ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
en pisi pisine ölen ünlü
-
kesinlikle ömer seyfettin
kendisi ileri seviyede diyabet (şeker) hastası iken teşhisinin bir türlü konulamamış olmasında dolayı bol bol üzüm hoşafı ve şekerli gıdalarla beslenmesi tavsiye edilmiş ve neticesinde acılı bir ölüm ile yüzleşmiştir.
öldükten sonra da talihsizlikler yakasını bırakmamış, usta edebiyatçıyı bir tanıyan olmadığı için kimsesiz zannedilerek kadavra olarak tıp fakültesine nakledilmiştir.
ahan da buradan devam edebilirsiniz;
https://seyler.eksisozluk.com/…len-talihsiz-olaylar
kuzey kore'nin gülmeyi yasaklaması
-
(bkz: türk halkının gülmeyi kendiliğinden bırakması)
edit: bu gün bir kez daha, kaygısız, dolu dolu, neşe içinde gülmelerimizi bıraktık. arada gülümsüyorsak da, güleriz ağlanacak halimize de ondan.
2 ay önce yazan erkeğin başkası ile evlenmesi
o gün şampanya patlatanla mı rabbine şükredenle mi
-
ikisi de olacak yavrum bebegim benim ikisini de yapacak halk. akp'den kurtulmayi isteyen istedigi gibi kutlayacak.
fenerbahçe'nin gol yemeden içeri kaçamaması
-
olm isteseydiniz icardi'nin golünü paket yapıp size gönderirdik niye bu kadar zahmet ettiniz de şanlıurfa'ya geldiniz adamlar icardi'den gol yedi kaçtı gitti ahaha
6 kasım 2014 beşiktaş fk partizan maçı
-
(bkz: yine ekg'ye soktun kardeş)
kulağa hoş gelen her türlü müziği dinlerim
-
entel geçinen sonradan görmelerin zoruna giden söz. ya ne olacaktı, sizin gibi özenti olup kendimizi sadece bir müzik türüne mi mahkum edecektik? her müzik türünün (istisnasız her birinin) mükemmel örneğkleri vardır ve bunların arasından kulağa hoş gelenler, o an için insanın ruhuna hitap edenler elbette ki dinlenir. gerçi çakma entel zübükzadeler için de durum böyledir ama ezik oldukları için kabul etmeyi kendilerine yediremezler..
not: ayrıca toplum içinde bir kimlik oluşturma çabasında olan ezikler de bu sözü sevmezler. ne yapsınlar adamlar özde birşey olmayınca popçuyum, rockçıyım gibi sıfatlarla toplumda sivrilmeye çalışıyorlar..
fay hattına zeytinyağı dökmek
-
zeytinyağı kurur, yapış yapış olur. onun yerine castrol magnatec dökmek daha mantıklı. molekülleri fay hattına bir mıknatıs gibi yapışır, senelerce kaygan kalır orası. küçük faylara da idarelik wd40 sıkabiliriz.
reza zerrab'ın itirafa başlaması
-
iran o işi kendi halletti. durumun ciddiyetinin farkına varıp zarrab'ın ortağı zencani'yi kendisi yargıladı hapse attı. hatta onunla işbirliği yapan dönemin başkan yardımcısı da içerde.
sen ne yaptın, ucu sana dokunacak diye bunları yargıdan korudun. al işte adam kendi ayağıyla gidip şimdi orada seni satıyor.
haber türk'te ulaştırma bakanına sorulan sert soru
-
aşırı kar yağdı doğal olarak kapandı diyor. e arkadaş madem aşırı yağışta yollar kapanabiliyor o halde ibb'ye attığınız iftiraları ne yapacağız??. sanırsın ki sadece tem otoyoluna çok kar yağmış da istanbul'un diğer yerlerine anca iki üç kar tanesi falan düşmüş.
çok güzel olmasına rağmen evde kalmış kız
-
doğum gününden bir gün önce ablanın evine gidilir, yaş 33.
abla 8 yıl önce sıradan bir adamla evlenmiştir, kız kardeş anlam verememiştir bu duruma, dünya da bu kadar yakışıklı karizmatik erkek varken neden bu adam diye...
o sıralarda kendisi çok parlak bir adamla çıkıyordur, ve arka planda onunla sevgili olmak isteyen başka erkeklerde vardır. (kızımız güzel sonuçta)
halihazırda sevgilisi olan adam kıza evlenme teklif eder, ama kızımız maymun iştahlıdır, sonuçta bir ömür geçirilecek ya ötekiler daha iyiyse...
yıllar böylece geçiverir daha iyisi daha iyisi derken.
bir gün kızımız bakar etrafında parlak, karizmatik, yakışıklı erkekler dolaşmaz olmuş, insanlar onu birileriyle tanıştırmaya başlamış kendi yeteneğini kaybetmiş gibi…
“şöyle bir adam var, ama boşanmış, ama çocuklu” vs. laflarını duymaya başlar kızımız. inanmak istemez duyduklarına, tamam yaş ilerlemiş olabilir ama hala güzeldir, hala ruhu herkesin peşinde koştuğu o kızın ruhunu taşımaktadır.
gece olur, abla enişte ve iki sevimli çocuk yatak odasına uyumaya giderler, içeriden sohbet ve gülüşme sesleri gelir, sıcacık bir yuvanın gülüşme sesleri...
kızımız koca salonun kanepesinde gözlerini tavana dikmiş uyumaya çalışmaktadır. daha önce kendini hiç bu kadar yalnız hissetmemiştir.
gözlerini kapatır, sabah olduğunda geçmişteki güzel günlerine uyanabilmek umuduyla,
sabah olur, gözlerini açar güzel kızımız; yaş 34.
edit: güzel kızımız şuan evli ve çocukludur. boş yere ümitlendirdiği için kızanlar olmuş :)