hesabın var mı? giriş yap

  • tarih sayfalarının birer birer yırtılıp yerine hangi kafayla konulduğunu bilmediğim sayfalardan, cahil insanların okuduğu ve (bkz: 7 haziran 2015 genel seçimleri) sonrasında daha yüksek sesle söylenen şey.

    gözlerim ve bilgim beni yanıltıyor mu acaba ?

    bdp meclise akp zamanın da girmemişmiydi ? o zamanlar bu çözüm süreci süresi boyunca demokratik hareket olarak algılanmamış mıydı bu tayfa tarafından ?

    allah allah..

    sanki apo ile görüşme heyetine onay veren dönemin başbakanıydı diye hatırlıyorum ben..

    yanlış mı hatırlıyorum ?

    https://www.youtube.com/watch?v=spjtc-qsivw

    bu görüntülerde ki dönemin başbakanı değil mi ? bugün akitlerin ağızlarından salyalar akıtarak terörist dedikleri kişiler değil mi başbakanın yanındakiler ? emine erdoğan ağlamamış mıydı o zaman duygulanıp. https://www.youtube.com/watch?v=nhzqk8wk1gq

    sanırım hafızam beni yanıltıyor ama; ölen askerlerimize kelle diyen, apo'ya sayın diyen kişi dönemin başbakanı değil miydi ?

    sanırım bu da montaj olsa gerek. https://www.youtube.com/watch?v=w4t3rdxwwd4

    çözüm sürecini herkesten gizli yürüten bir hükümet var idi bir zamanlar ortada. ve tüm akit'ler barış nağraları atıyordu liderleri öyle istiyor diye.

    şimdi sizlere soruyorum ahali:

    ne oldu da; barış dediğiniz şeyin adı terör oldu tekrar ?
    ne oldu da; birden bire kürt düşmanı kesildiniz tekrardan ?
    ne oldu da; sınır kapılarımızdan geçip davulla zurnayla karşıladığınız dağ takımı silahları bırakınca düzgün siyaset yapmaya başlayınca düşmanınız oldu ?

    yoksa o da sizi dönemin başbanının kardeşimdir deyip, ailesiyle birlikte tatile gittiği esad gibi sırtınızdan mı vurdu ?

    yoksa onun da 13 sene birlikte hareket ettiğiniz feto gibi birden bire kötü yüzünü mü gördünüz ?

    allah allah.. sanırım hafızam, bilgim ve gözlerim beni yanıltıyor. bu nedenle hepinizden özür diliyorum. mazlum olduğunuzu, haksızlığa uğradığınızı falan görememişim. affedin beni ne olur.

    duyduklarım yalan.
    gördüklerim montaj.
    bildiklerim yanlış.
    ama sizler doğrusunuz.

    affedin.

    edit; yazılar geldikçe buraya editleyeyim ben de

    (bkz: oslo görüşmeleri)

    (bkz: habur karşılaması)

  • bu tarihi binanın asansörü, eiffel kulesi'nden sonra avrupa'nın ikinci elektrikli asansörüdür. ayrıca gelirinin bir bölümü hayır kurumlarına aktarılan ilk otel olma özelliğini de taşımaktadır.

  • insanın üstüne çöken bir cümle. aslında bu cümle bir örnek, "hocam yatay geçişe başvuracağım." , "hocam durumumuz iyi değil, yazın çalışmaya gidiyorum, büte kalmamam lazım." diğer varyasyonlar.

    şu açık: "eşit olmayanlara eşit davranmaktan daha büyük eşitsizlik yoktur." evet doğru. peki bunun tespiti? lisanstan hocam, ki artık aşağı yukarı meslektaşız, bir kızdan bahsetti. okulun dışında ağlarken görmüş. kız, sülalesinin kendisini evlendirme niyetine isyan ederek annesiyle beraber trabzon'dan adıyaman'a gelmiş. maddi olarak zorluklar da yaşadıklarını biliyorum. neyse hocam yardımcı olmamı istedi ki bunu kolay kolay isteyecek bir değil, ben de yardımcı oldum ve büte bırakmadım.

    ancak dün iki kişi geldi. biri yatay geçiş yapacağını, diğeri bursu olduğunu söyledi. çoğunluğunuz öğrenci olduğunuz için aklınıza şu cümle gelir: e amk altı üstü not değil mi? ver gitsin ya, ne tatava yapıyorsun? e peki gençler ya ilk baştaki kız gibi olup da gelip bana söyleyemeyenler ya da söylemek istemeyenler? bursu kesilecek olanlar? benim mesela 1. sınıfta bursum kesilecek oldu, hiçbir hocaya da gitmedim ve bursum kesildi. ne kadar ihtiyacım olduğunu anlamak için şu kısa entry'ye bakabilirsiniz. (bkz: sözlük yazarlarının hayat hikayeleri/@proust) peki benim bursum kesilirken ya biri gidip hocalardan not istemiş ve bursunun kesilmesini engellemişse? benim suçum ne?

    kafam karışık. yardım, yorum...

