hesabın var mı? giriş yap

  • temel ihtiyaçlarını bile karşılayamadığı bir hayatı makul gören halk.

    edit:daha kolay anlaşılması için, yakın zamanda batan ülkelerden yunanistan'da halk bizdeki mevcut durumdan daha iyi bir vaziyetteydi. demek ki halk iktidarın cebine müdahalesine izin vermedi.
    bizde yatak odamıza girmişler, evin her köşesini talan etmişler.
    kimi umutsuz şekilde kenara çekilmiş izliyor,
    kimi ses çıkarıyor, yargının keskin kılıcıyla tanışıyor.
    bir de stockholm sendromlu arkadaşlar var.
    evine yapılan baskını alkışlıyor.

  • tüm kadınlar öyledir demek çok büyük haksızlık olur. ama aralarında böyle bir kesim gerçekten var.

    üniversite 1. sınıfın ilk döneminde davutpaşanın çılgın yokuşunda otosptop çekiyordum, erkeğim diye almıyordu şerefsizler. kız görünce el freni çekiyolardı. bende teknik resim çantasıyla gülümseyerek çıkıyordum o yokuşu, geziniyordum koridorlarda hiç bi allahın kulu bakmıyordu

    2. dönem bmw'yle gelip gitmeye başladım. bmw dediğimde yanlış anlaşılmasın 6 serisi, z4 falan değil, alt tarafı 1 serisi

    ulan bırak bakmayı, tek dönemde 4 defa sileceğimin altında not buldum lan. 3 defa fakültenin önünde tek başına oturup bir şeyler okurken gelip tanışma teklifi eden kızla karşılaştım. var mı lan böyle bir şey, ne değişti? ben yine aynı bendim? cebimdeki para da aynı paraydı?

  • birçok annenin cahil, çocuğunun neye değer verdiğinden haberi olmayacak kadar ilgisiz ve çocuğunu birey olarak görmeyen, sahip olduklarına saygı duymayan kişiler olduğunu gösteren eşyalar.
    kusura bakmayın ama bu böyle. bir kere bir eşyanın maddi değeri olup olmadığını anlayamayanlara yorum bile yapmıyorum zaten. onun dışında ilgili bir anne çocuğunu tanır, değer verdiği şeyleri bilir. hadi onu da geçtim, çocuğunun eşyalarını ona sormadan atmayacak kadar ona birey olarak saygı duyar.
    okuduğum entryleri görünce yazarlarının yerine ben sinirlendim.

  • 0-0'ın 1 puan olması. bence 0-0'ın karşılığı 0 puandır. bunun dışındaki tüm beraberlikler yine aynı şekilde 1 puan sayılmalı. böylece hem defansif futbol bitecek hem de yeni bir heyecan gelecektir.

  • beyler 40 yaşındayım. çok dolu gördüm ama bu kadar büyük ve sert dolu görmedim. dolu da denemez, resmen titanıc'e çarpan buz dağı yağıyor. ölen yoksa büyük şans.

  • başlık: ilahiyat fakültesindeyim erasmusla hacca gittim

    entry:

    6. zikir partilerine de gittin mi kardeşlik ?

    9. @6 içi zemzem dolu havuzlarda parti yapardık girişte hurma verirlerdi

  • istanbul büyükşehir belediyesi (ibb), kente 6 bin yeni taksi kazandırılmasını içeren yeni taksi sisteminin ayrıntılarını meslek temsilcilerine tanıttı. boykot kararı alan istanbul taksiciler odası toplantıya katılmadı.

    1 ceylanın 40 aslan tarafından parçalanması toplantısı (bkz: swh)

    tanıtım sunumunun ardından ibb genel sekreter yardımcısı orhan demir, ulaşım daire başkanı utku cihan ve toplum ulaşım hizmetleri müdürü barış yıldırım soruları yanıtladı. bu sırada zaman zaman gerginlik yaşandı. istanbul taksiciler birliği başkanı irfan öztürk söz alarak “bu salonda 10 tane taksici yoktur. bir ceylanın 40 tane aslan tarafından parçalanmasının toplantısı bu. sanki 5 bin taksi kararı kabul edilmiş gibi sunum yapıyorsunuz. kaç tane taksici var salonda? bu söylediklerinizin hangisini istediniz de yapmadık. korsanların burada ne işi var? her şeye varız ama anlattıklarınız bizimle alakalı değil. hayatımızı ortaya koyarız alınmamış kararların alınmış gibi gösterilmesine izin vermeyiz” dedi. genel sekreter yardımcısı orhan demir de toplantıyı düzenlerken tüm taksi odalarına ve derneklerin çağrı yaptıklarını belirterek “ne yazık ki diyalog isteğimize rağmen istanbul taksiciler odası başkanı toplantıyı boykot edilmesi için taksicilere çağrı yaptı. taksiciler de uydu. gelmediler” dedi.

