hesabın var mı? giriş yap

  • üniversitedeyken arkadaş grubumla bizim eve gelmiştik bi gece kalmaya. işte ertesi gün dolaştık kendi okul şehrimize döndük falan. orada annem demişti oğlum gelen kız arkadaşın mı diye. yok anne demiştim normal kaç yıllık arkadaşım falan aramızda olmaz öyle şey. aman oğlum o kız senden hoşlanıyor bakışından bile belli sen anlamazsın demişti. yok anne saçmalama falan diyerek konuyu kapatmıştım ama bu bende yer etmişti tabii. daha sonra uygun bi anda ben buna yürümüştüm anamdan aldığım gazla da* kız altı ay dalga geçti benle yokmuş öyle bir şey. yaktıydın beni ana sen anlamazsın diye diye :(

  • baba aklı sıra işletecektir... yabancı bir numaradan durmadan çağrı bırakır;
    -kimsin güzelim? derdin varsa ara.
    -beni tanımadın mı? ben ananın kocası.
    -ulan senin... '!^'^+'^++%^&%%&
    -baban ulan baban eşşolueşşek...

  • ilk nesilde dakika olmayacaktır. sadece saati gösterir.
    fanboylar aslında dakikanın ne kadar gereksiz olduğunu söyleyecektir.
    ikinci nesilde dakika gelecek ve devrim olacaktır. ne dahice be. haha.

    şimdiden hayal edebiliyorum.

  • ümit kocasakal hakkındaki hakareti bir kenara koyarsak çok doğru bir tahlildir.

    kocasakal ve metin feyzioğlu aynı ekoldür. bunlar devletin adamlarıdır, chp'yi karıştırmak ise patronları değiştiğinden beri görevleri. çünkü bir süredir akp'ye çalışıyorlar. özellikle 15 temmuz sonrası akp yeni koalisyonuna ulusalcı-avrasyacı çizgide gruplar eklemlemiştir. bu çerçevede akp "devlete dönüşmüştür". dolayısıyla o dönemden beri akp'yi devlete sokmamaya çalışan bazı ulusalcı-avrasyacı figürler akp'nin işine gelen şeyler yapmaya başlamıştır.

    bu kadar sedat peker olayı oluyor siz atatürk'e hakaret mi ettiyi tartışıyorsunuz. olay tezgah, program tezgah, atatürkçüleri her zaman yemlemek için kullanılan figürler de belli, kontrollü muhalefet için çıkartılan figürler belli. hala daha medya operasyonları nasıl yapılıyor çözemediniz. hadi özışık olayını gördünüz yine çakamadınız. ülke tarihinin en büyük skandallarından biri yaşanırken imamın birinin sözüne odaklanıyor medya ve figürler. sizce normal mi bu gerçekten? sizce bu iktidara zarar mı veriyor? siz atatürk aşağı yukarı diyerek sayısız islamcı militana sövünce erdoğan'ın popülaritesi mi etkileniyor?

    bu "muhalifler" görevli olarak oraya çıkıp bir rolü oynamaktadır. bazen akp'nin tabanının görmek istediği "chp'liyi", "atatürkçü'yü" oynarlar, aptal aptal tartışmalar çıkartırlar, bazen de kemalist kesimin kendine dava edinmesi gereken şeyleri şekillendirmek göreviyle çıkarlar (yerli milli ol, yola gel, iktidara fazla direnme). böylece izleyen iktidar tabanı, aaa bunlar hala kamaliq akıl, boş işlerle uğraşıyor derler, kemalist kesim ise neeeeeee atatürk'e hakaret mi edilmiş diyerek gündemde ne var ne yok unutur.

  • --- spoiler ---

    "yarın mahşer günü rabbim bana sormayacak mı eyyy khaleesi, sen yunkai'deki köle çocuklar için ne yaptın diye?"

    daenerys targaryen
    --- spoiler ---

  • teknik öğrenmek isteyenlere o zaman bilgi vereyim. böylelikle bu merak da bitmiş olur bunu da yaptırdınız bana aq.

    ilk önce caz, blues gibi tek bir enstrüman (gitar) ya da vokale bağlı kalmaz. caz'da gitardan çok grup ön plandadır(trompet, piyano, gitar, bas, bateri vs.).

    blues shuffle ritm kullanırken, caz ise swing ritmini kullanır.

    blues, iç savaş'tan bir süre sonra (1800'lerin sonlarında) mississippi'nin delta bölgesinde ortaya çıktı. afro-amerikan çalışma şarkıları, ruhaniler ve sahadaki haykırışlar blues'un temelini oluşturdu. blues, aslen, bireyler tarafından, armonika veya slide ıke çalınan bir gitar gibi düşük maliyetli ve kolay bulunabilen enstrümanlarla çalınan kırsal bir müzikti. şarkılar başlangıçta düz notalar veya avrupa müziğinden tamamen farklı bir ses veren “mavi” notalarla yavaş ağıtlardı.

