hesabın var mı? giriş yap

  • japonlar bundan sonra okullarda penaltı atmayı bütün çocuklara öğretir , 20-30 yıla dünyada en iyi penaltı atan ülke olurlar.

  • otobüs içinde bile arkaya ilerlemeyip ortada kümelenmesiyle ünlü bir millet hakkında uydurulan yalan.

  • bazıları karın ağrıtandır.

    başlık: dedem savaş çıktı diye apar topar köye gitti

    dedeme dokunmatik telefon aldım, torunlarından birisi de telefona clash of clansı yüklemiş. otururken bildirim gelmiş köyünüze saldırı düzenleniyor diye, adam heyecanla apar topar ilk uçağa atlayıp köye gitti amk.

  • ülkenin okumuş, donanımlı kesimi ile vasıfsız elemanları arasındaki fark biraz daha kapanmıştır. geleceğin türkiye'sinde tüm halkın alacağı ücrettir.

  • yılda yapacağınız km’ye, arabaya gösterdiğiniz algıya ve beklentilerinize göre değişecek olan durum. gerçekten mallık da olabilir, akıllılık da.

    öncelikle arabaların birçoğu değer kaybını eksponansiyel olarak azalan bir şekilde yaşıyor. yani sıfır bir arabanın değer kaybı ilk 2-3 yılda diğer yıllara göre biraz daha fazla, özellikle premium markalarda bu biraz daha şiddetli çünkü ikinci el piyasasında alıcı sayısı azalınca aracın pazardaki değeri de azalıyor.

    extreme bir örnek vermek gerekirse porsche panamera aracını satılığa çıkarsan ancak galerilere satarsın onu alacak şahıs zor bulursun ama atıyorum vw jetta’yı sahibindene koysan bir hafta 10 güne satarsın. bmw 3 serisi bir aracı satmaya kalksan bu iki durumun ortalaması bir durum çıkar ortaya.

    yani aracın değeri yükseldikçe ikinci el piyasasındaki hacim daralacağından dolayı, sıfır alınan bir aracın ilk 2-3 yıldaki değer kaybı daha alt segment araçlara göre daha hızlı olur.

    ikinci elin ise kendine göre riskleri var. malum insanlar üçkağıt çevirerek satış yapmaya pek bir meyilli, bu yüzden temiz ikinci eli anlamak da kolay değil. bir de gerçekten araç kazasız bile olsa, kullanıcı profiline göre önceki kullanım çok hoyratsa, mesela araç sürekli kök gaz kullanılmışsa durup dururken de arıza çıkarabilir. ikinci el içinde her zaman böyle bir risk unsuru barındırır.

    sıfır araba almak, eğer senede 30 bin üzeri km yapacaksanız ve 2-3 yılda bir araba değiştiren biri değilseniz ikinci el almaktan çok daha mantıklıdır, ama türkiye’de bu profilde kullanıcı sayısı çok azdır. araba bir statü göstergesi olduğundan dolayı, insanlar her fırsatta araba değiştirmeye meyillidir. zaten bu yüzden bu başlık böyle bir isimle açılmış.

    ister alt ister üst segment olsun, ben bu aracı ciddi bir sorun olmazsa 10 yıl kullanırım diyorsanız sıfır almak en mantıklı tercihtir. gerek aracın kasko masrafları, gerekse mtv sistemi nedeniyle araç yaşlandıkça masraf kalemleri azalmaya başlayacaktır. ilk 2-3 yıldan sonra ise aracın senelik değer kaybı ivme kaybetmeye başlayacaktır.

    burada diyebilirsiniz ki, ilk 2-3 seneden sonra aracın değer kaybı yavaşlayacaksa neden sıfır alayım 2-3 yaşında ikinci el almak yerine. çok saçma bir soru değil ama şöyle bir handikap var. ne olursa olsun ikinci el almak her zaman içinde bir risk barındırır. siz bu riski alıp karşılığında maddi bir getiri elde etmek istiyorsunuz.

    alt segmentte bu değer kaybının aracın sıfır değerine oranı çok yüksek değil, yani aldığınız riskin karşılığında elde ettiğiniz maddi getiri yüksek değil. üst segmentte ise ülkemizdeki kullanıcı profilinin sicili pek bozuk. yani ülkedeki lüks araç kullanıcısının trafikteki davranışlarını biliyorsunuz. bunun iki sakıncası var, bir kazalı aracın size kazasız diye kakalanma ihtimali yüksek, iki kazasız olsa dahi aracın hoyrat kullanılmış olma ihtimali alt segmente göre daha yüksek zira motor ve sürüş dinamikleri alt segment araçlara göre daha gelişmiş zaten bu da aynı nedenle aracın kazalı olma ihtimalini artırıyor.

    tüm bunlar dışında, aracı sıfır olarak almış ve kullanıcısını tanıyorsanız ikinci el almaktaki risk unsurunu düşürmüş olursunuz, ama bu istisnai bir durum olacağı için genele pek yansımaz.

    özetle, 2-3 yılda bir araba değiştiren araba meraklısı bir tipseniz hevesinizi alana kadar ikinci el alıp satmak sizin için daha karlıdır. ama araba aldığınızda 8-12 sene arası bir süre kullanma fikriniz varsa yukarıdaki istisnai durum da ortada yoksa, alt üst segment fark etmez bu ülkede azınlıksınız ve sıfır almak sizin için daha mantıklıdır.

  • --- spoiler ---

    - sıdıka, yavrucum... annesinin bi tanesi, bıcırık kızım benim...
    - aman allahım, bana iyi davranılıyo... hayırdır... ettiğim dualar, yağmur dualarıyla birlikte işleme kondu heralde... şükür, bugünleri gösterene...
    - niyeymiş kız! daha geçen gün ben sana bi kere daha ''bıcırık'' dedim...
    - geçen gün dediğin beş ay oluyo... bi kere de 1991'de babam sarhoşken saçımı okşayıp ''boncuk gözlü kızım'' dediydi... sonra 1992 temmuzunda abim beni bi sevgi gösterisi sırasında sırtına almaya kalkışmıştı... düşürünce bileğim burkuldu ama olsun... özetle, günlüğümdeki kayıtlara göre toplam üç kere sevildim şimdiye kadar... bi bu son ''bıcırık'', etti dört...
    - en aşşa yedi sekiz vardır, sen hatırlamıyosun... ilk çişini söölediğinde baban sana ''afferin benim düğme burunlu kızıma'' demişti mesela... hatta hiç unutmam, abin seni kıskanıp akşama kadar ''benim de çişim vaar'' diye bağırdı... sonra baban kızdı, abine iki tane vurup kömürlüğe kitlediydi... abin kömürlüğün camından atlayıp kütahya'ya kaçtı, benim tansiyonum 22'ye çıktı... abini bi hafta sonra bulabildik. 14 yaşına kadar da yatağa işedi...
    - ay yeter anlatma anne, bilsem söölemezdim çişimi... ne o, babam bana sevgi gösterisinde bulunmuş, nerdeyse aile faciası be! hay düğme burnum kopaymış...
    - elleme burnuna! anneyle konuşurken burunla oynanmaz...
    - hay ağzına sağlık annee; azarla azarla... oh be rahatladım... ne o ööle ''bıcırık'' filan... nerdeyse ruh sağlığım bozuluyodu... insan öz kızını aniden sever mi?

    --- spoiler ---