    edit 21.10.2020 - başkanın açıklaması: https://dai.ly/x7wyjj9
    ibb başkanı ekrem imamoğlu, ibb’nin yeni taksi uygulamasını tanıtmak için düzenlediği toplantıyı boykot eden ve “onay vermiyoruz” açıklaması yapan istanbul taksiciler esnaf odası’na tepki göstererek “bir kere, kendi yetkilerini aşan bir açıklama olmuş. istanbul’da hangi sivil toplumda, odada görev yapıyorsa, herkesin başımızın üstünde yeri var. herkesle, her zaman görüşürüz. ama herkes yetkisini bilecek” dedi.

    -------------------------------------------------------------------------

    ibb'nin istanbul'da uygulamak istediği yeni taksi sistemi zeytinburnu'ndaki çırpıcı sosyal tesisleri'nde yapılan sunum ile tanıtıldı. ibb ulaşım daire başkanlığı tarafından yapılan sunumda verilen bilgilere göre plaka kiralamasına dayalı yeni sistemin sahibi ibb olacak. işletmecinin kim olacağı ihale ile belirlenecek. işletmecilik bireyselden kurumsala dönüşecek. istanbulkart, kredi kartı, online, qr ve nakit ile ödeme yapılacak. aplikasyon kullanımı zorunlu olacak.

    özgün araç tasarımı

    londra örneğinde olduğu gibi şehre özgü kimlik kazandıracak bir araç tasarımı planlanıyor. güvenlik ve hijyen için şoför ve yolcu kabinlerini standart seperatör ile ayrılacak. panik butonu, araç içi bilgisayar, takip sistemi, kamera gibi sistemler olacak. araçlara çocuk emniyet kemerleri zorunluluğu da getiriliyor.

    engelli erişimine uygun

    filonun belirli bir yüzdesinin elektrikli araç ya da hybrid olması koşulu söz konusu. en azından sıfır araçlarda işletmecilere filolarının belirli bir oranının engelli erişimli olması koşulu ve buna uygun araçların özgün tasarım kapsamında değerlendirilmesi planlanıyor.

    yaş sınırı 21

    ulaşım akademisi ile taksi şoförlüğü standartları belirlenecek ve kapsamlı bir sınav sürecinden geçirilecek. verilen lisans, 5 yılda bir yeniden sınava girilerek yenilenecek. şoförlerin yaş sınırı minimum 21 olacak. puanlama sistemi ile şoförlerin gelirinin arttırılması da sağlanabilecek.

    vardiya ve sabit maaş

    taksi şoförlerinin çalışma saatleriyle ilgili bir düzenleme yok. 24 saat aralıksız çalışan şoförler olduğu tahmin ediliyor. yasal mevzuata uygun vardiya ve sürelerde şoför çalıştırılması da model içinde mevcut. sektörde çok sayıda aktör olmasından dolayı gelirin sadece yüzde 13'ü şoföre kalıyor. şoförlerin ekonomik koşullarının da iyileşmesi amaçlı sabit maaş + prim şeklinde çalışma modelleniyor. en az asgari ücret tutarında sabit maaş olacak. sigortalar düzenli olarak işveren tarafından ödenecek.

    çağrı sistemine geçilecek

    çağrı sistemi ile vardiya doluluk oranlarının artması amaçlanıyor. çağrı sistemi ile yolcu bulma kolaylaşacak boş dolaşma azalacak. araçların tepelerinde doluluk oranlarını belirtir tepe lambası olacak. idare tarafından ortak kıyafet belirlenecek. temel ingilizce aranacak. kalite takibi denetimi toplu ulaşım yönetim denetim ekibi tarafından yapılacak. örneğin kısa mesafe yolcu almama da denetim listesine alınacak.

    https://www.ibb.istanbul/news/detail/37344

  • bir gecede cahil kalan arap ve rus artıkları varsa, küçükken ezsinler iyice. sonra başa bela oluyorlar.

  • olan gelenektir.

