hesabın var mı? giriş yap

  • -dünya'nın en çok çalışan ülkesiyiz. kaynak

    -buna rağmen avrupa'nın en az kazanan üçüncü ülkesiyiz. kaynak

    -ve buna rağmen oecd ülkeleri arasında en çok vergi veren altıncı ülkeyiz. kaynak

    - satın alma gücünde, 38 avrupa ülkesi arasında 32. sıradayız. kaynak

    özetle; çok çalış, az kazan, bol vergi öde ve bir şey sahibi olama.

    edit: son madde eklendi.

  • bir insanın hayatında yaşayabileceği en büyük acıdır.

    sevgiliniz kollarınızda can verir ama onun için dünyayı yok edebilecek siz onu geri getirmek için hiç bir şey yapamazsınız. yavaş yavaş gözlerinizin önünde eriyişini izlersiniz. bilincinin nasıl yavaş yavaş yok olduğunu görürsünüz. "anne" diye bağırır. "annen geliyor bitanem yolda" dersiniz. ondan aldığınız cevap dünyanızı yıkar "benim annem sensin, benim babam sensin, benim arkadaşım, dostum.. her şeyim sensin. kimseyi istemiyorum."

    duvarlar üstünüze gelir. hemşireleri dakika başı çağırırsınız. saniye saniye olanları anlatırsınız. bişeyler iyi gitmiyordur ama anlamazlar. üstelik uyumanızı isterler. çok yorulduğunuzu söylerler. siz yorulmamışsınızdır. saatler geçer. sevgili yanına çağırır.
    -aşkım ben çok kötüyüm
    -hayatım her şey çok güzel olacak, sabret biraz.
    -aşkım.

    bir anda düşüverir sevgili, suratı mos mor olur. kalbine bakarsınız atmaz, boynuna bakarsınız nabız yok. doktor çağırmak istersiniz beceremezsiniz. ne olduğunu anladığınızda çığlıklarınız sarar tüm hastane binasını. doktorlar yağmaya başlar odaya. çıkmaya çalışırsınız. bir an önce müdahale edilsin istersiniz. tüm doktorlara tek tek çarparsınız. kapının dışında size bakan onlarca meraklı kadın. "dua et" derler. siz "nefes al" diye tekrarlarsınız. kalp cihazının sesleri gelir. beyniniz o kadar darmadağın olmuştur ki anlayamazsınız o sesin ne sesi olduğunu.

    bir hemşire çıkar odadan "yaşıyor mu?" diye sorarsınız. "yaşıyor" diyen hemşireye inanamazsınız ama. biraz sonra kapıdan çıkarırlar sevdiğinizi. oksijen tüpü bir tarafta. solunum makinesine bağlı sevgiliniz çıkar kapıdan.

    evet nefes alıyor. evet o yaşıyor. yoğun bakıma kaldırıyorlar. yarım saatte bir doktorun yanına gidiyorum. nasıl olduğunu soruyorum. "bıçak sırtında" diyor doktor.

    görmeye gidiyorsunuz onu. uyuyor karşınızda bebek gibi. onu yaşatmak için güzel anılar dolduruyorsunuz yoğun bakıma. kızınızdan bahsediyorsunuz, doğmamış kızınızdan.

    çıkartıyorlar sizi. tekrar giriyorsunuz, tekrar çıkıyorsunuz.

    uyanıyor. sizi nasıl sevdiğini anlatıyor. yaşayacağını anlatıyor. iyiye giden 9 gün yaşanıyor. odaya çıkmak istiyor. beni özlediğini söylüyor.

    doktor geliyor bir sabah. çok zor bir gece geçirdi diyor. defalarca yanına gidiyorum. defalarca "gece"yi anlatıyorum. tık yok. hiç bir değişiklik olmuyor. doktor yanına çağırıyor. tek tek yanına giriyoruz.

