hesabın var mı? giriş yap

  • -neden sizi işe alalım?
    +bunun cevabını size konuştuklarımızla açık ve net olarak verdiğimi düşünüyorum.
    -"açık ve net" aynı şey değil mi?
    +hayır
    -nasıl yani, açıklar mısınız?
    +televizyon bazen açıktır ama net değildir mesela...

  • alçılar içinde hastanede yatarken gerçekleştirilen röportajda kendisine yöneltilen "ferhatçım pişman mısın?" sorusuna "hayır. bir iyileşeyim tekrar pokemon gibi uçacam" cevabını vererek bana dumur olgusunu tattıran çocuk.

  • çünkü akıllı bıdıkçığım;

    6-7 kasım haftasından sonra milli araya giriliyor ve 8 kasım pazartesi maç oynatamıyorsun.

    bu nedenle perşembe günü avrupa maçına çıkacak galatasaray ve fenerbaçhe 7 kasım pazar, çarşamba günü avrupa maçına çıkacak beşiktaş 6 kasım cumartesi oynuyor. böylece adil bir fikstür dağılımı olmuş oluyor.

    bu kadar basit.

    biraz araştırsanız, 2 dakika kafanızı çalıştırıp mantık yürütseniz sonuca ulaşacaksınız ama bizim ülkede genel bir sorun bu maalesef.

  • halbuki "merhaba" da "asker" de arapça kökenli birer türkçe kelime ama sandaletle yampiri yampiri yürüyen ve türk devleti'ni hiçe saydığını kaşıkçı cinayetinde de gördüğümüz bir bedevi olduğunu gözümüze sokmak için diplomatik nezaket içinde bir "merhaba asker" deyip lazım olmayan diğer selamını sona iliştiremiyor.

    bakın arap kibri ve kini ne fransızda ne ingilizde var. adamların türk düşmanlığı ermeni ve yunanların türk düşmanlığından az değil.

  • nezaket beklentisine kasıntı diyorlar. köylüler şehirleri işgal ettikçe böyle kültürünü de işgal ediyorlar işte.

  • başlık: oh be sonunda boş starbucks bardağı buldum

    1. biliyorsunuz beyler bunları bulmak çok zordur çünkü alan insan yıllarca bunları kullanabilir. gider evinde nescafe yapar sanki matara kullanırcasına yıllarca bunları kullanırlar.

    bugün işten gelirken yol kenarında bırakılmış grande boy bir bardak buldum. içerisinde 3-4 parmak kadar tahmin ettiğim kadarıyla mocha vardı. mochayı tek dikişte kafaya dikerek oracıkta bitirdim. az önce eve vardım direkt gidip mutfakta kenarında ki kahve lekelerini ve kapağı sildim.

    yarın ilk işim nescafe 3ü1 aradamı yaparak içine koyucam ve marlboro paketine koyduğum samsun 216'larım ile artık ben de havalı bir insan evladı olucam.

  • takıldığım tek nokta, bu islam aşığı insanlar neden peygamberler şehri urfa gibi yerlerde yaşamayıp gavur izmir dedikleri yerlerde yaşıyorlar?

  • ne gemiler yaktım...
    ne gemiler yaktım...
    o kadar yandı ki canım,
    sonunda karşıdan baktım,
    ne göreyim kendime yıldızlardan daha uzaktım...