    çocukken likörlü çikolatayı tam ağzıma atacağım anda dindar olmayan sülalemin dindar babaannesi elime vurup çikolatayı düşürmüştü: ''içkili o içkili! büyükler için'' demişti.

    ayrıca sigara ikram kaseleri de 80lerin sonunda çok yaygındı. dindar komşularımızda bile olurdu. hatta onlar kullanmasa bile likör bardaklı setlere sahiptiler. süs olarak durmasını bile severlerdi.

    poşetlerle oradan oraya koşturan çocuklar, bir evde rast gelen sayısız akraba ve komşu, zır zır çalan telefonlar... tüm şehirde bir curcuna olurdu ki, sorma gitsin..

    2000'lere kadar afgan-paki gelenekleriyle yaşayıp kendi mahallesinden çıkmayanların ve sonrasında akepe tarzı dindarlıkla yoğrulup her şeye düşmanlık besleyenlerin bilmediği şeyler tabii...

    ilgili dönemde özal'ın bir haberi: görsel

  • bu konuda daha önce yazmıştım.

    burada kumar bağımlısı olmuş arkadaşlara, bırakamayacağını düşünenlere, özgüvenini yitirenlere birşeyler daha söylemek isterim, umarım faydam dokunur:

    1. para
    ---------
    elbette kaybettiğiniz ilk şey. aslında kumar bağımlısı olmanın tek bir yolu vardır: "bir kereye mahsus sizin için hatırı sayılır bir para kazanmak". "ne alaka?" diyenleri duyar gibiyim. kumardan para kazanmamış, bunun tadını almamış kimse kumar bağımlısı olmaz. bağımlı olmanız için önce para kazanmanız gerekir. beyin, "bu işten para kazanılıyor" demeli herşeyden önce. zamanla o kazandığınız paradan fazlasını batırırsınız. bir süre için "batırdığım çıksın bırakıcam"lar başlar. batırılan para artık çıkmayacak noktalara geldiğinde, algı "bi 10luk vursam şu borcu öderim"e döner. ama aslında olan tek şey kaybetmeye devam ediliyor olmasıdır. bu boka uzun dönem bulaşan herkes "zarar eder". bunun profösyönel poker oyuncuları haricinde hiç ama hiç alternatif örneği yoktur. kumar oynar ve oynamaya devam ederseniz, para kaybeder ve kaybetmeye devam edersiniz.

    2. zaman
    ------------
    para kadar önemli bir başka şey ise zamandır. sanal casino, idda, gerçek casino farketmez. saatleriniz, günleriniz o ekran yada makinanın başında geçer. aklınızda her zaman kumar vardır. ah o "j 5'in yanına bir kağıt daha çekseydim", "ah o kupona son maçı yazmasaydım". alakası yok biliyormusunuz? çünkü bir sonraki, olmadı ondan sonrakinde gene kaybedecektiniz. geçmişe dönüp baktığınızda, kaybettiğiniz parayı bir kenara koyun, kaybettiğiniz zamanda neler yapabileceğinizi düşündüğünüzde kendinize bir kere daha kızacaksınız.

    3. özgüven
    --------------
    bu döngü içerisinde alternatifsiz yitirdiğiniz birşey vardır. özgüveniniz. "ben ne yaptım?", "ben bu boku bırakamam", "oynamadığımda kötü hissediyorum"... say say bitmez. kendinize olan güveniniz yavaş yavaş kaybolur. bir süre sonra bırakamayacağınızdan okadar emin olursunuz ki, "bırakmak" konusunu bir kenara koyar, "ben artık böyle bir adamım" der hale gelirsiniz. halbuki büyük bir gerçek var: bıraktığınız andan itibaren her geçen gün o kaybettiğiniz özgüven yerine gelecek, bir süre sonra "kumar mı? aptal mısın oğlum?" diyen adam olacaksınız.

    4. fizyolojik ve psikolojik bağımlılık
    -----------------------------------------------
    kumar bağımlılarının bir çoğu aslında bilmese de, "dürtü kontrol bozukluğu"na sahiptir. içinden gelen "oyna lan ne olacak" dürtüsünü kontrol edememesinin sebeplerinden biri de budur. sadece kumar oynarken değil hayatın bir çok alanında bu dürtü kontrol sorununu yaşarlar.

    psikolojik tarafını bir kenara koyar, fizyolojik tarafına bakarsanız da dopamin i görürsünüz. beyindeki bu salak saçma mutluluk hormonu, sigara, kumar, uyuşturucu gibi alışkanlıklarla tetiklenir ve salgılandıkça sizi iyi hissettirir, eksikliğinde mutsuz kılar. yani o huzursuzluklarınızın, kötü hissetmenizin, oynamak istemenizin altında psikolojik ve biyolojik sebeplerde vardır.

