hesabın var mı? giriş yap

  • snapchat, "spectacles" gözlüklerini "snapbots" adını verdiği otomatlar ile satarak güzel bir pazarlama taktiği ile ilerliyor.

    snapbots video

    ilk olarak şirketin merkezine de yakın olan california venice beach'e koydukları otomattan satışa başladılar (100 adet) ve bu otomatlar ülkeyi dolaşarak her yerde bir gün kalacaklar.

    snapbot'un görünüşü
    snapbot önünde kuyruk

    otomatın içinde bir kamera var ve potansiyel alıcılar ilk önce otomatın önündeki ekrandan aynı snapchat'teki gibi yüz tanıma filtreleri aracılığıyla gözlüğün kendilerine yakışıp yakışmayacağına bakabiliyorlar. gerçi şu an sırası gelenin "aaa bana yakışmadı, almam bunu." diyeceğini sanmıyorum.

    otomatların nerede oldukları da spectacles'ın web sitesinden takip ediliyor.

    https://www.spectacles.com/map/

    snapchat'ten yapılan açıklamaya göre en az birkaç ay gözlükler sadece bu otomatlar aracılığıyla satın alınabilecek. ilk partiyi alanların da bir bölümü gözlükleri e-bay üzerinden satmaya başlamış ve fiyatı an itibariyle 1.200 dolara kadar çıkıyor. (normalde fiyatı 130 dolar) şu an e-bay'de türkiye'ye gönderenler arasında en ucuzu 850 dolar + kargo.

    e-bay

    snapchat, uygulaması ile kimseyi takip etmeyen aksine herkesin onu takip ettiği bir yol izleyip başarılı olmuştu. gözlüğünü de pazarlarken yine kendi yolundan gidiyor ve "farklı, genç, yaratıcı" algısını daha da güçlendiriyor.

  • 2.5 yılda açık cezaevine alınmış. nasıl bir adalet mekanizmamız var, nasıl bir infaz yapımız var anlamakta zorlanıyorum. adam katil arkadaşlar. alkollü araç kullanıyor, önüne 3 kişi atlıyor da frene asılamıyor değil.

    konuyu unutmuş olabilirsiniz; hatırlamak istiyorum. 1. alkollü araç kullanma var. 2. aşırı hız var. 3. olay yerinden kaçma var. 4. suçu başkasının üzerine atmak ve yalan beyanda bulunmak var.

    lan bu adamı nasıl savunabiliyorsunuz siz? değil edebiyatını sevmek, anası babası olsan savunamazsınız, katil amk adam katil.

  • adam elliot'un tedirgin ruhlara armağanı, bipolar animasyon film..

    film sektörü icad olalı milyonlarca yapımla boku çıkarılan sevgi, arkadaşlık, yalnızlık gibi kavramları klişeleştirmeden aktarmayı başarması ve arada sıkıntı vermeden bir solukta izlenebilmesi anlamında gerçekten lezizdir.

    özellikle tim burton koleksiyonerlerince takdir edileceğini tahmin ediyorum, ben ettim mesela..

  • kimsenin bir başkasından öğrenmediği, genetik kodumuzda bulunan içgüdüsel bir davranış..

  • yarım ekmeği ortadan kesiyoruz, klasik ekmek arası yapacak şekilde. sonra açıp tost makinesine bastırıyoruz. o arada kaşar ve sucuk ayarlanıyor, sonra makineyi açıp içine biraz yağ sürüp yeniden kapatıyoruz ve yağ iyice içine siniyor ekmeğin...

    sonra sucuğu alıyoruz ve ekmeğin üstüne diziyoruz, ekmek açık halde yeniden bastırıyoruz ki sucuğun yağları ekmeğin içine aksın ve sucuklar pişsin.

    sonra üstüne kaşarları diziyoruz, ekmeğin kaşar ve sucuk olmayan tarafına acı biber salçasını abartmadan sürüyoruz. tostu kapatıyoruz ve iyice bastırıyoruz, kaşarlar eriyip akana kadar makinenin içinden almıyoruz, aktığını gördüğümüz an alıyor ve yanında güzel bir içecekle gömüyoruz.

    sonuç: 105 kiloyum amk.

    bir kaç ay sonra edit: 92 kilo oldum ve artık tost yiyemiyorum. ama siz yiyin benim yerime ben yemiş kadar olurum.

    edit: artık 85 kiloyum ve tost yiyebiliyorum nihaha dombililer sizi.

  • çözümü bizdedir.

    fransa'ya iyi niyet adına hemen bizim sokak kedilerinden büyük bir ekip yollayalım. hem paris havası almış olurlar, hem de karınları bir güzel doyar :)