hesabın var mı? giriş yap

  • bir yaz günü, arkadaşınızı oyuna çağırmaya gittiğinizde, evin önünde onu beklerken annesinin "aaa sen toz toprak olmuşsun oğlum, ayıp böyle gezilmez" deyip bahçe hortumuyla kafanızı, yüzünüzü köpürte köpürte bir güzel yıkadığı günleri yaşamış olmaktır. seni kendi evladından ayrı görmeyen, senin kirli gezmeni kendi ayıbı sayan o kadının hakkı ödenir mi hiç? bir ömür ödenmez.

  • hayatta kalmak için bir orduya ihtiyaç olmadığının kanıtı olan bir devlet. bugünkü bolivya havzasında yer almıştır. 500-900 yılları arasında hüküm sürmüştür.

    güçlü yönleri: tarıma elverişli coğrafya, geliştirdikleri inşaat teknikleri, çiftçilikte uzman olmaları
    zayıf yönleri: yazmayı bilmiyor olmaları, tarım arazilrinin aşırı kullanımı, orduya sahip olmayışları
    şaşırtıcı gerçek: tiwanaku şehirleri o kadar büyüktü ki inkalar onları keşfettiğinde tanrılan tarafından yapıldığına inandırlar.

    peru'dan çıkan en tanınmış uygarlık, baskın kültürleriyle yaklaşık 1200'den 1532'deki ispanyol fethine kadar hüküm süren inkalardı. ancak inkalardan önce şili ve peru'ya tiwanaku kabileleri hakimdi. and dağları'nın üst kısımlarına yerleşmiş farklı etnik gruplardan oluşan bir toplum olan tiwanakular, bugün hala ayakta duran birçok olağanüstü anıt inşa etti. bunların en ünlüleri, önce tapınak sonra da gözlemevi olarak kullanılmış olan kalasasaya tapınağı ve akapana'nın basamaklı piramidi. bu etkileyici yapıların yanı sıra, tiwanaku'da bir yeraltı kanalizasyon sistemi ve taş döşenmiş sokaklar vardı. şehirlerini ise karelere bölünmüş bir ızgara sistmeinde planlamışlardı.

    dünyanın en eski şehirlerinden biri olduğuna inanılan ve tiwanaku olarak da bilinen başkentlerinde 10.000'den fazla insan yaşıyordu. bol yağış alan titicaca havzası, bereketli toprakları ve tiwanaku halkına sunduğu bol besin çeşitliliğiyle elverişli bir yaşam alanıydı. tiwanakular zamanla tarımda uzmanlaşmaya başladı. topraktan daha fazla verim almayı ve suyu etkili kullanmayı sağlayan "yükseltilmiş tarla" tarımını keşfettiler. bu yöntem, kendilerinden sonra da kullanılacak dahiyane bir buluştu. başkentinde 50.000'den fazla tarım alanı bulunan bu toplum güney amerika'ya yayılarak 8. yüzyılda gücünün zirvesine ulaştı. ne var ki 9. yüzyılda gizemli bir şekilde ortadan kayboldu. kimse tiwanaku'nun ortadan kaybolma nedenini tam olarak bilmiyor. genel kanıya göre, benzer bir kültür olan warilerle birlikte, ekinleri harap eden ve kitlesel açlığa neden olan dramatik bir iklim değişikliği sonucunda yok oldular yazıyı kullanmadıkları ve ispanyol fatihlerle hiçbir zaman savaşa girmedikleri için tiwanakular gerçek anlamda unutulmuş bir uygarlıktır.

  • annemle babamın mutfak robotu diye bir şey çıktığından söz etmelerine kulak misafiri olduğumda ufkum çağ atlamıştı. düşünsenize, mutfakta bir robot ve her şeyi yapıyor!
    daha sonra dayımların mutfak robotu alıp çok memnun kaldıklarını da konuştular, iyice heyecanlandım.

    dayımlara gitmeyi iple çektim ve gittik de. girdiğim gibi mutfağa yöneldim robot arıyorum, yok. başka odalara gitmiştir(!) diye bakınıyorum, yok. sonunda yengeme robot nerede diye sordum. buzdolabının üstünde yavrum dedi. mutfağa gidene kadar, "herhalde şarj oluyorken oraya kaldırdılar" diye düşündüm.

    sonra onu gördüm o tipsiz aleti. duygularımla hayallerimle* oynadınız mühendizler, alt tarafı doğrayan makine icat etmişsin bu kadar iddialı bir isim koymak nedir?