    çıkan kimse bişey söylemiyor.

    ben giriyorum. sevgilimin üstünü naylon kaplamışlar. nolduğunu anlamıyorum. anlatıyorum. onu nasıl sevdiğimi anlatıyorum. onsuz olamayacağımı anlatıyorum. doktora dönüyorum
    "yaşayacak dimi?" doktor göz yaşları içinde. ne ara duygusallaştı bu kadın böyle. bakıyorum gözlerinin içine, "son dakikaları diyebilirim" diyor. "biraz daha kalayım o zaman", "yalnızca bi kaç dakika"

    şimdi veda konuşması zamanı işte. "işte terkettin beni. hani hep yanımda olacaktın. hani beni hiç yalnız bırakmayacaktın. sen beni çok erken terk ettin ama ben seni asla terk etmiycem. bitanem bunu bana yapamazsın. kalk, bu çok erken." buna benzer bir sürü cümle daha çıkıyor ağzımdan. doktor çıkarıyor. dizlerim tutmuyor. babam destek olmaya çalışıyor. olamıyor.

    şimdi 11 ay geçti. acı zamanla geçmiyor da azalmıyor da. acı hep artıyor. hasret hep büyüyor. anılar yetmiyor o zaman. bu ölümün tek iyi yanı, eğer onu kurtarabilseydim ben ölecektim. o bu acıları yaşayacaktı. ben senin yerine acı çekmeye razıyım sevgilim.
    edit: şimdi 5 buçuk yıl geçti. ama o benden hiç geçmedi. hayat onsuz çok zormuş..
    edit2: aradan 8 yıl geçti. o yaşadıklarım, benden gidişi, hala saniye saniye aklımda. hala aynı anı yaşıyorum her anlattığımda. hala çok seviyorum, hala çok özlüyorum, hala yanıyorum içten içe. zaman bazı şeyleri değiştirecek kadar güçlü değilmiş. şimdi 28 yaşımdayım, onu kaybettiğimde 19'dum. mfö'nin hep yaşın 19 şarkısı onu 19 yaşında kaybettiğim hafta çıkmıştı. ben hala 19 yaşında, sivilceli, sakalları tam olarak çıkmamış o çocuğa aşığım. 28 yaşında olsaydı nasıl görünürdü hiç bilemeyeceğim. şu an başka bi adama da aşığım, onun vasiyetinin ilk maddesini yerine getirmiş oldum. o zaman öğrendim ki, başka birine de aşık olsam hep o sevgiliye aşık kalıcam. 80 yaşıma geldiğimde torunumun yaşında bi adama hala aşık olacağım ve öyle öleceğim.

  • bunlarla ilgili bir kitap okumuştum. bunların bir türü var, ormanda ne kadar başıboş böceğe denk gelirlerse onları topluyorlar yaprak maprak taşıttırıyorlar, ne kadar angarya iş varsa kitliyorlar. hatta bazılarını resmen eğitip çiftçi yapıyorlarmış. toprak kazdırıyorlar çiftçisin hesabı. sonra discovery' de belgeseline denk gelmiştim. bazı başıboş böcekler bunları görünce aynen yolunu değiştiriyordu.

  • senin gibiler yüzünden internet alışverişi işkence oldu. sen taksitlendirme işlemini başta yapma adamların ürününü sebepsiz yere iade et sonra taşak geçer gibi tekrar sipariş ver. sonra gel burada ağla! ihtiyacı olmadığını fark etmiş ve diğer ürünü de geri yollamış paşam. ihtitacın yoksa başta almayacaksın o ürün bir başkasına gittiğinde 3. kez kargo macerası yaşamış olacak sonra o üründen hayır bekleyeceksin. bana kalsa amazon senin paranı 3-5 ay sonra yatırsın.

  • hastanede...

    yaşlı bi teyze var, kontrole gelmiş.

