hesabın var mı? giriş yap

  • dün can havliyle çocuklarımı okula almaya gittiğimde hepsi sınıflarını kümeler halinde bir araya toplamışlardı. özellikle anaokulu çocuklarını görmeniz lazım civciv gibi yapışmışlar bacaklarına, kollarına. deprem olduğunu anlamayan öğrenciler bile korkmuştu. çünkü normal olmayan bir şeyler vardı herkes bahçedeydi. küçük kızım '' anne midem bulanmaya başladı öğretmenim arkadaşlarımla birlikte bizi dışarı çıkardı.'' dedi. o hengamede çocuklar korkmasın diye ellerinden geleni yaptıklarından adım gibi eminim.

    o an düşündüm de acaba kendi çocukları nerede, muhtemelen onların da çocuklarına bir öğretmen sahip çıkıyordur. çocuklara sahip çıktıkları ve soğuk kanlı oldukları için çok teşekkür ediyorum. iyisi, kötüsünü bir yana bırakıyorum ama böyle durumlarda gerçekten bir anne- baba yerine geçebiliyorlar. bahçede o çocuklar korkmasın diye oyun oynayan, dans eden öğretmenlerin yaş gözetmeksizin ellerinden öperim, işleri çok zor allah yardımcıları olsun.

  • doğru kelimeleri bulamıyorum.. belki çok yanlış bi şekilde ifade edicem ama "ibnelik" gibi bir şey baba olmak. 22 saattir babayım ve ilk kez bir erkeğe aşık oldum. oğlum benim ya..

  • off.. liseliler ve sözelciler uzun uzun ıkınmış yiv setmiş de, ucu sivri de ondan mış ta. oysa adamın sorduğu niye anında ölüm oluyor diye.

    bütün olay hidrostatik basınç denen fiziksel hede. insan vücudu %90 sudan ibaret olan bir et torbası. sıvılar sıkıştıralamazlar. dolayısıyla kinetik enerjiyi yayan hidrodinamik şok dalgası bütün vücuda yayılırken nörolojik sensör görevi yapan hücrelere yoğun baskı uygular. biz bunu gözde ani bir ışık patlaması ve arkasından gelen bayılma olarak yaşarız. ölüm hadisesi bu bayılma esnasında yaşanan kan kaybından oluyor. beyinden vurulma ise zaten ölüm.

  • şu an orada yaralı insanlar varken hâlâ "kaçak elektirik" espirisi yapabilecek kadar vicdan yoksunu kisiler var. hayatın boyunca hiç mi bi' başkası için ağlamadınız lan, nasıl bu kadar kötü olabiliyorsunuz?

  • vakt-i zamanında yüzme bilmediğimi unutup havuza mutena saltolarla dalmıştım da, "ulan boğuluyoruz yaa şuna bak" diye düşünürken biri gelip almıştı beni dipten.

  • sebebi her ne olursa olsun, açık ve net söylüyorum her ne olursa olsun, size şiddet uygulayan erkekler.

    seneler evvel üniversite hazırlık yıllarımda, bir sınıf arkadaşıma sevgilisi olan erkek şiddet uygulamış, arkadaşım ağlıyor. olayı şans eseri, ders veren kadın hocamız görmüş:

    hoca: kızım arada sana vuran çocuk kimdi?
    arkadaş: erkek arkadaşım hocam.
    h: gel benimle, hakkında şikayetçi olalım.
    a: olmayalım hocam, aslında oyle biri değil. bir anlık sinirle yaptı.
    h: bu işin bir anlık siniri olmaz evladım. bir anlık sinirle annesini de dövüyor muymuş?
    a: ben biraz da üstüne çok gittim, beni çok sevdiği için böyle oldu.
    h: yavrum saçmalama. sevgiliyken sana vuran kişi, yarın evlendiğinde "bir anlık sinirle" seni öldürür de.
    a: hocam şöyle hocam böyle...

    h: bak herkesin ortasında söylüyorum, bu çocuktan ayrılmazsan yemin ederim seni geçirmeyeceğim. git istediğin yere şikayet et. burası sadece ingilizce hazırlık değil. ben kendimi sizi üniversiteye hazırlayan bir mentor olarak görüyorum. bu dediklerin üniversite havasını solumuş bir kadına asla yakışmaz. sebebi ne olursa olsun şiddetin bahanesi olamaz.

    sonraki 3 ay boyunca hocamız o kıza resmen terapi yaptı, fikirlerini değiştirdi ve sorunsuz ayrılmasını sağladı. gerçekten bir ingilizce öğretmeni oturdu bir dönem bununla uğraştı. belki de olası bir mutsuz evliliği ya da hatta kadın cinayetini engelledi.

  • tercihimi merkeze uzak luks evden yana kullandigim karsilastirmadir. beyoglu'nda restore edilmis kucuk bir studyo dairede senelerce oturduktan sonra simdi bana gore merkeze kesinlikle uzak olmayan gokturk'te luks bir daireye tasindim. tikis pikis yasadigim kucuk bir studyodan sonra yayila yayila yasadigim bir evde,senelerce isteyip de evimden dolayi asla sahiplenemedigim kopegimle beraberim. fiyat olarak cok da fazla farketmiyor. o kucucuk ev icin dort haneli bir rakam oduyordum. simdi biraz daha fazlasina residence ta oturuyorum. cihangir'de oturan arkadasim bana her geldiginde kararsizlik deryalarina daliyor. kendisinin banyosu ve mutfagi les gibi olan, kucucuk odali evine benden daha fazla kira odemesi gibi bir gercek var. ama o merkezin cazibesinden vazgecemiyor, istedigi dakika sokaga adim atip, tanidiklariyla karsilasma,bir mekana gitme aliskanligini terketmek istemiyor. kisacasi sakin bir yasama gecis yapmak kendisini korkutuyor.

  • karayollarına ait olmayan bir aracın, kuralları bilmeden yaptığı hareket sonucu oluşan kaza. gündelik hayatında otomobil veya motosiklet kullanan bir insan bu şekilde kontrolsüzce asla yola çıkmaz. buna benzer potansiyel kaza durumunu defalarca yaşadım ve dikkatli olarak, yol vererek kurtardım. ancak genelde 15-16 yaşındaki bu scooter sürücüleri durumun vahametinin asla farkında değiller.

    scooter kullanımı için de bir tür temel eğitim hatta a sınıflarından bir ehliyet zorunluluğu getirilmeli. böylece en azından temel kuralları öğrenmiş ve bazı refleksleri geliştirmiş olarak sokağa çıkarlar.

  • anadolu çomü'lerine dert olan bira kutusudur. isteyen istediğini içer size ne kardeşim ha benim kafama takılan tek nokta kutuyu çöpe atsa iyiydi.