hesabın var mı? giriş yap

  • korkunun ecele faydası yok. 100 sene sonra ekmek yenilemecek artık bu kapıdan.

    “hangi müslüman peygamberi inkar eder de müslüman kalabilir?" cümlesini biri açıklayabilir mi? nasıl bir tespitse!!!

    edit: sabah mesaj kutuma baktım ciddi ciddi peygambere inanmanın imanın islamın şartı olduğundan falan bahsetmişler. merak etmeyin ben imanın islamın şartını sizden iyi biliyorum, o çok iyi bildiğinizi iddia ettiğiniz kitabınızı da sizden iyi biliyorum.
    deizmi seçen kişinin peygambere olan imanını sorgulamada kullanılan cümlenin saçmalığına ve sonrasında yapılan tespite karşı ironi olarak sordum o soruyu. (bkz: tecahülü ârif)

  • arkadaşıma, hostes karısının abd’den iphone 7 alması için para verip beklemeye başladım. aradan geçti bir kaç hafta, beklenen haber geldi, karısı gitmiş gelmiş dolayısıyla benim telefon da gelmiş. arkadaşla buluştuk. karısı inisiyatif kullanarak 6s almış, 7 nin fiyatı değmezmiş, para üstümü de getirmiş. işte böyle saçma bi hikayeyle 6s sahibi olmuştum. bayağı içime oturmuştu. sanane kardeşim kaç paraysa kaç para ya, bak yine sinirlendim. her şeyde bir hayır vardır neyse. aradan yıllar geçti hala kullanmaktayım. ( arkadaş da ilerleyen zamanda karısından boşandı.)

  • araba egzozlarindan ya da bilimum bacadan cikan cesitli zararli kimyasallarin tum insanliga ait olan atmosfere ve ekosisteme zararlari tespit edilip bir an once toplu tasima harici arac kullanimi yasaklanirsa sonuna kadar destekleyecegim yasaktir. araba sahipleri kendilerine ait atmosferden yalitilmis bir pistte veya kendi mulklerinde binsinler arabalarina.

  • olay çok etkiledi beni. rahmetlinin ailesine ve güzel kızına sabır diliyorum. ne desek boş, ateş düştüğü yeri yakacak.

    olay ümitköy/çayyolu bölgesinde olduğu için şaşırmış suserler.

    elbette haklılar ama gözden kaçırdıkları bir şey var: recep tayyip erdoğan

    erdoğan türkiye’de sermayenin sahibini değiştirdi. kendi oligarşisini yarattı. artık para, iyi eğitim almış, düşünsel ve sanatsal becerileri de ekonomik gücü oranında gelişmiş insanlarda değil. para, kolunu kaldırmadan ihale alanlarda.

    bu insanlar bu kolay parayla ne yapacaklarını bilmiyorlar. buna dair mental bir hazırlıkları veya sürece yayılmış bir gelişimleri yok. paranın alacağı her şeyi almaya çalışıyorlar.

    “çayyolu’nda yaşamak için bir ev” ve “istediği şarkının hemen çalınması” bu şeylerden yalnızca ikisi.

    istedikleri olmadıkça, her şeye ve herkese zarar veriyorlar. işin en kötü yanı, istedikleri oldukça da zarar vermiş olacaklar.

    bir çıkmazın içindeyiz. bir çıkmaza sokulduk. sesimizi çıkarmamız gerek.

  • türkiye'de çoğu firma için gereksiz bir birim- özellikle de patron şirketi olanlarda. daha çok biz ne kadar kurumsalız demek için açıyorlar. personelle direkt muhattap olmayalım, şu başvuranların da hepsiyle uğraşmayalım diye var. ama sanki küçük dağları onlar yaratmış. tarif edilemez bir ego patlaması yaşıyorlar. halbuki gözlemlediğim kadarıyla bütün gün işte bilgisayar başında takılıyorlar. bir tek ay sonu biraz yoğunluk oluyor.

    maaşlar, puantajlar ile genelde muhasebe ve personel müdürleri ilgileniyor. işe alımı da teknik bilgi ve yetkinlikleri yeterli olmadığından son aşamada ilgili proje müdürü ya da "patron" değerlendirmeyi yapıyor. yurtdışında okumuş anadil seviyesinde yabancı dili olan başvuranları ezberden ingilizceleriyle test ederken de hiç utanmıyorlar. utanmak ne kelime, havalarından geçilmiyor.

    edit 2: iş yerinde bilgisayar başında takılan ik'cılar rahatsız. haklı çıkardığınız için tişikkirlir

  • 45 saat kuralını birçok kişinin yanlış bildiğini gördüğüm başlık.

    haftada 45 saat çalışacaksınız diye bir şey yok. çalışan kanunen en fazla 45 saat çalıştırılabilir şeklinde o kural. siz işyerinizle aranızdaki sözleşmeye göre haftada 30 saat de çalışırsınız 40 saat de. uzun zamandır 40 saat mesai yapan biri olarak, bundan sonra 45 saat aç kalmadıkça çalışmam. tavsiyem siz de çalışmayın, iş arayın.

    zaten etrafımda gördüğüm en büyük sorun bu. işinden memnun olmayan, sürekli şikayet eden çok fazla insan var. ama bu insanların çok çok azı iş arıyor.

    cuma olayına gelince, 2016 yazında değişen yasaya göre hafta ortasından sonuna izin alırsanız cumartesi izinden düşmez. örneğin çarşamba, perşembe, cuma izin alırsanız yıllık izninizden 3 gün düşer. ancak haftayı tamamen kapatırsanız pazartesi'den itibaren, o zaman 6 gün düşüyor.

    bir de şöyle birşey var, mesela salı günü 23 nisan, siz pazartesi, çarşamba, perşembe ve cuma izin alırsanız haftayı kapatmanıza rağmen izninizden 4 gün düşer.

    yasa bu şekilde. şirketiniz buna uymuyorsa ya bilmiyordur, siz de uyarırsınız, yine de yapmıyorlarsa art niyetlidir, iş arayın. iş bulur bulmaz da resmi yerlere şikayet edin.

  • gençlikte yurt dışına taşınmaktır. bir akrabam (kadın) 45+ yaşta abd'ye taşındı, 2016'da dolar bu kadar absurd değilken burdaki güzel konumda evini satıp oradan bahçeli ev aldı, çocuklarını okullara yerleştirdi, "benim için o sayfa kapandı" derken orada aşık da oldu, burada yaş farkına takılan bir kadınken şu an hayatındaki insan kendisinden 10 yaş küçük, orada yeni bir çevre yaptı, az evvel bana iş yerindeki shift'i sırasında ses kaydı bıraktı, burada yönetici klasmanında bir işi varken orada mavi yaka minvalinde bir iş yapıyor ama mutlu, resmen mutlu. 45+ ve yepyeni hayat. nefes aldığınız her an istediğiniz her yere yerleşirsiniz.