hesabın var mı? giriş yap

  • kibar adamdır. bunda pislik, art niyet yok. belki sen adama güvenmiyorsun, girmesini istemiyorsun. adam da böyle bi ihtimale karşı nazikçe izin alıyor.

    bağzı kadınlara nezaket gerçekten de fazla.

  • hocası ferguson ile arasında şöyle bir diyalog geçmiş diyolar

    +hocam 38 yaşıma geldim artık bıraksam şu futbolu.
    -ne 38 i la 37 yaşındasın sen.
    +nası hocam yaaa 73 lüyüm ben.
    -oğlum doğduğunda bir yaşında mıydın alla allaaaa. 38 inden gün alıyosun.
    +37 yim yani.
    -37 sin tabi la. koş vur bakiim şimdi şu topa, akşam final var hadi.
    +taam hocam hehe.

  • ''sabahın altı buçuğunda bir çalar saatin sesine uyanıp yataktan fırla, giyin, zorla bir şeyler atıştır, sıç, işe, diş fırçala, saç tara, başka birine büyük paralar kazandırmak ve sana tanınan fırsata müteşşekkir olmak için berbat bir trafiğin içine dal. nasıl razı olunur böyle bir yaşama?''
    charles bukowski

    ''hergün işe gidiyorsun. akşamları erken uyuyorsun ve bunun karşılığında alabildiğin tek şey koltuk takımı.
    gerçekten acınası bir durum.''
    tyler durden

    ''nabıcan mecnun ekmek parası.''
    ismail abi

  • babama şakasına " bizim yatta arkadaşlarla bi parti yapalım uyar mı ? " dedim , " arkadaşların kim ? " dedi. bizim yat var galiba lan. dur bakalım.

  • konu senelerdir konuşulmasına rağmen galatasaray 4. yıldızı taktıktan 4 gün sonra yapılıyorsa, fenerbahçe yönetiminin acizliğini, vizyonsuzluğunu ve galatasaray kompleksini gösterir.

  • bütün bir ekonomik sistemi, basit bir bilgisayar sistemiyle bile takip etmenin ve planlama yapmanın mümkün olduğunu gösteren bir enformasyon ve kontrol sistemidir. insanlık tarihinde, yalnızca iktisadi açıdan değil, sibernetik açısından da çok önemli bir kilometre taşı olmasına rağmen pek çok kişi böyle bir projenin varlığından haberdar değildir. adını ingilizce "cybernetics" ve "synergy" kelimelerinin birleşiminden alır. şili kaynaklarında ispanyolca adı "synco" olarak geçmektedir. tasarımını manchester üniversitesi öğretim üyesi stafford beer yapmıştır. salvador allende zamanında, 1971'de, şili'de kurulmuştur. bir önceki hükümet döneminde alınmış olan atıl durumdaki 500 kadar teleks cihazı fabrika ve dağıtım merkezleri gibi alt birimlere yerleştirilmiş ve hepsi merkez bilgisayara cybernet adı verilen bir ağ ile bağlanmıştır. algedonic feedback özelliğinin yanısıra, toplam, sektör, branş ve işletme şeklinde dört kontrol seviyesi bulunan sistem, bütün üretim araçlarının ve dağıtım merkezlerinin kamunun elinde olduğu bir ekonomide, planlama merkezine anlık stok değişimi verileri ve talep girdileri üzerinden, eşanlı bilgi aktarımı yapmak; bütün bir ekonomiye ilişkin nihai talep setlerini doğru belirleyebilmek ve bu şekilde üretim planlamasını halkın gerçekten ihtiyaç duyduğu şekilde gerçekleştirebilmek amacıyla geliştirilmiştir. algedonic feedback özelliği de, alt seviyede kesin aralıklar içerisinde çözümlenemeyen bir problemden üst seviyenin haberdar edilmesini mümkün kılmaktadır.

    kuruluş çalışmaları 1971 yılında başlayan sistem, ekim 1972'de şili'de 40 000 kamyon şöförünün katıldığı büyük nakliye grevi sırasında, sadece 200 kamyon ile bütün ülkenin lojistik ağının canlı tutulabilmesini sağlamış ve bu şekilde grevden kaynaklanabilecek olası bir kıtlığın başarıyla önüne geçilebilmiştir. project cybersyn bu şekilde 1973 yılına kadar başarıyla kullanılmıştır. ancak general pinochet tarafından allende'ye yönelik olarak yapılan askeri darbenin ardından, 11 eylül 1973 tarihinde proje iptal edilmiş ve star trek filmindeki uzay gemisi enterprise'ın kumanda odasından esinlenilerek dekore edildiği izlenimi yaratan merkezi operasyon odası imha edilmiştir.

    merkezi operasyon odası şu şekildedir:
    http://www.biennial.com/…s-room-600dpi-00000002.jpg
    http://jbarahona.typepad.com/…tegorized/synco_2.gif
    http://www.keimform.de/…ploads/2008/11/cybersyn.jpg
    https://4.bp.blogspot.com/…b/s1600/cybersyn1254.jpg

    cybersyn sistemi için ayrıca cyerstride adı verilen bir yazılım da geliştirilmiştir. söz konusu yazılım, rassal değişkenler için, olasılık dağılımı içinde, koşullu olasılıklar ile marjinal olasılıklar arasındaki ilişkiyi gösteren bir bayes filtresi temel alınarak hazırlanmıştır. teleks cihazları aracılığıyla merkezi birime günlük veri aktarımına dayalı olan sistem, o günün teknolojik durumunun ilkelliğine rağmen başarılı olabilmiştir. günümüzde ise, bütün dünyayı saran mevcut iletişim ağı üzerinden ve her vatandaşın sadece bir kart kullanarak bütün ihtiyaçlarını karşıladığı ve anlık tüketim eğilimlerine ilişkin geniş örneklemli istsatistiksel verilerin izlenebildiği ve bu şekilde halkın ihtiyaçlarının gerçekçi olarak tespit edilebildiği plan süreçlerinin yürütülebilmesi imkanı ortaya çıkmış durumdadır.