    sonunda, şarkı yapısı, avrupa müzik unsurlarıyla birleştirildiğinde, aab lirik kalıbıyla 12 barlık bir blues kalıbına katılaştı. bu tür lirik kalıpta, ilk dize söylenir, ikinci dize onu tekrar eder, ardından üçüncü dize düşünceyi çözer.

    vokal hatları arasında enstrümanın yanıt vermesi için bir boşluk bırakılır. buna “çağrı ve yanıt” denir. çağrı ve yanıt, ana şarkıcı ile arka plan şarkıcıları arasında veya iki müzik aleti arasında da olabilir.

    jazz, 1900'lerin başında new orleans, louisiana'da ortaya çıktı. delta'nın aksine, kölelerin hafta sonları bir araya gelip davul çalmalarına ve dans etmelerine izin verilmişti. bu, afrika ve karayiplerin davul ritimlerinin yanı sıra süsleme ve doğaçlama geleneğini de korudu. afrika kökenli amerikalı müzisyenler daha sonra korno tabanlı gruplarda çaldıklarında bu geleneği sürdürdüler. blues da bir etkiydi ve kullanılan müzik gamlarına mavi notalar ekledi.

    blues şarkılar da dahil olmak üzere her tür şarkı caz tarzında çalınabilir, bu nedenle cazda şarkı yapısında çok daha geniş çeşitlilik vardır. genelde caz ne çalındığıyla değil, nasıl çalındığı ile ilgilidir.

    savaş sonrası blues:

    aynı temel unsurların çoğu günümüzün blues ve cazında da korunmuştur. ikinci dünya savaşı'ndan sonra, enstrümanlar elektriksel olarak güçlendirildikçe ve afrikalı amerikalılar kuzey abd'deki şehirlere göç ettikçe her iki tür de büyük değişiklikler geçirdi.

    savaş sonrası bir film sahnesinde duyabileceğiniz yaygın bir blues türü chicago blues'u olacaktır. vokalist, gitar, bas, davul ve muhtemelen bir armonika veya piyano ile üç ila beş parçalı bir gruba sahiptir.

    müzik hala mavi notaların blues unsurlarını, aab lirik kalıbını, çağrı ve yanıtı ve 12 bar blues kalıbını içerir. muddy waters veya howling wolf'un şarkılarından oluşan ortak bir repertuar.

    müzik, muhtemelen biraz bozuk bir gitar sesiyle, ardından gelen rock and roll'un bir önizlemesi ile daha yüksek sesli sürüş tarafında olacaktır. davul vuruşu ya yavaş bir blues vuruşu ya da trampet üzerinde vurgu yapılan orta tempolu bir shuffle olurdu. ritim sabit bir groove'a sahip olurdu yani.

    savaş sonrası caz:

    savaş sonrası bir film sahnesinde duyabileceğiniz yaygın bir caz türü, bebop tarzı doğaçlama ile gerçekleştirilen caz standartları olacaktır. ikinci dünya savaşı'ndan sonra caz, dans edilebilir büyük grup pop müziğinden bebop'a ve havalı caz ve hard bop gibi birçok varyasyonuna dönüştü. sözler düşürüldü ve grup doğaçlamaya odaklandı, bu da onu esas olarak enstrümantal bir müzik haline getirdi.

    bantlar, piyano, bas ve davulların ortak bir konfigürasyon olmasıyla küçüldü. saksafon ve trompet gibi kornalar da yaygındı. ortak bir repertuar, great american songbook'un “all of me” veya “fly me to the moon” gibi karmaşık doğaçlama enstrümantal versiyonlarından, blues'un yeniden yorumlarından veya orijinal bestelerden oluşacaktır.

    müziğin akustik veya hafif güçlendirilmiş bir sesi olacaktır.

  • birinci sınıf iş, çok iyi televizyon dizisi.

    adeta bir süper kahraman dizisi gibi değilde normal dizi gibi çekilmiş olması, özellikle dövüş sahnelerindeki başarı, kartpostalı andıran sahneleri, çekim teknikleri, diyaloglar, oyuncu kadrosu gibi sebeplerden son zamanlarda izlediğim en iyi dizi diyebilirim.
    daredevil'in çizgi romanını okurum, karakteri de çok severim fakat bunu normal bir avukatlık veya polisiye dizi olarak ele alsak bile yine de çok iyi olmuş. insanın içinde bazı bölümleri ikinci, üçüncü kez seyretme isteği doğuruyor. gerçi ilk sezon orijin amaçlı çekildiği için birkaç bölümde fazla diyalogtan tempo çok düşüyor ama o kadar da olur, konuyu anlatmakta gerekli ne de olsa.
    aynı zamanda çizgi roman okuru olarak tiplemelerin de çok başarılı olduğunu ayrıca vurgulamak lazım, yeni karakterler de umarım bu şekilde devam eder.