hesabın var mı? giriş yap

  • aile ve sosyal politikalar bakanı fatma şahin açıklaması.

    şuradan ve şuradan okunabilir.

    'şahin'in verdiği bilgiye göre 2007'de 775, 2008'de 474, 2009'da 197, 2010'da 101, 2011'de 106 ve 2012'de 24 çocuğun sokakta yaşadığı tespit edildi ve bu çocukların bakanlık hizmetlerinden yararlandırılması sağlandı.'

    'verilen bilgiye göre, 2012’de en çok çocuğun sokakta yaşadığı il istanbul oldu. istanbul’da 15, ankara’da 5, izmir ve samsun’da 2’şer çocuk sokakta yaşıyor.'

    çok güzel değil mi ya? ne güzel bir ülke haline geldik. çiçekler, böcekler falan. çekemeyenler çatlasın. hıh.

    god bless türkiye

  • doğu anadolu fay hattının en önemli segmentlerinden birisine sahiplik yapan elazığ ilçesi. sivrice ismi doğu anadolu fay hattı için önemli bir noktadır, bitlis-zagros kemerinin doğu anadolu fayıyla birleştiği bölge, elazığ-çelikhan arasında kalan bölge şu an bir deprem fırtınasıyla karşı kaşıya.

    yalnız belirtmek istediğim bir şey var ki, bu her ne kadar pek sivrice'yi ilgidiren bir durum olmasa da, sivrice segmenti yıllardır kullanılan bir isimdir, 40-50 yıllık makalelerde bile sivrice segmenti isimiyle karşılaşabilirsiniz. 24 ocakta meydana gelen depremden aylar önce bazı hocalarımız sivrice ismini telaffuz ettikleri için şu an yere göğe sığdırılamıyorlar, depremin konumunu nokta atışı bilmiş deprem kahinleri muamelesi yapılıyor. ancak sivrice zaten doğu anadolu fay hattının en önemli segmentlerinden birisi olarak bilinen bir yerdi, ve epey bir süredir inaktif oluşunun üzerine burada bir deprem bekleniyordu zaten. deprem nokta atışı bilindi deniliyor, ancak depremin beklendiği segmentin ismi zaten sivrice olduğundan, sivrice segmentinde beklenen bir depremin sivrice'de gerçekleşmiş olması nokta atışı bir deprem tahmini sayılmaz. tarih-magnitut-konum üçgeninde yapılmış bir tahmin de yok zaten ortada, hocalarımız doğal olarak sivrice segmentinde deprem beklediklerini ifade etmişler, sivrice segmentinde deprem meydana gelince de beklenen deprem gerçekleşmiş oldu.

    dönelim sivrice segmentine, doğu anadolu fay hattıyla bitlis-zagros kemeri uzun bir zamandır sakindi, ama sonradan bu sükunetin bozulacağına dair bir takım işaretler gelmeye başladı. yakın bir döneme kadar pek aktif bir segment değildi sivrice, yakın dönemde gerçekleşip büyük bir depremin geleceğine işaret eden depremlerse şöyle sıralanabilir,

    13 temmuz 2003, pötürge-malatya, 5.7
    11 ağustos 2004, sivrice-elazığ, 5.5
    26 kasım 2005, pötürge-malatya, 5.3
    21 şubat 2007, sivrice-elazığ, 5.9
    8 mart 2010, elazığ, sırasıyla 6.0, 5.5, 5.1 ve 5.3
    24 mart 2010, palu-elazığ, 5.1
    23 haziran 2011, içme-elazığ, 5.4

    bu depremlerin ardından sivrice segmenti bir süreliğine yine sessizleşti, yaklaşık 8 yıl kadar. bu sessizliği bozacak olan şey ise hemen segmentin bitişiğinde yer alan bitlis-zagros hattındaki bir gelişmeydi.

    12 kasım 2017, iran-ırak sınırı 7.3, 530 kişinin hayatını kaybettiği bu deprem bitlis-zagros hattının sanıldığı kadar da inaktif olmadığını gösterdi, ve böyle bir depremin hattın bitlis ucunda doğu anadolu fay hattıyla birleştiği sivrice segmentinde bir şeylere yol açması olasıydı. çünkü arap levhasının ittiği bitlis-zagros kemerinin bir ucunda büyük bir deprem meydana geldiyse, diğer ucunda da bir şeylerin kopması zaten beklenen bir şeydi. gel gelelim o şey oldu da zaten, dün hep beraber gördük.

