hesabın var mı? giriş yap

  • başlığı açan yazarın iyi niyetini anlıyorum, yardım etmek isterken yaptığının çok doğal bir hareket gibi geleceğini de tahmin ediyorum, bana da öyle gelirdi ama zaten hiç kimseye izinsiz dokunulmaması gerekliliği bir yana, görme duyusunu kaybetmiş birinin birden sırtında bir el hissetmesi çok ürkütücü olabilir onun adına. şehirde binbir türlü insan var ve herkes iyi niyetli değil. kibar bir şekilde derdini anlatmış. anlayışla karşılamak gerek.

  • normal bir durum.

    herkes müslüman değil ya da dinini yaşamıyor. rahatsız olan arkadaş listesinden çıkartır ya da profiline bakmaz.

    bu yapılan benim ya da bir başkasının 'bu sıcakta aç susuz kalınır mı sağlığını düşünmüyor musun?' demem kadar ahlaksızcadır. herkes kendi tercihlerinden mesuldür.

  • çok güvenmesi. para sevdalısı olması.

    birileri sıcak yatağında uyurken o dağda yatıyordu. belinde bombalarla hain başını öldürmeye giderken satılmıştı. pala, o günden sonra dönüp para için adam öldürmeye başlayan birisi olmuştu. aslan akbey cinayeti aslında onun da sonu olmuştu. böyle bir cinayetin sonunda kendi kellesinin gideceğini de hesap edemedi. bildiği işi yapmaya devam etmeye çalıştı. sonunda da yakalandı.

    bedir'in dediği gibi dağlara dönseydi, belki daha fazla yaşardı ama sonucu değiştirmezdi...

  • valla karadeniz yöresinde uzunca zaman geçirmiş biri olarak söyleyebilirim ki, baharat tarzı şeyleri seviyorsanız size hitap etmeyecektir. karalahana sarması dediğin şeyin nesi güzel anlamadım keza çorbası da aynı. muhlama biraz iyi içlerinde, o da offf denilecek kadar süper bir şey değil. ispir fasülyesi erzurum'a dair bir fasülye türü. karadeniz pidesi de kapalı pide dedikleri şey olup tercih sebebim olmadı. laz böreği de ahım şahım değil.

    mutfak dediğin güneydoğu'da bence.

    edit: dün gece de karadenizli arkadaşlarıma sordum bu soruyu, onlar da kendi yemeklerinin tüm mutfaklardan daha iyi olduğunu beyan ettiler. bu durumda karadenizliler dışında karadeniz mutfağını en çok seven pek kimse yok.

    edit 2: tabi ki burada tüm karadenizliler böyledir tarzında bir çıkarım yapmıyoruz, genellikle diyelim.

  • izlerken garipsediğim olay. tamamen gerçeklik dışı.

    ocak üstündeki lekelerden şikayetçi mesela hanım ablamız. birden mister masıl diye bir herif peydah oluyor poff diye. eüzü besmele çekip balkondan atlaması gereken hanım abla "aaa ne güzel de çıkardı lekeleri bundan sonra hep mister masıl kullanacağım" diyor.

    ulan eve adamı mı attın diye öldürürler kadını be.

  • zaman ve mekan : cumhuriyet ilanı sonrası uluslararası davetlilerle dolu pera palas balo salonu.

    kişiler : yugoslavya kralı ve atatürk

    sahne : yemek yenmiş ve şömine başında sohbet edilmekte.

    olay :

    yugoslavya kralı : ... bidibidi hede hödö.. ve işte mirim sizin bu zaferden önce ingilizler, yunanlar, fransızlar hep gelip bize yalvardılar sizde türklere karşı savaşa girin diye.. ama biiiizzzz... girmedik..

    atatürk : (yerinden kalkar.. kralın yanına kadar gider.. elini sıkar.. ve gözlerinin içine baka baka...) "verilmiş sadakanız varmış, geçmiş olsun ekselansları" der.