hesabın var mı? giriş yap

  • hikayemizde evli bir çift, bu evli çift ile aynı evde yaşayan adamın annesi ve daisy isimli bir de köpek var. bu çiftimizin yurt dışına çıkması gerekir ve valide hanım da yaşlı olduğu ve köpeği gezdiremeyeceği için, kaldıkları lojmanın bekçisinden rica ederler: bekçi, her gün daisy’i dışarı çıkartıp gezdirecektir.
    olay, üç gün sonra adamın “her şey yolunda mı?” diye annesini aramasıyla ortaya çıkar.
    -anneciğim nasılsınız, her şey yolunda mı?
    -ayyy oğlum değil, hiç sorma, burada bir manyak var, “dışarı çıkma zamanın geldi teyze” deyip beni her gün zorla bahçede gezdiriyor!”
    meğersem bizim bekçi daisy’i teyze olarak anlamış ve teyzeyi üç gün boyunca zorla kolundan tutup bahçede gezdirmiştir. zavallı köpek ise üç gün boyunca s.çamadığı ile kalıp balon gibi şişmiştir.

  • büyüsüne kapılmayı en sevdiğim müzik türlerinden biri; hafiften gürültülü, bir düş kadar güzel. dinlerken bulunduğunuz ortamdan o kadar soyutlanıyorsunuz ki gerçeği ve rüyayı ayırt edemeyecek kadar uzaklaşıyorsunuz. ve kendinizi, karanlığından saklandığınız bir dünyanın çıkışında, kafanızın içinde uçuşan notalarla dans ederken buluyorsunuz. ve ben bu dansı her gerçekleştirdiğimde, ismini shoegaze koyduğum şu listeme yeni şarkılar eklemeye devam ediyorum. yakın zamanlarda çok severek eklediğim bu şarkı gibi;

    malory - caché

    spotify

    youtube

  • gezenden, gezdiklerini paylasandan zarar gelmez. birakin anlatsin. onun bunun dedikodusunu yapacagina, birilerini cekistirecegine gezsin de anlatsin.
    siz de her skten rahatsiz olacaginiza cikin biraz temiz hava alin da rahatlayin, mesgaleler, hobiler bulun. boyle abuk subuk seyleri kafaniza takip, huzursuzlanmakla gecmez hayat. hayir sadece kendinize olsa zarariniz eyvallah, sizin gibi rahatsiz tipler geberseler umrumda degiller de, kiskancliklariniz, kara ruhlariniz yuzunden elinize firsat gectiginde zarar da veriyorsunuz dogru duzgun insanlara.

  • "işin zor gökhan..."
    "valla işin zor hadise..."
    "işiniz çok zor mazhar abi..."
    "ebrucum işin çok zor, kolay gelsin sana..."

    sanırsın canlı yayında atom parçalıyorlar.

  • dünyanın ilk seri katilidir. hatta monte kristo kontu romanındaki zehir ustası madame de villefort'un esin kaynağı locusta'dır. kendisi bir kiralık katildir ve imparator claudius'u zehirlemiştir.

    galya'nın sessiz kırsalında büyüyen bir kız çocuğu olan locusta, evinin çevresinde yetişen otlar ve bitkiler hakkında çok şey öğrendi. roma'ya yerleştikten sonra zamanla kendi iş çevresini oluşturmayı başardı. rakiplerinden kurtulmak isteyen birçok hırslı kişi, sık sık onun bitki ilmine başvuruyordu. o artık zehir kullanan ünlü bir profesyonel katildi. ms 54'te en nüfuzlu patronu olan imparatoriçe agrippa'nın da dikkatini çekti. imparator claudius'un karısı agrippa,, küçük oğlu nero'nun tahta talip olabilmesi için kocasının ölmesini istiyordu. plan saat gibi işledi. onu sarhoş ettiler ve sonra zehirli mantar yedirdiler. imparator çok geçmeden mide ağrıları içinde kıvranarak hızlı bir şekilde öldü. devamında, nero'nun da bir isteği olacaktı. bu defa da taht için nero'ya rakip olan üvey kardeş britannicus'un zehirlenmesi gerekiyordu. locusta, bir kez daha hünerini konuşturdu. zavallı çocuk zehri yediğinde korkunç bir şekilde kasılmaya başladı. nero büyük bir soğukkanlılıkla, orada bulunan herkese erkek kardeşinin epilepsi nöbeti geçirdiğini söyledi. zavallı çocuk can çekişirken ziyafete devam edildi ve birkaç saat içerisinde britannicus birkaç saat içinde oracıkta öldü.

    nero, yardımları karşılığında locusta'yı servete boğdu; ona büyük bir villa ve lüks hediyeler verdi. imparatorun desteğini yanına alınca becerileri o kadar meşhur oldu ki bilgisini öğrencilerine bahşettiği bir okul kurdu. locusta, kendi canına kıyması gerekirse kullanması için nero'ya özel bir zehir kiti bile hazırlamıştır. nero, ms 68'de ölüme mahkum edildiğinde bu zehri yanına almayı unuttu ve kendi hançerini kullanmak zorunda kaldı. locusta'ya gelince; en güçlü müttefiğinin kaybı onun tutuklanıp idam edilmesine neden oldu, fakat öncesinde zincire vurularak utanç yürüyüşü yapması gerekecekti.