hesabın var mı? giriş yap

  • devletin başbakanı*, "kürtaj cinayettir" der.
    devletin polisi*, gözaltına aldığı kadına tecavüz eder.
    belki kadın gebe kalır ve kürtaj yaptırmak zorunda olur.
    devlete göre bu kadın, artık cinayet işlemiştir, dolayısıyla katildir.

    nereden bakarsan bak, işin içinden çıkamazsın.

    böyle bir paradoksun yaşandığı ülke, 2012 yılının türkiye'sidir.

  • bir müslüman olarak beni de yaz dediğim uygulama.

    müslümanlığı namaz kılmaktan, oruç tutmaktan ibaret sanan insanlar yığınıyla dolu bu memleketten, ateist kardeşlerimle birlikte beni de gönderin. en azından onlar, zihniyet olarak sizin gibi insanlardan daha müslümanca yaşıyorlar.

    edit: bu entryi eksileyerek cennete girmeye çalışanlar var. yapmayın olm. ben diyanete sordum olmuyormuş öyle.

    büdüt: artık deistim. ama hala bu entryi eksileyerek cennete girilmiyor. deist olmam bir şeyi değiştirmedi. heveslenenler oldu görmedim sanmayın.

  • yeni dinlediğim, ilk 3 albüm gibi muhteşem olmuş run the jewels albümü. rtj albümleri bana daha çok bir albüm gibi değilde mükemmel bir şekilde yapılmış uzun süreli bir şarkı gibi geliyor. albümde bir sonraki parçaya geçince kalite düşmüyor veya yükselmiyor.

    they promise education but really they give you tests and scores

  • ahmet çakar emre'yle ilgili konuşurken.
    (- ertem şener)

    +emre sen saha içinde kötü bir yaratıksın
    -hocam şimdi yaratık deme ayıp oluyor
    +ne var yani allah'ın yarattığı anlamında
    -olsun hocam öyle anlaşılmıyor
    +tamam emre sen kötü bir mahlukatsın

  • izlerken inanamadığım durumdur. üst üste beş haber oldu, akp'yi öven hiçbir cümle olmadığı gibi ince ince sürekli eleştiriyorlar.
    bir örnek vereyim, soylu'nun "kendinize gelin ayıp yahu" dediği kadına şiddet olayları haberlerini verdikten hemen sonra kadın spiker "kendinize gelin demek kolay elbette" dedi ve bu haberin ardından üst üste iki tane kadın cinayeti haberi verdiler. şu anda da kadın cinayeti sayıları üzerine konuşuyor spiker. ilginç bir durum.

  • "büyük buhran'ın müsebbibi nedir?" sorusu üzerinde yıllar sonra bile düşünülmektedir. buna monetarist veya keynesyen görüş gibi bazı popüler açıklamalar getirilmiştir.

    robert murphy'nin the politically incorrect guide to the great depression and the new deal'ını referans göstererek bu görüşlerden yüzeysel olarak söz etmek gerekirse:

    keynesyen görüş amerikalıların en çok inandığı senaryodur ve faturayı serbest piyasaya keser. bu görüşe göre kapitalizmin içsel aşırılıkları borsa çöküşü ile sonuçlanmış ve işletmeler işçileri işten çıkarmıştır, daha sonra da kısır bir düşüş sarmalında ürün satın almayı bırakmıştır. herbert hoover, duruma pek fazla müdahale etmemiştir çünkü anayasaya saygı duymuştur.

    burada anayasaya saygı duymaktan kastedilen woodrow wilson döneminde yürürlüğe girmiş olan altın standardına bağımlı merkez bankası yasalarıdır. amerika'nın altın standardından çıkmasına olanak tanıyacak olan emergency banking act ise roosevelt'in new deal'ı kapsamında geride bırakılmıştır.

    bunlara ek olarak tarım krizini de not etmek gerekir. tarım sektörü birinci dünya savaşı'nın tesiri altında kalmıştır zira askerlerin beslenme ihtiyacı nedeniyle sektör genişlemiştir. bununla paralel olarak çiftçiler mekanizasyon yoluna gitmiştir ki bu makineleşme süreci oldukça pahalıya patlamış, buna karşılık fiyatlar düşmüştür. haliyle pek çok çiftlik kapanmıştır.

    monetarist teori, milton friedman ve anna schwartz'ın teorisidir. bu perspektife göre piyasa ekonomisinin doğal yükselişleri ve düşüşleri olabilir lakin merkez bankası 1930'ların başlarında para arzının çökmesine izin vererek normal bir gerilemeyi büyük buhran'a çevirmiştir.

    üçüncü bir yorum ise devletin 1920'lerdeki para politikalarını suçlar. avusturya ekonomi okulunun savunduğu bir görüştür (en ünlü üyesi friedrich hayek'tir) bu açıklamaya göre serbest piyasa milton friedman ve anna schwartz'ın iddia ettiğinden daha güvenilirdir ve konjonktür devresi kapitalizmin doğal bir özelliği olmayıp merkez bankasının faiz oranlarını manipüle etmesi ile ilişkilidir.

    bu bakış açısında, büyük buhran'ı bu kadar korkunç kılan, 1930'ların başındaki düşen para arzı değil, 1920'lerin sonundaki patlama sırasında kredi piyasalarına yapılmış olan para enjeksiyonudur. dahası, hoover'ın maaşlara olağanüstü müdahalesi işsizliği iyice artırmıştır.

    üçüncü açıklamanın savunucuları, 2000'lerin ortalarındaki krizin de alan greenspan'in düşük faiz politikasından doğduğunu ileri sürerler. bu politika emlak balonunu ateşlemiştir.

    "kredi genişlemesi, gerçek malların arzını artıramaz. sadece yeniden düzenleme getirir. kredi genişlemesi sermaye yatırımını ekonomik zenginlik ve piyasa koşullarının belirlediği rotadan uzaklaştırır. ekonomi maddi mallarda artış elde etmediği sürece, takip etmeyeceği yollara sapar. sonuç olarak, yükselme sağlam bir temelden yoksundur."

    - ludwig von mises

  • kandilli'nin guzelce acikladigi fark.

    bir depremin büyüklüğü *, deprem sırasında açığa çıkan enerjinin büyüklüğüdür. bu değer, deprem merkezinden belli uzaklıklardaki sismograflara gelen, deprem dalgaları olarak da adlandırabileceğimiz, p dalgası ve s dalgasının maksimum genliklerinden hesaplanır. bu yöntem ilk defa charles richter tarafından bulunmuştur ve deprem büyüklüklerini gösteren ölçeğe de richter ölçeği denir. richter ölçeği, logaritmik bir değerdir. bu, depremin büyüklüğündeki 1 birimlik bir artışın sismogram genliğinin 10 kat, deprem sırasında açığa çıkan enerji miktarınınsa 30 kat artması anlamına gelir.

    bir depremin şiddeti * ise, depremin yer kabuğundaki etkilerinin bir ölçüsüdür. depremin o bölgedeki canlılar ve yapılar üzerindeki etkisine bakılarak hazırlanan şiddet cetvellerinin en bilineni mercalli şiddet skalası'dır.

  • yaşam koçluğu, kişisel gelişim zırvaları, astroloji-enerji-fal-burç saçmalıkları başı çeker bu konuda.
    gerçi memlekette keriz çok haliyle keriz bol olunca da illa silkeleyecek uyanıklar çıkıyor ortaya. arz-talep meselesi.

  • yemek yaparken evdeki koku çıksın diye dairesinin kapısını açık bırakan ve tüm apartmanı kokutan komşunun olmadığı muhit