hesabın var mı? giriş yap

  • izin almadan tuvalete bile gidemeyecek üçlünün hamlesi imiş. 2 saat geçmeden yalanlarlar daha sonra da "en çok ben bağlıyım, çok yalarım" diye açıklama yaparlar.

  • fi tarihinde stajyerken calisma saatleri icinde kutuphaneye gitmek amaciyla ciktigim yolda gurultuye yonelip bir "tank" tarafindan ezilme tehlikesi gecirdigim sirkettir. isin daha komik tarafi "hocam dikkat, o yola girmek yasak!..." seklinde beni uyaran adamin elinde roketatar olmasiydi. ne test ediyor idiyseler artik?

  • - inanmıyorum ya, i-nan-mı-yo-rum!
    - ne oldu hayırdır?
    - arif yok mu? bana benden hoşlandığını söyledi
    - ee, sen hoşlanmıyor usun mesele bu mu?
    - ya yok be, geçen günlerde de selim açılmadı mı kızım bana
    - ee halletmedin mi o konuyu
    - ya biliyorsun selim’i çok seviyorum ama sevgili gibi değil
    - yani
    - kaybetmeyeyim diye havada bıraktım, ucu açık bir süreç yani
    - ee
    - ee şimdi de arif? ne yapıcam ben ya, ne buluyor bu erkekler bende anlamıyorum ki?
    - hıı evet zor
    - ay lisede de böyleydi, geldim im ikisi üçü birden gelir.
    - istemiyorsan söyle kızım çocukları oyalama
    - ay anlamıyorsun ben ikisini de kaybetmek istemiyorum anlasana

    biz seni çok iyi anlıyoruz ağzına sıçtımın şımarığı. istiyorsun ki hiçbiri ile sevgili olmayayım ama her ihtiyacım olduğunda hepsi peşimde pervane olsun. hiçbirine sevgi vermeyeyim ama bunu hiçbiri bilmesin, sürekli sanki onu sevecekmişim gibi tetikte olsun, sürekli beni elde edeceği günün hayali ile yansın, bu ateşi hiç söndürmeyeyim, küllenir gibi oldu mu bir eline dokunayım, biz saçlarını seveyim, yanağına sıcak, ıslak bir öpücük kondurayım aklı uçsun, benden vazgeçmeye niyetlendiğine pişman olsun. ben bütün bunların planlarını kurayım, ama yakınımdaki kızlara da sürekli bu konudan şikayet ederek ne kadar istenen, arzulanan, iki erkeğin arasında kaldığı için zor durumda olan kız imajı çizeyim.

    kızlar çok adisiniz, ayça sen hepten adisin. lan 3 yıl be, bir el tutmanın peşine 3 yıl. ama suç sende değil benim ağzıma sıçayım ben, yani bi arkadaş, eeh her ne boksa.

  • 2017'de okuduğum yerli ve yabancı çizgi roman ve grafik romanlara (resimli roman) dair olan bu seçkiyi yaparken senaryonun edebi değeri, grafik unsurların kalitesi, özgünlük, kendi içinde tutarlılık, farklı alt metinler içermek ve bitirdikten sonra yeniden okuma isteği uyandırmak gibi kriterleri göz önünde bulundurdum. paylaştığım kitapların çok önemli bir kısmı 2017'de basıldı. hem edebiyatın iyisine, hem de grafik sanatların kalitelisine prim verenlerin mutlaka ilgilenmesi gerektiğini düşündüğüm eserler hakkında kısa bilgiler vereceğim:

    01* gizli tarih; jean-pierre pecau'nun senaryosunu yazdığı ve önemli grafik sanatçılar tarafından resimlenen seri fransa'da 34 albüm halinde yayınlandı. alfa kitap tarafından türkçeye kazandırılan serinin şu ana kadar ilk 32 albümünü dörder dörder birleştirilerek 8 cilt halinde okuruyla buluştu. 2017'de yayınlanan son 4 cildi piyasaya çıkar çıkmaz alıp okudum. ezber bozan, konfor zedeleyen alternatif tarihlere ve komplo teorilerine meraklı olan herkesin mutlaka okuması gereken bir seri bu.

