hesabın var mı? giriş yap

  • ben hayatini sag eliyle idame ettiren insanlardanim. yasamim sag elimle sekillendi; universiteye yetenek sinaviyla girdim, yillarca resim cizdim, minyatur yaptim, su anki isimde de ellerimle calisiyorum.
    sonra bir gun sag kolumun uyusmaya basladigini hissettim. yaklasik on gun icinde dokunduklarimin ne oldugunu anlayamamaya, bir ay icinde birakin yazi yazmayi kalem bile tutamamaya basladim. kolumu bir turlu hedefledigim noktaya isabet ettiremem de cabasi. kolum bana bagli ama benden bagimsiz, gorev tanimini tamamen sasirmis bir uzva dondu.
    bu sure zarfinda gunluk hayat cok zorlasti benim icin. tirnaklarimi anneme kestirdim, yemege disari ciktigimda bicak tutamadigim icin sadece catalla yenecek yemekler sectim. basimi kasimak isterken suursuz kolumu duvara carptim bazen de parmaklarimi gozume soktum. mouse ve kalvye kullanamadim,isimi yapamadim. kisacasi cok basit gorunen gunluk aktiviteleri kesinlikle dogru duzgun yerine getiremedim.
    simdi, uyusmanin basladigi geceden tam 3 ay sonra hala yazi yazamiyorum ama en azindan kalem tutabiliyorum, bardagi devirmeden su icebiliyorum, elimi attigim seye ilk hamlede ulasabiliyorum. hepsinden onemlisi sol elimle akici bir sekilde yazi yazip, otuz yillik kamyon soforleri gibi manevra yapabiliyorum. ne sagimi ne solumu yuzde yuz kullanamiyorum belki ama ikisini de aktif ve ise yarar sekilde kullanabildigim icin saglikli insanlardan bir sifir ondeyim.
    ms boyle bir sey iste. o benim ayak uydurmam gereken hayat arkadasim; beni hayata baglayan, beni depresyona sokan, yasamima anlam katan, icinden butun anlamlari teker teker alan, gece yarisi beni korkudan aglatan, sabahina dunyaya meydan okutan....

  • bir başka cro magnon erkeği ve amip beyinli kız hikayesi.

    ne biçim hayatlar lan bunlar benim aklım almıyor. bu hödük herifler hangi kafeste yetişiyor, bu aptal kızlar beyni nerede bırakıyor, bunca insan eğrelti otu kadar zekayla bu yaşlara nasıl geliyor.

    cidden medeniyet bize çok erken geldi, şöyle 70-80 bin yıl daha kafası çalışmayanı aslanlar yiyecekti.
    .
    .
    .
    debe editi: eğrelti otları çok yalnız :/

  • gerizekalı ruslar bu savaşta yenilmek için ellerinden geleni ardına koymamışlardır. özetle:

    -daha savaşın başlarında yetersiz rus pasifik donanması vladivostok limanına hapsolur, japonlar port arthur ve civarında rus kara kuvvetlerini silkelemeye başlar.
    -ruslar baltık donanmasını pasifiğe göndermeye karar verir.
    -rusların sahip olduğu en modern 6 savaş gemisi yola çıkar ama ne gemiler ne tayfa savaşa hazır haldedir
    -oryol zırhlısı daha limanı terk edemeden batar.
    -oryol tekrar yüzdürülür ancak bu defa da bir amerikan yelkenlisinde bulunan minyatür bir denizaltı bütün üssü sinsi bir japon saldırısı ihtimaliyle alarma geçirir.
    -sonunda rus hükümetinin amerikalılardan bir denizaltı satın aldığı ve söylemeyi unuttuğu anlaşılır.
    -bir şekilde 1904 sonbaharında kuzey denizine doğru takvimin gerisinde yolculuk başlar
    -japonya'nın müttefiği olan birleşik krallık bizzat savaşta değildir ama ruslar britlere güvenmemektedir.
    -bir gece yarısı, filo dogger bank civarında seyrederken ikmal gemisi kamchatka alarm verir ve torpido botlar tarafından saldırıya uğradığını bildirir.
    -bütün filo geminin yardımına koşar ve silahlar ateşlenir.
    -çatışma sırasında rus kruvazörleri aurora ve donskoy düşman gemisi sanılarak defalarca kendi gemileri tarafından vurulur, 2 denizci ölür.
    -bir çok gemi torpido saldırısına uğradığını bildirir, hatta borodino japon askerlerinin saldırısına uğradığını bildirir ve kaptan gemiyi tahliye etmeye kalkar.
    -20 dakikalık çatışmadan sonra ateş kesilir, arama ışıkları yakıldığında düşmanın oldukça korkmuş ingilizlerle dolu bir grup balıkçı teknesi olduğu görülür.
    -teknelerden biri batmış, 3 ingiliz balıkçı ölmüştür.
    -rus filosu hiçbir şey olmamış gibi yola devam eder.