  • kendisinin gerçek yüzünün bir gün görüneceğini biliyordum. birkaç ay önce beşiktaş'ta açtığı yeni mekanının açılış kadrosunda barmendim. kendisi daha tadilattayken apar topar herkesi işe başlatıp angarya iş yaptırdı, maaşları asgariden konuşup tüm personelin önünde "arkadaşlar sizleri burda evinizmiş gibi çalışmanızı istiyorum burada çok çalışan çok kazanacak, biz diğer kan emici işletmeler gibi olmayacağız, iyi çalışırsanız size istanbuldaki en yüksek maaşları vereceğim açılıştan sonra ilk işim bu olacak" dedi, hepimiz moloz taşırken ve çıkan çöpü toplarken. kimsenin böyle bi beklentisi yoktu, herkes sektörde yıllarını vermiş tecrübeli ve donanımlı personeldi, hepimiz en lider yerlerde iyi pozisyonlarda çalışmıştık. sektördeki ortalamayı verse kafiiydi. bu sözünü tutmadı. 1 ay içinde 5 müdür kovdu. kimsenin üstü altı belli değildi. kaos vardı. mekanda 2 ay olmuş hangi işletme sahibi bir kez olsun personeliyle miting yapmaz? tanışmaz? derdini sormaz? "arkadaşlar merhaba, hypetia'ya hoşgeldiniz. biliyorum çok yoruldunuz, çok fedakarlık yaptınız. 14 16 saat çalışıyorsunuz. hepsini görüyorum ve emin olun ki açılış süreci bittiğinde hepinizle ilgileneceğim. bakın x müdürünüz yeni geldi, bundan sonra muhatabınız odur, sorusu önerisi olan var mı yoksa hep beraber ekibi tanıyalım" diyebilirdi. ama 2 ay boyunca mekanın dekoruyla ilgilendi. herkes fazla mesai yapıyor ama maaşını bile net bilmiyordu. personelle iletişim kurmadan bütün gün oval masasında mekana daha nasıl bir dekorasyon objesi koyabilirim diye asistanlarıyla toplantı yapıyordu. mekan açıldığında daha menü basılmamıştı menü! ama azra'ya göre her şey mükemmeldi. daha kasiyeri yoktu mekanın, bir stajyeri zorla kasiyer yapıp her hatasında mobbing uyguladılar. bara da kimseyi bulamadılar, çünkü barmenleri tiplerine göre yargılayıp işe almadılar. 1 ay boyunca açılış kapanış tek başıma çalıştım. ve ben her allahın günü orayı ve orada olmayı çok seviyormuşçasına çalıştım. çünkü öbür türlüsü içime sinmezdi. sonra barın başına azra arkadaşının oğlunu getirdi. 1.5 sene barboyluk yapmış 24 yaşında bir çocuk. iş bilgisi sıfır, yani ciddi anlamda sıfır, ben onun 3 ay bile bar gördüğüne inanmıyorum. neyse. işletmeyle ilgili olumlu iş yapan, azraya burayı daha iyi işler hale getirmek isteyen tüm müdür ve personel görmezden gelindi. müdürlere önce 3500 denip 2500 maaş yattı. erkeklerin düşüncesinden nefret ediyor, etrafında ona hayran erkek görmek istiyordu. benim de maaşım 2 kere eksik yattı. biri asgari olan ilk ay, diğeri de azrayla yüzyüze konuştuğum maaş olan 3000 liranın olduğu maaş. bu şekilde de bezdirip istifamı verdim diğer herkes gibi. oraya giden de bilsin ki oradaki personeli çok iyi söğüşlüyorlar. zaten bu zihniyetle de çok başarıya ulaşacağını sanmam. hayatınızda hiç görmediğiniz, tanımadığınız, cafcaflı cümleler kuruyor diye spiritualist ilan ettiğiniz kendine psikolog diyen insan personele kendi hatası olmayan sebeple bağırarak rencide ediyor. derdini sormuyor. bu insan mı kadınlara yol gösterecek? bu insan mı kitap okumanın ne kadar medeni bir şahsiyet yarattığına bizi inandıracak? biraz örnek aldığınız insanları seçerken seçici olun ya. ego akıyor kadından ego. onu görmek için mekanına gelen misafirlerle muhatap bile olmak istemeyen, çünkü hayranlarından dahi nefret eden ve arkalarından surat ekşiten azra, ne ekersen onu biçersin. her şeyin sahte. ve çok zevksizsin bu arada.

  • 13 milyar yıl lafı nereden çıktı bilmiyorum, ama webb'den gelen ilk fotoğraf smacs 0723 galaksi kümesinin 4.6 milyar yıl önceki hali ile evrenin en eski noktalarına ve geçmişine dair en net ve keskin bakışımızı gösteriyor. burada kastedilen şey; evrenin 4.6 milyar yıllık uzak geçmişindeki bu yıldızlar ve soluk galaksilere dair daha önce elimizde olmayan netlik ve keskinlikteki görüntülerin elde edilmesi. evrenin en eski halinin görüntüsünü elde ettik demiyor yani.

    kaynak

    neyse... linkteki açıklamada şöyle diyor:

    "bu fotoğraf, yaklaşık olarak şayet elinize bir kum tanesi alıp bunu da göğe doğru bir kol boyu uzakta tutmuş olsaydınız, o kum tanesinin gökyüzünde kapladığı kadar bir alanı gösteriyor."

