ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
1.85 boyunda zeki esprili yakışıklı kültürlü erkek
-
1,85 - check (tam hem de)
zeki - check (nobel beklemiyorsan tabii)
espirili - check (bir cem yılmaz olamam elbette)
yakışıklı - check (yani bir brad pitt değiliz tabii ama elimiz yüzümüz düzgün)
kültürlü - check (seneye doktora bitiyor çok şükür)
hepsi tamam. hatta fazlası var. 140 kiloyum ve evliyim.
ofiste klima savaşları
-
bu savaşların sebebi olan üşüyengiller bir de nasıl beceriyorlarsa klimanın çalıştığı ilk 5 dakika içinde grip + faranjit + bronşit + menopoz + vajinismus olurverirler. kısılmış bir sesle "hığğğ heüğğğ, klima böyle yaptı beni, çok dokunuyor bana, ühüüğğ" diye duygu sömürüsü yapmaya kalkarlar. bu durumda yapılacak en güzel şey, "ah canım, kıyamam ben sana" dedikten sonra klimayı 18 dereceye getirmektir.
volkswagen golf
-
kapısı tok, kendisi aç bir araba.
trt müzik game of thrones cover'ı
-
video altındaki yorum güldürmüştür.
--- spoiler ---
kargalar da sever.
edit: yorum yapanın nicki jon snow muş . cigara böreği uyardı sağolsun tekrar güldüm.
--- spoiler ---
türk spor gazeteciliğinin en güzel manşeti
13 haziran 2016 eyfel'in kırmızı beyaz olması
-
euro 2016 'da en önemli başarımız olarak hatırlanacak durumdur.
firefox
-
birkaç gün önce ncsa mosaic hakkında bir entry girdim, buradan ulaşabilirsiniz.
web tarayıcıları tarihinde önemli bir yeri var bu mosaic'in, entry'de de anlattım tekrara düşmek istemiyorum fakat önemli bir noktası şu; mosaic'i kuran ekip** daha sonra netscape ismiyle 2000'lerin ortalarına kadar bilinen tarayıcının kurucuları oluyorlar, daha sonra da mozilla vakfında bu işlerine devam ediyorlar.
netscape ise, onlarca yara ile çıktığı savaşta internet explorer'a yeniliyor. 2003 civarı sanırım, piyasadan tamamen silinmeye yaklaştığı anda mozilla üzerine çalışmalarını başlatıyorlar ve açık kaynak kodlu ilk mozilla sürümü olan phoneix ortaya çıkıyor.
"mitolojide yanarak öldükten sonra kendi küllerinden yeniden doğan bir kuş olan zümrüdüanka’nın “külleri”, ilk “tarayıcı savaşlarında” microsoft internet explorer tarafından öldürülen netscape navigator’ı temsil ediyordu. ancak phoenix markası phoenix technologies’e ait olduğu için bu addan vazgeçildi ve firebird adında karar kılındı. bu ad ise firebird adını kullanan açık kaynaklı veritabanı yazılımı projesinin tepkisine neden oldu. mozilla vakfı, karışıklığı önlemek için tarayıcının mozilla firebird adını kullanacağını açıkladıysa da tartışmalar sürdü ve 9 şubat 2004’te tarayıcının adı mozilla firefox olarak değiştirildi. firefox, kızıl panda adlı hayvanın takma adıdır ve firefox’un maskotu olarak da bu hayvan benimsenmiştir. " kaynak
şimdi bunca şeyi niye ekledim, bakın yıl henüz 2003-2004 falan. eylül 2008'e yani google chrome'un çıkmasına henüz 4 sene var. bu adamlar bu işleri yaparken youtube'un kurulmasına bile daha bir sene vardı.
gelelim güvenlik veya hız konularına.