  • her yarışmacı elendiğinde kazandığı yarışmalar, kazanç sonrası sevinçleri falan gösterilirdi. anıl giderken düşüp ayağını kırışı ve donk diye kafasını vuruşu gösterildi.

    adam sakatlanıp yatmaktan başka bi şey yapmadı ki dklajglasşfag.

  • eve kız arkadaş getirilir.anneyle tanıştırılır.anne evden giderken bombayı patlatır;

    -kızım bak oğlumu üzme,ne isterse ver.
    +...?!

  • alkol bu toprakların kültüründe var. içsenizde, içmesenizde bu topraklarda 10.000 yıldan fazladır alkol içilir. alkol içmek medeniyet göstergesi değildir kimsede ne kadar medeniyim diye alkol almaz . zaten medeniyet ile değil kültürle alakası vardır.
    1933’de varolan bira bahçesini koruyamamışsak, ülke olarak kaybetmişizdir. fotoğrafın mekanını ve zamanının ruhunu ülke olarak kaybettik. kültürlerimizi yok sayıyoruz, döneme göre yargılıyoruz. hepsi bizim kültürümüz.

  • inanılmaz sorumluluk sahibi bir kişidir.

    ayrıca daha önce belirtilen "görüntüsü alınan şeylerin kadrajlarını belirleyen kimse" tanımı, görüntü yönetmeninin yaptıkları içinde afedersiniz komik kaçmaktadır. şimdi olaya kısaca bir bakış atalım:

    görüntü yönetmeninin sorumluluğu pre-production adı verilen çekim öncesi dönemde fiilen başlar. öncelikle elemanın hayvan gibi teknik bilgisinin olması, film ve ışık konusunda en son teknolojileri takip eden ve hatta aşmış bir görüntü yönetmeni ise yeni teknolojiler geliştiren bir adam olması gerekir ki (bkz: janusz kaminski). öncelikle hangi sahnede hangi filmlerin ve ışık sistemlerinin kullanılacağının hesabını kitabını yapar, stokları ayarlar. hangi sahnede hangi kameraların ve lenslerin kullanılacağına karar verir. kullanılacak filmin, ışığın, kameranın ve lenslerin hangi etkileri yaratacağını önceden planlar. bu aşamada yönetmenle ikiz gibi olurlar, olmak durumundadırlar.

    çekim aşamasında ise kameraların ve ışıkların yerleştirimini ayarlar. çekimi yapılan sahnenin kompozisyonunu ve atmosferini düzenler. ayrı günlerde yapılan çekimler arasında görsel olarak devamlılığı sağlamak durumundadır.

    çekim sonrası post-prodüksiyon ortamı ise görüntü yönetmeninin asıl sihrini kullandığı yerdir, zira filmin banyo edilmesi sırasında her sıkı görüntü yönetmeninin yaptığı bir takım trikler vardır ki (bkz: janusz kaminski) bazı sahnelerde oha olmanızın sebebini yaratırlar.

    küçük bir örnek vermek gerekirse, kaminski'nin yaptığı triklerden biri mesela sahneyi normalden 5 kat fazla aydinlatip, diyaframi dibine kadar kismak, sonra banyoda az tutup, tespite sokmadan cikarip, filmin hala gelişmesini sağlamaktır; birtakım insanların photoshopla, after effects'le yaptıklarını eleman banyo işlemi sırasında yapmaktadır, tanrıdır. ayrıca bu eleman panavision'a özel lens tasarlayıp yaptırttığı için mümkünatı yok aynı görüntüleri kopya edemezsiniz. hadi kastınız yaptınız diyelim, elemanın banyo sırasında yaptığı trikleri asla öğrenemeyeceğiniz için yine öyle mal mal bakarsınız :)

    yani görüntü yönetmenliği hem teknik bilgi hem de sanatsal açıdan yetenek ve yaratıcılık gerektiren çok ama çok zor bir iştir, türkiye'de bu işi hakkıyla yapan bir insan duymadım görmedim.

  • "norveç'e kaçtım fakat ortalarda kimse yok şimdi ne yapacağım" sorusuyla güldüren arkadaş.

    ne bekliyordun amk gemiden indiğinde norveç kralı seni mi karşılayacaktı?*bu kafayla orada tutunması pek mümkün görünmüyor zaten.