hesabın var mı? giriş yap

  • "sizce yere düşen bir yaprak ölümden korkar mı? bir kuşun ölümden korkarak yaşadığını düşünür müsünüz ? kuş ölüm ne zaman gelirse ölümle o zaman tanışır. ama ölümden endişe duymaz. böcekleri yakalaması, yuva yapması, şakıması, uçmanın tadını çıkara çıkara uçmasıyla, daha çok yaşamakla ilgilenir. hiç kanatlarını çırpmadan rüzgar tarafından taşınarak gökyüzünde süzülüşünü izlediniz mi ? ne kadar ebedi bir zevk içinde görünüyorlar. ölümden endişe duymuyorlar. ölüm gelirse problem değil, yok olurlar. ne olacağı ile ilgili endişeleri yoktur, bir andan diğerine doğru yaşarlar. değil mi ? biz insanoğlu, bizler her zaman ölümden endişe ederiz. çünkü biz yaşamıyoruz. sorun bu. biz ölüyoruz. yaşamıyoruz..."

  • uzun bir süredir aklıma gelen düşünce aslında bu, bugün debe'de olan şu entry ile de pekişti.
    peki neden böyle düşünüyorum:
    -bütün yol kendilerininmiş gibi davranıyorlar
    -sinyal kullanımı yerine bol bol selektör kullanımı yapıyorlar
    -en sol şeritten en sağ şeride (ya da tersi) bir anda geçmeye çalışıyorlar
    -orta şeritte giderken sağ dikizinizde hızla gelen bir araba görüyorsanız ya doblo ya bmw'dir (kiralık satış araçları da bu kategoriye dahil)
    -dibinize kadar girip yol istiyorlar
    -kısacası trafik kurallarını hiçe sayıyorlar

    eskiden mercedes vs. bmw karşılaştırmasında tasarımı ve spor araç karakteristiği nedeniyle bmw derdim ama yaş ilerledikçe (30+) mercedes demeye başladım, sanırım bu da türkiye'de bmw kullanan kesimden kaynaklı.

  • dövüşlere "arkadaşım bir saniye bakar mısın?" diyerek başlamasını bekliyorum.

  • robin

    (kuyruk bölümü yolcuları bulunduğunda)

    - robin şu karı kim lan süpermiş.
    - 2.nesil kazazede, hoşgelmiş.

  • sen arayınca telefonu açmaması.

    demek ki telefon numaranı silmemiş, silse de demek numaranı hatırlıyor ki açmıyor, hatırlamasa da demek bilmediği numaraları açmayacak kadar namuslu.

  • * +1 alternatif (veya b planı) varlığı, hatta bolluğu;

    - çocuk bakıcısı covid olduğunda hemen ikincinin devreye girmesi.
    - hizmetçinin izin gününde yedeğinin devreye girmesi.
    - araç bozulduğunda, uzun süre serviste yattığında vs. "x servis rezaleti" falan diye hiiiiç düşünmemek, ikinci aracın devreye girmesi.
    - evde tadilat varken, mesela panjurların bakımı yapılırken yedek eve geçmek.
    - isteyince iş değiştirebilmek, işten çıkabilmek ya da iş kurabilmek. iş ve hobi alanında alternatifler.

    * gıda, barınma ve sağlık gibi en temel yaşam giderleri haricinde yapılması gereken harcamalar için ekstra bir birikim olması. yani bir anlamda riske atılabilir bir birikim. "olursa olur olmazsa da önemli değil." rahatlığı...
    "varımı yoğumu bu kitaplara/kursa/sınava/işe/x'e yatırdım." gibi cümleler kurmamak.

    * konfor alanının döt kadar değil de gepgeniş olması;

    iş veya eğitim amacıyla konfor alanından çıkılacaksa gidilen şehirde ya da ülkede birden fazla kalacak yer ve güvenilir tanıdık, akraba vs. alternatifi olması.
    konfor alanına değil adeta konfor dünyasına sahip olmak. sonra da "kınfır alınımdan çıktım, risk ıldım bışırdım" diye övünmek.

    * ekmeğinin suyunun önüne hazır gelmesi;

    temel ihtiyaçlarını kendi kendine karşılamayı anca keyfi olarak yapmak.
    "elim lezzetlidir ama pek vakit bulamıyorum, anca canım isterse çok şahane tatlı yaparım." gibi keyfi açıklamalarda bulunmak.
    bu bağlamda mesela anne yemeği yemek... yani temel bir ihtiyaçta hazıra konup ona harcanacak zamanı başka işler için kullanabilmek büyük bir zenginlik.

    * saçı başı, giyimi, tipi fıstık fındık gibi çocuklara sahip olmak.
    (bkz: zengin çocuklarının güzel ya da yakışıklı olması)

  • dizüstü bilgisayar alacağınıza, dizaltı çorap alın 300-400 tane. denişik denişik giyersiniz ne güzel.

    yazar olduğum için çok şanslısınız sizi gidi köftehorlar..

  • ne zaman uyuduğu belli olmayan biyonik bakkaldır.

    20 seneden beri gözlemlerim.

    bir fiil, 365 gün bu şekilde çalışır.

    arasıra, bazı bazı, oturdğu yerde uyukladığını gördüysemde, biri içeri girer girmez doğrulur.

    ulan ben kafayı yicem, beni uykususuz bıraktı. sabah kalkıyorum bunun için bakıyorum. orada akşam uzatıyorum kafamı, bazı zaman 3'leri buluyor kapatması.

    bir insan günde 2.5 saat uykuyla 20 seneden beri yaşar mı?

    enyştayn mı bu amk.?

    2 tane çocuğu var bide. ne ara o çocukları yaptı anlamış değilim.

    edit; bir fiil değil bilfiilimiş..

    yeter ulan debe editi; anladık bir fiil deil. siz büyük resme bakın? kimden ulan bu çocuklar?

    debe editi; hepbirlikte bir fiil bi el atalım

    (bkz: taşlıdere ilköğretim okulu yardım kampanyası)