hesabın var mı? giriş yap

  • insan yaşamı var olduğundan beri devam eden muhabbet.

    "bugünün gençleri, lüks ve gösteriş düşkünü, saygısız, başkaldıran, geveze ve obur yaratıklardır." sokrates (m.ö. 400)

  • nadya'nın bir çubuğu tek eliyle sokmuşken ikinci eliyle destek vererek karşı takıma poanı altın tepsiyle sunduğunda sesi soluğu çıkmayan ağzı bozuk bozok'un, yine dolduruşlara gelip böğürdüğü yarışma.. ayrıca nadya '' çocuğunu bir daha göremeyeceksin, bir daha sultan'ı göremeyeceksin, bir daha annemi, babamı göremeyeceğim'' falan diyerek milleti karşı grubun üzerine püskürttü resmen.. sanırsın sadece kazanana yaşam hakkı veriyorlar, eleneni konseyden sonra vuruyorlar..

  • tam destek veriyorum ben de bir erkek olarak. ne erkeklerle yolculuk edicem lan bi otobüs dolusu kadınla yolculuk etmek varken. kih kih kih.

  • 1850den başlayan, 5 kuşağın olduğu benim 37.sırada olduğum tabloda ben de dahil 35 kişinin nüfusu bizim köye kayıtlı. premium gold köylüyüm.

  • (bkz: fred çakmaktaş)

    ekşisözlük jargonu ve suserların eğilimlerine uygun bir dilde sansasyonel başlığını açacak olsak "hank schrader ile fred çakmaktaş arasındaki müthiş benzerlik" falan demem gerekirdi sanırım ama idare edin..

    bu başlığa geldiğinize göre hank'i zaten bildiğinizi varsayarak ve çok da ayrıntıya girmeden, yeni neslin pek tanımadığı fred amcalarından söz edip iki karakter arasındaki bağlantıyı kurma işini size bırakacağım..

    ___fiziksel görünüm___
    fred, "boyunsuz" olarak tabir edebileceğimiz dikdörtgen vücuda sahip bir arkadaştır.. göbek çıkıntısı dışında bu dikdörtgeni bozacak herhangi bir vücut ayrıntısı yoktur.. kafanın saplandığı omuz, bel, kalça ve bacaklar kütük gibi yekpare bir görünüm çizer..

    ___karakter yapısı - davranışları___
    sevgili fred'imiz, yontulmamış bir hödüktür.. nezaketten anlamaz.. kaba şakalar yapmaktan hoşlanır.. arkadaşlarının* kalbini kırmaktan, onları muhtelif şekillerde üzmekten çekinmez.. empati yeteneği yoktur.. rafine zevkleri yoktur.. öküz gibi yer, su aygırı gibi içer.. ara sıra zarif eşi wilma ile konser, tiyatro gibi faaliyetlere katılsa da aklı daima nar gibi kızarmış dinozor kaburgası, bronto burger ve maşrapalar dolusu biralardadır.. poker ve bovling oynamayı sever.. kendini övmekten hoşlanır.. kendini överken veya benzer şekilde uydurma hikayeler anlatırken büyük laflar etmekten, mevzuları abartmaktan çekinmez.. ortamların adamıymış gibi caka satıyor olsa da aslında asosyal davranış kalıplarına sahip ve hatta epeyce yalnız kalmış/bırakılmış bir karakterdir.. abartılı davranışlarının sebebi, içindeki bu derin yalnızlık hissini perdelemek istemesi olabilir..

    ___iş - kariyer___
    ara sıra hatalar yapsa da mesleğinde (dino-ekskavatör operatörü) epeyce yetkin bir adamdır.. patronuyla arası ne mükemmeldir ne de berbat.. taş devri şantiyelerinin vazgeçilmezi olan dev prehistorik delici-kırıcı aletleri (hayvanları ?) onun kadar iyi kullanan kimse yoktur.. bu yüzden de çoğu gereksiz ve lakayt sayılabilecek tavırları hoş görülür.. bir-iki azarlamayla geçiştirilir.. zira adam işinin kompedanıdır.. bu dünyaya adeta dino-ekskavatör kullanmak için gelmiştir.. fred'in bu mesleki yetkinliği, çizgi dizi boyunca dikkatli bakılmadıkça fark edilmesi mümkün olmayan bir detay olarak satır aralarında kalmıştır.. biraz ciddiyetli bir karakter olsa şimdiye kadar şantiye şefi bile olmuştu ama yok işte.. yemek düdüğü çalar çalmaz hayvanın sırtından kaydıraktan kayar gibi kayıp kaçmalar, kaytarmalar, işi asmalar falan mesleki yönden yerinde saymasına sebep olmaktadır..

