hesabın var mı? giriş yap

  • - alın lan alın... size bu işte size... aaaaaaaaaaaaaaaaaallllllllllllllllllllllllllllllllll... aaaaaaaaaaaaaaaaaallllllllllllllllllllllllllll.... böyle alırlar ödülünüzü işte böyle... türkiya... türkiyaaa... allahım eve gitmek istiyom laaaynnnn... fincanı taştan oooyarlar balam oooyarlar akademiye böyle koyarlaaaar... laynnn biret pit fak yu... şan pen fak yu... ancelina coli ay em kaming... al paçino yu ar ekzampıl for mi tenk yu paçino.... biret pit fak yu, ancelina kis yu... türkiyaaaaa.....

    (bkz: yılların birikimi)

  • filmin baş tarafındaki yanık bölümün geçilmesi amacıyla ilk bir kaç pozun çok da gerekli olmayan çekimlere harcandığı, film makarasının sonunda ise "hadi yaaaa!.. bitti!.." diye hüzünlere gark oldunduğu zamanlardı. geziye gidildiğinde yanına bir kaç makara fazladan boş film almaktı. başkalarının pozlarını çektiğinde kendine de kalsın diye fotoğrafçıya "kafa + 1 sayıda basılacak usta!.." diye tembihlendiği, manzara pozlarında ise bazı şaşkın fotoğrafçıların "ulen kafa yok ama iyisi mi iki tane basayım bundan..." diyerek hesabı şişirdiği günlerdi. okul gezilerinden sonra fotoğraflar dağıtılırken para toplama ya da para verme telaşıydı. önce birer tane örnek baskı alınıp daha sonra çoğalttırılırken, "ulen bu da falancanın filanca kuzeniymiş, nerden görecem herifi bir daha?!?" deyip sayıya dahil edilmediği, sonra da o falancanın "aaaa, kuzenim için yok mu?!?" diye arıza çıkarttığı bir dönemdi.

    hey gidi hey.

  • "polisi işe karıştırmayın, yoksa kız ölür."

    elmadağ'da adını hatırlayamadığım, ev yemekleri yapan bir yere verilen siparişte yazmıştık. yemeği getiren eleman "etrafınız sarıldı" demişti.

  • gelin sizlere bu uygulamanın nasıl çalıştığını oldukça basite indirgeyerek anlatmaya çalışayım.

    bu uygulama teknik olarak "machine learning" yani "makina öğrenmesi" kullanıyor. spesifik olarak ise "generative adversarial network" ya da kısaca gan kullanıyor. adı üstünde gan'lar sıfırdan veri üretiyor ve ürettiği verileri orjinal veri setindeki verilere benzetmeye çalışıyor.

    peki nasıl oluyor da bu kadar doğal fotoğraflar üretilebiliyor?

    gan ağları 2 farklı ağdan oluşur. 1. ağ veri üretir, 2. ağ ise bir verinin gerçek mi yoksa yapay mı olduğunu ayırt etmeye çalışır. bu 2 ağ, birbiriyle kıyasıya bir yarış içinde eğitilirler. veri üreten ağ gerçeğe yakın veri üretmeye çalışıp 2. ağı kandırmak üzere eğitilirken 2. ağ da tahmin yeteneklerini güçlendirip kendisine verilen verilerin gerçek mi yoksa sahte mi olduğuna daha iyi anlamak için eğitilir.

    belli bir süre geçtikten sonra 1. ağ veri üretmede o kadar iyi hale gelir ki 2. ağ üretilen bu verinin gerçek mi yoksa sahte mi olduğunu anlayamaz. bu noktada ağların eğitimi tamamlanır ve 1. ağ artık oldukça gerçekçi veriler üretmeye hazırdır.

    işin etkileyici yanı ise, bir gan oluşturmak için uygulama alanına dair teknik bilgi bilmeye gerek yoktur. tek gereken yeterli sayıda veridir. faceapp uygulamasında ise tek gereken yeterli sayıda ve çeşitte yüz resmidir. kapsamlı bir veri seti oluşturduktan sonra yeni yüzler yaratmak için başka hiçbir bilgiye veya veriye ihtiyaç duymazsınız.

    "peki madem gan dediğimiz şey resim üretiyor, nasıl oluyor da faceapp sıfırdan resim yaratmak yerine bizim verdiğimiz bir resmi alıp onu değiştiriyor?" diye sorabilirsiniz. yukarıda anlattığım algoritma gan ağlarının genel çalışma mantığıdır. nispeten yeni bir teknik olduğu için yoğun olarak araştırılan ve yüzlerce çeşidi olan bir ağdır gan. faceapp gibi bir uygulama yapabilmek için mevcut algoritmayı biraz değiştirmeniz yeterli olacaktır. örnek olarak aşağıdaki gibi bir süreçle faceapp gibi sonuçlar elde edebilirsiniz.

    1- örneğin yaşlılık filtresini ele alalım. güzel bir gan için yüzbinlerce, hatta milyonlarca yaşlı insan yüzü içeren veri setimizi oluşturduk.

    2- sıfırdan yaşlı üretebilen bir gan ağı eğittik.

