ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
sokrates
-
"cahil insan kendinin bile dusmanı iken, baskasina dost olması nasıl beklenir." - sokrates
talamus
-
insan beyninin orta alt kısmında bulunan son derece küçük, motor hareketleri ve uyuma uyanma rutinini düzenleyen, görsel ve işitsel organlardan aldığı sinyalleri beyne yönlendiren, beynin en ilkel bölümlerindendir..thalamus tehlike anlarında ve acil durumlarda vücuda adrenalin gibi gerekli hormonların salgılanmasını sağlar. vücudun bir tehlikeyle karşılaştığında zarar görmemesi için thalamus kişinin motor hareketlerini kısıtlayarak yanlış bir hamle yapmasını engeller, günümüz yakın dövüş eğitimleri thalamusun vücudu hareketsiz kılma görevine aykırı bir yöntem izleyerek kişiye tehlike anında donup kalmak yerine saldırma yetisi kazandırır. thalamusu ciddi bir şekilde zarar görmüş bir insan komaya girer. beynin bu küçük gri bölgesi aynı zamanda insanın en eski, vahşi ve ilkel davranışlarından sorumludur. thalamusun dengeleyici mekanizması, bugünkü insan beyninin evrimsel olarak en önemli özelliği olan frontal lob yani ön lobdur..
dünya çapında mafyanın bitmiş olması
-
en büyük mafyanın devlet olduğunu bilmeyenleri göstermiş tespit.
yolun açık olsun paşam
-
10 yıldır ekşi sözlüğü takip ediyorum, beni bu kadar dumura uğratan başka bir olay daha olmamıştı. aşk kelebeklerine bak sen ya. sinek öldürür gibi yazar uçuruyorlar, bir de üzerine dalga geçiyorlar.
yazıklar olsun ya gerçekten yazıklar olsun. pişkinlikte akp'yi geçtiniz kanzuk ve saz arkadaşları
elliot rodger
-
herifin bir forumda "benim bmw'um var ve hiç bir kız yüzüme bakmıyor, herif honda civic ile hatun içinde yüzüyor" dediği söyleniyor.
benim de honda civic'im var. elliot'cım sen olayı tam anlamamışsın diyorum. *
türkiye'yi makarnaya boğarız
-
yazıyı okuyunca, bir an kendimi makarna dolu bir çukurun içine atılmış, çırpınıyor gibi hissettim.
yaran inci sözlük entry'leri
-
başlık: geçen gün bi cafeye gittim
1. ve bir bitki çayı istedim, garson kızın "melisa mı olsun yoksa yasemin mi" sorusuna "farketmez nefes alsın yeter" diyerek tüm yalnızlığımı ve abazanlığımı açığa vurdum...
bu da öyle ilginç bir anımdır.
bdsm
-
en zalim örneklerinden biri için:
bakınız
11 ocak 2020 iran'ın uçak düşürdüğünü kabul etmesi
-
bu cinayette hayatını kaybeden siavash ghafouriazar, yakın arkadaşımın concordia üniversitesi'nden yüksek lisans arkadaşı. nişanlısı sara mamani ile birlikte montreal'de yaşıyorlar, aralık ayında ev almış dayamış döşemişler, sadece evlenirken sevdiklerimiz yanımızda olsun diyerek iran'a düğün yapmaya gidiyorlar ve geri dönemiyorlar. 2 gündür etkisinden çıkamıyorum, concordia üniversitesi'nin anma için yayınladığı fotoğraftaki mutlu yüzlerine baktıkça kalbim kırılıyor.
düşünüyorum. başarıyorsun, güzel olan her şeyin düşmanı çağdışı bir ideolojinin maymunu olmuş bir ülkeden gidiyorsun, yüksek eğitim alıyorsun, öncesi de sonrası da olmayan tek 1 hayatın var, yeni bir şeyler inşa etmeye çalışıyorsun o tek hayatı insana yaraşır şekilde yaşamak, sokaklarda ahlak polisinden dayak yemeden insan gibi giyinmek, düşüncelerini insan gibi dile getirmek, insan gibi eğlenmek için. sadece en mutlu günümde sevdiklerim yanımda olsun diye bu bok çukuruna geri dönüyorsun kısa süreliğine ve hayatın elinden alınıyor. hayallerin, geleceğin, mutluluğun ve dahi mutsuzluğun. her şey, sapık mollaları beslemekten, ölümü kutsallaştırmaktan, ciyak ciyak ağlamaktan, cenazelerde ezilip ölmekten başka hiçbir halt başaramayan ama sineması çok iyi diye salak salak övülen, tahran'a inse 5. dakikada sokakta dayak yiyecek gerizekalılar tarafından "3 milyon yıllık kadim pers medeniyeti ağğğğbiieee" diye ululanan bir molla rejimi tarafından elinden alınıyor, "yanlışlıkla". ne diyecek şimdi iran halkı ve yetkili merciler? "kader, kısmet, allahın takdiri" bitti gitti. o muhteşem pers medeniyetine de molla rejimine de hiçbir şey olmaz, toz bile yerinden oynamaz korkmayın. olan siavash ve sara'ya, o uçaktaki zavallılara oldu işte.
