hesabın var mı? giriş yap

  • bugün bedel ödemiş olan taraftar gurubudur.
    adam olmanın bedelini ödediler, dik durmanın bedelini ödediler, siyah ve beyaz olmanın asla gri olmamanın bedelini ödediler.
    stadyum artık hayal olacak.

    ama biliyorlardı,
    adam gibi bağıramadıkları stadyuma ihtiyacı yok onların,
    yalakalık yapmadılar,
    gereğini yaptılar, beşiktaşlı olmanın gereğini, türk vatandaşı olmanın gereğini,
    hepsinden öte insan olmanın gereğini yaptılar.
    bugün taksim direnişinde resmen hamallık yaptılar,
    tam herşey boka sarmışken girdiler olaya,
    kes bakalım diye meydana indikleri anda herkesin yüzünde bir gülümseme oldu.
    erkek gibi geldiler, erkek gibi savaştılar ve erkek gibi kazandılar.
    çevik kuvvet beyaz desene dediler, toma ele geçirdiler,
    aynı brave heart filminde irlandalıların gelmesi gibiydiler,
    bugün beni hüngür hüngür ağlattılar,
    beşiktaşlıyım hem de en karasından, ama bugün beşiktaşlılığın değil sadece vicdanın da onurunu kurtardılar.
    ülkede iklim değişirse, istenen güzel günler gelirse eğer, tarih kitapları bu siyah beyaz çocukları hep minnetle anacak,
    ileride bir gün evladım olursa onları anlatacağım.
    şimdi koyduk mu diyorlarmış,
    koydunuz kardeşler koydunuz,
    tüm bir halkın gönlüne adınızı koydunuz.
    semtiniz erkek semti aşık etti herkesi
    üzerinizden eksilmesin bayrağınızın gölgesi.

    stadyum birkaç sene daha kalır heralde bu erkek tepkiniz üzerine. ama sağlık olsun,

  • fukuşima (2011) ve l'aquila (2009) depremlerinde oldukça net görülen bu ışıklara diğer depremlerde neden rastlanılmadığı, her depremde bu ışığın neden oluşmadığı ve bu ışıkların kaynağı hala araştırılıyor.

    konuyla ilgili rutgers üniversitesi'nden profesör troy shinbrot, yaptığı deneylerde tuhaf sonuçlar elde etti.

    shinbrot, un doldurulmuş bir tası içinde kırıklar oluşturacak şekilde sallayarak, 200 voltluk bir enerji yükü yaratmayı başardı. daha sonrasında ise un yerine değişik tozlar koyup deneyi tekrarladı ve yine elektrik enerjisi çıkardı.

    aynı etki jeolojik fay hatlarının üstünde de oluyorsa, deprem sırasında oluşan kayma ve çatlaklar sebebiyle milyonlarca voltluk statik elektrik yükü çıkması gerekir, ışığın kaynağı hakkında bir fikir sahibi olunurdu. oysa her depremde bu ışıkların görülmemesi, bu ışıkların görüldüğü her zaman da peşinden deprem gelmemesi bu olgunun açıklanmasını zorlaştırıyor.

    8 eylül 2017 meksika depremi 8.2
    mart 1977 romanya braşov depremi 7.2
    13 kasım 2016 yeni zelanda depremi 7.8

    deprem ışıklarının oluşmasına katkı sağlayan faktörlerden biri ise yer altına pompalanan sular. doğal ya da insan eliyle yer altına pompalanan su fazlalığının da deprem ışıklarının oluşmasında ciddi bir katkısı var. yer altına pompalanan su fazlalığı, ya yüksek bir gerilim oluşturuyor ya da fay zonlarını kayganlaştırıp depremi tetikliyor. colorado'da yer altına pompalanan atık suyun 1500 civarında küçük depreme sebep olduğu ve bu bölgeye 100 km. yakın olan her yerde deprem ışıklarına normalden daha fazla rastlanıldığı belirtiliyor.

    örnek olarak, 12 mayıs 2008 tarihindeki çin'in sichuan bölgesinde yaşanılan 7.9 büyüklüğündeki depremin 30 dakika öncesinde deprem ışığı görülmüştür. yaşanılan bu depremde 90bin insan hayatını kaybetmiş ve yapılan araştırmalar sonucu deprem sebebi olarak üç boğaz barajında biriken sular olduğu anlaşılmıştır.

    oysa memphis eyalet üniversitesi deprem araştırmaları merkezi'nden arch johnston'a göre yaşanılan bu olayın sebebi sonoilüminesans olgusudur. yani, suyun ultrasonik titreşimlerle uyarılması sonucu ışık saçmasıdır.

    tetikleyici faktörü henüz tam olarak bilinmese de, deprem ışıklarının ortak noktası dikey faylar üzerinde yaşanılan depremlerde görülmesidir.

    (bkz: san andreas fayı)

    fay hattının kırılması kolay olmadığından, bu süre boyunca oluşan elektrik akımı stress sonuna kadar akabiliyor ve bu da ışığın ne zaman meydana çıkacağını tahmin etmeyi imkansız hale getiriyor.

    edit: 99 istanbul depremiyle ilgili şöyle bir şey de varmış.

  • lise zamanlarında bir kış günü çok yağmur yağıyordu, bende şemsiye kullanmayı sevmeyen bir insan olarak yine arkadaşın eşin dostun şemsiyesinin altına girmeye çalışıyordum. arkadaşlarda ya git kendi şemsiyeni getir vs. vs. dedikleri için aman be sizin şemsiyenize mı kaldım diyip önde daha önce okulda gördüğüm ama hiç konuşmadığım bir kızın pat diye şemsiyesinin altına girdim. sonra bende şaşırdım bunu nasıl yaptığıma normalde çok fırlama bir insan değilimdir. neyse şemsiyenin altına girdikten sonra aramızda şöyle bir diyalog geçti.

    ben: arkadaşım şemsiyesinin altından kovdu da bende seninkine sığındım
    şemsiyeli kız : ( gülerek ) olsun iyi yapmışsın, ıslanma çok yağmur yağıyor zaten.
    ben : teşekkür ederim. ( tabii içimden 90 +larda galibiyet golünü atmış forvet gibi seviniyorum. yağmur bereket getiriyormuş gerçekten )

    sonrası kızın sokağına kadar beraber yürümüştük, sonra okulda birbirimizi gördükçe konuştuk ettik çıktık ayrıldık, barıştık, ayrıldık.

  • göbekli olup dar badi giymeleri bir de bu badiyi pantolon içine verip kalın kemer takmaları üstüne bir de bolero giydiyse lanet olsun.

  • sevgili hanım kızlarımız artık yetmedi mi? elinizde rakı kadehleriyle poz verip altına "yine mi güzeliz yine mi çiçek" yazmalar yetmedi mi he evet yine güzelsiniz tamam evet yine çiçek hep aynı mk işte yine mi rakı aaa hayret doğrusu yine mi kavun yok efendim inanmıyorum yine mi sen? yeter mk yine mi kalitesizlik yine mi sığ beyin...