    bu fotoğrafta gördüğünüz parlak yıldızlar ve onların yanındaki galaksiler bize o kadar uzak ki, o noktadan evrendeki en hızlı şey olan ışığın bize ulaşması dahi 4.6 milyar yıl sürüyor. şimşek çaktığında nasıl ki ses şimşekten daha sonra, gecikmeli olarak geliyorsa; işte bu fotoğrafı oluşturan, james webb'in lensine düşen her bir ışık da bize kaynağından gecikmeli olarak geliyor. yani 4.6 milyar yıl lagli olarak bu galaksi kümesini görebiliyoruz. içinde bulunduğumuz şu anda, bu fotoğrafta gözüken galaksilerin ne durumda olduğunu da ancak 4.6 milyar yıl sonra bilebileceğiz. çünkü ışık hızı evrendeki en hızlı şey (yerçekiminden bile hızlı) ve onun bu mesafeden bize ulaşması bu kadar sürüyor. örneğin, güneş ile dünya arası yaklaşık 8 ışık dakikasıdır. yani ışık 8 dakika sonra bize ulaşır ve biz güneşin gerçek halinden 8 dakika öncesini görürüz. öyle ki şu anda güneş ansızın yok olsa, dünyanın bunu görsel olarak farketmesi farketmesi, hatta güneşin yörüngesinden çıkması dahi 8 dakika sürerdi.

    fotoğrafa dönersek... bir başka ilginç nokta fotoğraftaki bazı galaksilerin bükülmüş, uzamış gözükmesi. bunun sebebi görüntülenen galaksi kümesinin devasa kütlesi ve kütle çekimi sebebiyle arkada gözüken galaksilerin bize doğru gelen ışıklarını da bükmesi. çok klasik olacak ama uzayı esnek bir çarşaf gibi düşünürseniz, bu çarşafın üzerine koyduğunuz her cisim kendi kütlesiyle orantılı bir göçük üretecektir. çarşafın bir ucundan bir misket yuvarladığınızda nasıl ki bu göçükler sebebiyle misket düz ilerleyemeyip yolu üzerindeki göçüklerin ne kadar yanından geçtiğine bağlı olarak bir falso alıyor ve yolu değişiyorsa, işte bu ışıklar da bu devasa galaksilerin, belki karadeliklerin yanından geçerken falso alıyor, bükülüyor. biz de bunları olması gerekenden farklı şekilde ya da farklı yerde görüyoruz. buna yerçekimsel mercek deniyor. mesela karadelikler o kadar yoğun ve bizim çarşafı öylesine göçürüyor ki misket, yani ışık, yoluna devam edemeyip bu göçüğe düşüyor. bize gelen ışık olmayınca da, biz o göçüğü simsiyah bir nokta, yani karadelik olarak görüyoruz. burada bir ek bilgi olarak, albert einstein da işte meşhur teorisiyle, ışıkla birlikte zamanın da çarşaftaki göçükte bir nevi farklı hareket ettiğini, çünkü zaman ile uzayın eğer aynı şey değilse bile en azından iç içe geçtiğini söylüyor. göçüğe düşen gözlemci için kendi deneyimlediği zaman ve zaman algısı da yavaşladığından zaman onun için sanki normal gibi ilerlerken, dışarıdan o göçüğe bakan biri için göçüğe düşen kişi yavaşlamış, eğer bu göçük bir karadelikse zamanda neredeyse donmuş gibi gözüküyor. göçükteki ise sanki kendisi normal zamandaymış gibi ona dışarıdan bakanları çok hızlanmış görüyor (bkz: interstellar). çünkü her gözlemcinin referansı, herkesin zaman normali, kendi içinde bulunduğu zamanı ve zaman algısı oluyor. kısaca karadeliğin ağırlığı altında aynı ışık gibi zaman da bükülüyor, ilerleyemiyor.

    yine james webb'e dönersek... işte james webb tüm bu arka plan bilgilerini ve onlarcasını içeren fotoğrafı hubble'a kıyasla hem daha net, hem daha teknolojik hem de hızlı şekilde bize aktarıyor. öyle ki hubble için haftalar sürecek bu görüntüyü yakalama işini, 12.5 saat gibi inanılmaz bir sürede yapıyor. ve bu bizim edindiğimiz henüz ilk, demo fotoğrafımız. yarın da yine daha önce bakılan ve daha net görülmek istenen bazı bölgelerden fotoğraflar paylaşılacak. peki ya james webb uzay teleskobu'nu hubble gibi bir yere haftalarca sabitlersek, daha uzağa bakarsak, daha yakını bir kez daha bu sefer daha net olarak görürsek, başka dalga boylarında incelersek ne olur? işte webb'in potansiyeli de burada yatıyor.

    webb, hubble'a kıyasla daha açık gözlerle evrenin ve yaşamın sırlarını bize göstermeye çalışacak.