    02* sıradan zaferler; yazan ve çizen: manu larcenet, karakarga yayınları.

    03* brodeck raporu - birinci kitap; öteki, yazan ve çizen: manu larcenet (philippe caludel'in romanından uyarlama), karakarga yayınları.

    sıradan zaferler ne denli gerçekçi ise, brodeck raporu o denli 'büyülü gerçeklik' içinden konuşuyor. her iki eserinde larcenet farklı teknikler / üslûplar kullanmış. siyah beyaz olarak, çiniyle çizilmiş haliyle, basılmış olan brodeck raporu'nda sanatçının yazısız panellerde yaratmayı başardığı atmosfer ise gerçekten olağanüstü. bağımsız (isteyen underground diye de okuyabilir) resimli roman tutkunların uzak duramayacakları 2 albüm yaratmış fransız sanatçı.

    04* yürüyen ölüler; yazan: robert kirkman, çizenler: robert kirkman, tony moore, charlie adlard. post-apokaliptik bir dünya ile zombi olgusunu birleştiren serinin ilk 26 cildi marmara çizgi yayınları tarafından dilimize kazandırıldı. türünün başyapıtı olan serinin resimli roman edisyonu, dizisinden daha başarılıdır. abd'de 2003'den beri yayınlanan efsanevi (kanonik) saganın 2017'de ülkemizde yayınlanan son üç cildi (24, 25, 26) de diğerleri gibi başta felsefi, sosyolojik, politik, kültürel, psikolojik, antropolojik, teolojik olmak üzere çok sayıda alt metni başarıyla harmanlaması sayesinde türün meraklılarının ısrarlı ilgisini fazlasıyla hak etmekte. 'okuyalım, okutalım, bunlarda musrır olalım!' dedirten bir seri bu, benden söylemesi.

    05* üç gölge; yazan ve çizen: cyril pedrosa. masal ve gerçekliği özgün çizgileriyle harmanlayıp birleştiren sanatçı sadece fransa'nın değil, diğer dominant grafik roman havzalarının da bazı önemli resimli roman ödüllerini kazandı. insanın evlât sevgisiyle ve ölüm karşısındaki çaresizliğliğini eksenine oturtmuş olan bu şiirsel eseri baobap yayınları basmış.

    06* ındeh - apaçi savaşlarının hikâyesi; yazan: ethan hawke, çizen: greg ruth. amerikan yerlilerinin tarihine dair yapılmış en nesnel, en başarılı edebi eserlerden olan ve karakarga yayınları'ndan çıkan yapıt, aynı zamanda tanınmış hollywood aktörlerinden olan ethan hawke'ın ne denli olgun bir yazar olduğunu da koymakta ortaya.

    07* karganın uçuşu; yazan ve çizen: jean pierre gibrat. öncesinde dilimize çevrilen bir diğer resimli romanı erteleyiş ile ülkemizde de sadık bir hayran kitlesi edinen kült fransız grafik sanatçısı ve yazarı gibrat, çok nadir olan bir grafik yetiyle insanları - hayvanları - eşyaları - binaları - manzaraları aynı ustalıkla resmetmekte. sanatçının öykücülüğünün de en az grafik yanı kadar özgün ve artistik oluşu, flaneur yayınlarınca basılan eserlerinin sadık fanlar edinmesini açıklamakta. nazi işgali altındaki fransa'da direniş ve insan ilişkilerini anlatan ve frankofon grafik romanın başyapıtlarından olan eserin, (burası özellikle koleksiyonerleri ilgilendirmekte) yayıncısının 150 adet bastığı sınırlı edisyonundan olan nüshalarının, flaneur'ün diğer yayınlarının sınırlı baskıları gibi, çok kıymetli olduğunun altı çizilmeli.