firefox'un eklenti marketine girdiğinizde, kendilerinin önerdiği ve güvenlik açığı olmadığını bildirdikleri tüm eklentileri gönül rahatlığı ile kullanabilirsiniz. bugün front end ile uğraşanların en büyük kaynaklarından biri olan mdn , zamanın netscape'i ile temelleri atılmış javascript dilinin de en büyük kaynağıdır. bugün internet tarayıcılarında kullanıcı etkileşimli olan her şeyi javascript'e, netscape'e ve bugün de ardılı olan mozilla vakfına borçluyuz da diyebiliriz.kaynak bunca şey için bile mozilla tercih edilebilirdi ama yetti mi? hayır yetmedi, devam edelim.
senelerce opera fanatikliği yaptım, sonrasında çinlilere satıldı ve arkasında devasa bir boşluk bıraktı opera, o da silindi gitti maalesef. daha sonra brendan eich mozilla ile benzer bir çizgide brave browser'ı kurdu ve yoluna internetin ve kullanıcıların gizliliğine önem veren bir çizgide devam etti. peki neydi bizi oradan uzaklaştıran şey? bingo, google gibi devasa bir şirketle aynı politikaya sahip olmaya yaklaşmaları. veri güvenliği, veri madenciliği.
bugünlerde herkesten duyarsınız, konuştuğumuz bir şeyin reklamını görüyoruz veya googleladığımız her şeyin 2 sene reklamına maruz kalıyoruz diye. bu nasıl oluyor sanıyorsunuz?
şu an, chrome olmasa da çoğunlukla android ve google'a muhtaç durumdayız diyebiliyorum maalesef. hem ülkedeki ekonomik şartlar bizi android kullanmaya mecbur bırakıyor, hem de duckduckgo gibi arama motorlarının yeterli veriyi google kadar yeterli şekilde getirmemesi buna sebep olabiliyor ama bunu en azından tarayıcıda mozilla ile kırabiliyoruz.
gelelim diğer sebeplere,
1- firefox bellek kullanım açısından google chrome'dan daha iyi.
2- chrome ile yapabildiğiniz her şeyi verilerinizi güvende tutma artısıyla firefox ile de yapabiliyorsunuz.
3-firefox daha fazla özelleştirme seçeneğine sahip.
4-kullanımında herhangi ekstra bir zorluk yok.
5-mobilde çok ciddi uzantı desteği sağlıyor, firefox nightly isimli mobil web tarayıcısında reklam engelleyicilere kadar birçok eklenti kusursuz çalışıyor. sözlüğe firefox nightly'den girip reklamsız görmek mi yoksa chrome'dan girip gözleri skerten reklamlara maruz kalmak mı?
6-mozilla üçüncü taraf izleme tanımlama bilgilerini varsayılan olarak engelliyor, facebook gibi avcılara sizi yem etmemek için uğraşıyor.
7-mozilla kripto madenciliğine karşı sizi koruyor.
8-mozilla sosyal izleyicilerin izlemelerine karşı da default olarak koruma sağlıyor.
9-"firefox'un en son sürümü, dünya çapındaki tüm kullanıcılar için varsayılan olarak açık olan gelişmiş izleme koruması (etp) adlı bir özellik içerir. etp, facebook, twitter ve linkedın gibi şirketlerin sosyal izleyicileri de dahil olmak üzere 2.000'den fazla izleyiciyi engeller. ayrıca, şifrenizin ihlal edilmesi veya güncellenmesi gerektiğinde sizi otomatik olarak bilgilendiren firefox monitor adlı entegre bir özelliğe de sahiptir."
hala ikna olmadıysanız;
10-
"chrome güvenli bir web tarayıcısı olduğunu kanıtlasa da gizlilik kaydı sorgulanabilir. google aslında konum, arama geçmişi ve site ziyaretleri dahil olmak üzere kullanıcılarından rahatsız edici derecede büyük miktarda veri toplamaktadır. google, daha önce satın aldığınız veya ziyaret ettiğiniz gibi bir süveter veya bir kafe bulmanıza yardımcı olmak gibi hizmetlerini iyileştirmek için yaptığını söyleyerek veri toplama konusunda iddiasını ortaya koyuyor. ancak diğerleri, google'ın aslında kendi pazarlama amaçları için benzeri görülmemiş miktarda veri topladığını belirterek aynı fikirde olmayabilir. bilgilerinizi bilgisayar korsanlarından gizli tuttuklarını öne sürüyorlar, ancak bu konunun dışında. google'ın kendisi, büyük ölçüde kullanıcılarından topladıkları veriler sayesinde dünyanın en büyük reklam ağını yönetiyor."
