hesabın var mı? giriş yap

  • 50'lik fıçı biranın maliyeti 12,85 liradır. tuborg efes bomonti gibi baz biralarda. carlsberg becks bud gibi bi tık üstünde 13,30 civarıdır. daha firmalarla yaptıkları özel iskontolar, önden cash almalar, promosyon fıçılar hariç.
    bu biraları 25 e satan yerler de var, 45 e satan yerler de var. 19 20 ye satanları hiç söylemiyorum. hepsi elektriği aynı tarifeden kullanır, en kralı garsona diğerinden günlük 20 lira daha fazla verir.
    maliyet, kira vs demeyin kalbinizi kırarım.
    80 liraya ortalama satılan kokteylin en nezih yerde hakkıyla yapılış maliyeti 16-17 lira ki bu maliyete gelecek alkol hacimli kokteyli orduevinde bile içemezsiniz. belki shangri-la falan.

    yeni rakı 35likle, beylerbeyi göbek 35lik rakının toptancıdaki fiyat farkı 9 lira, meyhaneler size bu farkı 50 lirayla 150 lira arasında değişen ölçülerde saplayabilir.

    gıdaya girmiyorum çünkü size ne yedirdiklerini işletmedeki aşçı dışında kimse bilmiyor. ama maliyetleri 4-11 lira arasında değişen mezeleri meyhaneler 20-90 arasında size yapıştırıyor.

    gelip de işletme sahipleri de pandemi cart curt demeyin, işletme sahibi dediğin adamlar garsonun baktığı masalardan gelen bahşişlere bile aylık 1-2 bin ipotek koyan adamlar.

    bu yediğiniz kazık değil, roma mızrağı.

    debe editi: bardaki zille oynamayın, sineklik yapmayın servis elemanlarına bahşiş verin, çalışanlarla polemiğe girmeyin, barmene alkolü fazla olsun demeyin, kaybeden siz olursunuz.

  • tanıyorum ben bunu. adı erdal. kireçburnunda bakkal işletiyor. paraya karşı inanılmaz bir sempatisi var.

  • bu korkuyu yaşayan insanın kesinlikle evliliğe kalkışmaması gerekiyor. yıllarca evliliğe hiç hazır olmayacağımı düşündüm. evlilik hep korkutucu gelmiştir bana (muhtemelen ailemde ve arkadaşlarımda gördüğüm muhteşem evlilikler nedeniyle). saçma sapan kurallar koyarım hep 32'den önce evlenmem, ilk erkek arkadaşımla evlenmem vs gibi. hepsi hikayeymiş arkadaş. meğer ben bu yaşıma kadar evlenmek istememişim. şimdi yırtınıyorum "o adam" tek taşla gelsin diye. gel gör ki ilahi adalet! bu seferde "o adam" ağırdan alıyor. az kaldı ben çiçek pasta çikolata alıp anasının kapısına dayanacağım "allah'ın emri..." diye. istiyorum ulenn istiyorum.

    burdan herkeslere sesleniyorum. kimse panik yapmasın, gerçekten evlenmek istemeden evlenmesin, doğru kişi mi evlendiğim diye en ufak bir şüphe varsa bırakın gitsin. doğru kişi var, emin olun, kendinize güvenin.

    kimle evlenilir:

    - gerçekten güvendiğinle
    - senden zeki olduğunu düşündüğünle
    - seni asla yalnız bırakmayacağına emin olduğunla
    - düşmene izin vermeyip elinden tutup seni yukarı çekenle
    - seni ezmeyenle
    - seni ağlarken güldürenle
    - kavga ederken bile keyif aldığınla
    - her an sarılmak istediğinle
    - elini bırakamadığınla
    - yanındayken dokunma ihtiyacı hissettiğinle
    - üstüne yanlislikla kola döktugunde bile elini bırakmayanla
    - herkesle gururla tanıştırdığınla
    - hayal kurmayı sevdiğinle
    - konuşmayı sevdiğinle
    - saygı duyduğunla
    - sana saygı duyanla
    - birlikte zaman geçirmeyi sevdiğinle
    - aynı evi paylaşmak istediğinle
    - birlikte yaşlanmak istediğinle
    - birlikte çocuk(lar) yapmak istediğinle
    - ortak hayallere ve hedeflere sahip olduğunla
    - kültür seviyesi seninkiyle denk olanla
    - aşık olduğunla
    - gerçekten sevdiğinle
    - tipine bayıldığınla
    - huyuna bayıldığınla
    - seni defalarca etkileyebilen ve şaşırtanla
    - defalarca seni kendine aşık edenle
    - her durumda iyiliğini istediğinle
    - ailesi şeker gibi olanla
    - ailenin onayladığı kişiyle

    çok uzun bir liste gibi görünse de hepsi oluyor.
    doğru zaman, doğru insan var.

    edit: ve aradigimi buldum.. o'nunla evlendim..

