ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
tarık akan
-
yine yanlış uzun gitti.
kanıtlarım var bilgisayar oyununun içindeyiz
-
oyundaysak ver ordan 1 milyon dolar bana, ben de oynayayım azıcık.
debe edit: akdeniz üniversitesi hastanesi kemik iliği nakli servisinde yatan çocuk hasta için acil 0 rh + trombosite ihtiyaç varmış. verebilecek olanların `@cloudy and kinky` ile iletişime geçmesini rica ediyoruz.
xiaomi ceo'sunun iphone kullanması
-
siz lcw ceo’sunun da lcw giydiğini sanıyorsunuz sanırım.
yaşar kemal'in cenazesinde hiç başörtülü olmaması
-
yaşar kemal'in değil başörtülülerin eksikliğidir.
bilimle sanatla uğraşırken bulgur pilavı yemek
-
bir şey icat etmesi an meselesi olan bir bilim insanı ya da müthiş bir sanatçıyım. twitter'dan bi' arkadaşıma ''naber lan yarrağım. yok mu akşama 3 banko'' yazsam 4 bin rt alıyor ve bunu aforizma zannedenler de her platformda altına ismimi yazıp paylaşmaktan imtina etmiyorlar. kişi başına 1.3 metre fular düşen ortamların vazgeçilmez tartışma konusuyum. arada sırada saçma sapan konuşuyorum ve ekşi sözlükte de ''x(298)'' şeklinde sol frame'den düşmüyorum. benim bir hıyar olduğumu düşünler de çok, müthiş bir herif olduğumu düşünenler de. yalnız otisabi beni çok seviyor. başlığıma gelip, ben dahil hiç kimsenin anlayamayacağı türden, 9 paragraflık bir yazı yazıp beni övüyor. bir yandan tezle falan da uğraşıyorum. konferanslara katılıyorum, söyleşilere katılıyorum, uzaklara bakmalı filmlerde 5 dakikalık yan rollerde oynuyorum, twitter'da zeki demirkubuz falan takip ediyor beni. acayip bir yaşam.
sonra bir gün, annem arıyor:
- oğlum hiç uğramıyorsun unuttun bizi.
- anne vakit bulamıyorum. boynuma fular geçirdim geçireli ebem sikildi. o söyleşi senin, bu söyleşi benim, memlekette adam kalmamış gibi kolumdam tutan çekiyor.
- yarın akşam gel bi görelim.
- programa göre gelirim anne, programıma bakmam lazım.
- gelirsin gelirsin..
sonra gidiyorum eve. yemekte bulgur pilavı var.
sanatmış, bilimmiş, aykırılık, farklılık, bienal, tez, kadife ceket, kirli sakal, aralara aklar serpiştirilmiş saçlar. hiçbirinin bir önemi kalmıyor o bulguru kaşıklarken. bariz olarak soğanla bulgur pilavi yiyorsun. 3 saat sonra habertürk'te murat bardakçı ve ilber ortaylı'nın karşısında bir sürü acayip şeyler anlatacak olmamın hiçbir değeri yok.
bilmiyorum, kafam çok karışık. bulgur pilavı çok acayip bi yemek. insanın tüm sanat hayatını sikip atabilir gibime geliyor.
bak oğlum, şimdi bienalde falan böyle ilginç insanlara denk geliyorsunuzdur. kadına bakıyorsun, melankolik, suskun ve hüzünlü. siyah giyinmiş, zarif bir yürüyüşü var. sanattan anlıyor. bu kadının bulgur pilavı yediğine kim inanır ya. hayal edemiyorum lan ben.
hayallerimin sınırını bulgur pilavi çiziyor. inanılmaz bir olay.
cemal süreya
-
su gibi akar kaleminin ucundan bütün kelimeler.
''bir gün seni bırakırım ya
tütünü bırakmak gibi bir şey olur bu
evet, gün geliyor, bıkıyorum senden,
ama istanbul'dan bıkmak gibi bir şey olur bu.''
mehmet ali birand
-
son yıllardaki yazılanlara baktım da çoğunlukla kendisini döneminde takip edememiş gençler yazmış. size şöyle örnek vereyim bugün yaşasaydı mültecilerin ve yasadışı göçmenlerin ülke için ne kadar faydalı olduğundan bahsederdi. oradan anlayın durumu.
ülkelerin birey olarak karşılıkları
-
japonya - en ön sırada oturan gözlüklü öğrenci.
bir filmin tamamını anlatan tek repliği
-
" sevgi neydi? sevgi emekti. "
selvi boylum al yazmalim
albert camus
-
"firtinanin siddeti ne olursa olsun, marti sevdigi denizden asla vazgecmez."
albert camus
pazar sabahı 8 tane kızın bugün buluşalım demesi
sen çok yanlış gelmişsin kardeş
-
adres tarif etmek hadisesinde bir akım, bir ekol.
bilginizi karşı tarafa, ufak bir aşağılamaya 'acını paylaşıyorum' mesajı katarak aktarma sürecinin başlangıcı.
2015 genel seçimlerinde mhp'nin %25 oy alması
-
ihtimali bile uzuna kürt sorunu yok dedirtmiştir. 30'u falan zorlasa kürt yoka kadar gider.
bir işten sonuç alana değin o işi gizlemek
-
pek hınzırca bir taktir. örneğin delicesine roman yazarı olmak istiyorsunuz. ilk romanınız çıkana değin kimseye bahsetmezsiniz bundan... çünkü biri öğrenirse sen de bir halt yazamazsan o kişi sürekli seni dürtecekmiş gibi kuruntulara kapılırsınız. örneğin üniversiteye gittiğiniz hâlde herkesten gizli üniversiteye giriş sınavına girersiniz. ancak güzel bir sonuç alınca millete haber verirsiniz. bunun gibi bir şey işte... bu şeyi tek bir sözcüğe indirgemek istedim ama başaramadım.
umut sarıkaya tipi mutsuzluk tanımları
-
cekirdek kabugu ve dondurma kagitlari dolu tabakla vantilatorun onunden gecmek.