hesabın var mı? giriş yap

  • yahu hala gül gibi teoriyi geçmişsiniz, "maymunla mı akrabayız?" diye üzülüyorsunuz. lan ben amcamla dayımla akrabayım onu napıcam?

  • italya başbakanı giuseppe conte şu açıklamayı yaptı

    --- spoiler ---
    salgının kontrolünü kaybettik, en başından türklerin yaptığı gibi konut satışında peşinatı %10'a indirmeliydik, çok geç kaldık. türkler bu metotla virüsü 1 hafta içinde yenecektir.
    --- spoiler ---

    kaynak gelince editlerim.

    yahu corona'dan önce zaten pek iyi değildiniz, şimdi toptan tırlatmışsınız. arkadaş burayı kariyer yapacak bir yer mi zannettiniz. nedir buraya atfedilen ciddiyet? mesajlar yağıyor. "çaldın" diyorlar. espriyi çalmışım? kafayı mı yediniz. whatsapp grubundan gelen sikko bir espriyi buraya koydum ki gülelim. manyak mısınız ulan. nasıl da zorlarına gitmiş :))) ulan burada fav alsam ne olur almasam ne olur. fav alınca ne oluyor.

  • 12 aralık 1981-08 ekim 1988 tarihleri arasında hürriyet gazetesi genel yayın yönetmenliğini yürütmüş gazeteci. emeç'in özgeçmişi şu şekilde yazılmış: çetin emeç, 1935 yılında, istanbul'da doğdu. galatasaray lisesi'nin ardından, istanbul üniversitesi hukuk fakültesinden mezun oldu. gazeteciliğe, 1952 yılında babası selim ragıp emeç'in son posta gazetesi'nde başladı. 1972 yılına kadar hayat ve ses dergiler'inde yazı işleri müdürlüğü yaptı. 1972 yılında hürriyet grubuna geçti. hürgün yayınları genel yönetmenliği'ni yaptığı sırada, hürriyet gazetesi genel yayın müdürlüğü görevini üstlenen emeç, 1984 yılında genel yönetmen olarak milliyet'e geçti. 10.04.1986 yılında genel koordinatör olarak hürriyet gazetesi'ne döndü. bu görevden 09.10.1989 yılında genel koordinatörlük görevinden ayrılarak yönetim kurulu üyesi oldu. öldürüldüğü tarihte (7 mart 1990) 38 yıllık gazeteci olan emeç, hürriyet gazetesi yönetim kurulu üyesi ve yazarıydı. çetin emeç evli ve iki çocuk babasıydı.

  • benim anlamadığım nokta şu.
    müslüman erkeklere ve kadınlara "nefsinize hakim olun cennete gireceksiniz" minvalinde ayetler öğretiliyor.
    hatta hayatları bunun üzerine kurulu oluyor falan.
    karşılığında da cennet vaad edilmiş ve bu insanlar deli gibi cennet arzusuyla yanıyor.
    yani bu şekilde anlatıyorlar bildiğim, gördüğüm.

    eee şimdi bu ne perhiz bu ne lahana turşusu.
    nefsine hakim olma meselesini bu kadar aleni şekilde küçük çocuklar gibi karşı tarafa yüklemek ve kendini nefsine hakim olamamak vebalinden kurtarmak için kadını suçlamak ne demek?

    allahı kandırmaya çalışmak değil midir?
    yani her kul bildiğim kadarıyla günahından mesul iken "ama o da çok açık giyiniyordu" diye bir bahaneyi nasıl sunabileceksin tanrına? sana "o onun meselesi" dediğinde ne diyeceksin?

    yani kafalar gerçekten çok karışık. en basit öğretilerde bile milyonlarca fire veren bir topluluk.

    edit: imla hatası.

  • islamcılık tarımdan sanayiye, üretimi yapılan her şeyi bitirdi.
    geriye yüzlerce yıldır orucu neyin bozup bozmadığını tartışan ortaçağ zombileri kaldı.

  • kral charles'ın kanser olduğu en az 2 yıldır bilinen bir şey ancak basına veya halka asla sızdırılmadı.

    tedavi süreci devam ederken kral oldu. son kertede tedavi süreci sekteye uğramış olacak ki basına açıkladılar.

    charles yüksek ihtimalle tahttan çekilecek.

    halkın ve piyasanın tepkisinden çekindikleri için kate'i kullanıyorlar. iki gün sonra (bkz: tükenmişlik sendromu)ndaydım vb diyip geri dönecek kate.

    kate'in görevi ise sadece gizem yaratıp gözleri üzerine çekmek.

    çünkü;

    charles'ın tahttan çekilmesinin uk ekonomisine milyar pound zararı var.
    (bkz: bank holiday)

    ve koskoca (bkz: commonwealth) ve new zealand ve australia nasıl tepki verecek bilinmiyor. avusturalya'daki monarşi karşıtı kesim ellerini avuşturacaktır bu haber ile.

    daha birçok siyasi ve ekonomik sebep ile yavaşça ve sindirerek hareket etmeleri gerekiyor.
    bu yüzden çok itidalli ve ihtiyatlı davranıyorlar.

    kate de azıcık fazla evinde oturarak üstüne düşeni çok iyi yapıyor.

    bizim the crown romantikleri de bu oltaya düşüyor.

    iyi geceler.

  • padişah ibrahim'e, " deli " lâkabı 20. yüzyılda takılmıştır.
    osmanlı tarihçileri böyle bir şeyden bahsetmezler.
    muhtemelen sinirleri yıpranmış bir adamdır ama aklı başındadır. ve arada bir sara nöbetleri geçirdiği tahmin edilmektedir. cinci hocadan medet ummasının sebebi de budur. adam bir şekilde türlü ilaçlarla padişahın sancılarını dindirebiliyormuş.

    aslında bizim türk milletine bir aynadır bu padişah.

    müthiş bir hayvanseverdir. bizim millet " deli " der.

    çok duygusal bir adamdır. bizim millet " deli " der.

    cülusunda " ya rabb! benim gibi zayıf bir kulunu bu makama lâyık gördün... saltanatım boyunca ahâlîye merhametli davranıp bu devleti adalet ile yöneteceğime and içerim... " gibi cümleler kurmuştur ki bizim millete göre delinin önde gidenidir.

    annesi kösem sultan ve rüşvet yiyici saray ahâlisi padişahın kendilerine engel olduklarını görünce ona zamanla türlü baskılar yapmışlar ve nihayetinde annesi kösem sultan'ın izni ve şeyhülislamın da fetvası ile idam edilmiştir.

    kediler üşümesin diye onlar için sokaklara kedi köşkleri yaptıran bu adamın, kedilerin katledildiği günümüz türkiye'sinde " deli " lâkabı ile anılması sanırım onun için bir gururdur ancak.

    ruhu şâd olsun.

  • "bu dizilerde valiz hazırlarken neden don ve çorap koymuyorlar? halbuki ne kadar önemli don ve çorap.."

    tabi lan?