hesabın var mı? giriş yap

  • bunu geçenlerde bi arkadaş anlattı.. olayın kahramanlarına çok yakınım. doğruluğu tasdiklidir yani.

    iki ay önce olimpiyat stadı'nda trabzonspor-manisaspor maçı var. umut bulut'un attığı gol öncesi tribünde bi abimiz içine doğmuşçasına gol diye bağırarak ayağa kalkar. 2-3 saniye sonra da gol gelir.. hemen yanıbaşında duran amca merak eder durumu:

    "ula uşağum maçi radyodan mi dinleysun?"

  • (bkz: #142002241) sorusuna cevaptır.

    ay'a gitmek, hele hele insan gönderip sağ salim geri getirmek çok zor bir iş. günümüz teknolojisi için bile zor bir iş.

    ilk önce dünyanın yer çekimi kuyusundan kurtulup ay'a gitmeniz gerekiyor. sistemimizdeki başka gezegenlere göre dünya küçük olsa da yerçekimi aslında az değil. gezegenimiz 9.8 m/s2 lik bir yer çekimine sahip . koskoca halkaları olan satürn'ün yerçekimi 10.44m/s2. mars'ın ise 3.7m/s2 .

    böyle bir yerçekiminden kurtulup ay'a gitmek için gökdelen boyutunda roketlere ihtiyacınız var. bu işi beceren/becerebilen roketlere baktığımızda saturn v ve sls* roketlerini görüyoruz. bu roketler florida'nın düzlüklerinde çok büyük değilmiş gibi gözükebilir ama aslında baya baya gökdelen boyutunda roketler. hani new york şehrine koysan o kadar bina arasında kendini belli eder. böyle bir roketin tasarımı ise son derece zor bir iş. hata payınız sıfır. mesela sls roketi saniyede 5.5 ton yakıt yakar. bakınız saniyede! böyle bir motorda ufak bir hata olsa havaya uçar ki geçmişte pek çok yaşanmış olay var. (bkz: n1 roketi)

    roketle fırlatıldık diyelim. bu sefer de hedefi tutturmanız gerek. "la ay koca şey nasıl kaçırılır" dememek gerekir. uzayda yol almak dünyadaki gibi değildir. uzayda inanılmaz hızlarla hareket eden ay'ın yörüngesine girmek için doğru anda doğru yerde motorlarınızı ateşlemeniz, yolda rotanızı düzeltmeniz ve yine ay'a yaklaşınca doğru yerde, doğru anda, doğru miktarda yavaşlamanız gerekir. bunları yapmazsanız ya ay'ı kaçırıp uzayın hiçliğinde kaybolursunuz, ya da ay'a çakılıp yeni bir krater meydana getirirsiniz.

    diğer bir konu radyasyondur. bahsettiğim radyasyon ise meşhur van allen kuşakları değildir! van allen kuşaklarında yüksek enerjili partiküller ve radyasyon fazla olduğu için tehlikelidir ancak bu büyük bir dert değildir. zira astronotlar bu alandan olabildiğince kısa sürede geçecek bir rota ile seyahat ederler. esas mesele güneş ve güneş dışı kaynaklardan gelen radyasyondur. uzay aracının bu radyasyona karşı azami koruma sağlaması gerekir. artemis görevlerinde astronotlar apollo programında uzayda en uzun kalmış astronotlardan iki kat daha uzun süre görev yapacak. bu da onlar için çok daha büyük bir risk demek. bu riskin üstesinden gelmek için ise yeni teknolojiler ve yöntemler geliştirilmesi gerekiyor.

    bundan elli sene önce apollo seferlerinde astronotlar gerçekten kelle koltukta ay'a gittiler. seferlerin hemen hemen hepsinde görevi tehlikeye atacak problemler yaşandı. en bilinenlerinden örnek vermek gerekirse ay'a inilen apollo 11 seferinde görev bilgisayarı iniş sırasında aşırı yükten dolayı iflas etti. apollo 13'te servis modülündeki tanklar havaya uçunca ölümden döndüler. bir başka seferde rokete çarpan yıldırım nedeniyle kumanda bilgisayarı neredeyse yanıyordu. ve tabi ilk apollo seferi olan apollo 1 de astronotlar hatalı kablolama ve kullanılan malzemelerdeki hata nedeniyle yer testlerinde yanarak can verdi.

    günümüz güvenlik ve insanları riske atma standartlarına göre apollo programı çizim masasından ileri gidemeyecek bir yapıydı. ancak rusya ile yaşanan yarış nedeniyle insanlar kendilerini riske atarak çalıştı ve başardı.

    artık böyle bir riske girmeye gerek yok. zira hem astronotların hayatları daha kıymetli, hem de patlayan bir roket sonrasında apollo dönemindeki bol keseden dağıtılan bütçenin aksine kimse o masrafı karşılamaz.

