hesabın var mı? giriş yap

  • oynarken seymen fm dinliyordum, yayına biri bağlandı, konya izmir arası mal çekiyormuş, tırcı. sıradaki şarkıyı tüm tırcılara istedi. nasıl üstüme alındıysam bir sigara yaktım, camdan dışarı çıkardım elimi, öyle sürdüm.

    bir de adam sol şeritte sıkıştıran otobüsçülerden dert yandı, ellerini öpesim geldi.

    öyle bir oyun. yemek yiyeyim de bi..

  • uzun zamandır açmak istiyordum bu başlığı ama bir türlü fırsat bulamadım. bugüne kısmetmiş.

    yemeksepeti malum açıldığı günden beri online yemek siparişinde 1 numara. ara ara rakipleri çıksa da bugüne kadar kimse karşısında durabilmiş değil. piyasada tekel yani.

    son birkaç yılda farketmişsinizdir joker indirim diye birşey getirdiler. bilmeyenler için; yemeksepeti size bir veya birkaç restorant öneriyor ve siz bu restorantlardan yaptığınız 40 tl lik siparişe 25, 70 tl lik siparişe 45, 120 tl lik siparişe ise 70 tl ödüyorsunuz. ilk bakışta çok avantajlı bir kampanya gibi duruyor. her çıktığı vakit insan değerlendirmek istiyor. biz de tabii öyle yapıyoruz.

    sonrasında normalde sipariş verdiğimiz restoranların joker indirim verdikleri zaman ürünlerinde ciddi bir değişiklik olduğunu farkettik. yani firma normalde aldığını dönere 200 gram ekliyorsa joker indirim esnasında porsiyonu büyütmenize rağmen 100 gram döner gönderiyor size. aynı durum pizza için de geçerli. adamlar normalde hazırladıkları pizzaya ekledikleri malzeme ile joker indirim halinde verdikleri pizzaya ekledikleri malzeme arasında yarı yarıya fark oluyor.

    bu durumu ara ara farkettim ama önemsemedim. en son 2 porsiyon döner istediğim bir restoranttan yarım porsiyona yakın döner gelince eh dedim. artık yeter.

    yemeksepeti ne bu şikayetimi birkaç defa ilettim ama normalde müşteri ilişkileri oldukça iyi olan yemeksepeti joker indirim konusundaki şikayetleri sallamadığını farkettim. müşteri temsilcisine mail olarak dönerin resmini atıyorum ama nafile.

    bu şark kurnazlığını ortaya koymak lazım. yemeksepeti indirim yapıyorum kisvesi altında açıkça müşterilerinin kazıklanmasına göz yumuyor.

    edit: imla ve ay-yıl olayı.

  • ben yapıyorum bunu mütemadiyen. ta sefil bir öğrenciyken başladım buna. önüme çıkan ilk kediyi aldım eve, ne yiyorsam ona da verirdim, makarna, patates kızartması, sütlü ekmek. öğrenim kredim yatınca da kendime döner ona da bir kutu whiskas alırdım.
    sonraları çalışmaya başladım, hep kedim köpeğim oldu, hep ben ne yediysem onlara da bölüp verdim. kedi ya da köpek beslemek, çok masraflı birşey değildir. bir restorana gidip artıklarını isteyerek bile doyurabilirsin. dünyada bu kadar aç insan var diyerek kedi köpek, çatıdaki güvercinler, muhabbet kuşları, balıklar da aç dursun di mi? bişeyin ucundan tutmuyorsak toptan bişeye ellemeyelim, komple geberip gitsin her canlı?

  • bonus olarak, tamamen ücretsiz 3 tinercisi ile beraber verilen evdir.
    evi mesken tutup, koruyup, kollar, kimseyi yaklaştırmazlar.

  • ilk tweeti atan aym değil, onun üyesi olan bir kişidir. kurumsal bir kimlik değildir.

    cevap tweeti atan içişleri bakanlığı maalesef tüy dikmiştir. devletin kurumu, sırf süleyman soylu kızıyor diye birini hedef alarak tweet atar mı?

    nerede devlet ciddiyeti? nerede kurumların saygı duyulası güvenilirliği?

    t: içişleri bakanlığı'nın tam bir lise ergeni gibi davranmasıdır.