    dikkat edilirse rus filosunun balıkçı teknelerine karşı kayıp oranı 2'ye 3 ölüdür, oryol 500 top mermisi ateşleyip hiçbir şeyi vuramamıştır ve bu filonun vladivostok'u japonlardan kurtarması beklenmektedir.

    -sabah olduğunda ingiliz balıkçılar limanlarına dönüp olanları anlatınca ingiliz donanması cinnet getirir ve bütün kanal donanması denize açılır.
    -ruslar birdenbire, kuyruklarında kendilerini takip eden 28 savaş gemisi bulurlar.
    -ingilizler rus filosunu ispanya açıklarında yakalayıp kuşatır ve ancak st. petersburg resmi olarak özür dileyip ingilizlerin intikam olarak bütün rus gemilerini batırmaması karşılığında yeterli tazminatı ödedikten sonra bırakırlar.
    -filo sonunda tam yol okyanusa açılır ama ümit burnunu dönene kadar ikmal gemilerinin yarısı mekanik arızalar yüzünden bozulur.
    -madagaskara vardıklarında ise, ikinci bir emir gelene kadar orada kalmaları istenir: görünüşe göre rus hükümeti başta çok eski oldukları için filoya katılmayan diğer baltık filosu gemilerinin de pasifiğe gönderilmelerine karar vermiştir.
    -ruslar 2 uzun ve sıcak yaz ayı boyunca madagaskar limanında beklerler, denizcilerin gemilerden çıkmasına izin verilmediği için içerideki yaşam şartları gittikçe güçleşir, sıtma salgınları başlar ve filo mürettebatı üç ayrı isyan çıkarır.
    -sıkıntıdan atış tatbikatı yapılmasına karar verilir; gemilerin hiçbiri, hedef gemiyi çeken bir tug dışında hiçbir hareketli hedefi vuramaz.
    -tatbikat erkenden iptal edilir çünkü limandan yeterli cephane alınmadan yola çıkıldığı fark edilir. bu sırada ikmal gemisi kamchatka ortada bir neden yokken batmaya başlar ve kruvazörlerden biri ana toplarından birini tıkayan "oldukça büyük bir yılan" yüzünden ateş edemediğini iddia etmektedir.
    -nihayet destek gemileri gelir ve pasifiğe doğru yola çıkılır, bu sırada limanda ölen denizciler için cenaze töreni yapılır ama borodino selamlama salvosu sırasında gerçek cephane kullanarak aurora'yı tekrar vurur.
    -filo nihayet pasifiğe ulaşır ve vladivostok'a gitmek üzere tsushima boğazına girer.

    sonrası için:

    (bkz: tsushima deniz savaşı)

  • gecen gun metrodan ciktiktan sonra gordum. bi' kiz, bi' oglan. sarmas dolas olmuslar. elleri de kenetli. baslari arasindan nefes gececek mesafe yok. saclari birbirine karismis, gozleri birbirine dolanmis. ara ara durup, birbirlerine bakiyorlar. caktirmadan ben de onlara.. ara ara durup, birbirlerini opuyorlar. sanki, bi' guc onlari ele gecirmis gibi, zamandan, hayattan, karanliktan ayri bir dunyada gibi. oyle keyifle izledim ki, gorulmeye degerdi, degerdim.
    o an geldi aklima. ask sahip oldugunuz bir sey degildir, ask size, bize, o kiza, o oglana sahip olan bir seydir. sahip cikan bir seydir ask. bir sure istila eder, bazen talan da eder, hatta virân eder...

    ceker gider ask...

  • ben o saatte işe gidip akşam 6’da da eve dönüyorum. ne hayatlar var be! siz kesin kahvaltıda portakal suyu içiyorsunuzdur.

    edit: yalnız olmadığımı bilmek güzel bir şey. hani ekşi burjuva mekanıydı? işçi sınıfı kendini direkt favlarıyla belli etti.