hesabın var mı? giriş yap

  • efendilik, beyefendilik, zeka falan değildir.

    piçliğin, fırlamalığın, şişkin egonun üzerine biraz para serpmektir.

    ha, biz parayı da bulsak, bi türlü o piç adam olamadık. ince ruhluluğumuz ve düşünceliliğimiz, özgüvensizliğimizle üst üste binince, bok oldu ortalık. bazen "-mış" gibi yaptık. ama reçeteyle olacak iş değildi; tutmadık, tutulmadık; çok eğreti durdu. kimse fark etmediyse de, kendi kendimize fark ettik bu eğretiliği; içimize içimize utandık.

    neyse, namussuz bi fırlama olmadığıma üzülecek değilim. sadece adaletsiz dünya, bu kadar fazla adaletsiz olmayaydı, iyiydi.

  • dede ve erkek kardeşle birlikte maç izlemekteyiz. dedemin kulakları ağır işitiyor, yaşından dolayı. kardeşimin de sesi pek gür çıkmaz.

    dede: ahmet, en iyi futbolcu kim?
    kardeş: dünyanın mı?
    dede: bünyamin demek, hımm.

    dedem sert adamdı, o yüzden kahkahalarımı içime attım. kardeşim de düzeltemedi, ayıp olmasın diye. dedem kendi çapında bir aydınlanma yaşıyordu zaten. o günden beri bünyamin benim için dünyanın en iyi futbolcusudur. her nerede top koşturuyor ve goller atıyorsa.

  • zafer partisi uyelerinin ve ümit özdağ'in sehre girisi hatay valisi tarafindan cikatilan şaka gibi bir talimatla hatay sinirinda jandarma tarafindan engelleniyor su anda. ümit özdag jandarma kontrol bölgesinden ayrilmayacagini, girmelerine izin verilene kadar bekleyeceklerini acikladi biraz önce. bu olay muz cumhuriyeti'nde bile olmayacak türden bir olay.

    (bkz: tek parti rejimi)

  • burada yazilanlara gore degil de, birden fazla bilenden dinlenilse sanki daha iyi olacak bu kelimelerin telaffuzlari. neticede dogru olan tek bir ingilizce aksani yok.

    misal, lieutenant. leftenınt da okunur, luğtenınt da.

    fuchsia'yı okurken sondaki ses bazilarinda ı'dan a'ya kayabilir.

    rebel isimken rebıl olur, fiilken ribel olur, rebel olur rıbel olur.

    sword'daki v tamamen kaybolabilir de, hafif olarak soylenebilir de.

    route ruut da olur raut da.

    scissors'daki r ozellikle ingiliz aksanlarinda kaybolabilir, illa sizırs denilecek diye bir kaide yok.

    schedule şecyuğl da olur şecığl da skecuğl da skecıl da.

    indict genellikle indayt diye okunur, ama indaykt diye de okunabilir.

    pneu'yla baslayan kelimeler nyü veya nü diye okunabilir.

    twenty, tveni de olur tventi de.

    magic, macig diye okunmaz, mecik diye okunur, bazılarında vurdu c'de olabilir.

    unique yunik diye de okunur yuniik diye de, vurgu kayabilir yani.

    determine, ditörmin olur genelde ditörmın değil.

    macro, mekro okunur ama bazı aksanlarda e sesi a'ya kayabilir.

    schizophrenia, skitsıfreniya da okunur skitsofreniya da.

    economy'nin ilk e'sinin i olarak telaffuz edilmesi gerekirken ses e'ye de kayabilir.

    economics'in vurgusu ikı_na_miks de olabilir, vurgusuz ikınomiks (a yerine a-o arasi bir sesle) de denilebilir.

    daha fazlasi icin suraya bakiyorsunuz: http://forvo.com/

  • bu özel günde de atamızın bu anısını tekrar okuyalım istedim.

    "orduya ilk katıldığım günlerde, bir arap binbaşısının 'kavm-i necip evladına sen nasıl kötü muamele yaparsın' diye tokatladığı bir anadolu çocuğunun iki damla gözyaşında türklük şuuruna erdim. onda gördüm ve kuvvetle duydum. ondan sonra türklük benim derin kaynağım, en derin övünç membaım oldu. benim hayatta yegane fahrim, servetim, türklükten başka bir şey değildir."

    kutlu olsun.

  • kayseri'de yol çalismasi yapiliyomus. köylüler esegin birini salip geçtigi yerden yolu geçiriyolarmis. o sirada oradan geçmekte olan amerikali bir mühendis görmüs bunlari.
    merak etmis; gitmis yanlarina.
    -merhaba dayi nabiyonuz böyle? demis.
    köylü -yol yapiyoz diye cevap vermis.
    -"e bu essek ne" diye devam etmis mühendis.
    köylü genel prosedürü söyle bir anlatmis. essegin yolun nerden geçecegine karar verdigini söylemis. bizim amerikali mühendis yerlere yatmis gülmekten, öyle sey mi olur diye. alayci bir tonla:
    - "eee demis, essek bulamiyinca napiyonuz?"
    köylü:
    - "o zaman amerika'dan mühendis getirtiyoz."