ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
yaran fıkralar
-
kayserili'nin eşi ölmüş,
gazeteye gitmiş, en ucuzundan standart bir ilan vermek istemiş.
önüne konan kağıda istediği ilanı yazmış:
"ayşe'yi kaybettim.üzgünüm."
ilan görevlisi ilanı görünce uyarmış,
"isterseniz 6 kelimeye kadar uzatabilirsiniz,üç kelime daha hakkınız var"
kayserili "aynı paraya mı?" demiş.
görevli "evet aynı paraya" diyince ;
kayserili üç kelime daha eklemiş:
"satılık toyota var !"
120 kilo olup sosyalizmi savunmak
-
(bkz: marx okusam yarıyor)
ygs 2015
-
bu amk sınavı madem bu kadar hızlı açıklanabiliyordu bizim zamanımızda niye hayvan gibi beklettiler lan ?
istanbul havalimanı'nda anons yapılmaması rezaleti
-
ön edit: burada onlarca benzer olayı yaşadığını söyleyen insanlar var, kimi entri girerek kimi mesaj atarak anlatıyor.
belki bizim kontrol etmemiz gerekirdi, ama sürekli kaza olan bir kavşağa trafik ışığı konmaz mı yani. belliki bu sıkça olan, insanlara sıkıntı yaratan bir durum. bunu yine havaalanı yönetiminin kökten çözmesi gerektiğini düşünüyorum.
en mantıklı ve kolay çözüm bence, eski kapıdaki monitöre bir not düşülmesi, bu uçağın biniş kapısı değişti artık şurası, şeklinde bir not, böyle bir problemi ortadan kaldıracaktır.
-----------------
3. havalimanı yada istanbul havalimanı dediğimiz yerdeki anons yapılmama rezaletine birde isim uydurmuşlar.
sessiz havalimanı.
bildiğin anons yok. bilgilendirme yok, sorduğunda da izahat yerine tehdit var.
biz saat 4 deki uçak için saat 1 de vardık havalimanına. bileti aldık, üzerinde kapı numarası yazıyor. g2b.
saat 3 gibi gittik ilgili kapıya, bir saat öncesinden bekliyoruz.
zaman geçiyor buçuk oldu biniş saati geldi geçti, 45 geçti vs. hiç hareketlenme yok, eşime dedim heralde bizim uçak rotar falan yaptı, hiç hareketlenme yok.
dedi bi bak bakıyım, uçak saatine 15 dakka var, biz kapıda bekliyoruz, 8 10 kişi de bizim gibi ne yapacağını bilmiyor.
gittim baktım ekranların birine,
biniş kapısı değişmiş,
kırmızı kırmızı last call yazıyor
lan amk, nasıl last call, biz mal gibi bekliyoruz orda, niye bize söylemediniz kapının değiştiğini?
yeni biniş kapısı da g11 numaralı kapı, istanbul havaalanının en uzak kapısı, en dipte.
çantaları topla koştur 10 kişi. genci var yaşlısı var turisti var.
sonunda ulaştık biniş kapısına, oradaki görevlilere söyleniyoruz bu nasıl iş, neden bize haber vermiyorsunuz diye, diyolar ki - istanbul havaalanında anons yapılmıyor artık, siz takip edecektiniz.
e amk ozaman bileti verirken öyle söyleyin, uyarın bizi deyin ki, anons yok, arada bakın şu zıkkıma.
ben 3 saat önce gitmişim, biletimi almışım, biniş kapısına gitmişim daha ne diye ekranlara bakayım ki?
madem sesli anons yok, böyle bir değişiklikte telefona mesaj at, ne bileyim mail at, bizim olduğumuz yere birini gönder duyur, bin türlü yolu var.
bunların hiç birini yapma, milleti koştur.
bu işte bi bokluk var demesek, 3 saat önceden gittiğimiz havaalanında uçağı kaçıracağız.
demekki büyük güzel binalar yapınca iş burda bitmiyor,
yaptığın binanın kullanışlı olması
ve liyakat ile yönetilmesi gerekiyor.
sizin de haberiniz olsun, gözünüz ekranlarda olsun. kapı değişir, uçak iptal olur, yarına ertelenir,
kimse size bişey söylemez.
mal gibi beklersiniz.
edit: bir çok kişi destek verirken baya azımsanmayacak kadar kişi de kakdırıp kıçını baksaydın diyor.
bazıları da anons kelimesine takılmış.
ilk olarak ben bas bas bağırsınlar demiyorum, sessizliği ben de severim, ama bu uygulamadaki bir eksiklikten söz ediyorum.
bilgilendirme
anons bir bilgilendirme şeklidir, bunu yapmıyorsanız, yerine birşey koymanız gerekir, ben tek değildim, en az 10 kişi orada bekliyorduk, zaten garipliği de ben ve eşim farkettik, ve oradakilere söyledik. yoksa 10 kişi kaçıracaktık uçağı.
en basiti bir ekşici yazmış. bizim orda gözümüz kulağımız, bineceğimizi sandığımız kapıda ve üstündeki monitörde. ama o monitör kapalıydı. en azından eski kapıdaki monitöre not düşülse, bu kapıdaki biniş şuradan olacaktır diye, tüm problem çözülecek.
evet ben birçok kez havayolu kullandım ama böyle bir problemi ilk kez yaşadım.