    08*kara tarikat tugayları; yazan: pierre christin, çizen ve renklendiren: enki bilal.
    09*gazap fırtınası üçlemesi - 1: mahlukk; yazan ve çizen: enki bilal.
    10*gazap fırtınası üçlemesi - 2: julia & roem; yazan ve çizen: enki bilal.
    11*gazap fırtınası üçlemesi - 3: havanın rengi; yazan ve çizen: enki bilal.

    yaşayan en önemli çizgi roman sanatçılarından olan enki bilal eserlerinde, siberpunk'a yakın bir bilim kurgu ile fantastik kurgu ve politik kurguyu harmanlayarak çok farklı evrenler inşa eder. iç savaştan 1970'lerin sonuna değin ispanya'da yaşanan sosyo-politik olayları ele alan kara tarikat tugayları sanatçının yazar pierre christin'le 1970'lerde yaptığı erken dönem işbirliğinin en önemli meyvelerindendir. hem yazıp, hem de resimlediği ve renklendirdiği gazap fırtınası üçlemesini oluşturan üç grafik romanında ise enki bilal, post-apokaliptik bir dünyada hayatta kalmaya çalışan bir avuç insanın yeni bir toplum / düzen / dil / dünya / kozmos inşa etme çabalarını, yaratıcı bir tarzla kurduğu orijinal atmosfer üzerinden resmetmiştir. söz konusu türlere ilgi duyanlar, tamamı marmara çizgi tarafından özenli bir baskıyla yayınlanan 4 eseri de mutlaka edinmeli ve okumalılar.

    12*ıncal, yazan: jodorowky, çizen: moebius (jean giraud), renklendirenler: yves chaland vd. grafik romanın iki dahisinin, jodorowsky ile moebius'un işbirliğinin ürünü olan ve orijinali 1980'lerin ilk yarısında fransa'da metal hurlant dergisinde tefrika edilen, akabinde ise 6 albüm olarak yayınlanan eseri gerekli şeyler yayıncılık 2017'de tek cilt halinde bastı. grafik roman meraklılarıyla koleksiyonerler hatırlayacaktır; serinin ilk albümü 2000 haziran'ında 'bir john difool macerası...kara incal' ismiyle ithaki yayınları tarafından yayınlanmıştı. pek çok ödül kazanmış iki dahinin bilim kurgu ile fantastik kurguyu sıra dışı ve çok başarılı bir şekilde meczettiği ıncal sagası meraklısının ilgisini fazlasıyla hak eden bir baş yapıttır.

    13*martin mystere.
    14*zonax.
    15*başka yerden hikâyeler.
    16*hikâyeler - stories.
    17*ava giden avlanır.

    ilk üçü bilim kurgu ve fantastik kurgu tarzlarına ait olan martin mystere, zonax, başka yerden hikâyeler ve hikâyeler - stories, çizgi düşler / özer sahaf ve yayıncılık tarafından dilimize kazandırılmakta. 1984'den beri bağımlısı olduğum martin mystere ile onun yan yayınları olan zona x ve başka yerden hikâyeler'in 2017'de dilimize kazandırılanların (yaklaşık 10 kitap) tamamını okudum. bunları türün tiryakilerine hararetle öneriyorum. çizgi roman evrenine naif ve sempatik bir mercek tutan ve senaryosu stefano munari'ye, desenleri ise mauro ferrero'ya ait olan 'ava giden avlanır' 2017'den aklımda kalan bir diğer fumettiydi. eser lâl kitap tarafından kazandırıldı dilimize(iii).

    18*beşinci beatle - brian epstein'in hikâyesi; yazan: viven j. tiwary, çizenler: andrew c. robinson & kyle baker. beatles'ı küresel bir şöhret yaparak 'kral'dan (elvis presley) bile daha çok dinlenen ve tanınan bir popüler kültür ve müzik fenomenine dönüştüren efsane menajerin ülkemizde neredeyse hiç bilinmeyen yaşamını anlatan eseri çizgi düşler bastı.

