe'nin yanlış anlayıp soyunup beklemesi.

  • dışarıda olan işlerini bitirip kendini bir an önce eve atmak ister. ilişki olayının kasıntısına girmez. heyecanı yoktur, öyle sevinmek, şaşırmak gibi reaksiyonlar vermez. yemek yediği zamanlar en keyifli anlarıdır günün. gezmek, sosyalleşmek, yeni heyecanlar bulmaya aman kim uğraşack diyerek karşı çıkar. veya şartların istediği gibi olmayacağına kanaat getirmiştir.

    kısaca üzerine ölü toprağı serilmiş bir gençtir. elini eteğini çekmiştir hayatın getirisinden. nasılsın sorusuna yuvarlanıp gidiyoruz diye cevap verir. kendisiyle ortak yönlerim mevcuttur.

  • liverpool-chelsea maçı ve bahisseverlerin çoğu yatar:

    "liverpool benim 400 gitti senin sampiyonluk gitti.ben bir hafta da kazanarim kaybettigimi senin bir sezon daha beklemen lazim.simdi soyle kim kaybetti"

  • tişörtünde "ı <3 mom" baskısı olan sevimli çocuk. hevesi kursağında kalmıştır. güldüm yalan yok ama aslında bu durum çok üzücü. çocukların yaratıcılıkları, merakları bilinçsiz insanlar tarafından eften püften sebeplerle baltalanıyor. bırakın döksünler, saçsınlar, öğrensinler ne zararı var ya? çocukların bütün uğraşları boşmuş, gereksizmiş, yaramazlıkmış gibi davranılıyor. bırakın bi nefes alsınlar üzülüyorum vallahi.

  • anlatayım da içiniz soğusun.

    20 - 25 dakika önce evinde lazım olduğu için bizdeki ufak taş motorunu istemeye geldi mahalleden bir komşu. ayaküstü de muhabbet ettik beş on dakika.

    bu komşunun çalıştığı fabrikanın sahibi kendi şahsî hesabından bütün işçilerine 1000'er liralık migros alışveriş kartı vermiş.

    tabii ki çok güzel bir davranış. yüzlerce çalışanına gönlünden kopmuş yardım etmiş adam bu salgın döneminde kullansınlar diye. gelin görün ki bizim bu komşu abi fabrikada " migros'tan alışveriş çeki vermiş çünkü orada içki de satılıyor " gibi laflar etmiş.

    bir de bize anlatırken öyle sinirli, öyle kendini haklı görür bir hâlde ki!

    bu konuşmalarını patrona iletmişler tabii ve adam da verdiği kartı geri almış.
    utanacağı yerde hâlâ kendini haklı görüyor bizimki de.

    babam, " kendin kaşınmışsın. cuma'ya bile gelmiyorsun, sonra olur olmadık yerlerde adamlık yapmaya çalışıyorsun! " diye cevap verdi de " iyi akşamlar " dedi gitti adam öylece motoru alıp.

    zerre acımadım.
    bre malın önde gideni! evinde çoluk çocuğun var. ne güzel 1000 liralık alışveriş hakkın olacaktı durduk yere.
    ne diye şov yapıyorsun?

    toplumda artık çok var bu tipler o yüzden gerçekten iyi olmuş diyorum.
    böyle sert tepkilerle akıllanırlar belki.

    dipçe: yine okuduğunu anlamayanlar doluşmuş başlığa! adam, " ben içki satılan yerden alışveriş yapmam! " demiyor. böyle dese kimse laf edemez ben de dahil. sonuçta adam buna mecbur değil. hatta böylesi iyi niyetli bir patrona durumunu doğru dürüst açıklasa idi eminim o patron o kartın yerine 1000 liralık normal bir çek bile verirdi gitsin istediği yerden alışveriş yapsın diye.

    yalnız bu komşumuz hem kartı kabul ediyor hem de patronun arkasından sallıyor! bu ikiyüzlülüktür! bunu eleştiriyorum. " adam neden içki satılan yerden alışveriş yapmıyor? " demiyorum!