    stafford beer'ın iktisadi planlama, sibernetik ve project cybersyn ile ilgili 1974 yılına ait olan brifing videoları:
    https://www.youtube.com/watch?v=e_bxlevyghg
    https://www.youtube.com/…bglbxjuxnlnhfwgmqn&index=5

    (bkz: stafford beer)
    (bkz: salvador allende)
    (bkz: augusto pinochet)

  • evet efendiiiim. şu an evli erkekler için kerevizden kurtulma sanatı başlığında döktürülen entry lere bakarak; açıklamak, aydınlatmak ve feyz vermek farz oldu.

    öncelikle kocaların kereviz, enginar, kuzu kulağı, radika, karnabahar, kabak ve beş benzemezlerine verdiği tepki evrensel; "öğğğğkk" . biz işini bilir eşlere düşen görev ise, bu sağlıklı besinlerin kocalarımızın bünyesine kazandırılması ve dahi uzun yaşam sırrına beraberce vakıf olmak, bla bla bla...

    öncelikle güzel bayanlar şu "evde rakı içmek" olayına karşı duruşumuzu belirlememiz lazım. doğru bilinen yanlışların büyüğüdür bu; "evde kocanın rakı içmesine müsade etmeyeceksin." hayır efendim; eğer koca rakıya ya da benzer alkollü içeceklere meyilli ise, bu eylemi evde sürdürmesi en doğrusu ve en güzelidir. alkolü seven bünye ne yapıp eder o alkolü bünyeye katar. bunu kabul edeceğiz. ve eğer biz kocalarımızın evde içmesine karşı çıkarsak, o koca gider; evde bir haftada tüketeceği alkolü arkadaşlarıyla çıkacağı bir gecede içer gelir. tecrübeyle sabittir ve tecrübe yirmi yıllı kapsadığından mütevellit değer verilmelidir.

    evde hazırlayacağımız rakı sofrası onları sıkmasın, bu meret tek başına dinsiz imansız gitmesin diye de bir zahmet içmeyi öğreneceğiz. oturduğunuzda 4-5 kadehi yuvarlamanız şart değildir, bir kadehle bile usul usul ona eşlik ettiğinizde, huzur içinde en fazla 3 kadehçiğini içip, tatlı tatlı muhabbetini ettiğini göreceksiniz.

    gelelim sebze-i alinin bu sofradaki yerine; hazırlayacağınız bu sofrada tüm sebzeleri gerek sarımsakla, gerek yoğurtla, gerekse limonla kamufle edip yediremeyeceğiniz erkek yoktur. sizin güzel bi sofrada rakıları açıp kendisini beklediğinizi gören koca, bilin ki; sarımsaklı yoğurdu kaldırıp altında yatan sebze nedir diye bakmayacaktır.

    karnabaharı haşlayıp bol sarımsak limonla yatırın tabağa...kabağı rendeleyip sarımsaklı yoğurt ve cevizle harmanlayıp serin kayık tabağa özenle... kerevizin tarifini sayın alexander goygoyevic vermiş hali hazırda, o tarife ince kıyım dereotu da ekleyip koyun sofraya... enginarı haşlayıp pilava katın, limon,taze soğan ve dereotu eşliğinde... pırasayı ince ince doğrayıp bol zeytinyağında acı pul biber marifetiyle su katmadan kavurun, sürün önüne...

    bakın bakalım birine bile ağız burun kıvırıyor mu? zaten kurduğunuz ilk sofrada -hele de alışık değilse sizden böyle bir güzellik görmeye- ağzı bir karış açık kalır, ne yediğinin farkına bile varmaz. sonra kendisi gelir kapınıza mum olur; "karıcığım geçen mezeler yapmıştın, sofra kurmuştun, hadi bi daha"

    bu sistemle, bildiği sebze, ıspanak, patlıcan, patatesi geçmez, ankara'da doğmuş büyümüş kocaya, ege nin dağlarında ne kadar ot-çöp varsa yedirmiştir kardeşiniz, fikirlere itibar edin.

    haa derseniz ki; "illa rakı sofrası mı kurulacak kardeş, içmez benimki, ben ne yapsam?" , işte ona çok bi alternatifim yok. eğer sağlıklı yaşam zırvasına içmiyor ise kerevizden alacağı vitamin eksik kalsın, öyle de yaşar o, bırak yemesin, üsteleme. ya da öylesine "sağlıklı yaşam" diyerek yedirmek daha kolay olur, ne bileyim? benim anlattığım konu, bildiğim konu. kafamdaki tanım, vereceğim örnek budur.

    sonuç olarak kurun sofranızı, alın kadehinizi elinize; sonra gelsin kerevizler, gitsin enginarlar, sofranın baş köşeciğine kurulsun pırasalar...