    19*vaiz; yazan: garth ennis, çizen: steve dillon. çok sert içeriği yüzünden, orijinal takımını okuyan benim gibi grafik roman ve çizgi roman tutkunlarının 'ülkemizde basılması imkânsız!' dediği preacher serisinin ilk cildi 'vaiz - teksas yolları' başlığıyla ithaki yayınları tarafından basıldı. alan moore ve neil gaiman gibi, 1980 sonrasında müesses grafik roman evreni yıkıp, yerine yenisinin temellerini atanlardan olan garth ennis'in ödüllü serisi vaiz, içerdiği çok sayıda alt metinle gerçek bir entelektüel şölen vaat etmekte. meraklısı ıskalarsa üzülür, demedi demeyin.

    20*sandman, yazan: neil gaiman, çizenler: kelley jones - charles vess vd. daha önce arka bahçe yayınlarının başlayıp laika yayınlarının tamamladığı 11 cilt halinde dilimize kazandırılan seri, bu kez de ithaki yayınları tarafından yeni bir çeviri, özenli bir baskı ve abd edisyonuyla bire bir aynı ebatlarda olmak üzere basılıyor. 2002 - 2011 döneminde okuduğum serinin ithaki edisyonuna ait olan ilk 4 cildi / albümü 2017'de edindim ve ilk seferkini aratmayan bir zevk ve heyecanla okudum. grafik roman tarihinin köşe taşlarından olan eser için tek bir kelime etmek gerekse: 'şaheser!!!' derim; bu kadar netim anlayacağınız. aldığı ödüllerin haddi hesabı olmayan esere dair önerim: okuyalım, okutalım ve bunda da musrır olalım.

    21*scalped, yazanlar: jason aaron vd., çizenler: r. m. guera vd.. şu ana değin 7 cildi yayınlanan eserin son ikisi 2017'de (bu satırların yazarının da arasında olduğu) okuruyla buluştu. kuzey amerikan yerlilerinin son 55 - 60 yılda (özellikle rezervuarlarda) yaşadıklarını ele alan seri gerçekçi grafik romanın ve iyi edebiyatın baş yapıtlarından, desenler de usta işi ve yüksek estetik değer içermekte. kızılderililerin modern ve hatta post-modern çağlarda yaşadıklarına ilgi duyanlar bu seriye uzak durmasalar doğrusu iyi ederler.

    22*100 kurşun, yazan: brian azzarello, çizen: eduardo risso. komplo teorisi temelli bir senaryo ile kararında bir fantastik kurgu atmosferinin ustaca harmanlandığı serinin 'madara dedektif' isimli 5. cildi 2017'de okuduğum amerikan grafik romanlarındandı. çizgi düşler etiketiyle raflardaki yerlerini alan eisner ve harvey ödüllü seri sadece sağlam senaryosu ile değil, usta işi desenleriyle de meraklısını yakalamayı başarıyor.

    23*secret wars, yazan: jonathan hickman, çizen: esad ribic. marvel evreni'nin bütün süper kahramanlarını, tanrıları ve yarı-yanrılarını (titanlar) bir araya getiren eser, paralel evrenlerin (yoksa 'çoklu evrenler (multiverse)' mi demeliydim?) sonsuz sayıda evrenin birlikte var oldukları bir süperpozisyon halinden salt 2 evrene çöküşünü ve bunların verdikleri hayatta kalma mücadelesini anlatmakta. bilim kurgu, fantastik kurgu ve komplo teorilerinin (j. hickman'a sektörün dahisi muamelesi yapılmasını meşru kılan bir çarpıcılıkta ve orijinallikte) birleştirmeyi başaran eser için diyorum ki: 'size sadece bir tane süper kahraman janrından grafik roman önermem gerekse, o hiç kuşkusuz bu olurdu! yayıncısı gerekli şeyler yayıncılık.

    24*uyanış, yazan: scott snyder, çizen: sean murphy. kısa seri dalında eisner ödülü eser post-apokaliptik bir senaryoyu insanlığın kökenlerine bağlayarak 'nereden geldik, nereye gidiyoruz?' şeklindeki o kadim, o mühim ve o büyük soruyu edebiyatın imkânları içinden cevaplandırmayı başarıyor. jbc yayınlarının bastığı eser gerçek bir başyapıt.

