ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
kanserli eşinin fotoğraflarını çeken adam
-
kişi amerkalı fotoğrafçı angelo merendino'dur. göğüs kanserine yakalanan eşi jennifer'ın kanser sürecinde fotoğraflarını çekmiştir.
aslında hikayenin temeli bir erkeğin bir kadına duyduğu büyük bir aşk'a dayanıyor bence.
--- spoiler ---
blogda bunu yayımlayan kişinin belirttiği gibi son üç fotoğraf beni hakikaten perişan etti
--- spoiler ---
ilgili link : http://www.viralnova.com/wifes-cancer/ (link ölü)
yeni link : http://mywifesfightwithbreastcancer.com/…ltggd_hdow
not: bu konuyla ilgili bir başlık açılmadı galiba. sözlükte aradım ama bulamadım. başka bir başlıkla açıldıysa şimdiden özürlerimi sunarım...
edit: link koymayı unutmuşum..
edit: imla
uzak uçuşlarda gidiş geliş süresi arasındaki fark
-
sözlüğün bir yerlerinde mutlaka açıklaması yapılmıştır ama benim başlıklar arasında göremediğim bir konu bu. daha ayrıntılı aktarmak gerekirse, uzun mesafeli uçuşlar yapılırken daha da fazla hissedilen, gidiş ve geliş uçuş sürelerinin birbirinden farklı olması diye bir durum söz konusudur. bu farkın izahını tübitak sayfasından aktarmak isterim;
"uçaklar da hareketleri için havadan kuvvet alırlar. bu nedenle aynı yakıtı harcayarak havaya göre aynı hıza erişirler. dünya dönerken etrafını saran havayı da kendisiyle beraber döndürüyor. böyle olunca yerden bakan birine göre toprak gibi hava da hareketsizmiş gibi duruyor. böylece aynı yakıtı harcayan uçakların hareketinde de dünya'nın dönüşünün bir etkisinin olamayacağını rahatlıkla söyleyebiliriz. kısaca tekrarlarsak, normal, rüzgârsız bir havada değişik yönlere giden uçaklar, havaya göre olduğu gibi yere göre de aynı hızla hareket ederler.
rüzgârlı havalarda durum değişir. eğer havaya göre aynı hızla giden uçakları düşünürseniz, (bu her uçak aynı yakıtı harcıyor demek) rüzgârla aynı yönde giden uçak yere göre daha hızlı gidiyordur; çünkü hem uçak havaya göre belli bir mesafe kat eder, hem de rüzgâr havayı ve içindeki uçağı bir miktar ileriye taşır. uçak, rüzgâra ters yönde girmişse bu uçak yere göre daha yavaştır. sonuç olarak şunu söyleyebiliriz. eğer istanbul'dan ankara'ya doğru kuvvetlice bir rüzgâr esiyorsa, istanbul-ankara uçuşu daha kısa, ankara-istanbul uçuşu daha uzun sürer.
rüzgârların belki de en ilginç olanı jet-stream diye adlandırılan ve yerden 10-30 km yukarıdan esen güçlü hava akımları. bunlar sürekli aynı yönde, batıdan doğuya doğru ve saatte 100-400 km hızlarla esiyorlar. yerden hissedilmeyen jet-stream ilk defa 2. dünya savaşı sırasında bombardıman uçakları tarafından keşfedildi. o zamandan beri bu rüzgârlar üzerinde yapılan çalışmalar bunların dünya'nın dönüşünün etkisiyle basitçe açıklanamayacak bir şekilde oluştuğunu gösteriyor.
normal yolcu uçakları havaya göre 800 km/saat hızla giderler. eğer doğuya doğru uçan bir uçak 200 km/saat hızla esen bir jet-stream içine girerse yere göre hızı 1,000 km/saat olur. eğer uçak ters yönde giderse bu defa hızı yere göre 600 km/saat olacaktır. bu, yolculuk süresi ve uçağın harcadığı yakıt olarak %66'lık bir fark demek.
yolcu uçaklarının bu rüzgâra ters yönde girmemek gibi bir alternatifleri yok. uluslararası kurallar gereği uçaklar daha önceden belirlenmiş hava yollarını kullanabilirler ve ancak belli yüksekliklerde uçabilirler. bu nedenle jet-stream'e ters yönde giren uçaklar da var. yolculuk süresi de bu rüzgârın hızına bağlı olarak uzayıp kısalabiliyor."
