hesabın var mı? giriş yap

  • milletin; ulusal parasına, ulusal ekonomisine ve insan gibi yaşamaya imkan sağlayacak bir geliri çalışarak elde edeceğine inanmamasından kaynaklanmaktadır.

    farz-ı misal; iran'daki diktatör tarafından bankalardaki dövizlere el konulursa, dövize erişim kısıtlanırsa ya da döviz taşımak suç haline getirilirse ne olacak? dövizini bankada değil de kripto para piyasasında tutan iran halkı hiçbir problem yaşamadan güncel kur üzerinden exchange yapıp keyfine bakacak. dolayısıyla iran halkı ne yapıyor? birikimlerini iran riyali yerine döviz olarak, banka yerine kripto para piyasasında tutuyor.

    diğer taraftan asgari ücretle çalışan birisi, maaşından ayırdığı 10 dolara x token aldığında, ertesi gün bu x token'ın %1800 değerlenme ihtimali olduğunu biliyorsa ve kürşat ayvatoğlu gibi "akıllıca" davranıp kendisine yeni fırsat kapıları açmak için zamanında akp'ye yanaşmamışsa, kripto paralar makul bir yatırım gibi görünmeye başlar.

    kısacası, halkın devlete ve kendi geleceğine güvenmediği ülkelerde, insanların parayı blockchain'e olan inancından dolayı coine yatırdığını zannetmeyin.

    edit: nasıl işlem yapıldığını soranlar olmuş. binance için %10 komisyon indirimli referans linkini bırakıyorum. ancak coinbase gibi diğer uluslararası borsaları da tercih edebilirsiniz.

    referans linki için tıklayın

  • propagandist bir kitaptır. milliyetçi, militarist, muhafazakar ve fanatik bir nesil yetiştirmek için "çocuk kitabı" kisvesinde sunulan ideolojik bir aygıttır. yazıldığı dönem (1907), rusya çarlığı'ında yayılmakta olan komünizme karşı adetâ bir önlem niteliğinde, antikomünist bir içerik ile kurgulanarak politize edilmiştir. dahası hiyerarşik ve statükocu bir yaklaşımı yücelterek savunduğu, ajite ettiği ideolojinin sorgulanmadan benimsenmesini, berkitilmesini amaçlar.

    kitabın düşünsel yanının dayandığı kavramlardan yola çıkarak ataerkil söylemin metne sirayet ettiğini tahmin etmek zor değil fakat metinde "erkek olmak" cesaret, kahramanlık, fedâkârlık gibi kavramlar ile ilişkilendirilerek defalarca vurgulanmakta, eril dil metinde bile isteye öne çıkartılmakta, erillik kutsanmaktadır. tüm bunlardan hareketle kitabın, milliyetçilik ve ulus devlet paradigmasının yükselmekte olduğu bir dönemde hızla yayılıp başka dillere çevrilmesinin edebi bir değerden değil -içeriğe bakarak- pragmatik bir değerden kaynaklandığını rahatlıkla söyleyebilirim.

    kısacası kitap okul önlerinde satılan değil; pedagoglar(!) ve "keşke çocukken okusaydım", "okumak için geç kalmışım" gibilerden hayıflanmalar ile eleştirel okumadan bihaber, daha doğrusu okuduğunu anlamaktan aciz basiretsiz yetişkinler tarafından okul ve ev içlerine bilhassa sokulan, çocukların, o saf dimağların maruz bırakıldığı bir (mübalağasız) uyuşturucudur. naçizane tavsiyem: çocuklarınızı hiç olmazsa "çocukken" uzak tutunuz, bu ve böylesi kitaplardan.

    söz konusu kitabın bahsettiğim türde zararlarını inceleyen kısa bir makale: şiddetin estetize edilmesi ve pal sokağı çocukları

  • hayatım boyunca haksızlığa karşı böyle isyan edip konuşan bir kaç kişi gördüm

    londra'ya yürüyen iskoçların feryadı. ingiltere madenlerinde ölümüne çalıştırılan işçilerin öykünüşü desem... "oo nasıl böyle bir şey olabilir, nerede insan hakları, silerler böyle işi" gibi bir çok tepki oluşturdu.

    bu adamlar soma'lı madenciler. sen, ben yani. yeter artık, birileri tepki koymalı. ister sosyal medya, ister sınıf, ister kahve ve yahut ev. ünlemlerle konuşma zamanı geldi.

    devleti yönetenler zenginleşmek için çırpınırken halk eziliyor. ölüyoruz merkez. kimsenin haberi yok...