    arada bir 4 nisan 2019, sivrice-elazığ, 5.3 depremi var, ama sivrice segmentinin uzun bir süredir tecrübe ettiği en şiddetli deprem nihayetinde meydana geldi,
    24 ocak 2020, sivrice-elazığ, 6.7

    sivrice segmentinde epey bir süredir deprem bekleniyordu, bu bir sürpriz değil. bölgede bulunan hazar gölü civarındaki jeomorfolojik yapılar, elazığ-pütürge havzasının sivrice segmentinin belirli aralıklarla böyle deprem fırtınaları yaşadığını gösteriyor zaten, ki televizyonlarda izlediğimiz bir çok hocamızın da bu bölgede deprem beklemelerinin sebebi budur.

    pütürge-sivrice-elazığ havzası diyebileceğimiz bölge, doğu anadolu fay hattının tam ortasında bulunur ve ülkemizin en büyük havzalarından birisidir. bitlis-zagros kemeriyle birleşim bölgesinde bulunması, kuzey-doğu yönünde ilerleyen arap levhasının yarattığı baskının bu bölgeden doğu anadolu fay hattına aktarılmasına sebep olur. bitlis-zagros kemeri bir sıkışma hattıdır, arap levhasının baskısıyla sıkışır ve hareket eder. bu hareket ise kemerin uçlarında, zagros dağlarında veya bitlis-elazığ bölgelerinde depremlere sebep olur.

    güneydoğu toros dağlarına bakıldığında bu dağların net bir şekilde arap levhasının doğu anadolu'yu sıkıştırmasıyla oluştuğu görülebilir. sivrice'nin hemen yanıbaşında bulunan hazar gölüyle hazarbaba dağı da yine bu levha hareketinin sonuçlarında oluşmuşlardır. zaten haritalardan baktığınızda da hemen dağların hem de hazar gölünün doğu anadolu fay hattı üzerinde konuşlandırıldığını görebilirsiniz.

    =======================
    kaynakça;

    bulut f, bohnhoff m, eken t, janssen c, kılıç t, dresen g (2012) the
    east anatolian fault zone: seismotectonic setting and spatiotemporal
    characteristics of seismicity based on precise earthquake locations.
    j geophys res 117(b7). https://doi.org/10.1029/2011jb008966

    aksoy e, inceöz m, koçyiğit a (2007) lake hazar basin: a negative
    flower structure on the east anatolian fault system (eafs), se
    turkey. turk j earth sci 16:319–338

    şengör amc, yılmaz y (1981) tethyan evolution of turkey: a plate
    tectonic approach. tectonophys 75:181–241

    2. paragraf haricinde entrynin çoğunluğu (bkz: landscapes and landforms of turkey) kitabından alıntılanarak yazılmıştır. bölgede gerçekleşen depremler http://ds.iris.edu/ üzerinden listendirilip http://udim.koeri.boun.edu.tr/ üzerinden teyit edilerek entrye yazılmıştır.

    bu entrynin yazarı olan şahsım, jeoloji üzerinde eğitim görmüş ve çalışan birisi değildir, sadece bu konuya bir hobi düzeyinde ilgi duyan ve araştırmayı seven birisidir. yanlışlarım varsa düzeltilmesini rica ederim, sözlük üzerinden ulaşamayacak kişiler roneil.sozluk@gmail.com adresine mail atabilirler.

  • 10 saniye önce denizde özgürce dolaşan palamutun, talihsiz bir şekilde tekerin altında kaldığı absürt olay.

    olay anı

    teşekkürler editi: bir çok arkadaş , video kendilerini gülümsettiği için teşekkür etti sağolsunlar. evet palamutun bu şekilde hayatını kaybetmesi hepimizi derinden üzdü ama olayın saçmalığı da gülünmeyecek gibi değil. maalesef başlıklar hep insan ölümü, hayatın zorluklarıyla doluydu biraz olsun gülelim diye attım o yüzden bazı arkadaşlar, bu kadar kasmayın salın kendinizi biraz. ben de bizi gülümseten mancınıkbaşı ibrahim abiye ve hay maşallah dediği 3 gün yaşayan video sahibine teşekkür ediyorum.

  • mhp genel başkanı devlet bahçeli'nin grup konuşmasında sarf ettiği sözlerdir.

    ülkenin parasının nerede olduğunu sormak da ihanet oldu.

    biz komple gidelim abi, yakında nefes alarak da ihanet edeceğiz bu ülkeye.

    tayyip ve devlet beyler biz olmadan daha da rahat ederler bu ülkede. halka gerek yok, 15-20 yönetici yeter bu memlekete. halk olduğu zaman hesap vermek zorunda oluyorsun.

