hesabın var mı? giriş yap

  • ufakken çok ağlarmışım, hatta çoktan öte hep ağlarmışım. beni susturmak için artık annemde babamda çaresiz kalmış. yok emziği bala batır ağzına ver falan filan ben susmuyormuşum. sonracıma babam o ünlü keşfini yaptı:

    b: bak aklıma ne geldi!
    a:ne?
    b:simdi bi kaba süt koyacaz..
    a:ee?
    b:sonra bu kabın ağzına emziğin ucunu yapıştırp ucunu delecez!!
    a:....
    b:böle o* emdikçe ağzına süt gelecek!!
    a:....
    b:....
    a:biberon yani??
    b:..!(büyük bir keşif duygusunun ardındaki hüsran...)

    demek ben daha erken doğsam biberonun patentini babam alsa şimdi paraya para demezdik..işin diğer bir boyutu demek ki insanlar başları sıkıştığı zaman akılları çalışıyor. bak caponlara atom bombasını yediler* simdi her seyi en ufak en hızlı en teknolojik sekilde yapmak icin kasiyolar (bkz: japon tshirt katlama sanati)

  • türkiye-yunanistan a döndürdüğü için ülkemizde tutmaz, herkesin birbirini yemesi gerekiyor tutması için. insanlar bir taraf seçmek istiyor ama tr-yunan olunca herkes türkiye yi seçiyor normal olarak. diğer taraftaki karakterler ilgilerini çekmiyor, rekabet sayısı azalıyor.
    en başında beliydi tutmayacağı.

  • bob ross gerçekten de çok iyi bir ressamdır. amerikalıların "the natural" dedikleri doğuştan yetenek sahibidir. 20'li yaşlarında bir askerken resim kurslarına gider. ama o sıralar soyut resimler isteyen eğitmenlerle pek geçinemez. 1978'de ressam john thamm'le tanıştığında 36 yaşındadır ve o sırada çoktan kendini yetiştirmiş iyi bir ressamdır. thamm, bob'dan neyi istiyorsa onu resmetmesin ister. bob da tıpkı ekran başında olduğu gibi alaska'daki yaşamından manzaralar çizmek istediğini söyler. ve john thamm'in aktardığına göre bob fırçayı eline aldığında atölyedeki herkesi etrafında toplayan inanılmaz bir sanatsal yeteneğe sahiptir.

    şimdilerde çok çeşitli youtube ressamları var ve yine bob ross'un kullandığı yağlı boya tekniğiyle muhteşem resimler yapıyorlar. bir örnek: https://www.youtube.com/…/kevinoilpainting/featured
    15 dakikalık videolarda yapılan bu müthiş resimlerdeki tüm uzun sürecek detaylar ileri alınarak hızlıca atlanmakta, gündüz başlanan resim aslında hava karardığında bitmektedir. yani minimum bir gün süren bir resim yapma süreci söz konusudur. ve birçoğunun önünde de yapacağı resmin bir kopyası vardır; ressamlar bu resme bakarak resim yaparlar. ve kayda alınmayan kısımlarda yapılan uzun süren ayrıntılar resimlerini gerçekten muhteşem kılmaktadır.

    bob ross'un ise resmini bitirmek için yalnızca 30 dakikası vardır ve ileri alma gibi bir şansı yoktur. tuvalde olacak herşeyi 30 dakika içinde kotarması gerekiyordur. o nedenle bu yeni ressamların resimleri çoğu zaman bob ross'un yaptığı resimlerden iyi görünüyor. bob'un programdaki derdi "insanlar mutlu olsun, bir şeyler öğrensin"dir. genelde birbirine benzer manzaralar çiziyor gibi görünse de çok çok farklı, deneysel çalışmaları da fazlasıyla vardır. yarım saat içinde yaptığı şu muhteşem resme bakın mesela: https://www.youtube.com/watch?v=rchxqj4dhlm

    bir de tabi yeni öğrendiğimiz çok dokunaklı bir hikayesi de vardır. bir keresinde oğlu steve'e ilerde programda onun yerini alırken zorluk yaşamaması için dağları bilerek kötü çizdiğini söylemiştir. yani adam yapabildiği en iyi resmi muhtemelen tv başında hiç yapmadı bile. ve biliyor musunuz bence burada konu sadece oğlu da değil, bence bob ross ekran başında onu izleyerek resim yapmaya çalışanlar için bile yapabileceği en iyi resimleri yapmamış olabilir. ekran başındaki izleyicinin bir bob ross'un yaptığına bir de kendi yaptığına bakıp mutsuz olmasını istememiş olabilir. bob ross böyle de hassas kalpli bir adamdır. orduda geçirdiği 20 yıl içinde bir daha kimseye bağırmayacağına dair kendine yemin etmiş bir adam.

  • google play marketten kur'an uygulaması indirmiştim, şimdi yeni güncelleme var diyo noldu vahiy mi geldi yeni ayet mi var nedir.

  • devlet hastanesinde çalıştığım dönem. çok roman hastam vardı. bir gün çalgıcı bir adam geldi. psikotik belirtileri var. görüştüm, tedavi planladım. reçete yazacağım, barkodu aldım, ücretli yazıyor, sağlık güvencesi yok yani. hastanın maddi durumunun çok da iyi olmadığı belli.

    antipsikotik ilaçlar oldukça pahalıdır. mümessil arkadaşlardan numune ister, onları bir dolaba koyardım. ücretli hastalara vermek için biriktirirdim numune ilaçları.

    "ben sana bunun bir aylık dozunu vereyim" dedim.
    hasta durdu.
    "kaç para kutusu hocam" dedi.
    200 lira civarı bir fiyatı var, söyledim.
    "hocam, klarnet çalar kazanırım parayı. ben parasıyla alırım. sen bunu işi gücü olmayan birine verirsin" dedi.

    o sabah başörtüsü bile en az 200 lira olan bir kadın, benden numune ilaç istemişti. onu düşündüm, bunu düşündüm. eyvallah deyip gönderdim hastayı.

    insanları etiketlemek kadar kötü bir şey yok şu hayatta. ömründe romanla oturup iki kelam etmemiş insanlar, onları kötü ilan eder. tehlikeli yanları vardır, kanunla araları limonidir ama güzel yürekleri vardır.

    dipnot: hastalar iyileştiklerinde teşekkür mahiyetinde hediye getirir bazen. bu bahsettiğim hastam iyileşince teşekkür etmek için klarnetini getirip çalmıştı benim için. gel de sevme bu insanları.

  • taner'in şampiyon olduğu yıl muhakkak incelenmeli. işin içinde paralel bir mevzu olabilir. nasıl kpss'ler inceleniyor, bu da incelensin.

  • iki tane simitçi çocuğunun koca holdingi batırdığı dizi.

    valla ancak bizim memlekette olur zaten.