    5. kumardan sonrası
    ---------------------------
    düne baktığınız, dünü düşündüğünüz her an dünde kalırsınız. atıyorum kumardan önce 50.000 tl birikimi olan, ayda 5.000 tl kazanan bir bireydiniz. şimdi ise birikiminiz yok ve 100.000 tl borcunuz var. bunların hepsi kumar yüzünden. çıkış yolu ne? tekrar oynamak mı? hayır.

    dünü unutun. şunu çok iyi biliyoruz, kaybettiğiniz paralar hayatınızı etkileyecek kadar büyük. zaten kimse kazandığında haz almayacağı bir para için oynamaz. bu yüzden de riske atılan para her zaman kişiye göre büyük olur. önünüzde ödemeniz gereken bir borç ve yaşamanız gereken bir hayat var.

    iki alternatifinizin biri oynayarak bu parayı çıkarmak. bunu yaparsanız ne olur? %1 ihtimalle 150 bin vurur, hem borcunuzu kapar hem birikiminizi geri alırsınız. sonrasında yine oynar aynı noktaya yine gelirsiniz. %99 ihtimalle ise borcunuz büyümeye devam eder. kendinizi kötü hissetmeye, aklınızı yitirmeye devam edersiniz. özet: oynadıkça her zaman kaybedilir.

    ikinci alternatifiniz (net olarak yapılması gereken tek şey) çalışarak borcunuzu 1,2,3 kaç seneyse o dönemde ödemek, geçmişe çizgi çekmektir. bir çok insan yanlış yatırımla para batırıyor, dolandırılıyor, soyuluyor. siz de kumar oynayıp batırdınız. artık bunu düşünmeyi bırakın.

    çıkın şu bok çukurundan dışarı, hayatınızı geri kazanın.

    bunları okuyan sana söylüyorum, "ne diyor bu adam?" diyorsan, bağımlı değilsin, sadece olursan neler olacağını okudun. "hasiktir aynı ben" diyorsan, çözümü de yazdım sana. "artık çok geç" diyorsan da, sakın deme. kendine güven. hemen şimdi şuan bırak.

    saygılar.

    edit: imla ve düzenlemeler.
    edit2: bu yazıyı yazdıktan sonra bırakmalı başlamalı bir süre daha oynadım. en son artık tamam deyip üstünü çizdiğimden sonra 1 sene olmuş. ben ki sadece slot oynuyordum, ofiste evde, cep telefonundan tuvallette bile. (tuvalette 45 bin vurmuştum vermemişlerdi, hesabı kapamışlardı. verseler de zaten ertesi gün batırırdım sıkıntı değildi. :) 2-3 senelik bu boktan serüvenim bittiğinden beri hesabımı kitabımı biliyorum. herşey çok daha güzel. 100 tl nin değeri var. bir gecede 5000 i 200 bin yapıp ertesi gün batırmış adamım. 200 bin birşey ifade etmezken şuan 100 tl benim için alın teri olduğundan çok değerli. geçmişe bakmıyorum. arkanıza bakarak koşarsanız düşerseniz. özetle ben bıraktım siz de bırakabilirsiniz. ancak unutmayın, aynı sigara gibi. asla bir kere bile denemeyin. o dopamin endofrin gel baba gel diyor ve sizi geri içine çekiyor. bırakın, bırakabilirsiniz!
    edit3: 2 seneyi geçmiş oynamayalı. bu da size ümit/motivasyon olsun.

  • enteresan subliminal mesaj. adeta evrim teorisini çürütecek türden bir tesadüf.

    (bkz: ateistler hadi bunu da açıklayın)

    edit: işgüzar sözlük moderasyonu sayesinde anlamı kalmamış tersten okunuş. bu başlık açıldığında i. melih'in tersten okunuşuydu. sağolsun başbakanlık ekşi sözlük dairesi başkanlığı çok yerinde bir düzeltme yaparak türkçemizi kurtarmış oldu.

    edit2: geç de olsa düzeltilmiş, buradan kendilerine yakarışımı duydukları için teşekkür ediyorum. moderasyon çalışıyor.