hesabın var mı? giriş yap

  • içeriğini beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz ama ülkedeki enflasyonu sallamayan bir ücret politikasıyla hizmetini sürdürmesi övülmeye değer. darısı diğerlerinin başına.

  • posidonia oceanica, evrim sürecini karadan denize gerçekleştiren ve akdeniz'in endemik çiçekli bitki türüdür. posidonia oceanica; deniz çayırı, deniz eriştesi olarak da adlandırılmaktadır. doğası itibariyle deniz yosunu gibi görünse de bir fanerogam deniz bitkisidir, yani kendi besinini organik madde ve güneş ışığından üretmenin yanı sıra sapları, çiçekleri ve meyveleri de vardır. tüm akdeniz kıyılarında farklı yoğunluklarda bulunmaktadır.

    su altında 0,5 - 40 metre arasında bulunabilmektedir. su kalitesini iyileştiren ve çeşitli türler için sığınak oluşturan ekosistemin oldukça önemli bir parçasıdırlar. tabii ki karbondioksiti emerler ve kıyıların korunmasına yardımcı olurlar. p. oceanica sonbaharda yapraklarını kaybeder ve daha sonra dalgalar ve akıntılar tarafından bu yapılar sahile taşınır. yapraklarında lignoselüloz adı verilen lifli bir yapı bulunmaktadır. bu yapı parçalanarak zamanla bir yumak halini alır ve bu yapıya neptün topu ya da aegagro pilae denmektedir. neptün topu, yaprakların düşerek içerisine lizomların karışması ile tüylü bir hal alarak meydana gelmektedir. bu top halini alması sırasında ortamda bulunan diğer maddeleri de toplaması sayesinde özellikle okyanus ve denizlerdeki plastik kirliliği konusunda büyük bir temizleme yeteneğine sahiptir. yumakların içerisine mikroplastikler de dahil pek çok farklı boyutta plastik dahil olmaktadır.

    yapılan araştırmaya göre neptün topları kilogram başına 1.470 parça plastik toplayabilmektedir. plastiklerin neredeyse tüm çeşidini bulmak mümkün olsa da en yoğun olarak pet ve pe gözlenmektedir. bunun yanında yılda toplanan ortalama plastik miktarı ise 900 milyon parça plastiktir. plastik boyutlarının ortalaması ise 9 mm'dir.

    p. oceanica hem ekosistem hem de plastik kirliliği açısından oldukça önemli bir bitkidir. ama maalesef iklim değişikliği onlar üzerinden de birtakım tahribatlar yaratmaktadır. özellikle mercanlarda olduğu gibi bu yapılarda su sıcaklarında olan değişikliklere karşı oldukça hassaslardır. su sıcaklarındaki artış onların çiçeklenme döngülerini bozmakta ve zaman içerisinde büyüme potansiyellerini düşürmektedir. 2014 yılında , ispanyol ulusal araştırma konseyi'nden (csıc) bir araştırma ekibi , posidonia'nın ilk kaydedildiğinden beri durumunu değerlendirmiş ve son 50 yılda posidonia'nın boyutunu %13 - %38 oranında azaldığı sonucuna varmıştır.

    p. oceanica'nın plastik tutma özelliğinin yanında içerdiği yüksek selüloz yapısı sayesinde kağıt hamuru yapımında kullanılabilmektedir. binaların ısı ve ses yalıtımı için de oldukça değerli bir malzeme özelliği taşımakta olup, binalarda %60 oranında enerji tasarrufu sağlamaktadır.

    kaynak : 1, 2, 3, 4,5

  • 615.9 milyonluk vergi borcunu bir kalemde 7 milyona düşürebilen hükümetin bir kalemde öğrenim kredilerini silmesi kampanyasıdır.

  • "nec arare terram aut exspectare annum tam facile persuaseris quam vocare hostem et vulnera mereri. pigrum quin immo et iners videtur sudore adquirere quod possis sanguine parare."

    -----------------------

    "onlara tarlaları sürüp, bir yıl bekleyip mahsül almaktansa, düşmana saldırarak alınan yara ile övünmek daha uygun gelir. gerçekten başka birinin kanını dökerek kazanılabilecek bir şeyi çalışarak, alın teriyle elde etmeyi sıkıcı ve aptalca sayarlar."

    ünlü tarihçi cornelius tacitus, cermenleri anlatan, m.s. 98'de yazdığı germania isimli eserinde cermenleri böyle tarif ediyordu.

    bu eser yazıldıktan yaklaşık 18 yüzyıl sonra cermen kavimlerinin ardıllarından biri, kurdukları sömürge imparatorluğu üzerinde güneş batmaması ile övünecekti.

    (bkz: merdi kipti sirkati ile övünür)

  • tartışmayı çok sevmeyen bir zihniyettir:
    -abi imparatorluğun adını "çelik kartallar" koysak, öyle havalı bir isim...
    -olmaz
    -peki şeye ne dersin, "anadolu aslanları"?
    - ı ıh, kılıç aslan'ı getirir akla.
    -hıh buldum, demir pençeler imparatorluğu olsun...
    -olmaz dedik ya
    -e sen bir şey söyle bari
    -osman diyelim biz ona
    -ama...
    -evet, osman iyi.
    -peki abi.