1996 koraç kupası finali
-
her ne kadar 21 mayıs 2017 fenerbahçe olimpiakos maçı sonrasında basketbol tarihimizin kulüpler bazında en büyük başarısını yakalasak da, basketbolumuzun yeni yeni filizlendiği 'eski türkiye'de, çoğunluğu türk oyuncularla (o zamanlar 2 yabancı sınırlaması vardı) ve türk antrenörle gerçekleştirilen, her şeyin başladığı final serisidir. bugün bir kez daha aydın örs ve talebelerine selam gönderiyoruz.
bojack horseman
-
aşırı underrated.
şu derinlikte kaç tane dizi var? ve bunu çok çok absürd bir tarzda yapıyor olması inanılmaz takdire şayan.
görüntüde olabildiğince gerçek dışı, renkli ve acaip iken, düşünmeme yol açtıkları en gerçek ve basit haliyle göğsüme öküz oturmuş hissi yaratıyor.
şunları da şuraya bırakalım, yarın bir gün dönüp tekrar takdir ederim.
--- --- --- --- ---
"one day, you’re gonna look around and you’re going to realize that everybody loves you, but nobody likes you. and that is the loneliest feeling in the world."
bir gün etrafına bakacaksın ve fark edeceksin ki herkes seni seviyor ancak kimse senden hoşlanmıyor. ve bu dünyadaki en yalnız duygudur.- bojack
--- --- --- --- ---
things don't become traditions because they're good, bojack, they become good because they're traditions.
geleneğe dönüşen şeyler güzel oldukları için gelenek olmazlar. onlar gelenek oldukları için güzel olurlar. - todd
--- --- --- --- ---
it’s not about being happy, that is the thing. i’m just trying to get through each day. i can’t keep asking myself ‘am i happy? ‘ it just makes me more miserable. i don’t know if i believe in it, real lasting happiness, all those perky, well-adjusted people you see in movies and tv shows ? i don’t think they exist.
konu mutlu olmak değil. ben sadece her günü atlatmaya çalışıyorum. kendi kendime "mutlu muyum?" diye sorarak devam edemem. bu sadece durumu daha da sefil hale getiriyor. bunun gerçekliğine de inanıp inanmadığıma emin değilim. bitmeyen mutluluklar, tüm bu şımarık, filmlerde ve televizyon programlarında gördüğünüz düzgün insanlar? varolduklarını düşünmüyorum.- diane
--- --- --- --- ---
"every day it gets a little easier. but you have to do it every day. that's the hard part. but it does get easier." - jogger
her gün birazcık daha kolay oluyor. ama her gün yapmalısın. zor kısmı her gün yapmak. ama daha kolay oluyor.
--- --- --- --- ---
"the universe is a cruel, uncaring void. the key to being happy isn't a search for meaning. ıt's to just keep yourself busy with unimportant nonsense, and eventually, you'll be dead" - mr. peanutbutter
evren acımasız, umursamaz bir boşluktur. mutluluğun anahtarı, anlam arayışı değildir. kendini önemsiz saçmalıklarla meşgul etmektir ve sonunda, nihayet ölmüş olursun.
--- --- --- --- ---
“ıt takes a long time to realize how truly miserable you are, and even longer to see that it doesn't have to be that way.”
ne kadar mutsuz olduğunu görmek uzun zaman alır ve bu şekilde olması gerekmediğini görmek daha da uzun zaman alır. – cuddly whiskers.
--- --- --- --- ---
bojack: same thing that always happens. you didn't know me. then you fell in love with me. and now you know me.
wanda: when you look at someone through rose-colored glasses, all the red flags just look like flags.
- her zaman aynı şey oluyor. beni tanımıyordun. bana aşık oldun. ve şimdi beni tanıyorsun.
- birine renkli gözlüklerle baktığın zaman, bütün kırmızı ışıklar yalnızca ışık gibi gözüküyor.
https://www.youtube.com/watch?v=huptwcb982o
denizde 2 kilometre açılabilen esrarengiz amcalar
-
(bkz: dede)
adam 83 yaşında her sabah 5 km yürüyüş 2 km bu tarz süper serbest stil yüzme üstüne bir kahvaltı ile cila çekip öyle okeye oturuyor ki, roman abramoviç hayattan bu kadar keyif almıyodur.
yaş oldu 89: artık yürümek bile angarya. yüzmekse çile. ah be abramoviç, etmeseydin bedduanı ne vardı...
yaş oldu 91: o çok sevdiği denize girerken bir sabah geldi kriz, tekledi kalp. şimdi azraile karşı kulaç vuruyor yoğun bakımda solunum cihazında. azrail biz biliyoruz yüzemezsin, yetişemezsin, o kadar açılamazsın.
