hesabın var mı? giriş yap

  • az evvel bilgisayardaki işlerime yönelmeden bir tv'ye bakayım dedim. ülke tv'de kendisini gördüm.

    "ne demek ya polise karşı gelmek?"

    "çocukken polis görünce saygı duruşunda bulunurdum."

    "türkiye'de demokrasinin bu kadar ilerlediği başka bir dönem olmamıştır."

    filan gibi şeyler söyledi. bilin bakalım ben ne söyledim?

  • (bkz: mavi jeans)

    eskiden iyiydi bu. kaliteli şeyler üretirdi ve yıllarca giyilirdi. 2 sene önce bunlardan aldığım kazakların çoğu şu anda çöp durumda. kolları ve yakaları pörsüdü.

    tişörtleri de 2-3 senede soluyor.

  • dingilin biri istanbulun yerlisi kadim bir kültürleri olan rumlar ve ermenileri, çölden gelen suriyelilerle karşılaştırmış. çok cahilsiniz çok.

    edit: mesaj patlaması yaşıyorum. hala adamlar, 50 yıl önce beyoğluna bile takım elbise kravatla çıkan rumlarla, bugün zeytinburnu sahilde deve güreşi yapan afganları bir tutuyor.

  • mantıklı bir durum.

    kadın milleti biz erkekler gibi değil. bizde mesela arz talep dengesi mantıklı. kapitalizmi ruhumuza yedirmişsiz. kadınlardaki durum daha farklı ve karmaşık.

    misal elimizde iki kız olsun. birine didem diyelim, diğerine de irem. didem üç birim güzel irem'se altı birim güzel. siz de altı birimlik bir adamsınız.

    sanıyor musunuz ki irem "bu adam altı birimlik o halde ben bununla naz yapmadan çıkayım" diyecek. ya da didem ben üç birimim en iyisi koşup şunun boynuna bir sarılayım diyecek.

    bok diyecek!

    sonuç olarak her ikisi de yorkshire düşesi olduğundan size yedi bilemedin sekiz birimlik naz yapacak. sanacaksınız ki brijit bardo'nun gençliğinin peşindesiniz.

    o yüzden bir mantıklı erkek türü olarak eforumuzu yedi birimlik zeynep'in peşinden koşarak harcamalıyız. unutmayın ki zeynep'e harcayacağınız eforla, didem veya irem'e harcayacağınız efor arasında çok büyük fark olmayacak.

  • lucas ontiveroya messi diyen dallamaların hakkında atıp tuttuğu genç.

    hatta bruma c.ronaldo
    ontivero messi idi..

    vay amunuza koysun sizin beşiktaşlı abartması

    galatasaylı aklı başındaki kardeşlerimden özür dileyerek edit : abi mal mısınız amunakoyum ontiveroyu biz mi abarttık diyorlar abi yemin ediyorum inkara yeni bir boyut kazandırdınız..abi isterseniz bi tokat maçına bakın ya messi diyen mi dersin agüero diyen mi geleceğimizi garanti altına aldık mı diyen vallaha şaşırıyor insan..

    ha beşiktaş abartmıyor mu abartıyoruz ama böyle inkar yok bizde serdar özkan'ı yıldız mı yapmadık; necip'i lampard mı yapmadık?? yaptık hem de en âlâsını yaptık..ama inkar etmedik...

  • nurettin cibril bin cacabey.
    kırşehir emiri olarak keyhüsrev döneminde selçuklu için görevde bulunmuştur.

    zekası genç yaşlarda anlaşılmıştır ve daha yaşı gelmeden büyükler ile birlikte durmaya başlamıştır. mevlana da kendisini bolca övmektedir. hacı bektaş veli kendisinin idaresinde yaşamaktadır ve himayesi altındadır. cami, zaviye, hayır kurumu gibi kamu alanlarının onarımını da üstlenmiştir ve bu sebeple anadolu’da ismi duyulmuştur. 1301 senesinde bizanslılar ile yapılan savaşta şehit düşmüştür. kırşehirde kendi eseri olan medresenin yanında bir türbesi yapılmıştır ve buraya gömülmüştür.

    kırşehir’deki caca bey medresesi o zamanın fakültesi olarak görülmektedir. türk diline de sahip çıkmıştır ve kendi medresesinde türkçe eğitim verdirmiştir. devlet işlerinde ve yazışmalarda da türkçe kullanmaktadır.

    türk tarihinde oldukça önemli bir isim olan cacabey, 12. yüzyılın önemli astronomi ve bilim insanlarındandır. kendisinin tam olarak hangi gün ve ayda doğduğu bilinmese de, 1240 yılında dünyaya geldiği araştırmacılar tarafından tahmin edilmektedir.

    cacabey’in nasıl bir gençlik yaşadığı bilinmese de zekası ve sorumluluk alabilen yapısı neticesinde kırşehir emiri yapılabildiği düşünülmektedir. kırşehir iline o zamanlarda oldukça iyi hizmetler yapan cacabey, 3. gıyasettin keyhüsrev zamanında da anadolu bölgelerine yaptırdığı çok sayıda hayratla adından sıklıkla söz ettirmiştir. kendisinin kırşehir’e tayininden önce ilk olarak eskişehir’e, oradan tokat’a son olarak da kırşehir’e gönderildiği söylenmekte; bu tayinlerin hepsinin kendisinin devletine verdiği iyi hizmetle paralel olarak meydana geldiği düşünülmektedir.

    kırşehir’de bulunduğu dönemde bir ara, emirhor esededdin ile aralarında bir sürtüşme olmuş ve bu sürtüşme kendi aralarında bir savaşa dönüşmüştür. galip gelen taraf ise cacabey olmuştur.

    1270 yılında kendisi ile görüşen ilk önemli isim hacı bektaşi veli olmuştur. bu görüşmeden 3 yıl sonra da bir başka önemli ve değerli isim olan mevlana ile de görüşebilme fırsatı yakalamıştır.

    ilk görüşmeden sonraki dönemlerde, kendisinin astronomiyle olan yakın ilgisi ve bu konuda eğitim verebilecek donanım ve yeterlilikte olması, kendisini bir medrese açma kararını almaya itmiştir. kendi adıyla bir medrese açan cacabey, bu medreseyi kırşehir’in tam ortasına açmıştır.

    bu kurulan medresenin de kubbe kısmı açık olarak inşa edilmiş, alt kısmına da su kuyusu yaptırılmıştır. bu sayede akşamları kuyuya görüntüsü akseden yıldızların da izlenebilme imkanı bulunurdu.

    kendisinin bilim dünyasına kattığı dört ayrı vakıfname eseri de var olmaktadır. bazıları moğolca dilinde, bazıları arapça dilinde yazılan bu eserlerin içeriğinde mektep hakkında, zaviye hakkında, medrese hakkında, türbe hakkında; ayrıca eskişehir’de, iskilip’te ve kayseri’de yaptırdığı pek çok eser hakkında pek çok detaylı bilgi yer almaktadır.