edit: aldığım diğer bilgiler, uçak noel tatilini değerlendirip iran'a ailelerinin yanına gelen akademik kariyerli insan dolu, sırf university of ottawa'da doktora yapan 3 öğrenci var bu hafta anması düzenlenen. phd, post grad, profesör tittlelı insan dolu uçak ve mollalar çıkmış "özür" diliyorlar. özür dileme, sen de öl molla.
gap year
-
bir yıl kafa izni almanın gavurcası. bu ingilizler olsun abdliler olsun aussieler olsun üniversiteye başlamadan önce 1 yılı kendilerine ayırıp vuruyorlar kendilerini yollara. tabi ille genç yaşta olmuyor adam 30una gelmiş bir finansçıyken atıyor sigortalar, basıyor istifayı düşüyor yola. bir de israilliler var ki mutlaka parantez içinde anlatmam lazım: bu arkadaşlar genç yaşta askerlik yaptıkları için daralıp yine yollara vuruyorlar kendilerini ama biraz da mecburiyet olmuş. girin mesela khaosan road'a bir sürü israillinin işlettiği acente görürsünüz kapısında camında ibranice ilanlarla; ha bu vayandaşlar alır bu turları gidip orman, börtü, böcek göreceğine uyur arabada, neyse...
bu durum o kadar yaygındır ki hosteller bu gap yearcı arkadaşlarla kaynamaktadır. ha sen dersen yarın öbür gün "dünya önümde diz çök, ben tavafa geliyorum seni" indiğin ilk havaalanında zaten bu işi yapan yüz tane sarı kafayla karşılaşırsın. bizde gezme kültürü açık büfe, tur rehberi, heşey dahil kapsamında olduğundan ters gelir bu gap year bize. hostelde mi kalınırmış?, sokaktan mı yenilirmiş? ne kadar pis...
bilgi notu: oneworld alliance 1 yıllık kombine uçak bileti hizmeti vermektedir: http://oneworldrtw.innosked.com/
bizi israfla suçlayanlar içki masasından kalkmıyor
-
haram parayla süt içeceklerine helal parayla içki içmeyi yeğlediklerindendir.
yurtdışına gidenlerin geri dönmeye başlaması
-
bre zır cahiller, sadece geçen yıl 139.500 kişi türkiye'den yurt dışına gitmiş.
bir de kalkmış diyor ki aldığım duyumlara göre puhaha nasıl oluyor lan o ? mesela her hafta dünyadaki göçmenlik kurumları alfabetik sırayla arayıp da "abi gözünüz aydın, bugün bizim burdan bir türk daha yola çıktı" mı diyor ya da haftalık excel dökümü mü atıyor ? *
3 yıl önce yurt dışına taşındım. şayet ailem türkiye'de olmasa sanırım kolay kolay tatile falan da gitmem o derece.
zorluklar kısmına gelecek olursak da;
yemek gibi bir dert artık yok, avrupa'nın neredeyse her yerinde türkler ve türk yemekleri var. en fazla 1-2 saat yol gidersin sonunda o lahmacuna, dönere, pideye kafayı gömersin kardeşim.
ırkçılık falan filan denmiş, elbette ülkesine göre oranı değişir ama türkiye'de sokak köpeği tarafından parçalanmaktan, samuray kılıçlı şizofren tarafından yolda doğranmaktan ya da avm'de kekonun birinden durduk yere suplex yiyip de sakat kalmaktan daha acı bir durum değil bu.
özetle arkadaşlar; 10 kişilik arkadaş çevrenizin bir tanıdığının arkadaşının başına gelen bir olayı kitleleri etkileyen bir şeymiş gibi büyütmeyin. 10 binde 1'dir o. ha bir de siz her yurt dışı dediğinizde yukarıdaki gibi zırvalayanlar olacaktır direkt muhabbeti kesin ve dil öğrenmeye devam edin. dünya çok büyük ve insanca yaşamak herkesin hakkı.
aşk-ı memnu
-
--- spoiler ---
nihal (tekneden denize bakarak) : şimdi bu sakinliği bırak bir sürü işle uğraş.
--- spoiler ---
lan kızım sanki uğraştığın bi iş varmış gibi.össye bile tam girmedin lan.üniversite stresin bile olmadı.ekmek elden su gölden yaşıyosun.ulan sevgili bulmak için bile çabalamadın aynı evde yaşadığın herifle evleniyosun.ne işi çok pardon?
akp'ye oy vermeyenlere metroyu kullandırtmamak
hatay'daki yıkık bina müteahhitinin savunması
-
sana binayı sorarlar o binanın hesabını da sorarlar sen rahat ol