2km açıktan bildiren edit: biz biliyoruz dedemizi. açılamadın azrail efendi! yemedi 2km yüzmek!
92'den son edit: bir devir kapandı.
poyraz karayel
eski kadınlar o kadar işi nasıl yapıyordu
-
1. dere kenarında çamaşır vs yıkamak tek başına yapılan bir eylem değildi. kızlar küçük yaşlardan itibaren çalıştırılırdı.
2. erkekler tarlalara giderdi yine küçük yaştan itibaren.
3. çocuk yetiştirmek öyle çok da önemli bir şey değildi. o nedenle 8-10 çocuk yapılırdı zaten. önemli olan gerekli iş gücüydü.
4. bu çocuklar verilen bu işler dışında genellikle orada burada rahat bir şekilde takılarak büyürdü. karakterlerine göre yönelimleri olurdu. kötüyse kötü, iyiyse iyi. özellikle erkek çocuklara aile gece nerede kaldın demezdi.
5. eski insanların karnını doyurmaktan başka derdi yoktu. şimdiki insanlar yani bizler kapitalist sistemlerin kölesiyiz. her şeye sahip olmak istiyoruz. o nedenle çok yorgunuz. eski insanların bildiği tek şey kendi köyleriydi ötesini pek bilmezlerdi.
atatürk olmasa da kurtuluş savaşı olacağı gerçeği
-
tarihi fesliden öğrenenlerinin gerçeği.
yaran olaylar
-
bir keresinde yorgun argın işten eve dönerken, gittiğimde yemeğim hazır olsun dedim ve 1 adet dürüm söyledim. kapıya asın notunu bıraktım.
kapıda asılı torbayı aldım ve eve girdim. bir açtım torbayı 4 tane dürüm var içinde. aradım dürümcüyü dedim durum böyleyken böyle. abi biz de dürümler nerede diyorduk ya dedi. ben de hiç birini ellemediğimi gelip alabileceklerini söyledim. yok abi biz hallettik ikramımız olsun, evde biri varsa verirsiniz sizinkini de gönderiyoruz şimdi dediler.
buraya kadar her şey normal. sıradan karşılaşılabilecek bir sipariş hatası. asıl olay buradan sonra başlıyor.
evde benden başka yaşayan olmadığı için 2 tanesini yedim 2 tanesini de komşuya verdim ve akabinde kapı çaldı 1 dürüm 1 kazandibi geldi bu sefer de. kazandibiyi jest olsun diye verdiler herhalde okey dedim aldım. onu da dolaba bir sonraki gün yerim diye koydum. 45 dk sonra tekrar kapı çaldı ve tekrar dürüm geldi. dedim ben aldım dürümümü? yok abi bu ikram dediler. derdimi anlatmaya çalıştım yok onu da verdiler. eve mütemadiyen dürüm geliyordu. adeta türkiye simulasyonu bug'a girmişti ve dürüm kodu no longer available hatası veriyordu. artık kapıdaki güvenlik görevlisi dürümcüler geldiğinde beni aramayıp direkt dürümcüleri içeri alıyordu. 30 dk sonra tekrar kapı çaldı. saat artık 23.30 civarına gelmişti uyudum uyuyacağım. bir dürüm daha geldi. dedim ki abicim siz bana yanlışlıkla 4 dürüm yolladınız ve sonrasında benim kendi dürümümü yolladınız. hesap kapandı hatta kabardı, yollamayın artık, al bunu da sen ye dedim. yok abi patron kızar dedi zorla elime tutuşturdu.
gece bitmeden aradım güvenliği, dedim dürümcü gelirse içeri almayın yasaklıyorum. kapıda sessizce işlerini bitirin *
bu da böyle bir anımdır.
akşam eşini evde dans ederek karşılayan kadın
-
ben direk dansıyla karşılıyorum, evimin direği hoşgeldin manasında.
23 temmuz 2015 nasa basın açıklaması
-
parmak arası terliklerimi bavuluma yerleştirip beklediğim açıklama. kobay olarak göndersinler beni
bilinen en büyük asal sayı
-
benim gözümde en büyük asal sayı 2dir. hem çift olup hem de asal olmak kolay iş değil.