hesabın var mı? giriş yap

  • mustafa kemal atatürk'ün 1930'daki kırklareli ziyareti sırasında milli içkimiz olmasını istediği, üzüm suyundan yapılan içecek. kırklareli yöresine ait bir içecek olarak bilinse de trakya'nın diğer yerlerinde de bulunur. edirne'nin bazı köylerinde köylülerin aynen kızılcıkdere'deki gibi eski usullerle üretimini yapıp şişeleyerek pazarlarda sattıkları görülmüştür. üretiminin modern koşullarda yapılması ve ekonomik değerinin artırılması amacıyla kızılcıkdere yakınındaki kırklareli organize sanayi bölgesi'nde bir tesis hazırlanmaktadır. bu içeceğin bir vitamin deposu olduğu, iştah açtığı, harareti kestiği, kuvvet verdiği, tansiyonu dengelediği ve dolaşım ve bağışıklık sistemlerini düzenlediği bilinmektedir. yapım aşamasını da merak edenlerin diğer paragrafa bakması gereken içecektir.

    yapımında daha çok papazkarası cinsi üzümlerin tercih edildiği hardaliyeyi elde etmek için önce üzümler sadece kabuğu kırılacak kadar (renginin koyu olması için) ezilir. hardal da kabuğu çatlayacak kadar ezilip bir kat üzüm, bir kat vişne yaprağı şeklindeki yaprak katmanları arasında meşe fıçılara veya toprak küplere yerleştirilir. hardal, şıranın şarap ya da sirkeye dönüşmesini önler. hardaliye kaynama döneminden sonra 15-20 gün içinde içilecek kıvama gelir. tortusundan arınması için süzülür ve fıçıların muslukları açılarak şırası alınıp fıçının üzerine su katılır. eklenen su, hardalın verdiği acılığı azaltmış olur. içilebilecek kıvama gelen hardaliye, serin yerde muhafaza edilir.

  • oğlum üç buçuk yaşında, otizm spektrumu içinde bir çocuk. henüz konuşmuyor. bana babacığım diyerek sarılacağı günü görebilmek en büyük hayalim. birçok babanın farkında bile olmadığı, basit, küçücük bir şey benim hayalim evet.

    geçen gece eve dönerken, evlerden birinin balkonunda küçük bir kız babasına heyecanla bir şeyler anlatıyordu. babası hiddetli bir ses tonuyla "ceren sus artık allah belanı versin" diye bağırdı. o an içimden bir şeyler kopup gitti. buz gibi oldum.

    debe editi: otizmin farkında olalım. erken fark edilen ve eğitime yönlendirilen çocuklar birçok alanda başarılı olabilirler. otizm bir hastalık değil, farklılıktır.

    (bkz: #52401653)

    https://www.youtube.com/watch?v=m31gxcg8qiw

  • kardeş

    sileriz

    sıkıntı yapma.

    bunun hiçbir dile birebir çevirisi olamaz, yapılamaz imkansız. bu 4 kelimedeki atarın bu 4 kelimedeki varoşluğun başka dilde karşılığı olamaz. çünkü burada bu kelimelerle verilen mesaj çok başka, we will delete it falan değil, orada numarasını silmesi değil olay çünkü, daha derin. türkçeyle bile anlatamıyorum bak sen gelmiş çeviri diyorsun *

  • olm siz siyasal islamci haramilerin ne zaman durust oldugunu gordunuz, ne zaman yagmada talandan uzak durdugunu gordunuz? ya da herhangi bir siyasal islamcinin yaninda ne zaman durust, namuslu birini gordunuz?

    simdi selcuk bayraktar’in siyasal islama yakinligini falan unuttuysaniz hatirlatayim. sumeyye’yi bildiniz mi, hani o kendisine 20 25 gibi gitmesi gereken. hah, selcuk bayraktar o sumeyye’nin esi oluyor. siyasal islama o kadar yakin bu bey.

    evet cok guzel laf sokmus yardim almadik diye, eminim almamistir. kesin almamistir.

  • david fincher'ın ustalık eseri, o da babasının senaryosuna nasipmiş. muhtemelen senaryoyu birebir uyarlama ve 40'lar sinemasının stili tutturma derdinden dolayı matematiği en yoğun fincher filmi olabilir. tekniğinden ve senaryo yapısından dolayı fincher'ı sınırladığı ve onu bu sınırlar içinde hareket etmeye zorladığı için sinematografisinin en özel filmi olmuş; beğenen çok beğenecek, beğenmeyen de nefret edecek; william randolph hearst kimdir bilmeyenler (bilmek zorunda da değil), citizen kane'i izlememiş, herman j. mankiewicz'e ve orson welles'e dair asgari bilgisi olmayanlar filmden pek zevk almayacaklar (çok normal). sinema tarihine ucundan kıyısından bulaşmış olanlar ise (çok) sevecekler. benim için şimdilik yılın en iyi filmi (bazıları içinse en kötülerinden).

  • misafirlikte seker dagitma seansi... kucuk cocuk sekeri almaktadir..annesi :
    -oglum..tesekkur ettin mi zuhal teyzene?
    cocuk : tesekkurler zuhal teyze..
    zuhal teyze : yuru git len!..baskasinin lafiyla..
    cocuk: kes sesini!..
    anne : a - a!! e bicim konusuyorsunuz ayol birbirinizle?..
    zuhal teyze : bu iti bir daha getirme buraya..
    cocuk : zuhal kaldirma beni ayaga !!..

  • (bir gün arabayla kreşten dönüyoruz)
    ben- naaptınız bakiim bugün okulda(kreş)?
    o- (3,5 yaşında..) hiçbişi....

    (başka bir gün)
    ben- naaptınız bakiim okulda bugün?
    o- hiçbişi

    (bir başka gün)
    ben- ......... (sessizlik)
    o- ........
    ben- .........
    o- baba!
    ben- efendim oğlum?
    o- bugün okulda naaptığımızı sormicak mısın?
    ben- (sevinç, ilgi ve merakla) aaaa eveett... naaptınız okulda bugün?
    o- hiçbişi...... hihohahahahaa......
    ben-?!?!?!

  • 20'de "ay inanmıyorum"

    30'larda "daha neler göreceğiz bakalım"

    40'larda "benim başıma gelmişti zaten"

    biraz düz taban olduğum için her bok beni buluyor ewet.......

  • büyük ikramiye hayali kurarken bile tasarruflu olmak.

    "sana çıksa naaparsın lan" sorusuna "araba alırım" derken aklından honda civic falan geçirmek. ulan salak mısın 45 milyon tl. çıkmış honda ney? gidip jaguar alsana, mercedes, bmw ne bileyim bentley falan alsana.

    "ev alırım" derken aklından işyerine ulaşımı kolay olan, dolmuşu otobüsü önünden geçen evleri düşünmek. var ya tam malsın oğlum. 45 milyon diyorum, hadi arabayı falan da s.ktiret, eğer hala çalışıp aynı işi yapacaksan her gün taksiye binsene oğlum, dolmuş nedir lan?