kaldı ki okuma yazma bilmeyen birisi de olabilirdim.
belli bir saatten sonra kesilen biletlere yeni biniş kapısının numarasını yazmışlar, o yüzden biz orada 10 kişiydik.
reza zarrab'ın her şeyi itiraf etmesi
-
(bkz: ötüyor gönlümün efendisi)
yeşilçam film müzikleri
-
paul mauriat - el bimbo
ennio morricone - le casse
john barry - florida fantasy
vladimir cosma - sapato rosa
miklos rozsa - el cid
philippe sarde - martini dry
paul mauriat - isadora
leroy holmes - love theme from romeo and juliet
manos loizos - o stathmos
francis lai - rencontre
francis lai - la course du lievre
franco micalizzi - l'ultima neve di primavera
mikis theodorakis - to yelasto pedi
mikis theodorakis - paola
earth & fire - memories
herbie mann - dance of the semites
tangerine dream - betrayal
elias rahbani - ı love you lina
russ case - caeser & cleopatra
tangerine dream - creation
john carpenter - the end
karlı kayın ormanı şarkısındaki karlı kay
-
buram buram cehalet kokan bir başka ekşi sözlük başlığı. şarkı almanya'da geçiyor. ormanın sahibinin adı karl ıkay!
28 mayıs 2022 mor ve ötesi inönü stadyumu konseri
-
her şey bir yana, şunu yazmadan geçmek istemedim:
saha içinden izledim konseri; sanırım toplamda otuz bine yakın insan katıldı. genç bir kadın olarak ne girişteki sırada, ne içerdeyken herhangi bir anda, ne de dönüş yolunda bir an bile normal şartlarda artık gece taksim’e çıktığımda yaşadığım güvensizlik ve tedirginlik hissini yaşamadım. sadece kadın olmakla ilgili bile değil; insanların dip dibe müzik dinlediği o ortamda acaba cebimin kenarından cüzdanım, telefonum çalınır mı vs gibi şeyleri bile hiç düşünmediğimi fark ettim.
yanımdaki insanlarla sohbet edebilmek kolaydı, millet birbirine yanından geçerken gülümsüyordu, sıra beklerken kimse kimseyi sıkıntıya sokmaya, ezmeye vs çalışmadı. öne geçmeye çalışan çakalları bir kenara bırakırsak (o kadar da olsun), epeydir hissetmediğim bir iyilik ve medeniyet dalgasının içindeydim.
öyle güzel bir kalabalık, öyle ışıklı bir topluluktu.
umarım haklısındır harun, umarım bu ülkenin yarını artık bizlerizdir. içimiz umut doldu, emeklerinize sağlık.
debe editi: çok güzel insanlarsınız yahu, hayallerimiz umutlarımız ortak. şukulayan elleriniz dert görmesin. çok teşekkürler :)
cübbeli ahmet hoca'nın demba ba'yı eleştirmesi
-
taşak oğlanı olmaktan sıkılmıyorlar bir türlü.
-> cübbeli ahmet hoca, demba ba'ya yüklendi: ''attıklarına kılıyorsun tamam da, kaçırdıklarının kazası ne olacak?''
zaytung.
istanbul'daki martı problemi
-
neredeyse entry bitene kadar scooter sandığım problem.
dresden
-
1930 yilindan kalma tanitici bir brosurde, "die stadt der kunst, der blumen und bilder, des deutschen barock" (sanatin, ciceklerin ve resimlerin, alman barok'unun sehri) olarak tanitilan dresden'in ikinci dunya savasi'nin sonlarina dogru bombalandigi geceler (13-14 subat 1945) hakkinda sair gerhard hauptmann sunlari yazmistir: "wer das weinen verlernt hat, der lernt es wieder beim untergang dresdens." ("kim ki aglamayi unutmustur, dresden'in cokusu sirasinda tekrar ogrenir.") sehrin en önemli sembollerinden birisi olan die frauenkirche de bu bombardimanlarda yikilmistir.
vaktiyle icinde barindirdigi, barok, neo ronesans ve klasik mimari stillerindeki cok sayida gorkemli binalari, sanat eserleri ve sehrin elbe nehri kiyisinda olmasi sebebiyle elbflorenz (elbe'nin floransa'si) diye adlandirilmis olan dresden'in zengin tarihi mirasindan bugune kalabilmis binalardan birisi de die semperoper'dir.
sınavlarda verilmiş en kötü yanıtlar
-
fransızca sınavı. resepsiyonist ve otel müşterisi arasında geçebilecek muhtemel bir diyalog yazılacak.
- bonjour*
- bonjour
- parlez-vous anglais?*
- yes
...
(sivri zeka örneği gösterilerek geri kalan diyalog tamamen ingilizce yazılmıştır. bunu yazan eleman neden daha kolaya kaçıp direk "türkçe biliyor musunuz" diye sorup türkçe yazmamış bilemiyorum.)
yaran inci sözlük entry'leri
-
bazıları karın ağrıtandır.
başlık: dedem savaş çıktı diye apar topar köye gitti
dedeme dokunmatik telefon aldım, torunlarından birisi de telefona clash of clansı yüklemiş. otururken bildirim gelmiş köyünüze saldırı düzenleniyor diye, adam heyecanla apar topar ilk uçağa atlayıp köye gitti amk.