kaynak2
kaynak3
kaynak4
kaynak5
kaynak6
kaynak7
kaynak8
spam sms'lere 50 bin tl ceza gelmesi
-
e-devlet erişimi olan internet kullanıcıları ihlalleri http://tuketicisikayeti.tuketici.gov.tr/ adresinden şikayet edebiliyorlarmış.
edit: formun sonunda yine ıslak imzayla tüketici heyetine fiziksel başvuru gerekiyormuş.
erkan tan'ın ayda 1000 bin tl maaş alması
sokakta ayaküstü sıçan teyze
-
selfie gibi patladı bu ayakta sıçma olayı da.
yaran olaylar
-
2000 lerin başında geçiyor olay.arkadaşım fefe binbir güclükle lada tavria diye bir araba aldı. ama anlatamam yarabbin nasıl dandik bir araba, böyle birsey olamaz, her gün ve her saniye arıza yapıp yolda kalıyor. tamirciler bıktı bizimle ilgilenmiyor. satmaya çalışıyoruz, kimse almıyor...
neyse bir gün -artık hangi hastalikli beynin fikriyse- bu arabayla pikniğe gitmeye kalktık. haliyle yolda bozuldu ama bizde endişe yaratmıyor artık bu durumlar, ite dürte getirdik bir agaç altına. mangalı yaktık, biraları ictık akşam eve dönuş saati geldi.eee her zamanki gibi bas bas çalışmaz, bir de inadı gibi yokuş felaket dik. neyse iki kişi geçtik arabanin arkasına geberiyoruz ama milim milim ancak gidiyor. sonra ne oldu bilmiyorum buzadam herhalde daha kuvvetli itneye başladı, araba bayağı hareket etti. zaten dişımizi sıkıp rampanın başına çikarsak yeter, diye düşünüyoruz.
uzatmayayım rampanın başına gelip son bir kuvvetle ittirdik araba iyice hızlansın diye. aynen düsündüğümüz gibi rampa aşagı cilgınlar gibi gitmeye basladi hurda ama hala çalişma emaresi yok. ben var gücümle direksiyonda olan arkadaşa bagirdim "fefe 2 ye tak kontaği aç, vurdur laaannn"
ve sevgili dostlar bağirmami muteakip çizgi filmlerde olabilecek bir efektle birbirimize baktık ki, direksiyonda olmasi gereken fefe, kanli canlı yanimizdaydı ve mal mal yüzumuze bakıyordu.demek arabayi bu kadar rahat itebilmemizin sebebi de buydu...
yokuş aşağı son sürat ormana dalan arabayı keder ve gülme krizi arası bir hisle izliyorduk. araba önce ağaçlara vurdu sonra takla atmaya başladı, takla atma sesleri kesilince fefe'den 'kurtulduk en azından aq' tarzı bir cümle çıktı. kimse konuşmadı, kimse kimseyi suçlamadı. mangalı tekrar yaktık, biraz daha bira içip gülme krizi bitince eve döndük.
rusya'da ölümle sonuçlanan edebiyat kavgası
-
rusya'nın sverdlovsk şehrinde gerçekleşen olay. 53 yaşındaki edebiyat öğretmeni, şiiri değil de nesiri savunan arkadaşını öldürmüş; http://kitap.radikal.com.tr/…debiyat-tutkusu-390792
edebiyat dünyası da çok değişik bir ortam birader. çılgın bir ortam.
annem babam ben ve çocuklarım sana kurban olsun
-
(bkz: hadi inşallah)