hesabın var mı? giriş yap

  • başına bir şey gelmeyeceğinden emin olduğu için böyle çemkiriyor.

    türk halkının genel özelliğidir. ezebileceğini ezer acımaz.

    olayın ne olduğunu bilmediğim için haklıdır haksızdır diyemem ama karşısındaki kadın bir savcı olsaydı böyle bağıramazdı veya ne idüğü belirsiz bir maganda olsaydı ancak akşam twitterdan ağlardı.

    not: buradaki mevzu ezenle ezilenin mesleklerinden bağımsız... bizim memlekette gücü yeten gücünün yettiğini ezer. misal mağdur hanım ablamızın apartman görevlisi sadece onun kapısının önünü temizlemeden mesaisini bitirse büyük ihtimal bu sefer bağırıp çağıran taraf kendisi olacaktı.

    buna aslında hayatın her alanında şahit oluyoruz. adamın altında bmw bilmem ne modeli var yolda en üst hız sınırında sollama yapan şahin sürücüsüne 500 metre öteden sellektör yapmaya başlıyor ama aynı zibidi aynı hareketi bir audi q8 sürücüsüne veya bir makam aracına yapamıyor.

    gerçekten aile terbiyesi almış, kendini yetiştirmiş, sinirlerine hakim olmayı öğrenmiş çok küçük bir azınlık dışında maalesef durum böyle. eğitim sadece cehaleti alıyor...

  • banyoya girmeden evvel sen üşürsün diye soba ağzına kadar doldurulup gürül gürül yakılır. (bkz: termosifon) yakılır ve küçükten büyüğe aile sırasıyla banyo yapılır. banyodan çıktıktan sonra sobaya yakın oturtulur ki saçların kurusun zira bizim evde o dönemde saç kurutma makinesi yoktu. sağolsun halam çok sonra moulinex marka bir saç kurutma makinesi getirmişti alamanyalardan. bir de sobanın borusuna kurutma telleri takılırdı, üstüne yeni yıkanmış bir şey konulduğunda damlalar alev kırmızısına dönen sobanın üstüne düşer tıss tıss ederdi.

    en son kişi banyodan çıkınca harareti artık geçen sobanın üzerine dizerdi ekmekleri, kızartır yağlar verirdi. bir yandan (bkz: parliament sinema kulübü)nü izler bir yandan ekmeğimi yerdim. işte o an evde değişik bir koku ambiyansı olurdu. işte o kokuyu bir kere daha duyabilmek için...

    ... özledik be...

  • seneler seneler önce, orkidin daha yeni yeni tv de cikmaya basladigi zamanlarda kuzenimin basina gelmis bir olay.
    kuzen bir arkadasinin evine gitmis, aksam tv seyrediyorlar ev ahalisiyle birlikte. orkid reklami cikmis, yeni kanatli orkid falan filan diye.
    bunun üzerine ev sahibi laz amca su tarihi cumleyi söylemistir.
    "bu .mina kodugum ne ise, simdi de ucmaya basladi."

  • satın almak istemeyenlerin araması için yazılmıştır.

    - iyi günler, numaranızı "satılık değildir" ilanınızda gördüm.
    + haa anladım. satılık olmadığı için fiyat veremiyorum.
    - tamam. ben de almak istemediğimi söyleyecektim zaten.
    + peki, anlaştık o zaman.
    - almamak için ne zaman gelmeyeyim? bugün uygun mu?
    + yok, bugün müsait değilim. yarın öğleden sonra gelmeyin.
    - oldu, görüşmeyiz.

  • dolar 2.3 liradan 2.8 liraya çıktı. türkiye ekonomisi 800 milyar dolarlık bir ekonomi, yani dolar başına 50 kuruş kaybettik, ekonomimiz bir kaç ayda dolar karşısında 400 milyar lira küçüldü. mutlu musunuz akp'ciler?

    cevabını merak ettiğim soru.

    oha dolar 3 lira olmuş ya. bu hesaba göre 560 milyar lira kaybetmişiz. diyanetin 100 yıllık bütçesi anlayacağınız. (akp'liler için özel referans)

  • trt'de yayınlanan teşkilat adlı dizide, akp'nin suriye politikasını eleştiren genç kesimlere 'okkalı' bir cevap verilmiş. daha doğrusu diziyi yapan kekolar bunun okkalı olduğunu düşünüyorlar.