  • konu aksan değil, vurgulama ve tonlama arkadaşlar. aksanın olur; doğru anlamı çıkarmak için aksandan ziyade vurgulama ve tonlama önemli. bu arkadaş söylediklerinin (okuduklarının) anlamını bilmiyormuş gibi konuşuyor. aynı tonlama ve vurgu ile her cümleyi ifade etmeye çalışıyor. gerçekten bulunduğu konumda geçen "iletişim" kelimesine yazık. bunu kendimi temsilen bakkala ekmek almaya göndermem. ama güzelim ülkenin iletişim başkanlığını temsilen birileri makam vermiş.

    t: liyakatsizliğin örneklerinden sadece biri.

  • çok normal ve olması gerekendir. iş sözleşmesi iki taraflıdır ve bunun evlilik sözleşmesi ile karıştırılmaması gerekir.

    özel durumlar dışında kişi daha az çaresiz olacağından görüşme daha sağlıklı bir zeminde yapılacaktır. ne iş olsa yaparım moduna giren bir kişi ve bunu fırsat olarak kullanan işverenin birlikteliği ilerleyen zamanda kesin çatırdar zaten.

    kendi çapında bir yöneticiyim ve bana bağlı kişilerin iş görüşmesi yapmasından zerre rahatsızlık duymam. hatta isterlerse beni referanslarına yazabileceklerini de söylemişimdir hep.

    bir patron veya yönetici dolu olan bir pozisyona yeni eleman almak için önce çalışanını çıkartıp iş görüşmelerine daha sonra başlamaz. bu ne kadar normalse bir çalışanın iş görüşmesi yapması o kadar normaldir. zaten o işverenin görüştüğü kişilerin çoğu bir yerlerde çalışıyor.

    bir şekilde çalışanlarının iş görüşmesi yaptığını öğrenip işten çıkarttıklarını anlatmışlar. yapmayın. bu herkesin hakkı.

    eğer çalışanınız iş arıyorsa büyük ihtimalle mutsuzdur. mutsuzluğun çeşitli sebepleri olabilir. maaş konusu bunlardan sadece bir tanesi. ve inanın en önemlisi değil. o kişiyle uzun süre çalışmak istiyorsanız mutlu olmasını sağlayın. aksi halde her yeni gelene iş öğretmekle uğraşır durursunuz.

  • hayır benim anlamadığım dayımı nerden tanıyorsunuz?
    bu şeref yoksunu kişinin en büyüğü annem olmak üzere toplamda üç ablası var. kendisi de tek erkek çocuk. istanbul'un orta yerinde olan rahmetli dededen kalma koskoca arsayı ve bu arsa içinde bulunan iki katlı müstakil evi, ayrıca hatlı minibüsü satıp ablalarına da bir kısmını şimdi bir kısmını daha sonra vereceğim deyip ikinci kısmı hiç vermedi. vekalet onda olduğu için istediğini yaptı. hatta oğluna çok güvenen anneannem de o zamanlar, hissesine düşen tüm parayı bu dayı olacak adama verdi. sonra ne mi oldu, karısı ile geçinemiyor diye anneannemi sokağa attı. kadıncağız yetmişinden sonra yaşadığı şehri değiştirip kızlarına sığındı. annemle teyzemler miras meselesi yüzünden zaten kendisi ile ne konuşuyor ne de görüşüyorlar.
    o kadar malı mülkü satıp, ablalarını mağdur eden, annesini sokağa atan adam şu an, gecekondudan bozma bir evde yaşayıp inşaatlarda gece bekçiliği yapıyor.
    allah belasını versin.

  • az önce şöyle geldi.. "garnitürnüz bol, bayramınız et tadında olsun"

    yemek pişirme hocası mıyım, kasap mıyım, yamyam mıyım bilemedim. gittim geldim..