    70 küsur yaşındaki adamları hesap vermeye zorlamamış oluruz böylece. babalarının çiftliği gibi kullansınlar ülkeyi, biz başlarını ağrıtmayalım.

    edit: tashih

  • yaşanmış türkiye versiyonunu anlatayım; bir avukat arkadaşımın aynen başından geçmiştir; tuvalete bile emniyet kemeri takmadan gitmeyen arkadaşıma, (2018 yıl sonu) emniyet kemeri takmamak dolayısıyla trafik cezası gelir, avukat arkadaş üşenmez, cezanın kesildiği yeri bulur, orada görev yapan polis memurunu bulur, durumu anlatır ve neden böyle yaptığını sorar, trafik polisi, kendisine, yukarıdan verilen ceza koçanını doldurması yönünde talimat verildiğini söyler ve kusura bakmayın der; bunun üzerine avukat arkadaşım, trafik cezasının iptali için dava açacağını, mahkemede cezanın hatalı olduğunu söyleyip söyleyemeyeceğini sorar; polis memuru da elbette der; avukat arkadaş sulh ceza mahkemesine itirazını yapar, mahkeme, usul olduğu üzere, cezayı kesen trafik memurunu tanık olarak çağırır, memur mahkemeye gelir ve avukat arkadaşın gerçekten de emniyet kemeri takmadığı için ceza yazdığını söyler; itiraz reddedilir.

    türkiye'de hak, hukuk, adalet diye bir şey yok arkadaşlar; çoktan öldü, unutun siz onu; onyedi yıldır serbest avukatlık yapan birisi olarak söylüyorum.

  • aniden veya yavaşça fark etmez motosikletçi şeridinde gitmiyor, yetmiyor emniyetten gidiyor yetmiyor araca sıfır gidiyor yetmiyor hızlı gidiyor bu sırada sağ şeritte duran adam efendi gibi kapıyı açıp iniyor. 10 da 9 motosiklet 10 da 1 inen suçlu o da inerken bir baksa iyi olurdu diye.

    edit: mesajla ulaşan arkadaşım "ulan salak, o yolda durmak bile yasak. adam durmuş, kapıyı açmış, arabadan inmiş. neyin kafasını yaşıyorsunuz ben anlamıyorum ki." demiş e5 te yolcu indirme bindirme serbest arkadaşlar. otobanlarda bu yasak var. sallamayalım.

    ek olarak: burada her ne kadar motosikletçi arkadaşı suçlu bulsam da trafikte motosikletlere pozitif ayrımcılık yapan bir insanım. yol veririm, asla sıkıştırmam, sağımdan solumdan iki araba arasından geçen görürsem her ne kadar kılda olsam yol açarım geçsin diye. ama bu adamın konuşulacak bir tarafı yok. he birde kaldırımdan giden motosikletlilere kafam girsin.

  • kar lastiği takmayın. burası sibirya mı? bu lastik lobisinin, lastik satmak için uydurduğu bir şey. sanki daha önce kar lastiği vardı...

    araç patinaja düşerse daha fazla gaz verin, lastik sürtünmeden ısınıp, bölgedeki karı buzu saniyeler içerisinde eritiyor. böylece hareket etmeye devam ediyorsun.

    araç patinaja düşerse yoldan geçen vatandaşlardan rica edin, arkadan çekerli araçlarda vatandaşları bagaja oturtun ve otururken yaylansınlar. önden çeken araçlarda kaputa oturtun. direksiyonu sağa sola çevirin hep

    otomatik araçlarda kar düğmesi varsa kar düğmesine basın, yoksa spor moduna alın şanzıman gerekli deviri ayarlıyor.

    cip gibi arazi araçlarınız 20-22 jant arası ve spor lastikse hiç korkmayın. zaten dört çeker. verin gazı asfaltı bile parçalar vallahi.

    bütün bunları yapın ki, akşam haberlerde daha sonra da youtube vidyosu olarak çekirdek
    çitlerken izleyip gülelim.

    edit: besyaprakliyonca uyardı. sakın ha bu entry'imi ciddiye falan almayın.
    bunları uygulayanları akşam "nerde bu devlet niye tuzlamıyor" diye hönkürürken izleyip gülücez ve cık cık diycez.