    özetle dizide bir karakter, "suriye'de ne işimiz var?" diye bir soru soruyor. diğer karakterler de "her masada varız, sen rahat ol" gibi aptal saptal ifadelerle genç karaktere yanıt veriyor. hatta bir yerde "döverim ben bunu" falan diyor bir karakter.

    fakat bu soruya verilen cevaplar da akp'nin "yalan üretim merkezi" videosunda olduğu gibi, sorunun altında kalıyor.

    kaynak

    bravo trt, bizim vergilerimizle bize saldırmaya devam et.

    sevgili akp, z kuşağını ve diğer genç kesimleri böyle kazanacağını zannediyorsan çoktan siki tutmuşsun ama haberin yok.

  • "sayın terim çok doluyum diyor. bir kere de dolu olma allah'ını seversen"

    "sahaya 11 tane fatih terim çıkmış. hepsi gergin"

    "letonya'yı en son 90 sene önce yenmişiz. kime bu afra tafra."

    "fatih hocanın yaptığını almanya hocası san marinolu gazeteciye yapmaz"

    "büyümek küçülmeyi bilmekten geçer"

    sözlerinin sahibi.

  • beter olsun. hadi bir gün telefonunu sattı, peki diğer gün ne satacaktı? sistemi eleştirmek yerine, olayı eleştiren bir adet toramanın sitemi. umarım insanlıktan nasibini alırsın.

  • abi anlamıyorum. adamlar %52 türk malı var içinde diyor.

    neyin %52'si. telefonun %100'ünden kasıt nedir?
    her parçayı mı bir mi sayıyorlar? mesela 100 parça var. vida, metal hepsini 1 saydık. 52 parça mı türkiye'de üretilmiş diyorlar...
    ya da telefon toplam 100 gram, 52 gramı mı türk malı?
    yazılım %100'ün neresinde?

    para olarak bakalım, 1 parça ya da 10 gram saydığın işlemci senin en pahalı elemanlarından biri. ram, işlemci, ekran, pil ve anakartı kendileri üretmiyor. ne kaldı ulan geriye?

    yeterli mühendis sayısı var ama ortaya ne çıkarmışlar kimse sorgulamıyor.

    not 1: bir elektronik eşyanın her bir parçasının türkiye'de üretilmesi imkansız. bu hastalıklı düşüncenin aynısı yerli araba muhabbetinde de vardı. %100 yerli olayı ütopya, kabulüm. aynı parçadan milyonlarca üreten firmalardan daha pahalıya daha dandiğini yaparsın. sürüm de ar-ge de onda çünkü.
    kaldı ki apple bile montaj dahil* üretimini dışarı* yaptırıyor.
    ama vestel bastıra bastıra "yerli üretimiz" diyor, yüzde veriyor ki salladığı anlaşılmasın, milliyetçi insanların duygularını kullanıyor sanki. sonra utanmadan "ithal telefonların vergisini arttırın" diye çığırıyor. ama kendisinin montaj için ithal ettiği parçalarla cari açığın yine anası belleniyor.

    not 2: ne kadarı yerli sorusuna bir cevap buldum.
    https://www.dropbox.com/…g/bwtcxncccae3wp3.jpg?dl=0
    elektronik olarak sandığımdan daha çok katkı sağlamışlar. yüzdelik dilimi neye göre belirlemişler hala bulamadım, tahminlere açık. en nihayetinde sonuçlar devlete vergi baskısını gerektirecek kadar "şımarmayı" haklı göstermiyor.

  • henüz hepsini izleyemesem de geçen gün anacığımla bi sahnesine rastlayıp bizi derin düşüncelere daldırmış olan dizidir.

    --- spoiler ---

    şu babası yunan oldu diye kendini yerden yere atan kızı izledik. ben bi yandan mandalinamı soyup diğer yandan çay içerken diziye direktif veriyordum:

    "tamam lan abartma yunansa yunan kaç yıl olmuş görmemişsin git sarıl öp babanı ağlama bu kadar" falan.. sonra kadın anam dedi ki ; düşünsene baban akepeli olmuş elinde ampullü bayrak eve geliyor ?

    --- spoiler ---

    düşünemedim !

    aboovvv içim titredi yemin ediyorum.. 3 dakika falan sessizce bakıştık. sonra karar verdik: evden kovarız.... canım babam akepeli olmadığın için teşekkürler seni çok seviyorum

    edit: debemin zamanlaması manidar olunca sosyal mesaj vermeden edemedim.. okuyun zaten eliniz paylaşa gidecek : imam hatipler kapatılsın!