    ___insanlık___
    hödüklük bayrağını en önde taşıyan fred'imiz tuhaf bir şekilde temiz kalplidir.. evet hatalar yapar.. evet öküzün önde gidenidir, bencildir, bağırır, çağırır falan ama çoğu zaman bunların sonuçlarından dolayı pişman da olur.. zarif eşinin kalbini kırdıysa eve çiçekle gelebilir mesela.. veya kapı komşusu ve en yakın dostu barni ona (neredeyse her seferinde tamamen haklı olarak) küstüyse bir şekilde gönlünü alabilir.. asla kötü niyetli bir adam değildir.. bazı durumlarda kendisinden hiç beklenmeyecek yüksek fedakarlıklar yaptığı bile görülmüştür..

  • 20 ocak - 20 şubat arası kutlanır, bu seneki geçiş 17–24 ocak arasında yapılıyor ve festivaller 25 ocak günü kutlanıyor. genelde yoğun kutlamalar 25 ocak - 4 şubat arası yapılıyor. tayvan’da bir hafta, çin’de ise 3 haftaya kadar kutlamalar uzayabilir. bu sene 25 ocak itibariyle “domuz yılı” bitti, “fare yılına” girildi. çin’de kırmızı renk “bol şans” anlamına geliyor, bu nedenle her yerde kırmızı yuvarlak toplar asılır.

    yıllar çin astrolojisinde olan 12 hayvan ile seçiliyor. bu hayvanlar; “fare, öküz, kaplan, tavşan, ejderha, yılan, at, keçi, maymun, horoz, köpek ve domuz”. bu hayvanların nasıl seçildiğine dair hikayeler ve hangi yılda hangi hayvan seçileceğine dair bir takvim var.
    kaynak
    kaynak-2

    çin yeni yılı tabuları;
    -herhangi bir seramiğin veya camın kırılması yasak. (diyelim ki istemeden bir şey kırıldı, hemen kırmızı bir kağıtla toplanarak barış ve güvenlikle ilgili sözcüklerin mırıldanılmalı)
    -temizlik yapmak, herhangi bir yeri, bir şeyi süpürmek, çöp atmak yasak.(bunları yaparsanız iyi şansı da süpürüp atmış ve uzaklaştırmış olduğunuz inancı yaygın)
    -makas, bıçak ve benzeri keskin objeleri kullanmak yasak. (bu aletler, başarı ve sağlığın engelleyicileri olarak biliniyor)
    -tüm festivaller bitene kadar saç kestirmek yasak.(zaten tüm kuaför ve berberler de kapalı)
    -kavga etmek ve ağlamak yasak.
    -eşinin ailesini ziyaret etmek yasak.(bu yasak özellikle erkekler için geçerli. bu dönemde eşlerinin ailelerini ziyaret etmek demek evliliklerinde problem olduğunu göstergesi sayılıyor ve tüm aileye kötü şans getirildiğine inanılıyor)
    -herhangi bir borca girmek yasak.
    -ilaç almak hatta doktora görünmek, herhangi bir operasyon geçirmek yasak.
    -yeni yıl dileklerini yatarken birine iletmek yasak.(yoksa o kişinin tüm yılı yatağa bağlı olarak geçireceği inancı bulunuyor)

    kaynak-3

  • ben yaptım bunu. kızım 1,5 yaşındayken fiyatını, türkiye'ye göre ucuz buldum aldım. haa ne oldu, eve ilk getirdiğimde hatun alay etti. kızım hareketli bir cihaz olduğu için korktu. oynamadı. (robotla da oynamamıştı) ben oynadım. sonra uzun süre durdu bir köşede. yaklaşık 3 ay sonra kızım tekrar gördü, çekinerek bakıyordu. hadi oynayalım dedim, başlangıçta korktu ama sonra arabayı onun arkasından takip ettirmek suretiyle kovalamacalı oyun icat ettik. artı pilleri bitince hemen "baba pi" diyerek pillerini değiştirmeye çalışıyor. (bilim kadını potansiyeli var :) velhasıl kelam oynuyoruz biz kızımla arada sırada. yani herhangi bir problem yok şimdilik.