    25*airborn 44, yazan - çizen - renklendiren: philippe jarbinet. 2. dünya savaşı'nın avrupa cephelerini konu alan 4 albüm alfa yayınları tarafında tek cilt halinde birleştirilerek basılmış. çok ciddi arşiv çalışmalarına dayanan hikâyeler kurmaca olmasına karşın, adeta belgeselmiş izlenimi uyandırmakta. 2. büyük savaşı konu alan edebi külliyatın iyi örneklerine meraklı olanların ilgisini beklemekte.

    026*istasyon sokağı no: 120, yazan: leo malet, çizen: j. tardi. kara edebiyatın / kara polisiyenin ve politik polisiyenin frankofon havzada yetişmiş en önemli temsilcilerinden l. malet ile, yaşayan en önemli fransız grafik sanatçılarından olan jacques tardi'nin diğer işbirlikleri gibi bu eser de çok başarılı doğrusu. karlı bir havada, cam kenarındaki kalorifere ayaklarınızı dayayarak ve de sıcak çikolata içerek okumanız halinde, ömrünüze ömür katacak bir bu kitabı da mercek altına alın derim.

    27*essex county 2. kitap - hayalet hikâyeleri, yazan ve çizen: jeff lemire.
    28*essex county 3. kitap - kasaba hemşiresi, yazan ve çizen: jeff lemire.

    marmara çizgi yayınları'nın bastığı üçlemenin son 2 cildini 2017'de okudum. lemire'in yaşam öyküsünden izler taşıyan eserler küçük insanların dünyasına sorumluluk duygusuyla, bilgece ve hümanistçe yaklaşmakta. süper kahramanları konu alan grafik romanların dünyasıyla tam bir tezat oluşturan essex caunty üçlemesinin evreni, size insan olmanın yalın hakikatlerini hatırlatmakta. öte yandan jeff lemire'in marvel ve dc comics için çok başarılı süper kahraman senaryoları da yazmış olması, onun çok boyutlu bir yazar olduğuna işaret ediyor olsa gerek.

    29*ben rene tardi stalagııb kampında savaş esiri, yazan ve çizen: jacques tardi. tardi'nin, babası rene tardi'nin nazi toplama kamplarındaki tutsaklık yıllarını anlattığı eseri tamamen gerçeklere dayanmakta. yapı kredi yayınlarının ciltli ve büyük boy olarak bastığı eser, savaş denilen çılgınlığı mercek altına almakta. tardi'nin desenleri için bile almaya değer.

    30*çin'den bir gezi hikâyesi - shenzen, yazan ve çizen: guy delisle.
    31*burma günlükleri, yazan ve çizen: guy delisle.

    kanadalı yazar ve çizer guy delisle daha önce pyongyang grafik romanı ile türk okurunun karşısına çıkmıştı. her üçü de karakarga yayınları'ndan çıkan eserlerinde sanatçı iş vesilesiyle bulunduğu kuzey kore, myammar / burma ve çin gibi ülkeler hakkında belgesel tadında bilgiler vermekte. bunu yaparken kuru / resmi / üstten bakan / sevimsiz bir didaktik tarz yerine; başta kendisi olmak üzere, her şeyi inceden inceye tiye aldığı bir yaklaşımı kullanması, eserlerini sempatik ve kolay okunur kılıyor. az bilinen, 'kapalı kutu', 'egzotik' toplumları tanımak isteyenler için seçenek oluşturmakta delisle'ın kitapları.

    32*ben katil, yazan: antonio altarriba, çizen: keko. cinayet işlemenin, giderek de seri katil olmanın felsefeni yapan eser sanat tarihine, psikolojiye ve çağdaş ispanya'nın sosyo-politikasına dair çok güçlü alt metinler içermekte. aylak kitap yayınlarından çıkan eser, sıra dışı metninin yanı sıra, keko'nun başarılı siyah - beyaz çizimlerinin yarattığı başarılı atmosfer sayesinde kült kitap olmaya aday gözükmekte.