    -niye bekliyoz biz?
    -raporu alıcaz.
    -baktılar mı bana?
    -baktılar.
    -ee niye bekliyoz biz?
    -raporu alıp gidicez.
    -hee, iyiymiş miyim ben?
    -iyiymişsin.
    -ölmem di mi?
    -ölmezsin babanne.
    -amaan ölüp napıcam bu soğukta, toprağın altı buz gibidir.
    -di mi yaa? ölme sen.
    -ölmem di mi?
    -yok yok.
    -e niye bekliyoz?
    -raporu bekliyoz.
    -daha da ölmem ben.
    -ölme babaanne.

    canım teyzem yaa, sen çok yaşa e mi! :)

  • lütfen bu entry beğenin. yarın debede durursa daha çok insanın görmesi sağlanabilir. debe zor ama yinede denemekten bir zarar gelmez. ya olursa?
    peşin edit: başlıkta bir çok kişi bu konuda mutabık. bunu beğenin diğer tüm yazılarımı eksileyin, gerçekten sorun değil.

    edit:
    debe olmuş, herkese çok teşekkürler. şu an 60bintl (düz hesap) toplanmış durumda. bu da 4 aylık tedaviye denk geliyor. 8 aylık daha toplanması lazım. hadi bakalım biraz daha asılalım hakan için :)

    "hakan bebek 2.5 yaşında. doğumunun 3. gününde sarılık nedeniyle beyin felci geçirmiş.

    duyamıyor, konuşamıyor.
    ayrıca kronik akciğer hastası.
    yutma refleksi yok, karnından besleniyor.

    doktorların dediğine göre tedavi olmazsa 5 yaşına kadar yaşayabilirmiş. aileyle konuştum. aylık tedavi giderleri 15.000 tl ve aralıksız 1 yil tedavi görmesi gerekiyormuş. "

    facebook linkinde ayrıntıları var.
    https://www.facebook.com/…cinsendebiradimat/?_rdr=p

    bu da adına açılmış sayfa ve hesap bilgileri.
    http://hakandemir.info/

    edit: neler yapılabilir?

    arkadaşım,
    yılbaşında sevgiline hediye almak için ayırdığın para varya. heh o parayı hakan bebeğin yardım hesabına yatır ve yılbaşında sevgiline onun adına bir çocuğun hayata tutunması için yardımda bulunduğunu söyle.
    bu yardımın en güzel parfümden daha güzel koktuğunu,
    en pahalı takıdan çok daha görkemli olduğunu,
    onun adına bir çocuğa iyilik yapmanın ise tarifsiz bir duygu olduğunu söyle.
    havale veya eft yaparken açıklama kısmına sevgilinin ismini yaz ve sevgiline bu işlemi gerçekleştirdiğin dekontu hediye et.
    siz hayatınız boyunca verdiğiniz en güzel hediyeyi vermiş olun. sevgiliniz ise bugüne kadar aldığı en güzel hediyeye kavuşsun ve bunu hayatı boyunca unutmasın.

    bu arada az önce baba ile facebook'tan kısa bir yazışma gerçekleştirdik.

    --- babadan mesaj var ---

    hepinize çok teşekkür ediyorum güzel insanlar oglumu iylestirecez ınsallh rabbim ayağınıza taş değdirmesin

    --- babadan mesaj var ---

    ayrıca: "şuan sabahtan beri toplam 2 bin oldu 45 bin lazım 3ay icinde. yani bir sene içinde 347bin toplanması gerekiyor ameliyat olup duyabilmesi için birde bi kaç sene iyi bir tedavi gorebilmesi için 5 yaşına kadar iyi bir tedavi olabilirse çok iyi konuma gelecek başını tutabilecek en önemlisi ağzından yemek yiyebilecekçok zor benim oğlum bırakın ağzından yemek yemeği şuanda ağzından içmek için suya muhtaç."

    bu uyarıya dikkat lütfen. yılbaşı gelmeden bu paranın çok daha üstü toplanır burada. hadi hanımlar beyler pamuk eller cebe!

  • başlık: 22 yaşındayım böyle bi şey görmedim

    1. böyle birşey görmedim daha.

    2. demek göbeği erittin.