hesabın var mı? giriş yap

  • 13 yıl oldu tanışalı, bu kadar zamandır kafa dengiyiz.
    evlendik, çoluk çocuk yaptık, yaş oldu 31. hala kafa dengiyiz.
    arada tartışıyoruz falan da iki insanın birbirini bu kadar iyi anlaması, tanıması, birlikte güzel vakit geçirebilmesi, birlikte yapılan her şeyden keyif alması, sıkılmaması çok çok güzel bir şey.

    evleniyorsanız bu sebepten evlenin. bir türlü anlaşamadığınız, evli değilken bile birlikte vakit geçirmekten hoşlanmadığınız insanlarla evlenmeyin. zevkleriniz benzer olsun.
    evliliğinin ilk gününden beri ayrı odalarda tv izleyen insanlar tanıyorum, on senelik falan evliler. televizyon bu ya, ne kadar önemli bir şey olabilir içinde.

    sizi mutlu eden şeyler o yanınızdayken sizi daha çok mutlu etsin. onsuz eksik hissedin her zaman. eksikliğini hissetmediğiniz, basit bir şeyi bile paylaşma ihtiyacı duymadığınız biriyle evlenmeyin. bağımlı değil, bağlı olduğunuz biriyle evlenin.

    kafa dengi biriyle yapılan evlilik güzeldir. siz de öyle birini bulun. yoksa evlenmeyin.

  • link
    vahim yazının başlığı: umarım büyükelçinin sözleri doğru değildir
    her koldan ayrı satılmışız benim masum halkım.

    --- spoiler ---

    iki sene önceydi.

    güney kıyılarımızdaki bir tatil sitesinde, türkiye’nin dışişleri bürokrasisinde önemli görevler üstlenmiş, sonrasında da chp milletvekilliği yapmış ve benim de çok sevip, saygı duyduğum bir ağabeyim ile karşılaştım.

    uluslararası ilişkiler konusunda türkiye’deki en duayen isimdi.

    deniz kenarındaki sohbet kesmeyince, akşam bizi yemeğe davet etti.

    yemekte elbette konu siyasetti ve ister istemez chp’nin yerel seçimlerdeki başarısına geldi.

    “senin başarı dediğin chp’yi sağa çekerek, türkiye’yi iyiden iyiye sağa çekme projesinin yerel ayağıdır” diye kestirip attı.

    şaşırdım.

    “chp genel başkanı kemal kılıçdaroğlu bir dış projedir. nasıl ki, akp bir dış proje ise ve okyanus ötesinde kotarıldığı ve desteklendiği artık ayan beyan ortada ise, kemal kılıçdaroğlu da öyle bir projedir. chp’yi atatürk çizgisinden çıkarmak, türkiye’de din eksenli bir dualite kurup yeni bir fay hattı yaratmak üzere gelmiştir göreve” dedi.

    ona göre kılıçdaroğlu da bop’un gerçekleşmesi için destek ayağı idi.

    “abi yapma, adam genel başkan olsun diye ben bile yazdım. bende mi bu projeye destek verdim yani” dedim.

    “öyle bir ortam oluşturulur ki, farkında bile olmadan böyle bir projeyi farkına bile varmadan herkes destekleyebilir. zaten projenin iyisi öyledir. öyle bir pakete koyar ki, sen doğru bir şeyi desteklediğini zannedersin. emin ol kılıçdaroğlu akp’yi yaşatma ve kalıcı hale getirmek için oradadır.” dedi.

    ne yalan söyleyeyim, iddialarını abartılı buldum. hatta biraz da kızdım.

    seçim öncesi mali attı.

    “bak kazanmamak için kendini aday gösterdi” diyerek.

    önceki gün yine bir mail attı.

    “istifasını istiyorsun ama etmez. çünkü işi bitmedi. daha yerel seçimler var. onu da kaybettirmeden bırakmaz” diye yazmış.

    bu iddialarını hiç inanmamış ve şahsi öfkesine, kızgınlığına bağlamıştım hep.

    ama dünkü gelişmeleri ve parti içindeki kumpasları görünce içime bir kurt düşmedi değil.
    --- spoiler ---

  • korkunç bir yorum, provokasyona açık ve savaştan bile daha çirkin ukrayna'nın sürekli türkiye'yi savaşın içine çekme çabası.

    edit: sal bizi ukrayna, bu işe girerken sırtını sıvazlayan biz miydik ?

  • en büyük gizem bilinçtir. beyin denen biyokimyasal et yığınından o muazzam farkındalık nasıl çıkar, işte asıl soru ve gizem bu. bilinç belki bilinen evrenin en büyük gizemi ve çözümü bize hem en uzak hem en yakın zor problem.