    3- eğittiğimiz ağı biraz değiştirerek verilen bir resmin üstünde oynama yaptırarak yaşlandırmaya çalışacağız. bunun için 2 kritere bakarak eğitebiliriz:
    a) resmi değiştir ama değişen resim orjinal resme mümkün olduğu kadar benzesin, bu sayede üretilen resimler resmin sahibine benzemek zorunda olacak.
    b) değiştirilen resimi gan'ın 2. ağı yapay olarak algılamasın, gerçek olarak algılasın, yani yaşlandırılmış resim doğal dursun, yapay durmasın.
    3- bu ayarlarda 2 ağı karşılıklı eğitip yeni bir tür gan elde edelim.

    bu şekilde faceapp gibi sonuçlar alabiliriz. ama fark ettiyseniz sadece yaşlılık filtresi yaptık. diğer filtreler için ayrı veri setleri ve ayrı ağlar eğitmemiz gerekecek. o yüzden yeni bir filtre eklemek biraz zahmetli bir işlem.

    gan dediğimiz ağların diğer kullanım alanları için ise aşağıdaki linke bakabilirsiniz
    https://machinelearningmastery.com/…arial-networks/

  • ben şimdi şu alevilik kısmına takıldım açıkçası. olm siz operatörle görüşme yaparken, mevzuyu nasıl oluyor da aleviliğe getirebiliyorsunuz? hayır, biz mi yanlış yapıyoruz bir yerde amk?

    -bu arada aleviyim ben kıps;)

    bizim memleket hakikaten garip bir yer.

  • bana oldukça tuhaf gelen bir durum ve umarım bir tek bana tuhaf gelmiyordur bu. zira düşünüyorum taşınıyorum, wikipedia'yı açıp bakıyorum adam 1973 yılında ölmüş, üç beş sene önce yani, bakın aramızda 1973 doğumlu yüzlerce insan vardır yani o kadar kısa bir zaman dilimi, halbuki picasso denilince benim zihnimde oluşan şey direkt 1500'lü yıllarda yaşamış bir sanatçısı. 1500 bir örnek tabii 1400 de olabilir 1600 de ama mesela bi 1300'lü yıllar olamaz ya da 1700'lü yıllar, böyle tam 1400'lü 1500'lü yıllarda yaşamış bir sanatçı gibi kendisi, 1600 bile fazla hatta tam bir 1500'lü gibi. şimdi biri çıkıp 1500'lü yıllarda yaşamış sanatçıları sayarken leonardo da vinci, michelangelo, picasso falan dese ben zerre şaşırmam, adamın öyle bir havası var çünkü, delirmemek elde değil amk ama adam 1973 yılına kadar yaşamış, çok enteresan bir durum bu. misal aynı şey salvador dalí için de geçerli ama picasso gibi değil tabii picasso'da tam bir 1500'lü yıllarda yaşamış sanatçı tipi var, salvador dalí biraz daha van gogh dönemine ait 1700'lü 1800'lü yılların sanatçısı gibi ama ona bakıyorum o da 1989 yılında ölmüş, daha dün gibi, inanılır gibi değil biraz daha dişini sıksa doksanlı yılları bile görecekmiş. hayır bilmesem ve bana kim milyoner olmak ister'de ölüm tarihini sorsalar ve şıklar arasında da 1738 olsa 1738'e basar geçerim hiç düşünmeden ama ölüm tarihi 1989, bu nasıl olabilir anlamıyorum ben. yani picasso'nun ve salvador dali'nin 1970 yılında yaşamış olmalarını benim aklım almıyor, adamların birlikte bira içip beyaz leblebi yiyerek real madrid-barcelona maçı izleme ihtimalleri var, böyle bir şeyin mümkün olmaması gerekir ama olmuş. çok tuhaf. evet.

  • şener şen'le yapılan bir ropörtajdan:

    “bana dediler ki; zeki alasya'nın cenazesine gittik, siz yoktunuz. neden gelmediniz ?
    bilmiyorlar ki, ben aynı gün annemi uğurladım sonsuzluğa. hem de aynı mezarlıkta. zeki alasya, benim bir kardeşim bir parçam gibiydi. nasıl böyle bir şey düşünürler... ben oraya gelsem bile kemal'in cenazesindeki gibi kameralardan uzak kalmayı tercih ederdim. yani beni yine göremezdiniz...
    zeki'yi defnettikten sonra metin akpınar ve orhan gencebay'ın neden ortadan kaybolduğunu hiç merak ettiniz mi ? etmediniz. ben söyleyeyim, bizim aile kabristanlığına geldiler hem de koşa koşa. ben annemi toprağa verirken oradaydılar, definden sonra zeki'nin mezarına gittik, kimsecikler yoktu...
    peki siz oraya zeki alasya için mi gittiniz, yoksa gelen ünlüleri görmek için mi ? gözleriniz beni aramışsa belli ki gelen ünlüleri görmek için gelmişsiniz.
    nejat uygur'un son şiirindeki ilk dizeler geldi birden aklıma :
    ''biliyorum cami avlusundaki bu kalabalık bana değil,
    gelen ünlüleri görmek için.
    aa o da burada şu da burada deyip, keyif çatmak için.
    beni musalla taşında unutanları görüyorum,
    hayatımda ilk defa katıla katıla gülüyorum... çünkü kırkım dolmadan unutulacağımı biliyorum...'' .

    değerini kaybetmeden bilmemiz gereken insan. büyük oyuncu şener şen..

  • uygulanmayan kuralın uygulanmaya başlamasına şaşıran hukuk öğrencilerinin olduğu ve gerekçesini açıklamalarını beklediği zorunluluktur. komedi gibi ülkeyiz.

    lan okumayın siz. hukuk bizim neyimize.