  • geçen sene işten çıkarıldım. tamamen haksız sebeplerden. bu yüzden davayı zaten kazandım.

    neyse efendim, kıdem ve ihbar ile yaşayabildim iş buluncaya kadarki 3 ayda. kaldı ki bekar ve birikmişi de olan biriydim. borcum yoktu.

    çünkü işsizlik maaşı, aldığım maaşın 1/4'ü bile etmiyor. sadece ihbar tazminatımı alsam, muhtemelen 2. ay itibariyle birikimden yemeye başlayıp, işsizliğim uzasa bildiğin sokakta kalacaktım.

    şimdi sorarım, türkiye gibi işyerlerinde adaletsizliklerin, mobbing'lerin kol gezdiği bir ülkede, işçinin alabileceği tek güvenceyi kaldırmak, elli tane şarta bağlamak akıl karı mıdır?

    parti bağımsız düşünün. yarın bu kişi siz de olabilirsiniz. işte bu akp'nin saçma ekonomi politikalarında artık geldiği son noktadır. maaşın %50'sinden fazlası vergilere giderken, devleti, ülkeyi daha ne kadar vatandaş ayakta tutacak? ekonomi politikası hiç olmayacak mı bu ülkenin?

  • baslik: billur kalkavan

    sabah'ın şamdan ekinde çıkardı iki haftada bir. bu karının tangalı fotoğrafı ıslanınca arkadan sibel can'ın yüzü belli olurdu.

    (kubar tegin ?, 05.02.2010 11:35)

  • halı sahadaki ben. top bana gelmesin, top bir an önce benden çıksın, benden huzurlusu yok.

    beni nerede izledi bilmiyorum ama yanlış adamı rol model aldığı kesin.

  • türkiye'de 2014 den 2020ye kadar geçen 6 yılda tek kişilik hanelerin toplam hane sayısı içindeki payı %14 de %18'e çıkmış. çocuklu tek ebeveynler de payını arttırmış %8 den %10a. diğer tüm hane çeşitleri ya ayni kalmış ya azalmış (çocuksuz çiftler , çocuklu çiftler, çekirdek veya daha büyük aileler, diğer -çekirdek ailesiz- haneler) 2008 yılında 4 kişi olan ortalama hane halkı 2020 yılında 3,30 kişiye düşmüş. kaynak: tuik, istatistiklerle aile.

    norveç'te bu gelişme çok daha ileri gitmiş. iki buçuk milyon hanenin bir milyonu tek başına yaşayanlar (yani hanelerin beşte ikisi veya yüzde 40). çocuklu yalnız ebeveynler yüzonbin (yirmiikide bir / %4,4). norveç genelde kırsal. büyük şehir istatistikleri biraz değişik, yalnız yaşayanlar kırsalda evlerin yüzde otuz, kırkı gibi iken, oslo'da neredeyse yüzde ellisi kaynak1, kaynak2.

    kim bu norveçli yalnızlar, nasıl hikayeleri var, eğer türkiye'nin zamanla gideceği yön o tarafa ise bilmek lazım. yenice norveç ulusal radyo tv web sitesinde yayınlanan iki makale bu konuya eğilmiş: kaynak3, kaynak4 bu yazılara göre toplam 5 milyon norveçlinin 1.4 milyonu 18 yaşından büyük ve yalnız yani eşi, sevgilisi, sözlüsü yok.
    bu sayı 1980de 700 bin imiş 40 yılda ikiye katlanmış yani yaşı 18den büyük nüfusun %24ünden %33üne tırmanmış yalnızların oranı.

    kaynak3 bu yalnız yaşayanları 4 ana grupta görmüş ve her gruptan bir kişinin resmini koyup hikayesini de anlatmış.

    1- norveç'te 18 ile 29 yaş arasındaki erkeklerin yarısı yalnız yaşıyor. bu sayı 1980de %20 yani beşte bir imiş. o zamanlar ilk babalık yaşı ortalaması 27 iken şimdi 32. ilk annelik yaşı ortalaması da o günden bu güne 24 ten 27ye tırmanmış.

    2- hala bekar, çocuksuz ve yalnız yaşayanların oranı 30-44 yaş arası erkeklerde %20. bunların çoğu kendi istekleri dışında böyle, yani evlenmek için bakınıyor bulamıyorlar.

    3- 1980de hala bekar, çocuksuz ve yalnız yaşayan 30-44 yaş arası kadınların oranı %5,4 imiş. şimdi %12. bazılarına yalnızlık o kadar koymuş ki, babasız (isimsiz donörden) çocuk yapmak için kliniklere tonla para harcıyorlar.

    4- 1980de boşanmış çocuklu yalnız yaşayan erkeklerin 45-66 yaş arasındakilerde oranı %5,6 imiş, şimdi onun 3 katı yani %15. norveç tarihinde hiç bu kadar yüksek bir yalnız baba oranı görülmemiş.