hesabın var mı? giriş yap

  • yüzde 51 yerli ve yüzde 51 milli araç. yavaş yavaş kendileri de kabul etmeye başladı bu gerçeği. togg, türkiye'de montajı yapılan fiat ve renault kadar yerli ve milli olacak o zaman.

    lastik yerli, döşemeler yerli, karoser yerli ama motor ve elektronik aksamları yabancı bir araca yerli ve milli denir mi?
    evet denir, akp döneminde her şey mümkündür.

    edit: elektrikli olunca motor değil diyen salakları görüyoruz başlıkta, bir de mesaj atıyor ağzı bozuk sığır. lan sen git aya yapılacak otobanı güzelle, herkesi de kendin gibi sığır sanma.

  • işık kaynağı kullanarak fotoğraf üzerinde bir takım çizimler yaratmaya yarayan yeni bir akımdır.
    öncelik ile nasıl yapılacağına dair basit bir bilgi olması babında; ışık kaynağına ihtiyaç duyuyorsunuz ki yurdumuzda bulsak bulsak dandik fener buluruz diyip kullanmayınız, led ışıklar bu grafiti için biçilmiş kaftanı oynuyorlar. havai fişek ve meşale de kullanmak istiyorum bu işi yaparken diyebilirsiniz örnekleri var ama bir o kadar da tehlikeli oluyor. daha sonrasında fotoğraf makinesi gerekli oluyor, sabit hareket etmeyen bir zemin üzerinde veya tripod kullanarak, iso değerini 100 gibi ayarlayıp, enstanteneyi de olabildiğince kısmanız gerekmektedir. tabi fotoğraf çekme süresinide bir tahmini olarak 20 ile 30sn arasında tutmak pek güzel oluyor. elinizde ışık kaynağını alıp makinenin karşısına geçip, çizmek istediğiniz şeyi havaya çizmek kalıyor. böylelikle grafiticilerin karşılaşmış olduğu o illegal sorunlardan uzaklaşmış oluyorsunuz çünkü bu yol ile bütün her şeyin üzerine birşeyler çizebilirsiniz.

  • suriyelilere vatandaşlık vererek çözecek sanırım. artık "suriyeli" değil "türkiyeli" sorunu olacaklar.
    6 ayda başka türlü çözülemez o sorun.

  • bunun biri benim,

    kısa vadeli yıllık, orta vadeli 5 yıllık ve uzun vadeli 10 yıllık iş planlarım vardı.

    hiçbirine, insafsızlık, komisyonculuk, vefasızlık, kanun bilmezlik, gözünün yaşına bakmama gibi unsurları dahil etmemişim.

    siz dahil edin.

    ha arada bir de hırsızlık var.

    dikkat edin.

    edit: şimdi ne yaptığımı soranlar fazla,

    beyaz "yakalılığa" devam.

    edith piaf: ulan ne entry tuşu aşığıymışım be.

  • benim işimin polisi sevmek olmaması fakat polisin görevinin beni korumak olmasından kaynaklanır.

  • google girip mikrofona tıklıyoruz sonra mikrofona 3 defa "kışlık lastik, kışlık lastik, kışlık lastik" diyoruz sorun çözülüyor.

  • benim gerçek kesit'te en sevdiğim şey çekyatlardır. her bölümde çekyatta yaşanan bir takım gerilimler vardır ve gerçek kesit'i gerçek kesit yapan da bu psikopatolojik anlardır işte.

    çekyatta ortaya çıkan duygu yoğun anlarda tek bir günahın, aşırılığın, yanılsamalı, paroksistik etkilerin, özellikle boşluk ve anlamsızlığın aşırı vurgulanması söz konusudur. çekyat, giorgio agamben'in belirttiği "...başkalarında aradığımız tek şey kendimizde anlaşılmamış kalan heyecandır..." gibisinden bir dünyanın gösterisine dekor olur. çekyat bize, iyilik ve kötülüğün birbirinin dışında olduğu, iyiliğin her uzantısının kötülüğün payını azalttığı ya da geri püskürttüğü bir ilişkiyi izletir.

    "insan olmak rezil bir şeydi; öyle çok şey vardı ki olup biten", demiş ya bukowski işte bu çekyat dekoru da o rezil dünyanın abartısız bir oyuncusudur. kant'ın dediği gibi "...bilgi, zihnin eşya üzerindeki etkisiyle ortaya çıkar." ve çekyat da bu ortak bilgimizin simgesel bir ürünüdür. tabii sadece çekyat da yok; o sadece başrolde. diğer eşyalar çekyatın tamamlayıcı unsurlarıdır ve insan olmaya benzeyen bir hayat başlar çekyatta.