    33*cahiller - karşılıklı bir aydınlanma hikâyesi, yazan ve çizen: etienne davodeau. fransız şarap evreniyle çizgi roman kozmosunu birleştiren eserin önsözü türkiye'nin en önemli gurmesi vedat milor tarafından yazılmış. baobap yayınlarından çıkan savruk ve samimi, ama usta işi diyebileceğim desenleri kitabın bir başka artısı.

    34*bihikâye, yazan ve çizen: gipi. kendi hayatıyla büyükbabasının 1. dünya savaşı'nda yaşadıklarını birlikte deneyimleyen bir yazarın, halüsinasyonlarla dolu sarsıcı evrenini hem çini mürekkebi ve hem de sulu boya tekniklerinin imkânlarını kullanarak büyük bir başarıyla canlandıran sanatçının çok sayıda prestijli ödül sahibi olmasını normal karşılıyorsunuz. psiko-dramalardan ve yaratıcı yönü kuvvetli şizoid benlik öykülerinden hoşlananları kavrayacak eser karakarga yayınları etiketini taşımakta.

    35*oğulların diyarı, yazan ve çizen: gipi. eisner ve angouleme gibi çok sayıda prestijli ödül sahibi olan italyan grafik sanatçısı gipi'den post-apokaliptik bir öykü. post-civilisation'ın kakafonik ve anomik tablosunun böylesine yalın, böylesine insancıl, böylesine samimi resmedilmesi muhatabını büyülüyor doğrusu. atmosferin baba ile oğulları arasındaki ilişki ve iletişim üzerinden oluşturulması ise hikâyenin orijinalitesini tesirini arttırmakta. iyi edebiyat meraklısı için gerçek bir yüzük taşı olan eser karakarga yayınları tarafından basıldı.

    36*güçsüz düşmezsen hayat güzeldir, yazan ve çizen: seth. karikatür tarihinin çok az bilinen bir figürünün peşinde yapılan tutkulu, marazi, nostaljik bir keşif seyahatinin naif denilebilecek sadelikteki desenlerle resmedildiği kitap comics journal tarafından '20. yüzyılın en iyi 100 çizgi romanından biri' olarak nitelendi. bana göre de gerçek bir başyapıt olan eser karakarga yayınlarının bir marifeti. işte lâfın tam da burasında şunu demek farz oldu artık: çok kısa bir zamanda çok sayıda kaliteli grafik romanı dilimize kazandıran karakarga yayınları'na aferin doğrusu.

    dipnotlar:
    (i): sadece türkiye'de değil, dünyada da karıştırılır ve birbirlerinin yerlerine kullanılır grafik roman (graphic novel) ve çizgi roman kavramları. en uygun türkçe karşılığı resimli roman olan grafik roman'ın senaryosu kaliteli, grafik unsurları estetik ve hacmi (yayın süresi) de sınırlıdır. buna karşın çizgi romanın senaryosunun ve desenlerinin o kadar da kaliteli olması gerekmez. yanı sıra, bir çizgi romanın yayını yıllarca, hatta onlarca yıl sürebilir.

    (ii): ülkemizde müthiş bir çeviri resimli roman ve çizgi roman sektörü var. amerikan (çoğunlukla süper kahramanlar), italyan (fumetti), francofon (fransız ve belçika), manga (ağırlıkla japon), bağımsızlar ve yeraltı edebiyatı bu sektörün küresel ölçekteki en önemli üretim havzalarıdır. yerli çizgi ve resimli romana gelince, orası tam bir hayal kırıklığı işte. ne yazık ki bu alanda bir varlık gösteremiyoruz. bırakın çeviri temelli o devasa sektörün boyutlarını zorlamayı, yılda birkaç tane eli yüzü düzgün yerli resimli ve çizgi roman bile üretmeyi beceremiyoruz. son yıllarda bu alanlardaki en önemli yerli işlerimiz levent cantek'in editörlüğünü yaptığı albümlerle ersin karabulut'un resimli romanları oldu. kardeş diyebileceğimiz bir disiplinde, karikatür alanında dünyanın kayda değer ülkelerinden biri olmamıza karşın, resimli ve çizgi roman sahalarındaki bu durum anlaşılır gibi değildir. 1960'larda ve 1970'lerde, 'kılıçlı kahramanlar' zemininde gelişen oldukça güçlü bir yerli çizgi roman sektöründen sonra bu noktaya gelmiş olmamız, üzerinde ayrıca düşünmemiz gereken bir başarısızlıktır diye düşünüyorum.

