hesabın var mı? giriş yap

  • "insanların hayatlarının kararmasıyla ilgili şeyler biliyorum ama belki üç kuruşluk siyasi rant elde ederim diye susuyorum" demektir.

    ulan hepiniz oradaydınız be!

  • üretilme teknikleri, kullanılan malzemeler, fermantasyon işlemleri biraları ayrıştıran başlıca unsurlardandır.

    ingiliz türevi biralara bakacak olursak:

    ale: meyvemsi aromalar barındıran ingiliz birasıdır. rengine ve sertliğine göre kendi içerisinde birçok alt grup barındırır. american pale ale, brown ale, indian pale ale, mild, old ale bunlardan bazılarıdır.

    american pale ale: abd'de apa olarak da geçmektedir. karamel etkisi ile daha kırmızı bir renge bürünmüştür. amerikan şerbetçiotu kullanan üreticilerin denemeleri sayesinde gelişmiştir.

    brown ale: alkol düzeyi daha düşük olmakla birlikte, kahve tonlarında renklere sahiplerdir. alkol dereceleri %3-5 arasında değişmektedir.

    indian pale ale: uzun süre ingiliz yönetiminde kalan hindistandan çıkan bira türüdür. bütün dünyada, özellikle abd'de çok tercih edilmektedir. ipa olarak da geçen indian pale ale, %5'den fazla alkol barındırmakta ve daha koyu bir görünüme sahiptir. diğer ale çeşitlerine göre daha çok şerbetçiotu barındırmaktadır.

    mild: şerbetçiotu oranı daha azdır. alkol oranı genellikle %3-4 arasındadır. 15. yy'dan beri üretilmekte olup günümüzde etkinliği azalmıştır. genellikle brown ale ile karıştırılmaktadır.

    old ale: üretildikten sonra dinlendirilen ve %4-12 oranında alkol barındıran kuvvetli biralardır. filtreleme işlemi pek yapılmadığından tortu barındırırlar. içinde kuru üzüm aroması mevcut olmakla birlikte, karanlık ortamda muhafaza edilmelidir.

  • dünyanın en buruk hislerini yaşatır. yalan değil, bazı arkadaşlarımın, cebinden tomarla para çıkardığı babalarını garipserdim, özenirdim.
    çocuksundur, düşünmeden istersin bir şeyler, mahçup bir ifadeyle "bakarım ben, hallederiz" deyişlerini unutamam babamın. ikinciye soramazsın zaten, isteyemezsin, çocuk aklınla hevesin kırılmıştır. yatıya misafir gelecek, tuvalet kağıdı alamazdık, misafir yabancı değildi, bize destekte bulunurdu da alırdık, buruldukça burulurdu içimiz. hayatı boyunca borç ödeyen, hala da ödemekte olan, okullarımıza, düğüne derneğe, evine para yetiştirmek için kredi çekmekten başka toplu bir para kaynağı olmayan, derdine dert, borcuna borç katan, yine de buzdolabını boş tutmayan babama daha iyi bir evlat olamadığım içindir asıl pişmanlığım. daha iyi okullarda okuyup, daha iyi bir meslek edinebilirdim diyorum şimdi. o yüzdendir ki onu hayal kırıklığına uğratmamak, başarılı ve mutlu bir hayat kurmak için tırmalıyorum sevgili sözlük.

    fakir edebiyatı yapmak değil de unutamamak bu, hatırladıkça gözlerin dolması durumu bu.

  • ya o değil de, chp 1940 larda camileri ahır yaptı. bir de aynı evde kız-erkek kalma durumu olan üniversite öğrencileri var. o yüzden bu durumu çok takmayalım.

  • eğer bugün öğrenciye verilen yemek 15-20 lira değilse, zamanında 1.5 lira da para mı lan demeyip tepki gösteren öğrenciler sayesindedir.

    bugün 2.5 lira para mı denir.
    yarın 5 lira olur, o da para değildir.
    öbür sene 7.5 lira olur, olsun gene de dışarıdan ucuzdur.
    diğer sene 10 lira olur, dışarıda da 10 liralık yemek satan yerler vardır ama ne idüğü belli değildir.
    diğer sene 15 lira olur, 15 lirası olmayana adam mı denir denir.
    öteki sene 25 lira olur beğenmeyen yemesin denir.

    ucunu sokturursan kökünü de sokarlar hacu, en baştan hiç sokturmamak lazım.

  • sene 1999. fb-bjk maçında uche’nin bacağının kırıldığını tv’de canlı canlı gördük. oturduğum yerde takla attım.

  • yani demiş ki; sizin aklınız ermez, biz sizin yerinize okuduk yorumladık siz kafanızı yormayın böyle şeylere.

    peki ahirette hesap verirken bize tercümanlık yapacak mısınız sayın diyanet işleri?

  • cenazesine hangi ülkelerden hangi düzeyde katılımın olduğuna bakınca somut olarak görülen durumdur.

    ziyaret ettiği ülkelerde 'burada istenmiyorsunuz' diye gazete manşetlerine çıkan, bütün otellerin 'yerimiz yok' diyerek rezervasyon yapmayı reddettiği, diplomatik rezalet çıkmasın diye evsahibi hükümet ricasıyla zar zor bir otelde yer ayarlanabilen birinin arkasından 'belki çaldığı kemiklerden bize de atar' diye koşuşturan zavallıların anlayamayacağı bir mertebedir.

  • tanınmayan bir numaradan gelmiştir, noktasına virgülüne dokunmadan:
    - volkan sen salaksin ki. bi daha bana msj atma gerzek. ayrıca atacaksanda doru durust at g lere q deme.l leri buyk ypma okurken dikatim dailio cohsinir bozucusun bazen diyorum ki yolun karssndan sana el sallasam senin dikkatin dagilsa sonra da seni tir ezse. acaba tirin altndayken de l leri buyuk yazabilecek misin çok merak ediyorum. neyse insallah mutlu olussun beni de bidaha arama pesmden gelme salaksin cunku. bye.

  • -seni kimseyle aldattım mı, hırsızlık mı yaptım, ayyaşlık mı ettim?
    +hayır asla
    -sahneye çıkıp komiklik yaptım diye mi beni boşadın?

    +hayır sadece o değil, oyunda teknik aksaklıklar da vardı.