ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
40 yaşında erkek 20 yaşında kız ilişkisi
-
bizi çekemeyenler yine paranın çekiciliği demiş sevgilim. ben 41 yaşındayım, sevgilim 22 yaşında. aramızda şu ana kadar maddiyatın bahsi dahi geçmedi. sadece okuluna gidip gelirken otobüste zorlandığı için arabamı ona verdim, ben işe servisle gidip geliyorum. bölümü zor olduğu için okurken çalışamıyor. bu sebeple ev kirasını ben ödüyorum. kyk kredisi almasını istemediğim için o ihtiyacını da ben karşılıyorum. güzel gözükmesini istediğim için makyaj malzemelerini de ben alıyorum hep. o da beni çok seviyor. yalnız mezun olmasına yakın biraz soğuk davranmaya başladı ama sanırım okulu biteceği için stresli..
türk akademisyenlerin sadece ingilizce bilmesi
-
oldukça iyimser bir yaklaşım.
yaş büyüdükçe çılgınlık anlayışının değişmesi
-
20 li yaşlarda en büyük çılgınlık bungee jumping ya da wakeboard yapmak iken şimdilerde en biyük çılgınlığım kırmızı et yemektir, kolestrol inip inip çıktıkça bi hoş oluyor kafam mafam her yerim. herhalde bir 20 sene sonra da en büyük çılgınlığım mecidiyeköy'de karşıdan karşıya geçmek olacak.
bir demet tiyatro'dan akılda kalanlar
-
asuman : eee? artık beni sevmiyorsun öyle mi ?
mükremin : ya seni seviyorum da seni sevmeyi eskisi kadar sevemiyorum hani eskiden seni sevmenin birbirimizi sevmenin değişik gevrek bir tadı vardı seni güldürmenin lezzeti damağıma yerleşir orada mutlu mesut yaşardı. yani bir şey olduğu vakit ilk bunu koşayım gideyim asumana gideyim tarzı haberci telaşı olurdu.
asuman : şimdi ne oldu peki ?
mükremin : bilmiyorum asuman , bilmiyorum. kalbim bir kuyunun dibindeki bir suyun içinde nefes almaya çalışan bir gariban. yukarı tırmanmaya çalışıyor ama ne yapsın kuyunun duvarları düz. kuyunun duvarları ıslak.
şanlıurfa'da kızının üstüne tiner döküp yakan baba
-
yabancı uyruklu derken. hangi ülke vatandaşı acaba çok merak ettim. isveç? norveç? danimarka?
james webb uzay teleskobu
-
bu paraya milyonlarca aç doyurulabilir, su kuyuları açılabilir, dünyadaki sefalet sorunu kökten çözülebilir ve hepimiz birer ananaslı jelibon gibi sonsuza dek mutlu yaşayabilirdik... çok haklısın kardeşim. ne gerek var bilime? james webb'e harcanan parayla karnı doyurulan açlar, pamuksu bir rahatlamayla karnı doyar doymaz ilk işleri olan üreme faaliyetini daha büyük bir coşkuyla gerçekleştirebilir, böylece gıda, su ve medikal ihtiyacı karşılanması gereken milyonlarca yeni aç, onları bekleyen yepyeni kaynaklar yokken dünyaya gelebilir, yeni bir uzay yatırımına harcanacak parayla onlara da birer sandviç ve cappy meyve suyu dağıtılarak üreme enerjisi kazandırılabilirdi. sürdürülebilir sefalet için haydi sen de çık ve times meydanı'nda "uzay çalışmalarına hayır, millet aç aç" diye bağır.
neuralink
-
"aslında zaten cyborguz. tek sorun outputun yavaş olması. et çubuklarının (parmak) hızı ile sınırlanıyoruz." gibi bir konuşma yapmıştı birkaç kez. bunu aşmak için de doğrudan beyne bağlanan/tümleşen bir tür bağcık ile bilgisayarlarla aramızdaki bant genişliği probleminin çözülebileceğini öne sürmüştü. birkaç saat önce de neuralink'in duyurulması ile bunun ciddi bir girişim olduğu netleşti. hayırlısı be eloncum.
yaran behzat ç. diyalogları
-
t: ankara'ya film çekmek için gelmiş turist.
h: harun.
t: bu şehre geldiğime geleceğime pişman ettiniz beni ya!
h: e gelmeseydin keşke. niye geldin ankara'ya? gitseydin istanbul'da çekseydin filmini.
t: daha da ankaraya asla gelmem ben!
h: gelme! zaten ankaranın da çok sikindeydi ha. nolur gel. sen ne filmi çekiyon oğlum?
t: taşrada hayatın monotonluğu.
h: sen ankara'ya taşra mı diyon la! taşra mı diyon sen ankara'ya? oğlum burası başkent başkent. eskiden burda deniz varmış!*
12 kasım 2014 .net'in açık kaynak olması
-
(bkz: yeminlen bir şey anlamadım)
edit: başlık en başta açık kaynak yerine open source' tu. gerçi gene anlamadım da neyse başkan açıklama yapmış sağolsun.
türk dizilerindeki holdingler
-
ne iş yaptığı belli olmasa da sürekli olarak kar eder bunlar. bir plaza içerisinde 4-5 kişiden müteşekkildir. ihracat inşaat işlerinde faaliyet göstermeleri muhtemeldir.
profesyonel yönetici diye bir şey yoktur. tüm aile eşrafı bir şekilde yönetimde söz sahibidir. ama bu adamlar toplanıp bi yerlere gitse de kalan 1-2 kişi şirketi ayakta tutmaya yeter. bu holdinglerdeki yönetim sırrını bulabilirsek tez zamanda amerika'ya rakip olabiliriz bence.
enerji emici insanların ortak özellikleri
-
devamlı dalga geçercesine konuşur, seni salak gibi hissettirmeye çalışırlar. suratlarında hep aynı aşağılayıcı gülümseme vardır. bunda o kadar başarılı olurlar ki, kendini salak hissetmeye başlarsın. derken hüüüp gitti enerji.
60 yaş üstü için sokağa çıkma yasağı
-
fiilen uyduğum yasaktır.
arada bir kaçamak yaptığımız da oluyor.3 aylıklarımızı almak gibi filan...(meraklısına : 1943 doğumluyum)
yıllar sonra gelen not : başlık başıma kalmış.