  • fırıncı küreğiyle geldi öyle bıraktılar; hani fırından sıcak sıcak...
    gibi düşündüm.

    bildiğin nalburdan alınma inşaat küreği bu. cidden bu nasıl sunum?

  • dan brown! dayıoğlu sana sesleniyorum: yıllar yılı onun şifresiyle bunun sırrıyla uğraştın durdun. bir gün de sınava itirazın şifreleriyle ilgili bir şey yazmadın. nasıl itiraz etmeliyiz sınav sonucuna, ekmek yer miyiz itiraz işinden söylemedin. vatikanlı çılgın bişip, romalı perihan, cizvit faruk derken öğrencileri hep ihmal ettin. sana önerim şudur kaptan: sınav sonucuna itiraz usulleriyle ilgili olsun bir sonraki romanın. peynir ekmek gibi satmazsa insan değilim. ha ama "lan gerzo benim zaten her yazdığım peynir ekmek gibi gidiyor" dersen, ona bir şey diyemem.

    hakkaten güzel para yaptın neşriyat işinden. inşallah kazandığın parayı çarçur etmezsin. eve yatır paranı dan. insan kuru ekmekle de yaşar, önemli olan başını sokacağın bir evin olsun. hayır yanlış mıyım? yanlışsam yanlışsın de... şimdi romandan gelen parayı arabaya yatırsan, kontağı çevirdiğin anda haydi bakalım selamunaleyküm işte oldu ikinci el araba. ama ev öyle mi dan? mayami'den bir yazlık, vaşingtın'dan beyaz saray manzaralı bir kışlık alsan o dünyalık sana yeter sana işte. elin dara düşerse satarsın mayami'deki yazlığı sibel can'a, o parayı da bankaya yatırırsın. al işte yengeyle size mis gibi gelir musluğu. veya bana ne lan ne yaparsan yap. romanlarında o kadar vatikan'dan bahsettin de vatikan'a bir çeşme mi yaptırdın, bir hayrat mı yaptırdın? allah aşkına söyle yaptırdın mı vatikan'a bir hayrat? yazdırdın mı üstüne "hacı dan brown ve karısı, ramazan 2010" diye? varsa yoksa onun pederi şunun papazı...

    neyse... dostlar, beni bilirsiniz, bileği gibi yüreği de sağlam bir deli gofret kardeşinizim. burdan sınav sonuçlarına itiraz konusunda hem dan'a hem öğrenci kardeşlerimize ışık tutmak için bir önerimi paylaşmak istiyorum ve diyorum ki sınav sonuçlarına itiraza imkanımız varsa lugano ve sabri sarıoğlu'yla gidelim. etkili bir itiraz yöntemi olabilir bu. okuldan atılmamız da bir ihtimal ama risk almadan da hiçbir şey olmuyor şu hayatta. şöyle bir şey düşünüyorum:

    - hocam 23 hiç beklediğim not değildi inanın. en az 60-65 diyordum, 23 geldi. üç sayfa kağıt verdim hocam...

    - evladım marifet çok yazmakta değil. içeriği önemli...

    - hocam okul uzuyor ama... en azından 50 almam lazım ki geçebileyim.

    - yani... şimdi sana 50 versem, başka bir arkadaşın gelecek "bana da 50 lazım", öbürü gelecek "bana da 60" lazım. e bunun sonu yok ki...

    - hocam sınavdan sonra arkadaşlarla karşılaştırdık, aynı şeyleri yazmışız. onlar hep 60, 70 aldı, bana 23 geldi hocam.

    - sağlık olsun diyelim.

    - hocam son sözünüz bu mu?

    - bu.

    - yanımda iki arkadaş getirdim, onlar da sizle konuşmak istiyorlar.

    - gelsinler...

    - lugano! sabri!

    *** hoccca nesi 23 bunun hoca, en az 70 en az 80 allahtan kork hoca....***

    şimdi bu noktada sabri bunları söylerken, lugano gözlerini belerte belerte hocanın yanına gidip eliyle not yükselt işareti yapabilir. not yükselt işareti ülkeden ülkeye değiştiği için burda ayrıntılarına giremiyorum. ayrıca eğer imkanımız varsa itirazımızın etkisini arttırmak için ibrahim üzülmez'i de getirebiliriz. o da hocanın yanına gidip, hızlandırılmış hareketlerle dirsek atma işareti yaparak "gör artık bunları gör! asistan dirsek attı sınavda bana, allah aşkına gör hoca ya" diyebilir. hocamız özellikle ibrahim kaptan'ın söylediği bu sözler karşısında iyice afallayacak, ne dirseği ne kösteği derken belki de motoru yakacaktır. nihayetinde illa denensin demiyorum bu yöntem, ama denenebilir yani. her şey gibi bu da bir sınav işte.