hesabın var mı? giriş yap

  • iki öğretim üyesi, yaz okulunda dertleşirlerken duyduğum konuşmanın tam metni şöyledir:
    +hocam, ders anlatamıyorum, devamlı saatlerine bakıyorlar. dikkatim dağılıyor.
    -seninkiler iyiymiş, benimkiler saate vuruyor, durdu mu diye.

  • biliyoruz ki hemen her türk vatandaşı, biraz düşündüğünde bu soruya "evet" cevabını rahatlıkla verebilir.

    mesela; türkiye'de işsizliğin son 5 yılın rekorunu kırmasından muzdarip, 6.2 milyon işsiz vatandaşımızdan biriyseniz; umutsuzluğa kapılıp kurtarılmayı beklemiş olabilirsiniz.

    hatta işsizliğiniz yetmiyormuş gibi bir de devlet sizden gss prim borcu adı altında, işsizliğinizin bedeli olarak para talep ediyorsa; siz de birilerinin sizi kurtarmasını istemiş olabilirsiniz.

    türkiye'de tarımın çökme noktasına gelmesi sizi de etkilediyse; tek geçim kaynağınız olan hasadı satacak yer bulamayan bir çiftçiyseniz ya da çiftçilerin ürünlerini dünya ortalamasının çok çok üzerinde fiyatlarla almak zorunda kalıyorsanız, siz de kurtarılmayı umut etmiş olabilirsiniz.

    akp iktidarında kadın cinayetlerinin %1400 artmasından, psikolojik ya da değil, herhangi bir şekilde etkilendiyseniz; şüphesiz siz de kurtarılmayı beklediniz.

    eğer ki işini iyi yapmaya çalışan, söylenmesi gerekenleri söyleyen, yapılması gerekeni yapan bir gazeteciyseniz; muhtemelen tutuklandınız. vatandaşı olduğunuz ülkenin, tutuklu gazeteci sayısında dünya birincisi olmakla gündeme gelen bir devlet anlayışına sahip olmasına üzüldünüz. belki sabırla adaletin tecellisini beklediniz fakat belki de bir yandan birilerinin doğru olanı yapmasını, sizi haksız yere konulduğunuz o yerden kurtarmasını istediniz.

    yahut kredi kartı borcunuz var ve türkiye kredi kartı borcunda avrupa lideri haberlerine konu olan vatandaşlardan birisiniz. birilerinin sizi bu borçlardan kurtarmasını büyük ihtimalle isterdiniz.

    kpss 2010 kopya skandalına imza atanlardan biri değilseniz eğer, söz konusu sınavda uğradığınız haksızlıktan kurtarılmayı da elbet beklediniz.

    türkiye'den erişimi engellenen web sitelerinin sayısı günden güne artarken, tor veya vpn kullanmak zorunda kalmaktan ya da passolig ve dahi bir çok uygulamanın türkiye'de sporu bitirmesinden şikayet etmekten sıkıldınız, kurtarılmayı istediniz.

    bu ülkede sıkıntılar yaşanır, insanlar karamsarlığa düşer. farkındayız.

    ancak bu başlığı açarken dile getirmek istediğimiz soru, tüm bu yanıtların çok çok ötesindeydi.

    eğer 50 karakter limiti olmasaydı, yaklaşık olarak şöyle bir soru soracaktık:

    siz hiç yerin metrelerce altında; birilerinin ihmalkarlığı, işgüzarlığı ve açgözlülüğü yüzünden saatlerce ölümden kurtarılmayı beklediniz mi?

  • bazen metronun yürüyen merdivenlerinden çıkarken bazı çiftler görüyorum. genelde çocuk, kızdan daha uzun tabi. çocuk bir şeyler anlatıyor, kızın gülüşünden çok ciddi olmadığını anlıyorum. ama kız çocuğun gözlerinin içine bakıyor resmen. çocuk ya önüne bakıyor ya da gözleri etrafı tarıyor oluyor ama kız sadece çocuğa bakıyor. en az 7-8 defa denk geldim böyle çiftlere. o an diyorum ki "lan bir erkek bir kızı kendine bu kadar aşık etmek için ne yapmış olabilir?". bunun yanıtını bulamıyorum işte. sonra düşünüyorum, eskilerden kimse bana böyle bakmış mıydı diye...ona da olumlu yanıt veremiyorum. neyse, en iyisi ben işime döneyim, skerler aga...

  • yol yordam bilmeyen adam
    lan olm yüzyılın en büyük liderlerinden birinin yanındasın.
    ama sen hala çakallık peşindesin...
    anladık canın çekmiş... ama böyle olmaz ki...
    çaktırmadan arkasına geçip "höpürt" diye yenir mi...
    git kaptan köşküne bi yere arazi ol... istediğin kadar ye...
    kamera diye ayda yılda bir görünen bir alet var ortamda...
    sen atatürk'ün arkasında şeftali yiyen adam olarak geçiyorsun tarihe...
    hayır duyan da arkasından bir iş çeviriyorsun sanacak...
    şeftali lan...

    vidyoda bir diğer detay...
    ulan adam hesapta kimilerine göre "diktatör"...
    biri de çıkıp bir kültablası uzatmıyor adama...
    kahve fincanının yanına silkiyor külü...
    öğrenci evi tandansı...

  • ben bunları tanıyorsam bu başlığa erişim engeli atılır. zira kelimesi kelimesine doğru olduğuna eminim.

    t: bilinenin ifşası.

  • bir arkadaşın şöyle bir anısı var bununla ilgili:

    "sevgilim beni aldattı, seviyorum dedim affettim. sen şimdi bunun dırdırını çok yaparsın dedi, ayrıldı benden."

  • "bak canım aılende senın ıyılıgını ıstıyor cunku ahırette senın kapanmadıgın ıcın onlarada gunah gıdıo onlar senden sorumlu"

    bu pisliklerle mücadele edilmezse işin sonu yaş.

    debe editi: özelden mesaj atıp "adabınızla yazın, şuraya sıçmayın" diyenler olmuş. adabı islamcılardan öğrenecek kadar düşmedik çok şükür.

  • benim bildiğim casuslar elde ettikleri bilgileri gazete üzerinden halka servis etmez gizli saklı rakip devletlere satar. can dündar'ın yaptığı bırakın casusluğu tam bir gazetecilik örneğidir. illa casus arıyorsanız o görüntüleri can dündar'a temin eden adamı bulun. can dündar'a şu diktatörlük döneminde de böyle cesurca bir haber yaptığı için madalya takın. ya da durun en iyisi siz o madalyayı gotunuze sokun nasıl olsa 13 senede bundan zevk alır hale geldiniz.

  • azerilerle, kırgızlarla, kazaklarla, özbeklerle ve hatta türkmenlerle karıştırılmaması gereken grup.
    çünkü ahıskalılar, bildiğimiz anadolu türkleridir. türkiye cumhuriyeti'nin sınırlarının kesin biçimde belli olmasıyla, aynen batıda batı trakya türklerinin "sınır dışı"nda kalmış olması gibi onlar da doğuda, t.c sınırının 60 km dışında kalmışlardır. (zamanın sscb, bugünün gürcistan mevkii.)
    dolayısıyla, dilleri de türkiye türkçesidir. bugün, 1944'ten itibaren maruz bırakıldıkları sürgün sebebiyle, memleketleri olan osmanlı türkiyesi ve cumhuriyet türkiyesi coğrafyasından 2000 kilometre uzakta yaşamalarına rağmen, fasih bir türkiye türkçesi konuşmalarının sebebi budur.