hesabın var mı? giriş yap

  • sanildigi kadar geri zekali olmayan down sendromlular, down sendromsuzlarin bir çogundan daha dikkatli ve de akillidirlar. dikkatlerini islerinden baska birseye vermediklerinden isyerinde dedikodu yapma, baskalarinin kuyusunu kazma, hirsizlik yapma gibi adetleri de yoktur. ozellikle getir-gotur isleri (bkz: office boy), garsonluk gibi isleri itina ile yaparlar. bu tur islerde ise alinasidirlar ve bir suru hiyardan iyidirler.

  • bir erkek, bir erkeği ortada bir kız meselesi olduğu her zaman satabilir. erkekler arasında bu durum sorun olmaz, halden anlarız.

  • sadece 25-30 dk. farklı zamanlarda izledim, o esnada ismail saymaz "metin külünk konusunda bir şey yapılcak mı?" diye 3 kere sordu, 2sinde diğer gazetecilerin lafını keserek "soruma yanıt alamadım" diyerek bunu yaptı.bak ben daha tamamını izlemedim ara ara toplam 30dk. izlerken yakaladım bunu.

    "sorularında ısrar etmeliydi"..yazılmış ona ithafen yazdım.
    ya ben başka bir program izledim bir kaç dakikalığına yada ekşi sözlüğü "bir şey yazmalıyım, illa birşeylerde ben yazmalıyım" güdüsüyle entry giren yazarlar basmış..

    (bkz: #123723059)

  • yeni otobüslerinde öndeki koltukla arada 1 metre boşluk bırakmışlar. önceden bacaklarımızı sığdırmanın tek yolu dizlerimizi burnumuza değdirmekti. şimdi kulaklığı tvye takmak için uzatma kablosu gerekli. öndeki adam koltuğunu 180 derece yatırınca artık dansöz gibi kucağınıza yatmıyor siz de alnına para yapıştıramıyorsunuz haliyle. çok rahat ve modern olmuş ama nedense laz bir müteahhit gibi ulen bu boşluklara 10 tane koltuk sığardı ne müsrif adamsın kamil demekten kendimi alamadım.

  • ingilizce konuşurken, değil "interneyyşınıl" demekten çekinmek, "enternasyonal" bile diyebilirim. ağzıma o sırada ne geldiyse. allahın italyanı "internatzionaaalleeee" filan gibi bişey deyince sevimli oluyo, ben türkçe sesleriyle ingilizce konuşunca hıyar mı oluyorum. benim tek amacım en yakındaki ucuz oteli bulmaktır, varsın bana yol tarif eden kişi içinden mükemmel ingilizce telaffuzuyla "hıyara bak hotele otel dedi" diye düşünsün. düşünmüyosa da ne ala, yeter ki gönüller hoş olsun, insanlar kardeş olsun, hayat bayram olsun...

  • tam anlamıyla bir turnusoldur. bir insanın ne mal olduğunu kısa süre içinde anlamak istiyorsanız bulunduğu ortamda kendinden bir "alt statüde" olan kişilere nasıl davrandığına bakın. davranışları kalibresini ve kalitesini çok kısa bir süre içinde gün yüzüne çıkartacaktır. asla şaşırtmaz.

    tanım: makam ve mevkiye tapmayan, insan gibi insandır.

    edit : arkadaşlar hayatının çok büyük bir bölümünü garsonluk yaparak geçiren bir kişi olarak girdim bu entryi. dikkat ederseniz "alt statüyü" de tırnak içinde yazdım. her şeyden bağımsız, insana salt insan olduğu için değer verilen bir toplum yapısı sizler gibi benim de en büyük dileğim. fakat siz de takdir edersiniz ki kapitalist toplumun realitesi bu şekilde işlemiyor. ne yazık ki bir avuç "ahlaklı" insanın düşüncesi değil, yığınların düşünsel pratiği hakim tüm toplumsal yapıya.

  • -hayatım ne oldu?
    -neye ne oldu?!
    -ne biliim yüzün biraz solgun gibi...
    -nasıl yani, kötü mü görünüyorum?
    -yok hayır ne ilgisi var?
    -ne yani ilgisi yok mu?
    -ya üff, hasta mısın?
    -yaa hastayım evet, var mı diyeceğin!
    -nooldu şimdi ya?
    -neye nooldu? karnım ağrıyo tamam mı?
    -tamam...
    -ne demek tamam, benim canım acıyo diyorum!
    -peki ne yapayım, ilaç ister misin?
    -hayır, hiçbişi yapamazsın, yapamazsın!
    -ağrıkesici vs. ister misin?
    -hayır istemem, kimyasal ilaçlar kullanmamalı demiyo muydun sen?
    -evet de hastasın diye!
    -yaa başın ağrıdı di mi, çok mızmızlandım...
    -ya ne ilgisi var şimdi, senin için...
    -yok yok istemiyom, hiçbişi yapma benim için!
    -.....................
    -bana çikolata alsana...

  • "izmir’in işgali yıllarında “anadolu’nun işgali ingiliz emperyalizminin bir oyunudur” ve “kardeşime kurşun sıkmam” dedikleri için inciraltı’nda yunan krallığı’nca kurşuna dizilen 200 yunan sosyalist askeri, ölümlerinin 94. yıl dönümünde katledildikleri yerde barış şiirleri okunarak ve ege denizi’ne karanfiller bırakılarak anılacak."

    "anadolu’nun işgali ile sonuçlanan emperyalist savaşa hayır dedikleri için katledilen sosyalist yunan askerlerini yazan şair tuğrul keskin, son kitabı zito i epanastasis’i (yaşasın isyan) öldürülen askerlere ithaf etmişti.

    ilk kez anılacaklar

    1921 yılının ocak ayının birinci günü gerçekleşen katliam, 4 ocak 2015 pazar günü bir şiir etkinliği ile ilk kez anılacak. 4 ocak’ta barış şiirini yanına alan izmirli şairleri ve yürekli insanları beklediklerini ifade eden tuğrul keskin, “kardeşime kurşun sıkmam dedikleri için öldürülen askerler, iki ülke arasındaki kardeşliğin defne dalıdır. tarihimizde yer alan bu trajik olayı yeniden hatırlatarak, ege’nin iki kıyısı arasındaki dostluğu daha da güçlendireceğimize ve günümüzdeki pek çok kavram kargaşasına da ışık tutacağımıza inanıyorum. bunun için 4 ocak pazar günü saat 13.00’da inciraltı sahili’ndeki barış manço köprüsü’nde buluşarak, bu güzel insanlara şiirler okuyalım istiyoruz ve bütün izmirlileri o gün, saat 13.00’da barış manço köprüsü’ne bekliyoruz” dedi. "

    http://haber.sol.org.tr/…ra-ilk-kez-anilacak-104189

    (bkz: zito i epanastasis)