    bu nedenle ay'a yeniden gitmek için her şeyin sıfırdan, sanki ilk defa gidilecekmiş gibi tasarlanması gerekiyor. bu da çok masraflı bir iş. uzay yarışı olmadığı için ise abd senatosundan gereken para bir türlü çıkmıyor-du. çin'in hem amerika ile sidik yarışına girmesi, hem de uzaydaki gelirden pay almak istemesi nedeniyle başlattığı yeni uzay yarışı nedeniyle amerika artemis programına daha fazla para vermeye başladı.

    debe editi: uzay ve uzay teknolojilerine meraklıysanız şöyle bir türkçe kaynak var.

    edit 2 : ertelenen fırlatma 3 eylül olarak belirlendi.
    (bkz: 3 eylül 2022 artemis 1 seferi)

  • oyun kelimesinin kesinlikle yetersiz kalacağı bir
    interaktif film. ps4'ün potansiyelinin dibini ekmekle sıyıran hatta aletin dibinde kalan suyu kafaya dikip içen bir dayı. ilk seansım aralıksız 3.5 saat sürdü ve ne yalan söyleyim acaba eski tadı verebilecekler mi diye şüphedeydim. hem kamera açıları hem işin içine çoluk çocuğun girmesi bana acaba dedirmişti. ancak santa monica bu işin altından layığıyla kalkmış görünüyor ki daha oyuna alışma sürecinde bana bu hissiyatı verdiler. spoiler vermek gibi olmasın ancak uncharted ile last of us karışımı bir oyun çıksa da oynasak diyenler buyrun emcükleyin bu sanat eserini.

    edit: imla

  • çarpışma değil birleşmedir. galaksideki cisimler arası uzaklık cisimlerin kendi boyutundan çok büyük olduğundan birbiriyle çarpışma ihtimalleri çok az olacaktır.

    örnek verelim. bize en yakın gök cismi ay'a olan uzaklığımız yaklaşık 380000 km, dünyanın çapı yaklaşık 13 bin km. yani dünya ile ay arasına 30 tane dünya sığabiliyor.

    örnek 2: dünya ile güneşin arasındaki mesafe 150 milyon km, güneşin çapı 1,4 milyon km. yani dünya ile güneş arasına 100 güneş, yaklaşık 12bin tane de dünya sığıyor.

    peki galaksilerin çekimi, diğer galaksiyi etkileyecek mi? tabii

    birleşme

  • iki yaşındayken annemle beraber yaşadığımız olaydır.
    gerçekten doğaüstüdür.
    o zamanlar babamın mesleği nedeniyle aydın'daymışız. bayram yaklaşıyormuş ama babam izin alamamış. mecburen annemle beni önceden memlekete yollayıp bayramın ikinci günü arkamızdan gelmek durumunda kalmış. hikaye tam da burada başlıyor. annemle otobüste gece yolculuğu yaparken iki yaşında bir bebek olan ben "anne çiş" demişim. dağların arasındayız. dinlenme tesisine daha çok varmış. muavin de anneme "indir şu kenara yaptırıver abla" demiş.
    annem beni indirmiş, işlem tamamlanmış.
    tam o sırada.....

    şoför otobüsü çalıştırmış. bizi almadan yanımızdan basmış gitmiş. annem arkalarından koşturmuş ama nafile...

    bavullar arabada. çanta yok. cüzdan yok. ve o zamanlar cep telefonu da yok....

    kuş uçmaz kervan geçmez bir yolda gecenin kör karalığında 27 yaşında bir kadın ve elinde bir bebek.annem ağlamaya başlamış. burada çocuğumla ölücem demiş.

    tam o sırada....

    yoldan aniden bir araba çıkagelmiş. zınk diye annemin önünde durmuş. içinde upuzun sakallı iki tane adam. annem korkudan bayılmak üzere artık kaçıcakmış. adamlar "bacım biz polisiz gel" demiş. annem telsizleri falan da görünce arabaya binmiş. saate bakmış saat tam "ikiyi dört geçiyor".

    neyse polis otobüsü çevirmiş yolda annemi geri bindirmiş. şoföre ceza kesmiş. annem sabah memlekete ulaşmış. bu olayı üzülmesinler diye kimseye anlatmamış...

    taa ki babannem "kızım gece içime bi korku girdi saat ikiyi dört geçe kalktım sana dua ettim" diyene kadar.

  • ya bu arkadaşı artık şikayet eder misiniz,iyice gore, vahşet video barındıran siteye döndürdü ekşiyi.

    sözlükten uçurulması gerekmiyor mu artık?

    uzun süredir aynı şekilde başlıklar açıyor,evet çocuklar ölmesin ve tek üzüldüğüm onlar ve masumlar ama günlük çoluk çocuğun girdiği bir siteye böyle videolar yükleyemezsin.

    t:işin cılkı cıkması