  • her bişeye gösteriş yaparak konuşması.

    "bende de şu var işte"
    "x marka en iyiymiş bende aldım işte"
    "bmw eh işte bende golf var kral"
    "abisi" "şampiyon"

    abisi nedir amk

  • donanimhaber'de hakkinda yapilan yorumla gozumden yas getirtmis bilgisayar:

    --- spoiler ---

    "beyler ciddi anlamda bu durumdan haz alıyorum sipariş iptal olcakmı diye siteye girdiğim an kalp atış hızım artıyor damarlarımdaki kan akışını hissedebiliyorum yoğun bir adrenalin salgılıyorum beni zevke getiyor. bilgisayar umurumda değil siz mezarcı arkadaşlarımla bu anı yaşamak önemli :d"
    --- spoiler ---

  • ömür boyu yüreğinize takılan büyük yumru.
    ne yapsan geçer, ne yapsan hatırlamazsın, sırrı yok..
    o’nun olmadığını bilerek yaşamanın rengi ruhsarı yok…

    yapma derdim..bu kadar hızlı kullanma, "bir yanım böyle ölmek istiyor" derdin hep…

    o gece kavga ettik , meydandaki fırının önünde.. bas bas bağırdım sana. gençtim, hatta hala içim çocuk, “gözüm görmesin seni dedim”. o kadar emindim ki ertesi gün göreceğimden…doğumgünümdü, kıyamazdın..
    gençtim, o kadar fevriydim ki…pişman olmanın ne demek olmadığını bilmiyordum henüz.
    o kadar emindim ki…sinirle uzaklaştım yanından, son defa kokunu bile duymadan, sarılmadan…

    ertesi sabah şarkı söyleyerek uyandım barış.
    kapının önünde seni ya da çiçeğini göreceğim diye oyalandım, nazlandım.
    ölüm soğukmuş, ölüme nazlanılmıyormuş.
    neşeyle atladım merdivenleri, hep buluştuğumuz yere gidecektim ve sen orada bana sürpriz yapacaktın hesapta…yokuşu inerken biri geldi nefes nefese koşarak..“ duydun mu? ” “barış yoğun bakımda…” ben o anki bakışımı bir daha bakabilir miyim barış?
    nasıl arabaya bindim.. nasıl hastaneye geldim…

    eve gidince babana anlatmışsın beni. “görmek istemiyor beni” demişsin. göstermediler seni bana. son bir defa tutturmadılar ellerinden. diyemedim..bilemezdim..diyemedim…
    cenazeni, toprağını bile elleyemedim..bilemedim..böyle olacağını bilemedim…görmeyeceğimi bilemedim..

    hışımla çıkmışsın evden. motora atladığın gibi edremit e gitmişsin. dövme yaptırmışsın.
    sol göğsünün üzerine bir kalp. içine de adımı yazdırmışsın..bilemedim..bir hışımla dönmüşsün. tam da “barış yoğun bakımda” dedikleri yerde savrulmuş motor. paramparça olmuş. bilerek mi yaptın? bir yanın hep gitmek isterdi..hep gitmek. bilerek mi gittin..
    hastanede ailenden uzak bir köşeye çökmüşken duydum annenin feryadını. yanmaz mı, o yürek yanmaz mı?..benden bilmez mi, haksız mı..

    senden sonra doğumgünlerimi kutlayabilir miyim ben barış?
    sevinebilir miyim doğduğuma?
    affet beni..bilemedim..
    adımı karıştırıp tenine, gideceğini bilemedim…
    son bir defa “seviyorum” diyemedim…

    edit: 8 sene önce yasanmıştır ve tamamen gerçektir..keske olmasaydi ama gercek.