  • thy nin yetiştirilmek üzere pilot alımlarında dlr-1 sınavını geçen adayların girdiği mülakat. genellikle 2 alman psikolog ve 1 türk pilot ile ingilizce gerçekleşen mülakattan ziyade sohbet havasında geçen sınav. 15-20 dk gibi kısa süren mülakatlar olduğu gibi 1 saati aşan mülakatlar da oluyor. temel olarak adayın kişiliğinin kokpit ortamına uygun olup olmadığı test ediliyor. ancak bunun için sadece kişisel sorular değil pilotlukla ilgili temel sorular da sorulmakta. örnek olarak

    - bir uçak (a320, b737 vb.) kokpit resminde göstergelerin isimleri ve ne işe yaradığı
    - masada duran uçak maketlerinin hangi tip olduğu
    - uçuş kontrol yüzeyleri (aileron, elevators, rudder, spoilers, flaps, slats, air brakes)
    - bir pilotun haftalık aylık yıllık uçuş limitleri
    - jet motoru nasıl çalışır
    - ils (instrument landing system) nedir nasıl çalışır
    - wingtip nedir ne işe yarar (wingtip votices)
    - uçağa etki eden kuvvetler (thrust, drag, weight, lift)
    - lift nasıl oluşur ve uçak kanat tipinin bunda etkisi (aerofoil/airfoil)
    - kokpitteki roller (pilot flying, pilot monitoring)
    - fly by wire nedir hangi uçaklar da vardır (boieng b777 ve airbus uçakları arasında çalışma prensibi farkları)
    - airbus ve boeing uçakları arasındaki karakteristik farklar (kokpit camları, burun, yoke/sidestick)
    - pilotluk eğitiminde aşamalar (ppl-cpl-atpl ve alınan teorik dersler)
    - uçağın ağırlık çeşitleri (empty wieght, dry operation weight, zero fuel weight, taxi weight gibi gibi)
    - pilotun tipik bir uçuşunda havalalanına girdikten itibaren yaptığı uçuşuyla ilgili işlemler

    tabi burada bu soruların cevaplarını bilmekten ziyade soruyu cevaplama şekli de önemli. mesala çok iyi bildiğiin bir şeyi açıklarken çok bilmişlik taslıyor musun ya da bilmediğin bir soru karşısında panik mi oluyorsun yoksa sakinliğini koruyabiliyor musun gibi. tabiki mesleğe olan ilgiyi de ölçüyorlardır. kişisel sorular ise neden pilotluk gibi sorular dışında kişiden kişiye göre değişebilen ve genellikle verilen cv, dlr-1 aşamasında teslim edilen ve kişisel bilgileri içeren form ve gene dlr-1 aşamasında teslim edilen biographical data diye adlandırılan 10 soruya verilen cevaplar üzerinden şekilleniyor. biographical data ise

    1) why are you interested in the position/job you are appliying for?
    2) what other professional alternatives are you interested in?
    3) which circumtances of your childhood and youth had an influence on your development?
    4) which persons and circumtances played a role - positive or negative - during your higher education or vocational training?
    5) please describe your own roles and functions in school, college, job, clubs, or other groups
    6) what have been special events, experiences, successes, failures, and disappointments in your life?
    7) what are your hobbies and personal interests?
    8) which accidents, serious illnesses or injuries did you have?
    9) everybody has both favourable and unfavourable characteristics. please describe yourself with respect to both categories.
    10) how did you prepare for the dlr assessment?

    sorularından oluşuyor. bu soruları el yazısıyla cevaplamamız ve dlr-1 sınavı başlamadan ilgili görevliye teslim etmemiz gerekiyor. bu soruların titizlikle cevaplanması çok önemli ve güçlü zayıf yönlerimizi tarif ettiğimiz 9. soru ise mülakatı ciddi anlamda şekillendiriyor. mesala olumlu özellik olarak sakin biriyim derseniz sizi mülakat boyu sinirlendirmeye çalışırlar. kısacası mülakat boyunca çizdiğiniz profilin bu sorulara verdiğiniz cevaplarla çelişmemesi çok önemli. dolasıyla dürüstçe cevaplamakta fayda var. son olarak bu mülakatta etkili olanın sadece mülakat performansı olduğunu düşümüyorum bir önceki aşama olan dlr-1 aşamasının sonuçlarının da dlr-2 mülakatına etki ettiğini düşünüyorum. böyle düşünmemin sebebi ise dlr-1 sınavındaki sonuçlarının adaylara açıklanmaması ve dlr-2 mülakatını gerçekleştiren ekibin elinde ise sizin sonuçların bulunması hatta bazen adaylara şu modülde şöyle sonuç almışsın falanda diyebiliyorlar.

  • türk silahlı kuvvetleri'ne özgün tasarımlı ve yüzde yüz yerli gemiyi, en ucuz fiyattan üretmeyi taahhüt eden holding.

    ancak birilerine rüşvet vermediği için ihaleyi kaybetmesi sağlanmıştır.

    söz konusu ihaleyi, ispanyol ortağıyla juan carlos sınıfı bir gemiyi en yüksek fiyattan üretmeyi taahhüt eden yandaş firma kazanmıştır.