    (iii): 2017 temmuz'undan itibaren grafik roman ve çizgi roman edinme - okuma - biriktirme süreçlerinde çok daha seçici davranmaya başladım. bu tarz değişikliği yılın 2. yarısından itibaren italya menşeyli çizgi romanları (fumettiler), (çok beğenmeme karşın, tekrara düştüğünü düşündüğümden 'yalnız kurt ve yavrusu' ile, sonunu çok merak etmeme karşın, 'pehlivan tefrikası' gibi uzadığından, 'titan'a saldırı da dahil) mangaları ve sayılamayacak kadar çok süper kahraman serisini basan, başta dc comics ve marvel comics olmak üzere, abd merkezli grafik ve çizgi roman endüstrisinin eserlerini % 95 oranında terk etmeme yol açtı. 2017'nin ilk yarısında okuduğum grafik roman ve çizgi romanların sayısı 300'ü bulurken, yılın ikinci 6 ayında bu janrlarda sadece 50 kitap okumuş olmam işte bundandı. söz konusu dönüşümü gerçekleştirmemi sağlayan kararın arkasında çalışan saikleri anlatan bir metin için bknz.

  • ünlü değilim, oyuncu şarkıcı vs değilim ve ben bile sosyal medyada görüşlerimi belirtirken çekiniyorum başıma bir şey gelir diye. bir şey olursa devlet memuru olan aile bireylerim etkilenir diye. üstü kapalı belirtiyorum, direkt isim vermiyorum vs. böyle bir ülkede böyle bir atmosferde bu ve bu gibi adamlar değerlidir arkadaşım. geçtim değerli olmayı birer 'değer'dir. bak bu adam daha genç, karısı var iki küçük çocuğu var. tiyatrocu belki ama para tv'den kazanılıyor geleceğini düşünmesi gereken bir ailesi var. ama ailesinin maddi geleceğinden çok onurunu düşünüyor, içine sindiremiyor olanları ve 'sinmiyor'. işsiz kalacağını bin tane tehdit alacağını bilerek susmuyor. ben iki gerizekalı yorumda delirirken senin benim gibi eşe dosta birkaç yüz insandan oluşan sosyal medya çevremize karşı değil milyonlar karşısında muhalif. sultanın sofrasında bir yavşak olup milyonluk reklam, dizi anlaşmaları yapabilirdi ama kendi doğrusu yolunda yaşıyor. bu güzel adamların değerini bilin.

    edit: twitter'da levent üzümcü bu enrty'i kendisine gönderen bi vatandaşı rt'leyince favlar almış başını gitmiş. ne görüşler belirttik bu mecrada kimse bakmadı bile, peeh.

  • leonardo'nun çift `bushido` samuray kılıcı, raphael'in çift `sai`, michelangelo'nun `nunçaku` kullandığı ortamda, donatello'nun `bo` adı verilen dandik uzun sopayı kullanması haksızlığıdır. ne zaman donatello saldırıya geçse, sopası bir kılıç tarafından doğranmakta ve un ufak parçalara ayrılmaktadır. halbuki donatello'ya yapılan bu ayrımcılık, dikkatli rönesans kaplumbağası sevenlerin gözlerinden kaçmamaktadır. yazıklar olsun. bir katana'yı çok gördünüz donatello'ya.

  • tartışmayı çok sevmeyen bir zihniyettir:
    -abi imparatorluğun adını "çelik kartallar" koysak, öyle havalı bir isim...
    -olmaz
    -peki şeye ne dersin, "anadolu aslanları"?
    - ı ıh, kılıç aslan'ı getirir akla.
    -hıh buldum, demir pençeler imparatorluğu olsun...
    -olmaz dedik ya
    -e sen bir şey söyle bari
    -osman diyelim biz ona
    -ama...
    -evet, osman iyi.
    -peki abi.