  • yanlış anlamadıysam istanbul havalimanı’ndaki thy görevlisi adamı kabaca “tipi güven vermiyor” diye uçağa almamış. gidip de dönmeyebilirmiş. olay bu şekildeyse fantastik derecede saçma. sana ne amk, bir mahzur görürlerse brezilya’dan geri çevirirler adamı. sen brezilya’nın gümrük polisi misin?

    bir de öncesinde yalandan pnr numarası tutmuyor diye ayak yapmış üçkağıtçı hokkabazlar. sırf o yüzden bile bilet ücretini iade etmeleri lazım. inşallah bu arkadaş mahkemede hakkını tazminatıyla alır.

    10 üzerinden 11 rezalet. evet 11.

    edit: alınmama talebinin brezilya’dan gelmiş olabileceğine ve deport durumunda masrafların türkiye’ye ödetileceğine dair bilgi mesajları geldi. o zaman niye pnr numarası üçkağıdı çekiyorsunuz adama? açıkça söyleyin. adama tekrar bilet aldırmışsınız, onun da iadesini kabul etmiyorsunuz. adamın kaybettiği para, vakit, yaşadığı sinir stres vs. her türlü mağdur. havayolu firması mısınız, tokatçı filmindeki şevket altuğ musunuz?

  • 1- 4.4 milyar yıl önce mars büyüklüğünde olduğu düşünülen ve "theia" adı verilen bir gezegen saatte 4 km hızla dünyamıza çarpıyor.

    2- çarpışmanın şiddeti dünya ile theia'nın mantosunu büyük ölçüde birleştiriyor.

    3- çarpışma sırasında mantonun bir kısmı da uzaya fışkırıyor; fışkıran parçalar dünya yörüngesinde zaman içinde birleşerek kütleçekimin de etkisiyle yuvarlak olan uydumuz ay'ı oluşturuyor.

    bilgi: bu bir teoridir ve doğruluğu henüz ispatlanmış değildir.

  • dün akşamüstü bisikletimle işten dönüyorum. sağdan ağır ağır pedal çeviriyorum. karşıdan bir yaya gözümün içine baka baka geliyor. kaldırım boş olduğu halde yoldan yürüyor. gidiş yönünün tersine, bana doğru yürüyor. 50 metre falan göz göze birbirimize doğru ilerledik. hiçbir şekilde kaldırıma çıkmaya niyetlenmedi. çarpışmaya 3-4 metre kala sağ elimi omuzdan geriye doğru açtım ve "şapalağı yersin" dedim. o noktada kaldırıma çıkmasaydı gerçekten gelişine yapıştıracaktım. neyse ki çekildi. hikaye bu kadar.

  • arada böyle boş bomboş entrylere denk geliyorum. hani vardır ya uyku öncesi ne var ne yok.

    iki dakika boş vaktim var; iki sorum var cevaplarsanız sevineceğim;
    1) bu varoş kadın kim?
    2) siz bu varoşları neden takip edip, her söylediklerini ve her yaptıklarını sanki önemli bir insan yapmış gibi sözlüğe taşıyorsunuz?

    (forum mode off).

    bir adet varoş kadın sözü. herkes ister sen alırsın. alırsııınnnnnn evet evet alırsınnnnn.

  • başka bir mülakat sırasında, bir danışmanlık şirketinin işe alım uzmanı ile gelişen bir diyalog;

    +: şirketin işe alım uzmanı
    - : ben

    + müşteriniz sizden bir konuda acil bir sunum istedi. müdürünüz 1 saat içinde bu sunumu hazırlamanızı ve müşteriniz gelince onlara sunmanızı bekliyor. ama konuyu hiç bilmiyorsunuz, en ufak bir fikriniz bile yok, ne yaparsınız?
    - bu konuda bilgi sahibi olan takım arkadaşlarıma danışırım.
    +bu konuda bilgi sahibi olan kimse yok ekipte.
    - o zaman müdürüme sorarım, nasıl bir yol izlemem gerektiğini.
    + müdürünüz de bu konu hakkında bilgi sahibi olmadığını, müşteriden acil istenen bir sunum olduğunu ve sizin halletmeniz gerektiğini söyledi.
    - konuya bağlı olarak şirket içi belgelerden, eğitimlerden veya internet üzerinden araştırma yaparım. en kısa sürede bulabildiklerimi derleyip sunumu hazırlarım.
    + bu konuyla ilgili şirketinizde bir bilgi veya doküman bulunmuyorsa?
    - o zaman bu sunumu yapmak için doğru adres değiliz demektir. belki de müşteri yanlış bir şirketten yanlış birşey istemiştir, karıştırmıştır. en önce bunu kontrol ederim.
    +... (gülümseme ve sessizlik)

    hayır nasıl profesyonel bir şirketsek artık, sahip olduğumuz hiç birşey yok. sadece müdür, müşteri ve ben varız sanırım. insanın çalışası gelmiyor zaten bu sorulardan sonra.